Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adlandırılan, kişiler, olarak, tarihten, vampir

Tarihten Vampir Olarak Adlandırılan Kişiler

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihten Vampir Olarak Adlandırılan Kişiler





Elizabeth Bathory Nadasdy:
Elizabeth Bathory 1560 yılında Macaristan'da, Vlad (Dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu Ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu Ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı Elizabeth Bathory'nin amcalarnıdan biri "Şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da psikopatlardı

Elizabeth Bathory 15 yaşına geldiğinde 25 yaşındaki Kont Ferencz Nadasdy ile evlenerek Csejthe kalesine yerleşti Kont Ferencz Nadasdy çok cesur ve başarılı bir savaşçıydı, çoğunluğu Türk'lere karşı olan savaşlardaki cesaretinden dolayı "Macaristan'ın Kara Kahramanı" ünvanını aldı

25 yıllık evlilikleri boyunca Kont Ferencz Nadasdy'in savaşlara olan tutkusu bitmediğinden dolayı Elizabeth sürekli yanlız başına kalıyor, hayatı iyice sıkıcı hale geliyordu Aynada kendi güzelliğini saatlerce seyretmekten başka eğlence için kendine genç sevgililer buldu, hatta biriyle kaçmaya bile kalkıştı Daha sonra kendi ayaklarıyla döndü ve kocası onu affetti Bu olaydan sonra Elizabeth tabi ki boş durmadı ve biseksüel olan teyzesi Klara Bathory ile görüşmeye başladı
Büyük şatosunda Dorothea Szentes, bir diğer adıyla Dorka isimli yaşlı bir hizmetçi vardı Gerçekten cadı olan Dorka, Elizabeth'e kara büyü ve cadılığı öğretti, şeytani eğilimşeri için onu zorladı Bununla beraber alttaki mahzende Elizabeth hizmetçilerinin yaptıkları küçük hatalardan dolayı cezalandırmaya başladı Yaşlı hemşiresi Iloona Joo, hizmetçisi Johannes Ujvary ve genç bir kız olan Anna Darvula'nın da yardımıyla işkencelerini sürdürdü

Kurbanlarını çırılçıplak soydurup ön tarafını kamçılatıyordu Arka taraftan daha çok acı vermesinin yanı sıra, hoşuna giden şey kurbanın o sırada acı çeken yüzünü seyretmesiydi Bir başka şeyse, kurbanlarına en çok hassas yerlerine, tırnak altları gibi , iğne batırmayı sevmesiydi
1600 yılında kocasının ölümüyle beraber Elizabeth terör estirmeye başladı İlk olarak nefret ettiği koca tarafından akrabalarını göndertti Farkettiği korkunç gerçek ise, Elizabeth artık 40 yaşına gelmişti ve artık güzelliğini kaybetmekle karşı karşıyaydı Kozmetik ürünleri gözlerinin altındaki halkaları örtmeye bir derece yetiyordu

Ve birgün genç bir hizmetçi kız Elizabeth'in saçını tararken yanlışlıkla çekti O kızgınlıkla Kontes hizmetçi kızın yüzünü o kadar hızlı tokatladı ki, burnundan fışkıran kan kendi ellerine bulaştı Farketti ki, elleri 10 sene öncesine dönmüşçesine gencecik ve yumuşaktı Hemen Johannes Ujvary ve Dorka'ya kızı soymalarını söyledi Zavallı hizmetçiyi kollarından tutarak damarlarını kestiler Kanlarını küvete koydular ve kontes içine girerek banyo yaptı Emindi artık; güzelliğin sırrını bulmuştu, kan yaşam demekti


Bundan sonraki 10 yıl boyunca Elizabeth'in sadıkyardımcıları ona şatonun hizmetçisi olacakları vaadiylebir sürü genç kız getirdiler Şatoya getirilen kızlar sakatbırakılıp öldürülüyor bu sayede Elizabeth kanbanyosunu yapabiliyordu Bazen, genç kurbanların içgüzelliklerini kazanmak için kanlarını bile içiyordu Amafark etti ki, basit köylü kızlarının kanının güzelliğinde etkisi kısa sürüyordu Bunun üzerine kendi gibi asil, kraliyet kızlarını seçmeye başladı

