| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| barış, hasan, kardeşlik, reklam, sancak, senaryoları, sporda, yazarı | 
|  | Reklam Yazarı Hasan Sancak İn Sporda Barış Ve Kardeşlik Senaryoları |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Reklam Yazarı Hasan Sancak İn Sporda Barış Ve Kardeşlik SenaryolarıReklam Yazarı Hasan Sancak ın Sporda Barış ve Kardeşlik Senaryoları ÖNEMLİ NOT: AŞAĞIDA YAZILAN BEŞ ADET SPORDA BARIŞ VE KARDEŞLİK SENARYOSU; ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ-REKLÂM YAZARI -EĞİTİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK'IN KENDİ AKLINDAN BULMUŞ VE YAZMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNCE ÜRÜNÜDÜR  HER SENARYONUN TAMAMI YA DA KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ: TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ULUSAL, YEREL, TELEVİZYON, RADYO, BİLGİSAYAR, GAZETE, DERGİ, ŞAHIS, FİRMA, ŞİRKET, REKLÂM AJANSI VB… TARAFINDAN KULLANILAMAZ  SESLİ, GÖRÜNTÜLÜ, YAZILI ŞEKİLDE; TELEVİZYON, SİNEMA, TİYATRODA OYNATILAMAZ, KOPYALANAMAZ, SESLENDİRİLEMEZ  KASET VE CD YE ÇEKİMİ YAPILARAK, GÖSTERİLEMEZ  (SENARYOLAR FARKLI BİR ÜRÜN İÇİN DE ASLA KULLANILAMAZ  ) KONUYA BAĞLI KALARAK, ANCAK SAHİBİNDEN İZİN ALINARAK, DEĞİŞİKLİK YAPILABİLİR  ÖBÜR TÜRLÜ, HER HANGİ BİR ÜRÜN İÇİN KESİNLİKLE KULLANILMASI YASAKTIR  AKSİNE HAREKET EDENLER HAKKINDA "TELİF HAKLARI YASASI" UYARINCA KANUNİ İŞLEM YAPILIR  KONU1: Bir genç bisikleti ile birlikte evine gitmektedir  Bisikleti bahçeye bırakır  Evin kapısını çalar  Anne, kapıyı açar  Çocuk annesini kucaklar  Dosdoğru kendi odasına çıkar  Üstündekileri çıkartır  Aynanın karşısında yüzünü, sağını ve solunu da iyice boyar  Kapıdan çıkmak üzereyken onu annesi görür  —Anne: Oğlum nereye gidiyorsun? —Genç: Maça gidiyorum Anneciğim  —Anne: Oğlum sağına soluna dikkat et  Sen, biraz yaramazsın  Kimseyle dalaşma  Her şeyi konuşarak ve güzellikle hallet  —Genç: Peki Anneciğim  Genç annesini öper  Bisikletine biner yola çıkar  Bir marketin önünde durur  Çok güzel bir içecek ya da yiyecek alır  Onu, bisikletinin önüne koyar  Tekrar yola çıkar  Biraz gittikten sonra ansızın önüne “korkunç bir köpek, ayı, goril, maymun    ” çıkar  Genç fren yapmak ister, bisikletini durduramaz, yere düşer  Onunla karşı karşıya kalmışlardır  O, ona dişlerini göstermeye başlar  Genç ne yapacağını şaşırmıştır  Yavaş yavaş ayağa kalkarken eli o aldığı şeye değer  Onu eline alıp ayağa kalkar  O, hırlayarak, homurdanarak kendisine yaklaşmaktadır  Genç, renkten renge girmektedir  İstemeyerek o şeyin kapağını, üstünü açar, Ağzına bir tane atar  Hoşuna gitmiştir  İçinden bir tane daha alır  İleri doğru savurur  O şey hayvanın önüne düşer  Yiyeceği ya da içeceği koklar, bir taraftan hırlarken  onu ağzına atar  Genç bir tane daha eline alır onu da atar  Yine onun önüne düşmüştür  Bir taraftan hırlamakta, bir taraftan koklamakta ve o şeyi sonra da yemekte ya da içmektedir  Kendisine sunulanlar hoşuna gitmiştir  Artık gencin her attığı şeyi havada kapmaktadır  Genç, zarar gelmeyeceğini anlayarak canavara yaklaşır  Elinle vermeye başlar  Bir kaç tane verdikten sonra hayvan iki ayakları üzerinde durmaya başlar  Yiyeceği vermeye devam ettiği anda, o şey ayağından başlayarak insan olmaya, insanlaşmaya başlar  O da kendisi gibi bir gençtir  Öyle kuvvetli kucaklaşırlar ki  Onu bisikletinin arkasına alarak maça yetişmek için yola çıkarlar  Sahanın içinden hep birlikte gür bir ses dört tarafa yayılmaktadır  -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU2: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır  Maç saati gelmiştir  İki grubun taraftarları farklı kapılardan maça girmektedirler  Polisler de bir olay çıkmaması için sıkı güvenlik tedbiri almışlardır  Bu maçı birbirlerini deliler gibi seven ama