Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimadamlarının, ilginç, özellikleri

Bazı Bilimadamlarının İlginç Özellikleri

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bazı Bilimadamlarının İlginç Özellikleri





Bilimadamları da hepimiz gibi insanlardırOnların da zaafları,aşırı davranışları ve bir takım saplantıları olabilirBu özelliklerin çoğu bize garip görünebilir Aslında bunların hepsi normaldirZira onlar kendi konularında çok farklı olsalar da sonuçta bize benzerlerAlmış olduğum notlarda bana ilginç gelenlerin birkaçını paylaşmak istiyorum
*
Carolus Linnaeus,kendisini aşırı derecede üstün gören bir kiÅŸiliÄŸe sahipti Övünmeyi o kadar ileri götürmüştü ki,dünyaya o güne dek kendisinden daha büyük botanikçinin gelmediÄŸini ileri sürmüştüBulduÄŸu sınıflandırma sisteminin, bilim dünyasının en büyük baÅŸarısı olduÄŸunu sık sık açıklıyorduOnun bu gibi övünmelerine şüpheyle bakan kiÅŸileri affetmez,adlarını zararlı otlara vereceÄŸini söylerdiLinnaeus’un bir diÄŸer aşırı özelliÄŸi ise sekse olan yoÄŸun ilgisiydiBazı çiftkabuklular ile diÅŸilerin cinsel organları arasındaki benzerlik onun ilgisini çok çekiyorduBir midye türünün belli bölümlerine vulva,labia, pubes,anüs ve himen gibi isimler vermiÅŸtiBitkileri sınıflandırmasını üreme organlarının doÄŸasına göre yapmıştıBir de bu bitkilere aşırı seviyede insanlara özgü cilveler yakıştırmıştıÇiçekler ve çiçek davranışları için yaptığı açıklamalarda ‘rastgele cinsel iliÅŸki’,’kısır metres’ ve gerdek yatağı’ gibi benzetmeler yapardıBu durumda elbette birçok kiÅŸi kendisini yadırgıyordu
*
Benjamin Thompson’un yaÅŸamı boyunca edindiÄŸi unvan ve yaptığı görevlerin listesi hayli uzundurSosyal yaÅŸamında kont ve sir ünvanları aldığı gibi devlet adamlığı ve askerlik yapmış,bu arada bilim tarihine adını da yazdırmıştır1772 yılında,zengin bir dul olan Sarah Walker ile evlendiNew Hampshire’de bugün Concord olarak adlandırılan Rumford’a yerleÅŸtiHenüz 19 yaşındaydı ve karısı kendisinden 14 yaÅŸ büyüktüO tarihlerde yürütülen bağımsızlık savaşında Ä°ngiltere kralına baÄŸlı kalanlardan biri oldu ve Ä°ngiliz yönetimine sadık kaldı Ãœstelik Ä°ngiltere hesabına casusluk yaptı1776 yılında,hürriyet davasına kayıtsız durduÄŸu gerekçesi ileri sürülerek tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya kalınca ailesini geride bırakarak Ä°ngiltere’ye kaçmak zorunda kaldı
1805 yılında Fransa’da iken Lavoisier’in dul eÅŸi ile evlendiAncak bu evlilik yürümediBoÅŸandıktan sonra Fransa’da yaÅŸamaya devam etti
*
Edmond Halley,günümüzde,adının verildiği kuyrukluyıldız nedeni ile anımsanır Oysa bu kuyrukluyıldızı kendisi keşfetmemişti1682 yılında gördüğü bu cismin 1456,1531 ve 1607 yıllarında başkaları tarafından görülmüş olan kuyrukluyıldızla aynı olduğunu anladıOnun yörüngesini hesapladıBu gök cismi
