|  | Anti-Militarizm |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Anti-MilitarizmAnti-Militarizm ; Savaş Karşıtlığı      Militarizme, militarizmin dayandığı egemenlikler sistemine karşı bir özgürlük savunusu olan anti militarizm, aynı zamanda tutarlı bir savaş karşıtlığıdır  Savaş araçlarının üretim ve transferine, nükleer-kitle imha silahlarına, uzayın askerileştirilmesine, askeri organizasyon ve yapılanmalardaki stratejilerin, “terör? gerekçesiyle, “sivil hayatı daha çok içeren ve tehlikeli hale getiren değişimine, askeri sanayinin “sivilleşmesine ya da ekonomik yapının askerileştirilmesine dikkat çeker  Anti militarizm, belirli savaşların değil, savaşın karşıtlığıdır  Dolayısıyla ilkeleri vardır   Nedeni ya da gerekçesi ne olursa olsun, politikanın bir yöntemi olarak savaşı olumsuzlar  Savaşı, haklı-haksız diye kategorilere ayırmadan reddeder  Bu reddediş, sınıfsal, cinsel, kültürel çıkarlar nedeniyle değil, ahlaki ve politik nedenlerle alınan bir tavırdır  Dolayısıyla, anti militarist, politik tutum olarak savaşmadığı gibi, öldürmeyi öğrenmeyi, askere gitmeyi, orduya ve yan kuruluşlarına hizmet etmeyi de reddeder  Vicdani ret tavrı, savaşın bir unsuru olmanın reddedilmesi nedeniyle, savaş karşıtı çizginin bir gereği ve mesajıdır   Anti militarizm, askeri aygıtların, askeri uygulama ve politikaların yanında, militarizmin zihniyetine, yapısına, yöntemlerine, işleyişine, politikalarına ve toplumsal-siyasal dayanaklarına karşı çıkan politik bir duruştur   Şiddeti de kökten sorgulayan anti militarizm, şiddetin kurumsallaşmış hali olan iktidara, gündelik yaşamın kulisinde depolanmış şiddetin örgütlenip sistematikleşmesine, ordulaşmasına, devletleşmesine, yani militarizme yönelik bir ret çıkışıdır  İktidarlar arası ittifakın ya da içkinliğin politik kurumsallaşması olan devleti ve onun “sivil uzantılarını militarizmden ayrı görmez  Kamusal otoritenin sosyal otoriteyle bütünleşme noktalarını tespit eder  Bu çizgi, militarizmi, toplumsal iktidarların sarmalanarak devlet mekanizmasında yoğunlaştıkları bir sistemde, cinsiyetçilik - milliyetçilik -heteroseksizm - sakat dışlama - insan merkezlilik - sömürgecilik gibi tüm iktidar türlerinin bileşkesi, iktidarlar ittifakının kalesi olarak ele alır  Buna göre, geleneksel tahakküm pratiklerini kombine edip etkilerini iyice arttıran militarizm, iç içe olan mikro iktidarlardan beslenir ve tüm iktidarları en ideal, en yoğunlaşmış bir şekilde kendi laboratuarında yeniden üretir  Toplumsal yaşama militer değerlerin ve gündemlerin nasıl hâkim olduğunu sorgulayan anti militarizm, militarist düşünce ve politika üretiminin ayrılmaz bir parçası olan cinsiyet ilişkilerine özel bir önem atfeder  İnsanı tutsak eden tüm iktidar ilişkilerini reddeden anti militarizm, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal bir yapıya sahip olan ve çok etkenli bir süreç olan militarizme karşı, tek bir kimliği merkeze oturtarak değil, farklı hiyerarşi ve tahakküm ilişkilerini sorgulayarak mücadele eder  Kültürel, sosyal, siyasal, ekonomik tüm değişimleri izleyerek emek sömürüsü, cinsiyetçilik, insan merkezlilik, heteroseksizm, yaş hiyerarşisi, milliyetçilik gibi iç içe