08-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Layık Mıyız ????????
Kaliteli yaşantı" ne demek? İş arkadaşimızla tartıştığımızda, yolda bir başka sürücü ile kapıştığımızda, bankada vezne sırasında beklerken, markette alışverişimizi bitirip de kasaya geldiğimizde, sokağa çöplerini boşaltan insanları gördüğümüzde aklımıza düşer "biz buna layık mıyız" diye "Demokrasi" dedikleri "herkesin gönlünce yaşamasını sağlayan sistem" değil miydi? "Sistem", kendini besleyerek güçleniyor, dal-budak salıyor, hayatımıza işliyor Nedir bizi bu gaflet uykusuna düşüren; sanki hayatımız güllük- gülistanlık"mış" gibi salına salına dolaşmamızı sağlayan? Yaşadığımız çevrenin problemleri gerçekten çözümü zor -hatta imkansız- problemler mi? Ya da biz mi "göz-ardı" ediyoruz problemleri, onlarla uğraşmaktan sakınmak için? Gerçi, kabul ediyorum  "problem sistemleri", hani şu bizim bildiğimiz "sinir küpleri" gibidir Her-bir yüzeyi dokuz parçalı bu küpün farklı renklerini yan yana getirip de her-bir yüzeyini aynı renkte tutabilmek epey bir uğraş gerektirir Çünkü, bir yüzünü ayarlarken, bu sefer diğer yüzeyleri bozulmaya başlıyor Altı yüzün altısını da denk düşürmek büyük maharet Sosyal hayatın "sinir küpleri" çok daha karmaşik "Sosyal Dinginlik Sistemi"ni bozan o kadar çok faktör var ki, saymakla bitmez Sosyal sistemin temelini insan oluşturduğuna göre doğal olarak problem kaynaklarının da temeli insan O'nun hırsları, ihtirasları, şehvetleri, bencilliği, acımasızlıkları, umursamazlıkları, duyarsızlıkları, korkuları, tarafgirliği, alt-kimlikleri, istekleri, tutkuları, suiniyetleri, kıskançlıkları, çekemezlikleri ve sapkınlıkları İnsanı böylesine kötü ve sapkın kılan unsurlar ne?
"Toplum mimarları" insanın insan, toplum ve doğa üzerindeki korkunç yıkıcı etkisini neden dizginleyemiyorlar? İnsanı bu derece güçlü tutan hangi özellikleri? Belki de, en başta "yöneticiler", insan popülasyonunun selametini dilemiyorlar, istemiyorlar Çünkü Onlar "halk" dediğimiz kalabalıklara kolaylıkla sözünü geçirebilenlerdir "Halk"ın tahakküm ve kontrolden çikmasini istemezler
Sigara içen anne ya da baba, çocuguna "sakın içme, sigara içmek kötüdür" derken ne kadar inandırıcı ve samimi ise, yöneticilerin "dürüst, ahlaklı ve temiz bir toplum istiyoruz" söylemleri o kadar inandırıcıdır Ama, biz gene de onları seçeriz  Birinci sebep: Esasında onlar bizi temsil eder İkinci sebep: Yöneticilik zor zanaattır, bizim buna ayıracak fazla zamanımız yoktur Üçüncü sebep: Onları değil, diğerlerini de seçsek başimıza gelecekler bellidir
Modern yaşantılarda PARA en önemli argümandır En düzenli, tutarı ve güçlü kuruluş ve kurumların oluşması için en önemli faktördür Ekonomik olarak güçlü olan şirketler topluma daha KALİTELİ ve daha yaygın hizmet sunarlar Aynı zamanda "para" çalisma hayatının da bir değerlendirme ve ödüllendirme ölçütüdür Yükselen teknoloji ve kültürü de paraya borçluyuz Tüm araştırma ve geliştirme çabalari da kapitale dayalıdır Para'nın sağladığı kontrol ve disiplin, toplumları üretime yönlendirir ve refah seviyesini yükseltir
|
|
|