Prof. Dr. Sinsi
|
Ve Rwanda Olmak !...
RUANDA OLMAK NİSAN 1994 TE 100 GÜN İÇERİSİNDE KATLEDİLEN 1 000 000 KİŞİNİN YANINDA OLMAKTIR
RUANDA OLMAK KARDEŞİN KARDEŞİNİ ÖLDÜRMESİNİ GÖRMEKTİR
RUANDA OLMAK SADECE RUANDA OLMAKTIR
KAPALI GÖZLERLE HAYATA BAKAN DÜNYADA BİR KEZ DAHA GÖZLERİ KAPAMAKTIR 

SOYKIRIM, bir milletin, etnik, dini bir grubun veya bir ırkın tamamını veya bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan aşağıdaki davranışlardır:
(a) Grup üyelerini öldürmek;
(b) Grup üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek;
(c) Grup üyelerinin yaşam şartlarına, grubu fiziksel olarak yok etme amaçlı zarar vermek;
(d) Gruptaki doğumları kasıtlı olarak engellemek
(e) Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek

Dün gece tek basıma "kara nisan" adında bir film seyrettim  biliyordum o dönemde hiç kimsenin bu olayların farkında olmadığını  şimdi bir başka kıtada yasanan ve bize gösterilmeyen bir soykırım gibi  
2004 yılında, yani soykırımın 10 yılında, bütün dünyanın konuyu gündeme taşıdığı ve tartıştığıgünlerin yanısıra,1994′te duyurmadıkları, sırtlarını döndükleri bu olayın insanlara duyurulmasını düşündüm Biz Türkiye’de 2004 yılında böyle bir konudan bahsedildiğini pek hatırlayamadık  Türkiye medyasının git gide nasıl Amerikan medyasına benzediğini sürekli söylüyorum  Bu bence onun en güzel örneklerinden biri  Sizlere Ruanda’da 1994 yılında neler olduğunu anlattığım zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız  Çünkü bu, Dünya üzerinde gerçekleşmiş, en az Nazi’lerin Yahudi’lere yaptıkları kadar korkunç bir olay  en az onun kadar konuşulması gereken, şimdilerde Sudan’da, Kongo’da, kim bilir bize duyurulmayan nerelerde hala gerçekleşen, “hiçbir şey yapamayacağımızı” düşünsek de, en azından bilmekle yükümlü olduğumuz bir olay  
Ruanda’da 94 yılında sadece 100 gün içinde 1 milyon kişi öldü (günde 10 bin kişi ediyor)  Bu insanlar atom bombası ile “topyekün imha” edilmediler  Taramalı tüfek ya da beyaz fosfor yüzünden ölmediler  Bu insanlar, kendi vatadandaşları tarafından (fransandan,danimarkadan,çeklerden,çinlilerden gö nderilen) “pala”larla, kolları bacakları kesilerek öldürüldüler  

Duya duya hissizleştiğimiz bir lafır ama, bildiğiniz “kardeşi kardeşe kırdırmak” olmuş Ruanda’da olan  15 yüzyıldan beri Ruanda’da Hutu, Tutsi ve Twa adı verilen üç farklı grup insan barış içinde, birbirlerini öldürmeden yaşamakta imişler  Krallıkla yönetilen ülke, 19 yüzyılda Alman sömürgesi olmuş  Almanlar ülkenin yönetim işlerine pek karışmamışlar  Fakat Almanya 1 Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayınca, sömürgeyi Belçika devralmış  Ya, biz yıllarca Belçika hakkında bir kötü laf işitmedikti, cahillik tabi, ben hep sandım bu kendi halinde bir ülke  (Velakin, “kendi halinde bir ülke” diye bir mefhum yok esasen, sadece insanın -benim- cahil, medyanın yalancı, tarih derslerinin eksik olması var)

Belçika, o dönemde halkın %9-10′unu oluşturan, biraz daha açık deri rengine, biraz daha uzun yüz hatlarına vs sahip olan Tutsi’leri “üst sınıf” olarak belirleyip, yönetim işlerine onları getirmeye başlamış  Hutu’lar ise, alt sınıfın insanları olmuşlar, ve Belçika’nın Tutsi’ler aracılığıyla uyguladığı yüksek vergilere, kötü çalışma şartlarına zorlanmışlar  Hutu’lar elbette Tutsi’lerden nefret etmeye başlamışlar  Kimi kaynaklar, Belçikalı’ların bu sözde etnik ayrımı yaparken, “10 inekten fazlasına sahip olan Tutsi, azına sahip olan Hutu’dur” gibi kriterleri kullandığını belirtiyor  

