![]() |
Kültür Ve Uygarlık |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kültür Ve UygarlıkKültür ve Medeniyet Bilim adamlarının üzerinde en çok durduğu konulardan bir tanesi Kültür, medeniyet ve uygarlık kavramlarıdır ![]() ![]() Bilimsel olarak kültür kavramını anlatabilmek için yıllarca çalışılmış, üzerinde düşünülmüş yanlışa sapmamak için gayret gösterilmiştir ![]() ![]() ![]() Öyleyse üzerinde yıllarca çalışılan, düşünülen, yazılan, çizilen kültür ne demektir? Sözlük anlamının dışında, kavram itibariyle yaklaşık olarak 166 adet tanımı vardır ![]() Bu tanımların esasında bir milletin hayat tarzı ifade edilmektedir ![]() ![]() Güney Afrikalı bir düşünür yapılan tüm tanımlamanın genel anlamda özetini çıkararak kültürü şöyle tanımlamaktadır ![]() ![]() Görüldüğü gibi “ekin” demekle toplumların yaptıkları, hasat demekle yapılanların neticeleri, varlık demekle insanların yaşam tarzı ile kazanımları dile getirilmiştir ![]() Bozkurt Güvenç “Eğitim yol ise, kültür, yolcunun hayatı boyunca yaşayarak öğrendiklerinin tümüdür ![]() ![]() Kültür; bir milletin hayat tarzını ifade ederken, tarih sahnesine çıkışından günümüze kadar elde ettiği birikimlerdir ![]() ![]() Antropologlar kültürü 4 temel kavram üzerinde yoğunlaştırarak açıklamaktadır ![]() 1- Kültür, bir toplumun, ya da bütün toplumların uygarlık birikimidir ![]() 2- Kültür, belli bir toplumun kendisidir ![]() 3- Kültür, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesidir ![]() 4- Kültür, bir insan ve toplum kavramıdır ![]() ![]() Toplumsal bir olgu olan kültür oluşturulurken ne tarafa doğru yönlendiğimiz çok önemlidir ![]() ![]() Belki fert olarak sokakta yürüyüşümüz, tanıdığımıza selam verişimiz, ondan selam alışımız bir şey ifade etmeye bilir ![]() ![]() Cemil Meriç’e göre kültür, insanı insan yapan bilim, iman ve terbiyeden oluşan “irfandan” çok daha fakir bir kavramdır ![]() İngiliz tarihçi ve kültürolog Arnold Toynbee “Uygarlıktan insan toplumlarının, Batı, İslam, Uzakdoğu ve Hint-Uygarlığı diye sınıflandırılmasını anlıyoruz ![]() ![]() Uygarlık anlamında batı Avrupa dillerinde kullanılan sözcük civilisation, doğu İslam dünyasında ise medeniyettir ![]() ![]() Uygarlık antropolojik olarak “bir toplumun ya da toplumların birikimli kültürü” şeklinde ifade edilebilir ![]() Öyleyse uygarlık ve medeniyet aynı anlama gelmekle beraber toplumların kültürel birikimleridir ![]() ![]() ![]() Toynbee’nin ifadesi bir anlamda dünya uygarlığını dört temel esasa ayırmaktır ![]() ![]() ![]() Her canlı varlık gibi hareketli ve değişken olan kültür, buna bağlı olarak etkileşim içindedir ![]() Toplumlar arasında iletişim olduğu sürece kültürel etkileşimde devam edecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumların yaşayışından, kullandığı teknolojiden dolayı üstünlüğünden bahsetmek yerine, ahlak, iman, inanç ve kutsal değerlere olan saygınlığı, bağlılığı ile değerlendirmek gerekir ![]() Kültürler arası iletişim her zaman var olan bir durumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihte bir çok millet kendi kültürlerine sahip oldukları ve geçmişlerini unutmadıkları için yeniden bir araya gelme şansına sahip olmuşlardır ![]() Günümüzde kuşaklar arası çatışmadan söz edilmesinin ve tartışma konusu olmasının başlıca sebeblerinden bir tanesi geçmişe olan bağın zayıflığıdır ![]() Torun, dedeyi anlamakta güçlük çekerse; dede ile torun arasında sorun baş gösterir ![]() Çocuk; yazılı tarihini, edebiyatını, sanatını anlayamaz ve bir çok fraksiyonların peşinden koşarsa kimliğini tanımakta zorluk çeker ![]() Toplum olarak köklü bir geçmişe sahibiz ![]() ![]() ![]() ![]() Yani bizim kültürümüzün temelinde insan vardır ![]() ![]() Fert olarak bir şey yapılacaksa insan ve iman göz önünde bulundurulmuş, fertlerin böyle düşünmesiyle toplumun değer yargıları ortaya çıkmıştır ![]() ![]() Ancak günümüzde bu değerlerden uzaklaştırılıp, özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız bir takım sapma kültürlerin