1758 yılına kadar,yani ölümünden 16 yıl sonrasına kadar henüz adlandırılmamıştıHalley gerçekten çok yönlü bir bilimadamı idi Gezegenimizin tarihlendirilmesi konusundaki ilk ciddi önerilerden birisini yaptıDünya denizlerindeki toplam tuz miktarının,her yıl eklenen tuz miktarına bölünmesi ile elde edilecek sayının okyanusların yaşını ortaya çıkaracağını ileri sürmüştü Böylece Yerküre’nin yaşı konusunda kabaca bir fikir edinebilirdikAncak o tarihlerde ne denizlerde ne kadar tuz olduÄŸu,ne de her yıl eklenen tuz miktarını bilen yoktuBöyle bir araÅŸtırma yapma olanağı da yoktuGemi kaptanlığı, kartograflık ve darphanade kontrolörlük gibi iÅŸleri yaptığı gibi derin deniz dalgıç hücresi gibi icatları da vardıGeniÅŸ ilgi alanına afyonun etkileri bile girdiÄŸi gibi balıkları dört mevsim taze tutmaya yarayan metot da geliÅŸtirmiÅŸti
*
Edwin Powel Hubble, Chicago Ãœniversite’sinde okurken matematik ve astronomi konusunda lisans derecesi aldıBu yıllarda iyi bir boksör olarak tanınıyordu Ayrıca atletizmin pekçok dalıyla da ilgiliydiÖğrenimini tamamladıktan sonra Ä°ngiltere’ye gittiOxford Ãœniversite’sinde hukuk öğrenimine baÅŸladıİngiltere’de üç yıl kalıp döndükten sonra 1913’te avukatlık yaptıAncak bu iÅŸten kısa süre sonra vazgeçtiLisede öğretmenlik ve basketbol koçluÄŸu gibi uÄŸraşılarda bulunduAma kısa bir süre sonra hepsinden bıktıGene astronomiye döndü Çalışma yeri Wisconsin’deki Yerkes Gözlemevi’ydi
*
Alçakgönüllü bilimadamları için bir örnek: Vardığı sonuçlara düşünerek ulaÅŸan Einstein,herkes tarafından merak edilen bir kiÅŸiydiBir gün ÅŸair Paul Valery, fikirlerini kaydetmek için bir defter tutup tutmadığını sorunca biraz ÅŸaşırmış’Hiç lüzum yok ki’ diye cevap vermiÅŸ’Aklıma nadiren bir fikir gelir’
DiÄŸer bir örnek: Dalton özel yaÅŸamında da Quaker’ların mütevazi davranış kurallarını uyguluyordu 1826 yılında bir Fransız kimyacı onunla tanışmak için Manchester’e geldiÃœnü bu kadar yaygın olan Dalton’u büyük bir enstitü binasında bulacağını sanmıştıSora sora ÅŸehrin arka sokaklarından birinde bulunduÄŸunu öğrendi Oraya varınca küçük çocuklara temel aritmetik dersleri verdiÄŸini gördüOldukça ÅŸaşırıp Bay Dalton’la mı karşı karşıya olduÄŸunu sordu Zira aritmetiÄŸin ilk 4 kuralını küçük bir çocuÄŸa öğreten bu kiÅŸinin Avrupa’da nam salan kimyacı olduÄŸuna inanamıyorduAma Dalton,aradığı kiÅŸinin kendisi olduÄŸunu söyledi Küçük çocuÄŸun aritmetiÄŸini düzeltinceye kadar biraz oturmasını rica etti
*
1800’lü yılların başında Ä°ngiltere’de güldürücü gaz olarak bilinen diazot monoksit kullanımı oldukça yaygınlaÅŸmıştıİnsanlara son derece keyifli bir sarhoÅŸluk duygusu verdiÄŸinden herkes bu gazı solumak için fırsat kolluyordu Nitekim 50 yıl boyunca özellikle gençler,uyuÅŸturucu olarak diazot monoksit kullandı Tiyatrolarda gönüllüler sıkı nefesler çekip neÅŸeleniyorlar ve komik sendeleyiÅŸlerle izleyenleri eÄŸlendiriyorlardıBu gaz ancak 1846 yılından sonra anestezik olarak kullanılmaya baÅŸlandıİşte diazot monoksit gazının neÅŸe veren sarhoÅŸluÄŸuna kendini kaptıranlardan