işleyen, söylemlerini ortaklaştıran, kimlik ve değerlerini birlikte kurgulayan, birbirine içkinleşen iktidar biçimlerini çözümler  Bu anlamda, tahakküm karşıtlığını da içeren anti militarizm, özgürlük için tüm toplumsal ilişkilerin anti militarist bir perspektifle yeniden sorgulanması, insanın toplumsallığında sıkıştığı zincirlerin tek tek kavranması gerektiğini savunur  Okullar, kışlalar, hastaneler, toplama ve çalışma kampları, hapishaneler, çocuk esirgeme kurumları, işyerleri, psikiyatri merkezleri, gemiler, manastırlar gibi alanları insanı vesayet altına alan kurumları sorgular   Militarizmin, toplumsal yaşamın güvenlik algılamalarıyla biçimlendirilmesi olarak da kavranırsa, anti militarizm, “güvenlik mi özgürlük mü sorusuna “özgürlük? cevabı verecektir  Oysa mevcut yaşam koşullarında, özgürlük değil, “zorunlu? sayılan güvenlik bir gerçektir  Bu durumda, anti militarizm, var olan gerçeğin dışında gelişen bir arayıştır, gerçekliğe isyandır   Anti militarizm, askeri değer ve pratiklerin yüceltilmesine, devlet organizasyonlarına, itaat mekanizmalarına ve militarizasyona karşı, birey iradesini ve doğayı savunur  “Toplum mu, birey mi sorusuna “birey yanıtı veren anti militarizm, hiçbir toplumsal tasavvur kurgulamaz   Her türlü askeri örgütlenmeye, bu örgütlenmenin toplum üzerindeki hegemonyasına, örneğin askeri yargılamalara karşı duran anti militarizm, ekonominin militarizasyonuna, toplumun geniş kesimlerine uygulanan bütün seferber etme ve disiplin altına alma tekniklerini de çözümler  İktidar, aynı zamanda kutsalın yönetimidir  Militarizm, çeşitli kutsallıklar aracılığıyla, tüm şiddet biçimlerini, kendi varlığı adına meşrulaştırır ve toplumsallaştırır  Anti militarizm, egemenlik sistemine hizmet eden tüm kutsallıklara karşı bir özgürlük çizgisidir   Anti militarizm, şiddetin etkin kullanımını, her türlü gözetleme ve denetleme yöntemlerine, bedenlerin işleve göre etkin konumlanmasını sağlayan, kişi üzerinde sosyal denetim kuran disiplin sistemine karşı mücadele eder  Ötekileştirme, dışlama, kapatma, düzenleme, rehabilitasyon, terbiye etme, asimilasyon, ayrımcılık, kendine bağlama, toplumsal mühendislik gibi şiddet biçimlerini reddeder  Her türlü biçim vermeye, şekillendirmeye, davranış-giyim-dil kalıplarına, davranışların kodlanmasına karşı çıkar  Bilimin egemenlik aracına dönüşmesine, insanların normalleştirilip üretim mekanizmasına katılmasına, disiplin kurucu güçlerin her türlü operasyonlarına, politik ortopediye, disiplin toplumuna karşı durur, itaat üretimine karşı itaatsizliği öne çıkarır   Özgür bir yaşam için, devlet kimliğinden sıyrılmayı savunan anti militarizm devlet odaklı olmayan bir yaşam anlayışında yoğunlaşır  Buna göre, devlet aşılmadan ya da buna göre anti militarist bir hat çizmeden yapılacak her çalışma, iktidar aracı haline gelir, iktidarı besler, güçlendirir   Özgürlüklerin, tarihin hiçbir evresinde görülmeyecek bir biçimde sınırlandığı, toplumsal iktidarların daha derin, daha bilimsel, daha ince yöntemlerle, toplumsal denetimi ve yönlendirmeyi sağlayabildiği Küreselleşmeyle birlikte, anti militarizm, yeniden yapılanan devletin yeni işleyişini çözümleyerek yeni iktidar