peşine sürüklenmek istenmektedir ![]() ![]() Kültürler ve değerler aile, okul ve arkadaş çevresinde oluşturulurken şimdilerde bunlar arasına daha etkin olarak kitle iletişim araçları girmiştir ![]() Bilinçli kullanılmayan bu araçlar gelecek neslin çok farklı yapıya bürünmesine neden olabilecektir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür Ve Uygarlık |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kültür Ve UygarlıkKültür - Uygarlık Kavramları Etkileşimi ve İlişkisi Dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle de ülkemizde kültür ile uygarlığın birbirlerine karıştırıldığını, birlikte ve birbirlerinin adıyla tanımlandığı görülür ![]() ![]() XX ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe’deki uygarlık sözcüğü Atatürk'ün öncülük ettiği dil devrimi yıllarında dile yeniden kazandırılmıştır ![]() ![]() ![]() Ziya Gökalp, uygarlık ile kültür kavramlarını, zamanın ruhuna uyarak, ayrı tutarken, çağdaş dünyadaki yaygın eğilimi yansıtıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Uygarlık ve Kültür kavramlarında ön plana çıkan ana temaları alt alta sıraladığımızda: Her uygarlık ya da her kültürde yukarıda sayılan özelliklerin tümü olmasa bile, hiç olmazsa bazıları vardır ![]() ![]() İçerik ve kapsam yönünden kültür ile uygarlık kavramlarına ilişkin görüşler üç kümede toplanmaktadır: 1- İki kavram arasında bir ayrım yapmayanlar (Tylor) Kültürün ilk bilimsel açıklamasını yapan Tylor, tanımına “kültür ya da uygarlık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Uygarlığın ne olduğunu başka başka tanımlayanlar vardır ![]() ![]() On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru İngiliz antropolog Taylor, Darwin'in evrim teorisinden de etkilenerek dünya yüzündeki kültürleri üç ana bölüme ayırmıştır ![]() ![]() ![]() Yirminci yüzyılın ilk yarısında antropoloji ve diğer sosyal bilimlerde araştırma yapanlar giderek Tylor'un teorisinin tutarsız olduğunu kavramışlar ve hiçbir kültür ürünün diğerine kıyasla üstün olmadığını saha araştırmalarına dayanarak ortaya koymuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2-Uygarlığı kültürden daha geniş kapsamlı sayanlar ( A ![]() Anglosakson sosyal bilimcilerinin çoğu Alman meslektaşlarının aksine, her toplumsal grubun bir kültürü olduğunu kabul etmektedirler ![]() ![]() Ünlü İngiliz tarihçisi A ![]() “Uygarlık, belki içinde bütün insanlığın, herkesi kapsayan tek bir ailenin üyeleri olarak, tam bir uyum halinde yaşayabilecekleri bir toplum durumunu yaratmak için girişilmiş bir çaba şeklinde tanımlanabilir ![]() Türkiye'de kültür ile uygarlık kavramlarını kesin olarak ayıran ve kültüre ulusal bir içerik kazandırmaya çalışan kişilerin başında kuşkusuz ki Ziya Gökalp gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Gökalp'in görüşleri, bazı küçük farklarla Mümtaz Turhan, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan gibi aydın ve düşünürlerce de ateşli bir biçimde savunulmaktadır ![]() 3-Kültürü uygarlıktan daha kapsamlı bir kavram olarak kabul edenler (Oswald Spengler) Bu görüşte olanların başında bir Alman olmasına karşın yukarıda değindiğimiz Germen ekolünün dışında kalan fizikçi-matematikçi Oswald Spengler gelmektedir ![]() ![]() ![]() Kendi içlerinde farklı alt-bileşenlerden oluşmakla beraber, uygarlık ile kültür’ün toplumsal yaşamın birbirinden ayrılamaz iki ana eksen olduğunu, uygarlıksız kültürün, kültürsüz de uygarlığın var olmayacağının altını çizmek gerekecektir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kültür Ve Uygarlık |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kültür Ve UygarlıkTÜRK KÜLTÜR VE UYGARLIĞI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME Türk tarihi alan olarak yalnızca Türkiye denen coğrafya parçası ile sınırlı bulunmamaktadır ![]() ![]() Türk Kültürü dendiğinde, Türk kavminin tarih sahnesine çıkışından başlayarak günümüze dek süregelen ve Türklerin yerleştikleri, yaşadıkları, bugün de yaşamakta oldukları yerlerde