birisi de Humphry Davy olduAma aynı zamanda bu gazın herhangi bir hastalığa neden olup olmadığını da sınıyordu Amonyak ile azotun asit ve oksit bileÅŸiklerinin bileÅŸimini incelediBilim ve edebiyat çevresindeki dostlarını, diazot monoksitin solunum etkilerini bilim dünyasına açıklamaları için ikna ettiBu arada hidrojen ve karbon monoksitten oluÅŸan ve çoÄŸu kez yakıt olarak ta kullanılan su gazını deneme amacıyla solurken neredeyse yaÅŸamını yitiriyordu
*
Othniel Charles Marsh ve Edward Drinker Cope,özellikle fosil konusunda uzmanlaÅŸmış kiÅŸilerdi Her iki bilim adamının ortak yönleri fazlaydıİkisi de şımartılmış,hırslı,bencil,kavgacı,kıskanà §,güvensiz ve mutsuz kiÅŸilerdiBaÅŸlangıçta birbirlerine hayranlık duyuyorlardıÇok iyi dostluk kurmuÅŸlardıÖyle ki fosil örneklerine birbirlerinin adını veriyorlardı1868 yılında bugün bile bilinmeyen nedenlerle araları bozulduAradan daha bir yıl geçmeden birbirlerine olan nefreti o kadar arttı ki sonraki 30 yıl boyunca bitmeyecektiÄ°lk 10 yıl karşılıklı nefretleri sessiz bir savaÅŸ gibiydiAma 1877 yılında olayların boyutu büyüdüO yıl,Arthur Lakes adlı bir öğretmen, arkadaşı ile kırlarda yürüyüş yaparlarken Morrison civarında birtakım kemikler bulduKemiklerin dev bir ‘keler’e ait olduÄŸunu anladıBu kemiklerin bir kısmını Marsh’a,bir kısmını ise Cope’a gönderdiÇok memnun olan Cope, Arthur Lakes’e 100 dolar yolladı ve bu keÅŸfinden özellikle Marsh’a bahsetmemesini istediZor durumda kalan Arthur Lakes, Marsh’a baÅŸvurdu ve elindeki kemikleri Cope’a göndermesini rica etti Marsh istenileni yaptı ama bu olayı hayatı boyunca unutmadıBu olay ikisi arasında sürmekte olan savaşı daha sert hale getirdiBazen emirlerindeki kazıcı ekiplerini birbirlerine taÅŸlatıyorlardıBir gün Cope,Marsh’a ait sandıkları açmaya çalışırken yakalanmıştıHer ikisi de yazmış oldukları yazılarında birbirlerine hakaret ediyorlardıHer biri diÄŸerinin bilimsel baÅŸarısını küçümsüyorduAslında bu durum çok ilginç bir sonuç veriyorduÄ°ki araÅŸtırıcının birbirlerine olan nefreti çalışmalarını hızlandırmıştıOnların bu rekabeti sayesinde,Amerika’da yaÅŸadığı bilinen dinozor türlerinin sayısı 9’dan 150’ye çıkmıştıHemen hemen her dinozor,bu ikisinden biri tarafından bulunmuÅŸtur Bazen hırslarına o denli kapılıyorlardı ki,zaten bilinen bir ÅŸeyi yeniden keÅŸfediyorlardıArtık yapmış oldukları sınıflandırma karmakarışık hale gelmiÅŸtiBu iÅŸin düzene sokulması yıllarca sürmüştür
*
William Thomson(Lord Kelvin),soÄŸuma olayını Yerküre’in yaşının belirlenmesine uygulamak istiyorduYerküre’in GüneÅŸ’ten koptuÄŸunda onunla aynı sıcaklıkta olduÄŸunu ve sürekli soÄŸuduÄŸunu varsayıyordu1862 yılında Yerküre’in yaşının 200 milyon yıldan fazla olamayacağını hesapladıKesin olarak 98 milyon yıl olduÄŸunu söylediZaman içinde yeni yeni rakamlar öne sürdü1897 yılındaki tahmini 24 milyon yıldı1899 yılında bu sürenin 20-40 milyon yıl arasında olduÄŸunu ileri sürdüOysa