mekanizmalarına, “insan güvenliği söylemiyle gelişen yeni kontrol sistemlerine karşı durur   Anti militarizm, tutarlı bir özgürlük savunusudur  Anti militarist olmadan, insan-doğa, insan-toplum, toplum-devlet ilişkilerine alternatif bir cevap oluşturmanın, siyaset mekanizmaları konusunda bir şey söylemenin koşulunun olmadığını, militarizm çözülmeden, buna karşı bir perspektif geliştirmeden sağlanacak bir “kurtuluşun, özgürlük arayışına hizmet etmeyeceğini savunur   Anti militarizm, militarizmin, aklın işleyişine, üsluba ve söyleme yansımasına yönelir  Örneğin pratik ve düşünsel merkeziyetçiliği hayatın her alanında aşmaya çalışır   Anti militarizm, şiddetten arınma, barışçıl yaşam ve özgürlük ahlakı geliştirme arayışıdır  İktidarın ürettiği şiddetin aşılmasının, aynı zamanda iktidarın ihtiyaç duyduğu itaatin, işbirliğinin, rızanın, edilgenliğin ve uyumun aşılması olarak görür  Buna göre, şiddetin aşılması, çatışmanın aşılması değildir  İktidar, en baskıcı rejimlerde bile, tahakküm edilenlerin rızasına dayanıyorsa, şiddetten arınma, aynı zamanda iktidarın ihtiyaç duyduğu itaatin, işbirliğinin, statükonun, rızanın ve uyumun aşılması sürecidir  Bu süreçte gerçekleşecek çatışmaların tarzı üzerinde durulur  Şeffaflık, iç tutarlılık, kendini karşı tarafın yerine koyma, karşısındakini kabul etme, değişime hazır olma gibi ilkelerin hayata geçirilmesi, çatışmanın şiddetten arınmasını ve çözüme daha kolay ulaşmasını sağlar   Anti-militarizm; kendi örgütsel işleyişinde, hiyerarşiyi, otoriteyi ve ayrımcılığı dışlayan bir anlayışı geliştirmeye çalışır ve karar almada konsensüs yöntemini savunur  Konsensüs; sanılanın aksine bir uzlaşma değildir  Ortak ve özgür irade temelinde, bütün muhatapların kabul edebileceği kararlar almak olarak tanımlanan konsensüs, farklı görüşlerin ifade edilmesinin, katılımın ve paylaşımın yeni fikirler için bir zenginlik yarattığının benimsenmesidir  Hedef; tahakkümsüz ve şiddetsiz bir yöntem uygulayarak, azınlığın yok sayılmamasını, ezilmemesini sağlamaktır  Her birey diğerinin farklılığını, çözüm önerilerini kabul etmelidir  Böylece, farklılıkların olumlu bir şekilde değişebilmesi imkânı ortaya çıkabilir  Burada tek ön koşul; grubun benzer bir siyasi anlayışa ve aynı hedefe yönelmiş olmasıdır   Anti-militarizm, vicdani ret örneğinde olduğu gibi, eylemlerinde itaatsizliği, bir yöntem olarak benimser  İtaatsizlik, toplumsal değişimin ya da bireyin kendi yaşamını özgürce sürdürme arzusunun önüne geçen/geçirilen gelenek, buyruk, hukuk gibi statüko yapılarına karşı geliştirilen bir direnmedir   Anti militarist itaatsizlik, şiddet içermez, meşruiyetini yasalardan değil, toplumun adalet duygusundan alır, eylemin amaç ve biçimini açık, anlaşılır bir şekilde ortaya koyar, çifte standarda düşmemeyi, bir sistem projesi sunmamayı esas alır  Hukuk sisteminin ya da otoritenin kabulünü değil aksine var olan statükoya karşı bir direnmeyi ifade eden itaatsizlik tutumunun özneleri, eylemin sonuçlarına katlanmaya hazırdır  Dolayısıyla anti militarizm, bilinçli ve ahlaklı özneler tarafından sergilenen politik bir tutumdur   Kaynak: Kavramlar Sözlüğü -II (Özgür Üniversite Yayınları) | 
|   | 
|  | 
|  |