|  | Filistin'de Bugüne Nasıl Gelindi? |  | 
|  08-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Filistin'de Bugüne Nasıl Gelindi?Filistin'de Bugüne Nasıl Gelindi?1897 yılında Basel'de toplanan I  Dünya Siyonist Kongresi'nde  alınan kararlar birer birer hayata geçirildi ve Filistin topraklarının büyük  çoğunluğu Müslümanların elinden çıktı  Siyonizmin bölgeye girişi ile Ortadoğu'da  çatışmalar ve savaşlarla geçecek bir dönem başlıyordu  Siyonizm, sanıldığının aksine 19  yüzyılın sonlarında gündeme gelmiş bir fikir değildir  Muharref Tevrat'ta "Dünya Krallığı"nın merkezi haline gelecek bir Yahudi  Devleti'nin kurulacağından bahsedilir  Dolayısıyla bir kısım Yahudiler  tarafından benimsenen Siyonizm'in tarihi Tevrat kadar eskidir  Siyonizm'in  vazgeçilmez hedefi olan bu devletin sınırları Tevrat'ta şöyle tarif ediliyor:  "Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak  Sınırınız çölden Lübnan'dan  ırmaktan, Fırat Irmağı'ndan Garp Denizine kadar olacaktır  Önünüzde kimse  duramayacak, Allah'ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak  basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır  " (Tekvin Bölümü, 12/25) Bazı Yahudiler kendilerine vaat edildiğine inandıkları bu topraklara kavuşmak amacıyla, ilk resmi adımı 29 Ağustos 1897'de Basel'de I  Siyonist Kongre'yi  düzenleyerek attılar  Siyonizmin "Vaat Edilmiş" Toprakları Theodor Herzl, başkanlığını yaptığı bu kongrede kuracakları Yahudi Devleti'nin sınırlarını şöyle açıklıyordu: "Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır  Güneyde de  Süveyş Kanalı'na; sloganımız Davud ve Süleyman'ın Filistin'i olacaktır  " (The  Complete Diaries of Theodor Herzl, Theodor Herzl, cilt 2, s  711) Herzl, bütün dünya Yahudilerinin vereceği destekten emin olarak, Kongre'de şunları da söylemişti: "Basel'de ben Yahudi Devleti'ni kurdum  Eğer bunu yüksek sesle  söylersem bütün dünya güler  Fakat beş sene içinde veya elli sene sonra herkes  bunu böyle bilecektir  " (The Complete Diaries of Theodor Herzl, Theodor Herzl,  cilt 2, s  581) Gerçekten de İsrail, Herzl'in söylediği bu sözden 50 sene sonra kuruldu  Herzl'in söylediğinin bu kadar isabetle gerçekleşmesinin nedeni  neydi? İleri görüşlülük konusundaki büyük yeteneği mi? Yoksa İsrail kurulana  kadar uygulanan Siyonist planın ilk bölümünün, büyük bir örgütlenme sayesinde,  her adımı hesaplanarak sonuca ulaştırılması mı? Filistin'de kurulan İsrail Devleti de Siyonistleri tam anlamıyla tatmin etmemiş, daima Muharref Tevrat'ta vaat edilen toprakların tamamının ele geçirilmesi hedeflenmiştir  Theodor Herzl Kutsal Toprakları açıkladıktan 88 yıl sonra, İsrail ordusunun  komutanı Moshe Dayan, mevcut Yahudi Devleti'nin sınırlarını yeterli bulmayacak  ve şunları söyleyecekti: "Eğer Kitab-ı Mukaddes'e sahip çıkıyorsak, eğer  kendimizi Kitab-ı Mukaddes'te yazılı olan halktan sayıyorsak, Kitabın yazdığı  topraklara da sahip olmamız gerekir  'Hakimlerin, patriklerin, Kudüs'ün,  Hebron'un, Jeriko'nun ve daha pek çok yerlerin toprakları    " (Jerusalem Post,  10 Ağustos 1967) İsrail Devleti'nin Filistin toprakları Siyonizmin ilk hedefiydi  İlk Siyonist Kongre'nin yapıldığı dönemde, bu topraklar Osmanlı  Devleti'nin elinde bulunuyordu  Bu nedenle Yahudi liderlerin ilk işi, Filistin'i  Osmanlı'dan koparmak üzere çalışmaya başlamak oldu  Theodor Herzl bu amaçla  birçok defa İstanbul'a geldi  Abdülhamit siyonist Lider Herzl'i İstanbul'dan kovuyor Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu ekonomik bunalımdan faydalanarak