jeolojik bulgular bu sürenin 200 milyon yıldan çok daha fazla olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtuBu konuda kesin bir rakam önerememesi, Yerküre’in gerçek yaşının çok ötesinde tahminler yapması o günlerin bilim dünyası içinde normaldiZira henüz radyoaktivite olayı bilinmiyordu Yerküre’in GüneÅŸ’ten bağımsız bir ısı kaynağına sahip olduÄŸu anlaşılmamıştıEn önemlisi,GüneÅŸ büyüklüğünde bir cismin en fazla birkaç on milyon yıldan uzun süre boyunca ve yakıtını tüketmeden nasıl yandığını açıklayacak bilgi yoktuHerkes GüneÅŸ ve gezegenlerin genç olması gerektiÄŸini düşünüyordu Kelvin,yaÅŸamı boyunca 600’den fazla bilimsel makale yazdı69 tane patent sahibi olduYaÅŸamının son yıllarında fizikte ortaya çıkan yeniliklere ilgisiz kaldı Hatta karşı çıktı
*
Newton gerçekten tuhaf bir kişi idiYalnız yaşıyorduNeşeli olduğunu,güldüğünü gören yoktuHerkese şüpheyle bakıyorduDalgınlığı dillere destan olacak şekildeydiBazı sabahlar uyanınca eğer aklına bir fikir gelmişse saatlerce yataktan çıkmazdıÜniversitede kendi laboratuvarında acaip deneyler yapıyordu
Bir keresinde sadece merak ettiÄŸi için bir çuvaldızı gözyuvasına sokmuÅŸtu Niyeti gözle kemik arasında kalan bölgeye,yani gözün arkasına dek ulaÅŸmaktı Mucize eseri bir ÅŸey olmadıAncak gözüne eziyet etmeye kararlı gibiydiNitekim bir gün,görüşünü nasıl etkileyeceÄŸini anlamak için dayanabildiÄŸince GüneÅŸ’e baktıTabii ki sonra karanlık bir odada günlerce kalmak zorunda kaldı Ama bunların yanısıra üstün bir aklı vardıDaha öğrenci iken,o günlerin matematiÄŸini kısıtlayıcı olarak niteliyorduTamamen yeni bir biçim olan diferansiyel ve integral hesaplarını bulduGarip huyları gençliÄŸinde de olduÄŸu için bu hesaplarından 27 yıl kimseye bahsetmediAynı ÅŸekilde optik alanında ışığı incelemiÅŸ,spektroskopi biliminin temellerini atmıştıAncak bulduÄŸu sonuçları 30 yıl açıklamadıNedeni,bazı kiÅŸilere olan küskünlüğü idi Özel ilgisinin sadece bir kısmı gerçek bilimle ilgili olmuÅŸtuHayatı boyunca çalışmaya harcadığı zamanın yarısı simya ve dinsel uÄŸraÅŸlardıÜstelik bu konuları içtenlikle ele almıştı Ariusçuluk denilen son derece sapkın bir mezhebin gizli üyesi idiÄ°sa’nın ne zaman geri geleceÄŸini,kıyametin ne zaman kopacağını incelediBu konularla ilgili matematiksel ipuçları yakalamaya çalışıyorduHzSüleyman’ın Kudüs’teki kayıp tapınağının zemin planını yıllarca incelediOrijinal metinleri daha iyi tarayabilmek için kendi kendisine Ä°branice öğrenmiÅŸtiAynı coÅŸkulu çalışmasını simyada da sürdürdü
1936 yılında ünlü ekonomist JMKeynes, Newton’a ait not dolu bir sandığın sahibi olduAçık arttırma ile satın aldığı bu sandığı merakla açtıAncak notlarda optik ve gezegen hareketlerine iliÅŸkin bilgiler yoktuAdi metallerin kıymetli metallere çevrilmesine yönelik çalışmalar vardıÜstelik bu yazılar kararlı bir arayış yansıtan uslupla yazılmıştıZaten bu durum 1970’li yıllarda kanıtlandı Newton’un saç teli üzerinde analiz yapıldıÜzerinde doÄŸal seviyenin 40 misli yoÄŸunlukta civa bulunduCiva, simyacıların en çok incelediÄŸi bir elementtir