Her neyse, 2 Dünya Savaşı’ndan sonra Ruanda, Birleşmiş Milletler’in vesayet altındaki bölgelerinden biri haline gelmiş  Belçika hala idari makam olarak ülkede bulunuyormuş  Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Hutu’lar zamanla güç kazanmışlar, ve 1962′de Ruanda’nın bağımsız olması ile yönetime geçmişler  Bu süreçte sosyal huzursuzluk devam ediyor, Ruanda halkının bir kısmı sürekli komşu ülkelere sığınıyormuş  1990 yılında Uganda’da konuşlanmış olan ve genelini Tutsi’lerin oluşturduğu Rwandan Patriotic Front (RPF), Ruanda’ya girmiş  Aynı zamanda Ruanda’nın üst düzey devlet yöneticileri de gizlice Hutu’lardan oluşan silahlı bir çetenin eğitilmesini sağlamaktaymışlar  90-94 yılları arasında edinilen silahların Fransa, Belçika ve İngiltere’den sağlandığına ilişkin şurada bazı bilgiler var  ama bunu iddia eden tek kaynak Wikipedia değil
6 Nisan 1994′te cumhurbaşkanı Habyarimana’yı taşıyan uçak düşürülmüş (bundan RPF’nin sorumlu olduğu iddia edilmiş) Bunun üzerine, zaten sallantıda olan Ruanda barışı (?) çökmüş Nisan’dan Temmuz ortasına kadar, 100 gün içinde 1 milyon Tutsi ve onlara sempati duydukları düşünülen Hutu öldürülmüş Soykırımın ilk hedefleri arasında Başbakan Agathe Uwilingiyimana ve Birleşmiş Milletler’in onu korumakta olan 10 Belçikalı askeri bulunuyormuş Bu askerler, söylenene göre, silahlarını Ruanda askeri güçlerine teslim ettikten sonra öldürülmüşler Askerlerin ölüm haberi üzerine korkan Belçika hükümeti, askerlerini Ruanda’dan çekmiş Bunu diğer ülkeler de izlemiş, ve Ruanda’daki BM gücü 270 askerden ibaret kalmış!!!

Aynı zamanda ülkede bulunan beyazlar, kedileri köpekleri de dahil olmak üzere, olayların patlak verdiği ilk günlerde hızla ülkeden kaçırılmışlar

Yani, bütün dünya, göz göre göre Ruanda’yı kendi haline bırakmış, soykırıma sırtını dönmüş Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, gençler, herkes… palalarla, binlerce yıl barış içinde birlikte yaşadıkları kardeşleri tarafından öldürülmüşler

Bu olaydan daha bir sene önce (1993) dönemin ABD başkanı Bill Clinton Yahudi Soykırımı Müzesi’ni açarken, dünya üzerinde bir daha böyle bir soykırıma izin vermeyeceklerini söylüyormuş Kendisine 1995′te Ruanda halkından özür dilerken rastlanmış
10 yıl sonra, 94′te BM Barış Gücü operasyonları sorumlusu Kofi Annan o zamanki pasifliği yüzünden pişman olduğunu dile getirmiş (Kofi Annan’ın, yüzbinlerce insanın ölümünün ağırlığı sırtında, hala nasıl yaşayabildiğine inanamıyorum )

Bu arada, kaçımızın olan bitenden haberi vardı? Çoğumuz bu tip olaylar karşısında “elimizden ne gelir”in arkasına sığınarak insanların başına neler geldiğini, kimlerin (hangi ülkelerin) bu işlerde parmağı olduğunu, kimin “dur” demeden sırt döndüğünü, silahları kimin sattığını öğrenmeye “üşeniyoruz”  Bu yazdıklarımı okumaya başlayan kaç kişinin, yarısında “üzülüp, sıkılıp” bıraktığını ve televizyonda popstar/dizi izlemeye başladığını merak ediyorum mesela  sonra Polat Alemdar larımızda var bizim  Ya da kendi küçük ve anlamsız dertlerimize gömülmeyi bunları öğrenmeye tercih edişimiz beni tarifsiz üzüyor  (Ben de yapıyorum bunu) Sanki çok matah hayatlar yaşıyoruz, sanki çok özeliz hepimiz Yapmakta olduğumuz son derece faydalı işleri bir kenara atıp, Ruanda’da insanlar neden ölmüş, Irak’ta olanların aslı neymiş, İsrail Lübnan’a neden saldırmış, Türkiye’nin sosyal sorunları nelermiş, Güneydoğu’da insanlar nasıl yaşarmış, öğretmenleri var mıymış?  o öğretmenler o dili biliyormuymus  doktorlar hastanın neresinin ağrıdığını hangi dille anlıyorlarmıs  Temiz su, elektrik var mıymış vesaireye vakit ayırsak, bunları öğrenmeye çalışsak, çok önemli işlerden geri kalacağız Aman ha! bu söylediklerimi dile getirirsenin en yakın zamanda terörist damgasını yer ve bulunduğunuz ortamlardan dışlanırsınız  

Bunları bilmekle yükümlüyüz bence Öğrendiğimiz zaman, belki gidip oralarda olanlara son veremiyor olsak da, o “leziz ve pek anlamlı” hayatlarımızla ne yapacağımıza dair aklımızda bir ışık yanıyor çünkü 

Evet ruanda olmak dedik değilmi
Ruada soykırımı sonunda 213 kişi tutuklandı ve bunlardan 20 si cezaevine gönderildi  

Özgürlük dedik değilmi 
Basın özgürlüğü dedik
Ruanda da basın özgürlüğünden dolayı radyo yayınları hiç bir zman kesilmedi  Tutsilere hamamböceği muamelesi yapan radyo dj leri hiç bir zaman ceza almadı  
Radyo dj i " bir hamam böceği sadece hamamböceğinden çıkar" diyordu çünkü bu bir suç muydu !  
Onları hamamböceği gibi ezecegiz naralarıyla 100 gün boyunca radyodan güç toplayan hutsi milliyetçileri günde 10 000 tutsi yi öldürdü  
Tutsi kadınla evli olan hutsiler bu milliyetçilikten paylarını aldılar  katledildiler
Sadece katliam değil üzücü olan, daha önce yaşanan büyük boyutlardaki can ve mal kaybından ders almamış olmak daha acı verici  Bir milyon insan kabile savaşında değil, önceden hazırlanan ve iyi planlanmış bir komplo sonucu topluca katledildi
Ruanda olmak sadece ruandalı olmaktır  aynı dili konuşmak ve aynı dili konuşanlar tarafından yok edilmektir
|