Filistin'i satın almaya çalıştı  Böylece Yahudi Devleti yeniden kurulabilecekti  Parayla toprak satın alma girişimleri, Abdülhamit'in kararlı tutumuyla sonuçsuz kalınca, Siyonist hareket, Osmanlı'yı yıkmak için yoğun bir faaliyet başlattı  Herzl bu  durumu kendi sözleriyle şöyle açıklıyordu: "Siyonizmin amaçlarına ulaşabilmesi için Osmanlı'nın dağılmasını beklemeliyiz  Tabii bu son derece "aktif" bir bekleyiş oldu… Siyonistler, İsrail Devleti'ne izin vermeyen Abdülhamit'i kesin olarak saf dışı bırakmaya karar vermişlerdi  Abdülhamit karşıtı, bir iç muhalefet grubuyla iş birliği yapmak gerekiyordu  Yahudi liderler bu noktadan hareketle, Jön Türklerle iş birliği yapmaya karar  verdiler  Siyonist lider Theodor Herzl bu tarihi kararı şöyle dile getiriyor:  "Bir tek plan aklıma geliyor  Sultan'a karşı bir kampanya açmalı, bu iş için de  sürgün edilmiş prensler ve Jön Türklerle temas kurmalı  Siyonizim ve Masonluğun Abdülhamit'e Komplusu Mason locaları ve Siyonizm tarafından büyük bir destek gören Jön Türkler gerçekleştirdikleri 1908 İhtilali ile II  Abdülhamit'i tahttan indirdiler  Abdülhamit'in Türk siyasi hayatından çekilmesi ile Jön Türklerin bir kanadı  'İttihat ve Terakki Cemiyeti' olarak iktidarı devraldı  İttihat ve Terakki Partisi'nin iktidara gelmesi, Siyonizm için tam bir fırsat dönemi oldu  Yahudi ileri gelenleri, istediklerini daha rahat gerçekleştirebilmeleri için,  İttihatçılar tarafından devlet yönetiminin en stratejik noktalarına  atandılar  İttihat Terakki iktidarı içinde çeşitli kademelerde görev alan Siyonizm sempatizanı Yahudiler, Abdülhamit'in tahttan indirildiği 1908 darbesinin üzerinden daha üç ay geçmişken Filistin konusundaki isteklerini devlet gündemine getirmekten çekinmediler  Filistin'e yuhudi göçü başlıyor II  Abdülhamit zamanında Filistin'e Yahudiler için konulan göç yasağının  kaldırılmasını isteyen Siyonistler bunun için İttihatçıların ileri gelenlerini  kullandılar  Bu amaçla, Ruso, Masliyah, Ahmet Rıza, Enver, Talat ve Nazım  Beylerle görüştüler  İttihat ve Terakki'nin önde gelenleri olan bu kişiler,  Filistin'e Musevi göçünün yararlı olacağı kanısındaydılar  Hahambaşı, Meclis Başkanlığına seçilen Ahmet Rıza Bey'i tebrik için gittiği ziyarette göç ve toprak satın alma konusunu açtı  Meclis Başkanı teklifi kabul etti  Hahambaşı, Sadrazam'a da aynı şekilde bir nezaket ziyaretinde bulundu  Sadrazam  Hüseyin Hilmi Paşa da, yerleşim merkezi kurmak isteyen Yahudi göçmenlerine karşı  çıkılmayacağını söyledi  İttihat ve Terakki liderlerinin Siyonistlerin bu tekliflerini kabul etmesindeki asıl neden, kimi Yahudilerin bu Parti üzerindeki kuvvetli nüfuzuydu  İsrail Devleti'ninkuruluşu şidedti körükledi 29 Kasım 1947 günü ABD ve İngiltere'nin Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na yapmış olduğu yoğun baskı sayesinde İsrail Devleti resmen kuruldu  Ancak İsrail'in  kuruluşu bölgedeki kargaşayı daha da artırdı  Din dışı ve ırkçı bir ideoloji  olan Siyonizmin Ortadoğu'ya girmesi, Ortadoğu'da sonu gelmeyen kargaşanın  başlangıcı oldu  Peki, Ortadoğu'da Osmanlı İmparatorluğu'nun asırlar boyu  sağladığı barış ve güven ortamı tekrar hayata geçirilebilir  mi? Dergimizin ilk sayısından bu yana özellikle altını çizdiğimiz gibi Türkiye, dünyaya nizam vermiş bir cihan imparatorluğunun tarihsel mirasçısıdır  Türkiye bu tarihsel mirasa sahip çıkmalı ve başta Ortadoğu olmak üzere Osmanlı  coğrafyasına tekrar huzur ve güvenin gelmesi için başlatılacak girişimlere  öncülük etmelidir  Said ERCAN | 
|   | 
|  | 
|  |