*
James Hutton,yeni kayaçları ve kıtaları yaratıp,sıradaÄŸları yerden yükselten nedenin Yerküre’nin içindeki ısı olduÄŸu sonucuna varmıştı1785 yılında birörneklilik ilkesini geliÅŸtirdiBirörneklilik ilkesine göre,yer yüzeyi biçimleri,jeolojik çaÄŸlarda gerçekleÅŸen uzun fiziksel,kimyasal ve biyolojik süreçlerin sonucunda oluÅŸurYaÄŸmur,akarsu,gelgit ve yanardaÄŸ gibi doÄŸal süreçlerin Yer’in geliÅŸimi üzerindeki etkisine iliÅŸkin olarak yıllarca sürdürdüğü çalışmalarının,gözlemlerinin ve tartışmalarının sonuçlarını topladığı bu makalesini 7 Mart 1785 yılında Royal Society’de okuduAyrıca jeolojik olguların gözlenebilir jeolojik süreçlere dayanılarak açıklanabileceÄŸini ileri sürüyordu
Ancak JHutton yazılarını çok karmaşık bir dille kaleme alıyorduCümleleri çok uzundu,imla kurallarına hiç dikkat etmiyorduÖyle ki bu yazıları okuyup anlamak hemen hemen olanaksızdıBu özellikteki yazısını okumaya başladığında toplantıya katılanların hiç ilgisini çekmediHatta onun hangi konudan bahsettiğini bile anlamadılar
*
Charles Lyell aşırı miyoptuHemen hemen tüm yaşamı boyunca gözlerini kısmaktan ötürü baş ağrıları çektiZaten son yıllarında görme duyusunu tamamen kaybettiDiğer bir huyu da düşüncelerine odaklanmayı başaramadığı zaman eşyalar üzerinde garip pozisyonlara girmesiydiÖrneğin iki koltuğa birden uzanıyordu,veya başını koltuğun minderine yaslayıp ayağa kalkıyorduDüşüncelere daldığı zaman ise oturduğu koltukta öyle aşağılara kayardı ki kaba etleri neredeyse yere değerdi
*
19yüzyılın baÅŸlarında bilimle ilgilenen ülkelerde,özellikle Ä°ngiltere’de maddi durumu elveriÅŸli bilim adamları fırsat buldukça kırsal bölgelere gidiyorlardıKılık ve kıyafetleri ise arazide iken bile tıpkı kentlerde olduÄŸu gibiydiÖyle ki Oxford profesörü Papaz William Buckland,saha araÅŸtırmalarına akademik cüppesi ile katılıyordu
Papaz William Buckland,bilimsel konulara önemli katkılarda bulunmasına rağmen daha çok garip davranışları ile anımsanırÖzellikle vahşi hayvanlar koleksiyonu çok ünlüydüBazıları oldukça iri ve tehlikeli olan bu hayvanlar hem evinin içinde hem de bahçesinde serbestçe dolaşırlardıAyrıca doğada bulunan ve kendisinin eline geçirebildiği her hayvanın tadına bakmakla da ünlüydüHerhangi birgün evine gelen konuğun,sofrada fırında pişmiş hintdomuzu,fareli börek,kızarmış kirpi ya da haşlanmış deniz salyangozu bulması mümkündü Papaz William Buckland,bir tek köstepeği sevmiyorduBir diğer tutkusu fosilleşmiş dışkı idiKoprolit denilen bu maddenin en önemli otoritesi idi ve bunları özel bir masa üzerinde sergiliyordu
*