Sorunsa Elizabeth'in artık çok umursamaz ve dikkatsiz davranışlarıydı Onlarca genç kızın kayıp olması üzerine kasabalı dedikodulara başlamıştı bile Sonunda Cstejthe şatosu hakkındaki kötü söylentiler Macaristan kralına kadar ulaştı Kral Elizabeth'in öz kuzeni Kont Cuyorgy Thurzo'yu şatoya sefer düzenlemesi için görevlendirdi

1600 yılında Csejthe şatosuna giren askerler dehşete düştüler Kanı son damlasına kadar akmış ölü bir kız şatonun girişinde yatıyor, başka biriyse her yerine halkalar geçirilmiş olarak canlı duruyordu Şatonun altındaki zindanda bazıları işkence edilmiş kızlar bekletiliyordu Burda 50 kızın cesetini buldular

1611 yılında mahkemesi yapıldı ve 650 kadar kurban ceseti şatoda bulundu Elizabeth'in dört yardımcısı ölüme mahkum edildi Kendisi ise kraliyet üyelerinden olduğu için hayatının sonuna kadar hapis cezasına çarptırıldı

Kendi kalesinin üst katını betonlarla çevirip yemek vermek için küçük bir boşluk bıraktılar Elizabeth hayatının geri kalan kısmını bu küçük yerde geçirmek zorundaydı 1614 yılında, hapisanesindeki 4 senesinde Elizabeth'in yemeğinin hiç dokunulmamış olduğun gördüler İçeri baktıklarında cansız bedeni ile karşılaştılarKanlı kontes öldüğünde 54 yaşındaydı
:Vlad Dracula:
Çoğu kişi, Bram Stoker' ın ölümsüz klasiği Dracula' yı yaratırken, gerçekten yaşamış olan tarihsel bir figürden etkilendiğini bilir: Vlad III Dracula ( Tepes );15yy' da yaşamış, Basarab ailesinden gelen bir Eflak prensi Eflak, Romanya' nın bir eyaletiydi ve kuzeyinde Transilvanya ve Moldavya ile, doğuda Karadeniz' le, güneyde de Bulgaristan' la çevriliydi Eflak, 13yy' da, Doğu Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Balkanlarda dalga dalga yayılan karmaşa sırasında ilk politik varlığını göstermiş bir bölgeydi İlk Eflak prensi (veya voyvoda da denir) Dracula' nın atalarından Büyük Basarab' dı(1310-1352) Ailenin iki düşman klana bölünmesine rağmen, Osmanlıların bir eyaleti oluncaya kadar, Eflak prensliğini Basarab ailesinin üyeleri yönetti Dracula, özgür Eflak' ın son prensiydi

Vlad Dracula' nın hayatını anlamak için, öncelikle Eflak toplumunun ve siyasetinin yapısını anlamak gerekir Eflak tahtı miras yoluyla yeni sahibine geçerdi; ama bu babadan oğula olmazdı Soylular, kraliyet ailesinden uygun birini voyvoda olarak seçerdi Orta çağdaki pek çok seçimli monarşide olduğu gibi, merkezi yönetim, kraliyet ailesi üyeleri taht için yarışırken, soyluların arasında paylaşılmış gibiydi Ayrıca Eflak siyaseti oldukça kanlıydı Suikast, rakipleri elemenin yaygın bir yoluydu ve pek çok voyvoda erken yaşta ve vahşice öldürüldü 15yy sonlarında, Basarab ailesi ikiye bölündü Prens Dan' ın takipçileri ve yaşlı prens Mircea' nın (Dracula' nın büyükbabası) takipçileri Kraliyet ailesinin bu iki dalı, birbirlerine rakiptiler Hem Dracula hem de babası Vlad II Dracul, tahta çıkana kadar Danestilerden ortaya çıkan rakiplerini öldürdüler

Eflak siyasinde önemli bir etkisi olan ikinci faktör güçlü komşulardı İslamiyetin yaklaşık olarak binyıl kadar Avrupa' ya girmesini engelleyen Bizans' ın son kalıntıları, 1453' te Fatih Sultan Mehmet' in Konstantinapol' ü fethetmesiyle yıkılmıştı Konstantinapol' un düşmesinden çok çok önce Osmanlılar Balkanların derinliklerine girmişti Dracula' nın büyükbabası, Yaşlı Mircea, 15yy' ın başlarında Sultan' a vergi ödemek zorunda kalmıştı Eflak' ın kuzeyi ve batısını çevreleyen Macaristan İmparatorluğu, 15yy da gücünün doruğuna erişmişti ve Hıristiyanlığın koruyucuğu görevini, yıkılan Konstantinapol' den devralmıştı 14 ve 15 yy boyunca Eflak prensleri, sadakatlarını, sürekli olarak bu iki güçlü komşu arasında değiştirerek, belli belirsiz bir bağımsızlık elde etmeye çalıştılar