yarattıkları, bugün de etkinliğini sürdüren kültür anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Kültürü ise, Türklerin yerleşmesinden ötürü Türkiye denilen bu topraklarda onlardan önce de varolan, onların gelişiyle büyük bir değişikliğe uğrayarak devam eden ve günümüze ulaşan kültür anlamına gelmektedir ![]() Türk tarihinde belli başlı dört kültür değişim evresi mevcuttur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cevdet Paşaya göre; "Toplumlar ya da kültürler, canlılar gibi doğar, gelişir ve göçerler ![]() ![]() ![]() Her uygarlık, zirveye veya sona ulaştığında, kaygılanır, öz kaynaklarını araştırmaya başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() J ![]() ![]() Gerçek bir Hadis-i Şerif olup olmadığı bilinmeyen, “Adetlerinizi terk etmeyiniz ![]() ![]() ![]() Birinci Dünya Savaşı sonunda (1920) imzalanan Sevr Antlaşması ile İmparatorluğa son verilerek, Küçük Asya'nın etnik bölge halkları, bağımsız olarak yeniden yaratılmak isteniyor, Türk'lere Orta Anadolu ile Kuzeyinde geleceğe hiç de güven vermeyen bir sığınma bölgesi bırakılıyordu ![]() ![]() ![]() Uzun uğraşıdan sonra Cumhuriyet kurulmuştur ama Osmanlı'dan miras kalan yapısal-kurumsal çelişkiler Cumhuriyet döneminde sürmekte, su yüzüne çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enformasyon (Bilgi) çağının hüküm sürdüğü dünyamızda, tek sesli bir kültür birliğinin, en ilkel toplumlarda bile sağlanamadığı yadsınamazken, TÜRKİYE gibi bir kültürler mozaiğinde bu birliğin sağlanabileceği düşünülmemelidir ![]() ![]() ![]() CHARLES TAYLOR ve çağdaş bir ekibin son günlerde ortaya koyup, irdelediği multıculturalısm (çok kültürcülük); Bir toplumda farklı kültürlerin bir arada yaşamasını onaylayan bir tanınma politikasını yansıtmaktadır ![]() Bu görüşe göre; demokratik görüş açısından bakıldığında bir insanın etnik kimliği, o kişinin birincil kimliği değildir ![]() ![]() Liberal demokratik görüş açısından bakıldığında, bir insanın eşit tanınmayı talep etme hakkı vardır ![]() ![]() ![]() Kimliğimizin/Kültürümüzün kökenleri sorununa yaklaşımda bugüne değin süregelmekte olan yöntem: "önce kültürümüzün kökenlerini araştırmaya yönelmeli, sonra ulusal bileşime gidilmeli" biçiminde ortaya konulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ulusal bir Kimlik/Kültür bileşimine varmak için tutulacak yol; dünden bugüne gelmek değil, tam tersine bugünden düne gitmektir ![]() ![]() Atatürk’ün düşünce ve yorumlarındaki kültür=uygarlık özdeşliği, Antropolojinin kurucusu Tylor’ın (1871), kültür ya da uygarlık tanımını hatırlatır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devrimci Atatürk, insanı yaratan kültürü değiştirip yenileyebilmek için, geçmişle olan bağlarımızı bir yandan koparmaya çalışırken, evrensel uygarlığı besleyen tarihi pınarları onarıp açmaya çalışıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batılıların şüpheci ve isteksiz yaklaşımına karşın, Türk halkı da Batı'ya karşı önyargılarla doluydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özetleyecek olursak, Kemalist Batılaşma programı her şeyiyle Avrupalı olmayı hedefliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye-Avrupa ilişkileri, Soğuk Savaşa kadar iletişimsizlik ve yanlış bilgilenmeler sonucu oluşmuş bulunan 'Türk imajı'nın büyük ölçüde etkisi altında kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye kültürel bakımdan, dünyada benzeri pek kolay bulunamayacak bazı özelliklere sahiptir ![]() ![]() Türkiye'nin bugünkü kültürel birikimi iki farklı kaynaktan gelir: Birinci olarak, Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir mirasçısı, hem de onu yönetmiş olan bir mirasçısıdır ![]() ![]() ![]() İkinci olarak, Türkiye, Atatürk Devrimleriile bir çağdaşlaşma atılımı yaşamış ve bu süreç içinde, batılı değerler başta olmak üzere, çağdaş dünyanın kültürel değerlerini, Osmanlı Mirası üzerine aşılamış bir ülkedir ![]() Türkiye'nin bu iki özelliği bir arada ona, bugünkü dünyada başka bir eşi olmayan "Laik ve Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti" modelini Anayasasında kabul etmiş bir İslam toplumuözelliği kazandırmıştır ![]() Dolayısıyla, Türkiye, bir yandan tarihten gelen özellikleriyle bir İslam toplumunun kültürel niteliklerini, öte yandan Atatürk Devrimleri ile, bunların üzerine aşılanmış çağdaş kültürel öğeleri taşıyan bir toplumdur ![]() Bugünkü çağdaş uygarlık düzeyini oluşturan ülkeler, tarım toplumlarının kendi içlerindeki evrimleşme ile endüstri toplumuna geçmiş ve bu evrimi bugüne dek sürdürerek, bugün "bilgi toplumu", "bilişim toplumu", "uzay toplumu" gibi sıfatlarla anılan yeni bir aşamaya ulaşmışlardır ![]() Bu evrimleşme süreci sırasına düşünce alanındaki aydınlanma devrimi ile ekonomik alandaki endüstrileşme devrimi birbirine koşut ve birbirini destekleyen bir etkileşim içine ortaya çıkmışlardır ![]() İnsanoğlunun çevreyi algılayış metodu, dinsel dogmatizmden, bilimsel pozitivizme dönüşürken, aynı zamanda, tarım teknolojisinden endüstri teknolojisine, kırsal kültürden, kentsel kültüre, toplumsal ağırlıklı kimlikten, bireysel vurgulu kimliğe, geleneğin egemenliğinden hukukun üstünlüğüne ve nihayet otoriter ve totaliter siyasal rejimlerden demokrasilere geçilmiştir ![]() Bir paragrafta çok kısaca özetlenen bu bütünsel değişme, aslında insanlık tarihinin en uzun ve en kanlı dönüşüm sürecini simgeler ![]() ![]() İşte bu uzun ve kanlı oluşum içinde Osmanlı İmparatorluğu, iç ve dış öğelerin etkileriyle endüstrileşme sürecini ve onunla koşut olarak gelişen aydınlanma, kentleşme, bireyselleşme, hukuksallaşma ve demokratikleşme süreçlerini kaçırmıştır ![]() Bu geri kalma, ya da kaçırma olgusu sonunda, İmparatorluk, bu süreçlerde ilerleyen ve güçlenen ülkelerin denetimine girmiş ve böylece her türlü gelişme olanağını tümüyle yitirmiştir ![]() İşte tam bu noktada Türkiye Cumhuriyeti'ni bugün bir üyesi olmak için çabaladığı çağdaş ülkeler ailesinin öteki üyelerinden ayıran noktaya geliyoruz: Türkiye Cumhuriyeti, doğal ve normal bir endüstrileşme süreci ile, bir din-tarım imparatorluğunun kendi iç evrimleşmesi ile değil, bu süreci kaçıran bir toplumun, kendisini denetleyen ileri ülkelere karşı verdiği bir Bağımsızlık Savaşı ile kurulmuştur ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti, yirminci yüzyılın en büyük kültürel devrimini gerçekleştirmiş, siyasal ve toplumsal anlamda mucizevi bir başarının altına imza atmış bir toplumdur ![]() SONUÇ Küreselleşmenin sonucu olarak dünyamızın bu denli küçülüp ülke sınırlarının neredeyse ortadan kalkabileceği dikkate alındığında, önemli olanın, hiç bir kültürün diğer bir kültürü ezmemesidir ![]() ![]() ![]() Kültürün, insanın her yere birlikte götürmek zorunda olduğu, kendisinin görünmeyen gölgesi olduğu gerçeğinden hareketle, bugünün insanı ve bugünün toplumu çok kültürlü olmak zorundadır ![]() ![]() ![]() Türkiye’nin dramı, batı uygarlığı dışında kalmış bütün geri ülkeler gibi, “Ölmesini, bir anlamda ruhunu teslim etmeyi bilmeyen kavramlar ile, yaşama geçmeyi- bir anlamda-kendine özgü bir ruh edinmeyi bilmeyen olgular arasındaki amansız çatışmaydı ![]() ![]() ![]() ![]() Kültürsüz insan, çevresinde, okulda öğrendiklerine, bellediklerine yeni bir şey katmayan, katmak gereğini duymayan kimselere denilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bizler, babalarımızdan devraldığımız bilgileri dokunulmaz şeyler sayıp onları oldukları gibi çocuklarımıza aktarmaya çalıştıkça, ileri toplumlardan gelen kültür özelliklerini, toplum ya da ahlâk değerlerini benimseme çabasını hor gördükçe, düşünce kalıplarını kırmaya çalışanları vatan haini diye suçladıkça donup kalmaktan, kısırlaşmaktan kurtaramayız kendimizi ![]() İnsanlar ölümlüdür, ancak taşıdıkları ışık ölümsüzdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyleyse bu Batı Uygarlığı nasıl oluşmuştur, yaşamayı nasıl sürdürür, neden ve nasıl kendini yenileyebilir? Bu soruların bir tek yanıtı vardır: Bilgi ve eğitim ![]() |
![]() |
![]() |
|