Henry Cavendish,1731 yılında Fransa’nın Nice ÅŸehrinde doÄŸmuÅŸ bir Ä°ngiliz vatandaşıdırAnnesi ve babası tarafından büyükbabaları Devonshire ve Kent dükleri idi1742 yılında Londra yakınlarında bulunan bir ilahiyat okuluna girdi1749-1753 yılları arasında Cambridge Ãœniversitesi’nde bir koleje devam etti ise de Ä°ngiltere Kilisesi’ne baÄŸlılık sözü vermekten kaçındığı için burayı bitiremedi Babasının 1783 yılında ölümüne kadar onunla birlikte yaÅŸadıBaba-oÄŸul oldukça sade bir yaÅŸam sürdürüyorlar ve beraberce bilimsel araÅŸtırmalar yapıyorlardı Henry Cavendish 40 yaşında iken kendisine miras kalan bir servet sonunda birdenbire zengin olduBir baÅŸka bilimadamının deyiÅŸiyle,hem tüm bilginlerin en zengini,hem de tüm zenginlerin en bilgini durumuna gelmiÅŸti
Zenginlik,yaşam tarzını fazla değiştirmediHarcamalarının çoğunu kitaplar ve bilimsel araçlar için yapıyorduEvini büyük bir laboratuvara çevirmişti
Zamanla büyük bir kitaplık kurdu ve burasını bilimadamlarının yararına sunduGiyimine hiç özen göstermezdiBilimsel yeteneÄŸi çok kuvvetli idiAma çalışmaları fazla yaygınlık kazanmadı1760 yılında Royal Society’e üye olarak kabul edildi1766 yılında çeÅŸitli gazların elde edilmesine ait makalelerden baÅŸlayarak yayımlamak amacı ile yazdığı konular olduysa da,pek çok araÅŸtırmasının ayrıntılarını yayımlamadıSon derecede ketum bir kiÅŸiydiBilimsel alanın pek çok konusunda yaptığı deneylerden ve öngördüğü tezlerinden bahsetmezdiOysa bu deney ve öngörüleri kendi zamanından en az yüz yıl ilerisindeydiJames Clerk Maxwell 19yüzyılın sonlarında onun notlarını yayımlamasaydı,yaptıklarının büyük kısmından kimsenin haberi olmayacaktı
Elektrik akımını ölçme olanağı olmadığı için kendi vucudunu ölçü aracı olarak kullanırdıAkım şiddetini anlayabilmek amacıyla elektrotların uçlarını elleriyle tutuyor,elektrik şokunu parmaklarında mı,bileklerine kadar mı,yoksa dirseklerine kadar mı duyduğuna bakıyordu
Henry Cavendish,çok aşırı derecede çekingendiHerhangi bir insanla temas etmesi onun açısından büyük rahatsızlığa neden oluyorduBir gün kapısı çalınıp açtığında Avusturya’dan gelen bir hayranını karşısında bulmuÅŸtuGelen kiÅŸinin övgü dolu sözlerine birkaç dakika dayanabilmiÅŸ,hemen bahçeye kaçmıştı Konutuna geri dönmeye ancak saatler sonra ikna edilebilmiÅŸtiEvin kahyası ile görüşmesi ancak mektuplaÅŸarak mümkün oluyorduÄ°nsan içine çıkması sadece bilimsel toplantılarda gerçekleÅŸiyorduO da diÄŸer konukların sıkıca uyarılmaları ile saÄŸlanırdıKimse ona yaklaÅŸmamalı,hatta bakmamalıydıEÄŸer bir konu hakkındaki görüşlerini merak eden olursa,ona sanki tesadüfen rastlamış gibi yaklaÅŸmalıydıTabii ki bu görüşme oldukça kısa sürerdi
*
Max Planck,yaÅŸantısı boyunca mutsuz olaylarla karşılaÅŸtıÇok sevdiÄŸi ilk karısını 1909 yılında kaybettiBüyük oÄŸlu Karl,1916 yılında,Birinci Dünya Savaşı’nda cephede öldüÇok baÄŸlı olduÄŸu ikiz kızları vardıBiri doÄŸum yaparken öldü Hayatta kalan diÄŸer kızı,kardeÅŸinin bebeÄŸini bakmak üzere aldı,ama eniÅŸtesine aşık olduEvlendiler ve iki sene sonra doÄŸum yaparken o da öldü1944 yılında Berlin’deki evi müttefik bombardımanları sırasında isabet aldıBütün notlarını, günlüklerini,kitaplarını ve belgelerini kaybetti Aynı yıl,hayatta kalmış tek oÄŸlu olan Erwin,Hitler’e karşı giriÅŸilen suikasta katıldığı gerekçesi ile kurÅŸuna dizildi Ä°kinci Dünya savaşının bitmesinden sonra Göttingen’e yerleÅŸen Max Planck,1947 yılında öldü