Dracula, üç defa Eflak prensliği tahtına oturdu İlki, 1448' te, Türk' lerin yardımıyla oldu Bu ilk seferde, sadece iki ay yönetebildi Macaristan destekli Danesti oyunu ile tahtından indirildi ve sürgüne gönderildi Birkaç yıl sonra, bu sefer Macar' larların yardımıyla, Danesti prensi Vladislov II' yi öldürerek tekrar tahta oturdu Dracula' nın bu ikinci yönetim dönemi 1456 -1462 yılları arasındaydı Dracula' nın Türk' lere karşı en ünlü askeri kahramanlıklarını ve aynı zamanda en korkunç canavarlıklarını gerçekleştirdiği dönemdi


1462' de, Türk orduları Eflak' ı işgal ettiğinde, Dracula Transilvanya' ya, Macar Kralından yardım istemek için kaçmak zorunda kaldı Beklediği yardımı almak yerine, Macar Kralı tarafından hapse atıldı Bir kaç yıl, Macar Kralı Matthius Corvinus' un esiri olarak yaşadı Dracula' nın yokluğunda Eflak' ı, kardeşi ve aynı zamanda Osmanlı Sultanı' nın kuklası olan Yakışıklı Radu yönetti 1474-1475 gibi Radu ölünce, Sultan Danesti klanının bir üyesi olan Yaşlı Basarab' ı prens olarak atadı

Sonunda Dracula, Macar Kralı' nın desteğini kazanmayı başardı 1476' da Eflak' ı yeniden ele geçirdi Küçük ordusu, az sayıda sadık Eflak'lı, kuzeni Moldavya prensi Büyük Stephen tarafından gönderilen Moldavya' lılar ve Transilvanya prensi Stephen Bathory' e bağlı Transilvanyalılardan oluşuyordu Müttefikler, Basarab' ı ülkenin dışına gönderdiler ve Dracula' yı da tahta oturttular(Kasım 1476) Bununla birlikte, Dracula bir kez daha kontolü eline almış olsa da, Stephen Bawory Dracula' nın ordusunun çoğunu da yanına alarak Transilvanya' ya döndü Türkler, daha güçlü bir orduyla karşı saldırıda bulundu ve Dracula, Aralık 1476' da Bucherest yakınlarında Türklerle girdiği savaşta öldü Kafası İstanbul' a gönderildi ve Sultan kafayı, Kazıklı' nın öldüğüne kanıt olması için bir kazığa geçirip sergiledi

İSMİN ANLAMI


"Dracula" isminin anlamını araştıran bilimadamları arasında hatırı sayılır bir anlaşmazlık vardır İsim, açıkça Dracula' nın babasının takma ismine "Dracul" ilişkilendirilmiştir Romence "Drac" şeytan demektir, "ul" ise bir belirteçtir (Harfi tarif = Definitive article; ingilizcedeki "the" gibi") Bu durumda, Dracul; -"the devil"- yani şeytan anlamına gelir Romencede "-ulea" takısı "-oğlu" anlamına gelir, bu durumda da Dracula, Vlad III, "şeytanın oğlu" anlamına gelir Bu yorumu destekleyen uzmanlar, Dracula' nın babası Vlad II' nin bu lakabı zeki ve kurnaz politik manevraları sayesinde elde ettiğini iddia eder

İsmin ikinci yorumu daha geniş kabul görmüştür 1431' de,Vlad II, Kutsal Roma İmparator' u Luxemburg' lu Sigismund' a bağlı olan Ejderha Tarikatına (The Order of the Dragon) katılmıştı Tarikat, kendini Türklerle savaşmaya adamış şovalyelerden oluşuyordu Amblemi, bir haçın üzerinde, kanatlarını açmış bir ejderhaydı 1431' den sonra Vlad II üzerinde bu tarikatın amblemini taşımaya başladı Paralarının üzerine ejderha sembolü basılmıştı Ejderha, şeytanın sembolüydü ve sonuç olarak "dracul" un diğer anlamı ejderhaydı (dracul= dragon) Bu yorumla, Vlad II "Ejderha", onun oğlu Vlad III Dracula (Dracul - ulea ) ise "Ejderhanın oğlu" anlamına geliyordu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.