*
Richard Owen,1824 yılında tıp eÄŸitimi için Edinburg’a gittiAnatomiye merakı aşırı derecedeydiSık sık yasakları çiÄŸniyor,kadavralardan aldığı parçaları gizlice evine götürüyorduHem tip olarak hem de huy olarak insanlara sevimli gelmezdiHerkes onun soÄŸuk karakterli ve küstah davranışlı olduÄŸunda hemfikirdiAmacına ulaÅŸmak için düşünmeksizin herÅŸeyi yapacağından kuÅŸku duyulmuyorduAncak anatomi alanındaki tartışma götürmez yeteneÄŸi tüm olumsuzluklarını perdeliyorduDiÄŸer taraftan ROwen’ın neden olduÄŸu problemler birbirinin peÅŸisıra ortaya çıkıyordu
Thomas Huxley 1857 yılında Churchill’s Medical Directory’in yeni baskısında bir ÅŸey fark ettiROwen’ın ismini rehberde görmüştüLondra’daki Madencilik Okulu’nun KarşılaÅŸtırmalı Anatomi ve Fizyoloji Profesörü olarak görünüyordu Oysa o mevkide Thomas Huxley’in kendisi bulunmaktaydıAraÅŸtırınca bu bilginin yayıncılara ROwen’ın ilettiÄŸini öğrendi
O günlerde Hugh Falconer adlı bir doÄŸabilimci,heryerde ÅŸikayet edip duruyordu Zira kendi keÅŸiflerinden birini ROwen sahiplenmiÅŸtiBu tip iddialar sürekli ortalıkta dolaşıyorduBirkaç kiÅŸi,kendi örneklerini ROwen’a incelemesi için verdiklerini,ancak onun kendi çalışmalarını sahiplendiÄŸini söylüyorlardıEn dikkat çekici olay ise bir hekimin başına gelenler olduGideon Mantell uzun yıllar çalışarak çok sayıda fosil biriktirmiÅŸ ve kayıtlara geçirmiÅŸtiAncak ÅŸanslı bir kiÅŸi deÄŸildi,iÅŸleri hep ters gittiZaman içinde karısını,çocuklarını,hekimliÄŸini ve fosil kolleksiyonunu kaybettiZavallı adam Londra’ya taşınmıştı ki kısa bir süre sonra bir kaza geçirdiBir at arabası kendisine çarpınca,belinden sakatlandıROwen sistemli bir çalışmayla Mantell’in katkılarını kayıtlardan sildiOnun yıllar önce adlandırdığı türlere yeni isimler verdi ve keÅŸifleri kendisi üstlendi
ROwen’ın kuÅŸkulu iÅŸlerinin sonu gelmiyorduRoyal Society’nin bir komitesi ,ki baÅŸkanı da ROwen’di,ödül verecektiBelemnit adlı nesli tükenmiÅŸ bir yumuÅŸakça için yazılan bildiri birincilik kazanmıştıBu bildiriyi yazan ROwen’di ve kendisine Kraliyet Madalyası verilmesi kararlaÅŸtırıldıOysa belemnit 4 yıl önce Chaning Pearce adındaki amatör bir doÄŸabilimci tarafından keÅŸfedilmiÅŸtiÃœstelik bu keÅŸfin bildirisi Jeoloji DerneÄŸi’nin bir toplantısında sunulmuÅŸtuÄ°ÅŸin ilginç tarafı o toplantıya ROwen’ın kendisi de katılmıştıAma ÅŸimdi, Royal Society’e kendi bildirisi gibi sunuyorduBir de bu yaratığa kendi adını da veriyordu: Belemnites oweniiDurum ortaya çıkınca Kraliyet Madalyası gene de elinden alınmadı
Bütün bu olayların intikamını Thomas Huxley aldıBüyük gayretlerle, ROwen’i Zooloji DerneÄŸi ve Royal Society’nin komitelerinden attırdıİşte ROwen’ın British Museum’da doÄŸa bilimleri bölümlerinin yöneticiliÄŸine geçmesi böyle oldu Bu dönemdeki çalışmaları bilimin bulgularını halkın her kesimine sunmak için olduNitekim 1880 yılında hizmete açılan DoÄŸa Tarihi müzesi onun eseridir1892 yılında öldü
*
1761 tarihinde bilim dünyası Venüs geçiÅŸini gözlemlemeye hazırdıBilim adamları Sibirya’ya,Çin’e,Güney Afrika’ya,Endonezya’ya ve bunun gibi yüzü aÅŸkın bölgeye doÄŸru yola çıktılarFransa,Ä°ngiltere,Ä°sveç,Rusya,Ä°taly a,Alman ya ve daha pek çok ülkeye mensup bilim adamları dünyanın dört bir tarafına gözlem için koÅŸuyorlardıBu olayda dikkati çeken en önemli özellik,bilimsel bir çabanın tarihte ilk kez uluslar arası iÅŸbirliÄŸi ile yürütülmesidirAncak o dönemlerin ÅŸartları içinde hemen hemen her yerde pekçok sorun oluÅŸtu
Savaşlar,hastalıklar,gemi kazaları ve bunlara benzer pekçok nedenlerle bilimadamlarının büyük kısmı yollarda kaldıHedefledikleri noktalara ulaşmayı başaranların da sorunları bitmemiştiGözlem yapmaya yarayacak aletleri kırılmış veya iklim değişikliği nedeniyle bozulmuştu
Jean Chappe adındaki Fransız gözlemci Sibirya’ya ulaÅŸmak için aylarca yol gittiSon derece kırılgan aletlerini her türlü sarsıntıdan korumak için özel bir çaba gösteriyorduFayton,gemi ve atlı kızaklar üzerinde geçen yolculuktan sonra nihayet Sibirya’ya ulaÅŸtıGözlem yapacağı noktaya varması için geçmesi gereken patika sular altında kalınca yoluna devam edemediSu baskınının nedeni,bahar yaÄŸmurlarının anormal oluÅŸundan dolayı nehirlerin taÅŸmasıydı Jean Chappe hiç olmassa bulunduÄŸu yerden gözlem yapabilmesi için aletlerini gökyüzüne çevirince, yerli halk sel felaketinden onu sorumlu tuttuBu insanlara göre o garip aletler ve o garip yabancı uÄŸursuzluk getirmiÅŸti Jean Chappe gözlem yapamadan kaçmak zorunda kaldı
Bir diÄŸer Fransız gözlemci Guillaume Le Gentil Venüs geçiÅŸini Hindistan’da gözlemlemek için bir yıl önce yola çıkmıştıOrtaya çıkan birçok nedenden ötürü geçiÅŸin gerçekleÅŸeceÄŸi gün,o hala denizdeydiSürekli sallanan gemi üzerinden gözlemde bulunması olanaksızdıAma 1769 yılında olacak diÄŸer geçiÅŸi izlemek amacı ile yoluna devam ettiHindistan’da bulunduÄŸu 8 sene içinde geliÅŸmiÅŸ bir gözlemevi kurduAletlerini dikkatle hazırladıNihayet geçiÅŸin gerçekleÅŸeceÄŸi gün olan 4 Haziran 1769 günü sabah uyandığında hava çok güzeldiAma Venüs geçiÅŸi baÅŸladığı sırada bir bulut kümesi tam da GüneÅŸ’in önünde durduTam 3 saat 15 dakika boyunca yerinden kıpırdamadı Le Gentil bir nebze olsun gözlem yapamamıştıBuna raÄŸmen büyük bir soÄŸukkanlılık göstererek aletlerini topladı ve en yakın limana gittiBu sefer de yolda dizanteriye yakalandıDönüşü bir yıl geciktiTam 11,5 yıl sonra evine vardığında dertlerinin bitmemiÅŸ olduÄŸunu gördüYokluÄŸunda akrabaları ölümünü ilan etmiÅŸ ve malvarlığına el koymuÅŸlardı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.



forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.