farklı takımları tutan iki sevgili de seyredecektir  Üstlerinde tuttukları futbol takımlarının formaları bulunmaktadır  Maça girerken bile ellerini bırakmamaktadırlar  Diğer iki ellerinde de büyük iki tane kutu bulunmaktadır  Polisler en ince ayrıntısına kadar her tarafı aramaktadırlar  Kutulardaki içecek ya da yiyecek olduğu için bir şey dememişlerdir  Tribüne gelirler  Yan yana fakat kendi tuttukları takımlarının bulunduğu bölümde otururlar  İki tarafın bulunduğu yerin ortasında aşağıdan yukarı kadar polisler ve barikatlar yer almaktadır  Böyle olduğu hâlde bile ellerini bırakmamaktadırlar  Hakemin düdüğünü çalmasıyla birlikte maç başlar  Herkes ayağa kalkmış kendi takımına tempo tutmakta ve birbirlerine çok kötü sözler; el, kol hareketleri yapmaktadırlar  Polisler onları zor zapt etmektedir  İki sevgili de sadece kendi takımları lehinde tezahüratta yapmaktadırlar  Birbirlerinin suratına sevgi ile bakmaktadırlar  Adeta maçın bir kardeşlik ve barış olduğunu birbirlerinin suratına söylemektedirler  Belirli bir süre böyle geçer  İkisi de aynı anda ayağa kalkarlar  Büyük kutunun ağzını açarlar  İçinde çok güzel bir içecek ya da yiyecek vardır  Kız ve erkek rakip taraftarlara teker teker onları sunmaktadır  Bu sahadaki bütün seyircilere yetecek kadar fazladır  Kutuların içindekiler elden ele bütün herkese ulaştırılır  Sevgililer, bulundukları yere dönerler  Ayaktadırlar  Ellerini tutarak kendi takımları için bağırmaktadırlar  O içecek ve yiyecekleri ağzına getirip midesine indirenlerde kardeşlik ve barış duygusunun gelişmesine yol açmıştır  Tribünde herkes ellerini tutarak havaya kaldırır  Aradaki barikatlar ve polisler çekilmişlerdir  O esnada gökyüzünde altlı üstlü üç tane helikopter görülür  Birisinin arkasında büyük bir Türk Bayrağı bulunmaktadır  Onun altındaki helikopterde de Atatürk’ün bir resmi ve yanında da “Ey Türk Gençliği!   ” yer almaktadır  En alttaki helikopterde de reklamı yapılan şeyin resmiyle birlikte“(                      ) Türkiye’yi çok seviyor  ” Yazısı yer almaktadır  Sahada aynı anda tribünlerden tek bir ses duyulmaktadır  -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! -En Büyük Türkiye!   Başka büyük yok! XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU3: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır  Maç saati gelmiştir  İki grubun taraftarları sahaya yakın bir yerde karşılaşırlar  Araları biraz uzaktır  Önce sözlü olarak birbirlerine laf atarlar  Sonra da kaldırım taşlarını sökerek, birbirlerinin üzerine atarlar  Ellerindeki sopa, kesici ve delici aletlerle birbirlerinin üzerine saldırırlar  Ansızın polis arabasının siren sesi duyulur  Dövüş edenleri yakalamak için polis harekete geçmiştir  Her taraf karmakarışık olmuştur  Polisler kovalar, fanatik taraftarlar çil yavrusu gibi sağa sola kaçışırlar  Belirli aralıklarla iki grup çok büyük bir binanın içine girer  Arkalarından da polisler kovalamaktadır  Herkes binanın merdivenlerini yukarı doğru tırmanmaktadırlar  Kimin ne yapacağı belli değildir  Kaçan gençler üzerindeki formaları çıkartarak bir tarafa atmakta ve üstlerini başlarını düzeltmektedirler  Ama yukarıda kendilerinin kaçacakları bir yer yoktur  Gele gele binanın en üst katına gelirler  Büyük bir aynanın yanında dururlar  Aynanın yukarısında:”Lütfen ses yapmayınız  Üstünüzü başınızı düzeltip sessizce içeriye giriniz  ” Yazmaktadır  Aynanın karşısında da bir ATATÜRK KÖŞESİ vardır  Atatürk’ün resmi o büyük aynayla karşı karşıyadır  Aynanın karşısına gelenleri mavi gözleri dikkatle gözlemektedir  Bu bakış kişilerin üzerinde çok büyük bir etki bırakmaktadır  Oraya gelenler insan olduğunun farkına varmaktadırlar  Her gelen genç bu durumla karşılaşmaktadır  Çünkü burası bir KÜTÜPHANE’ dir  Hepsi sessizce kütüphaneye girerler  Kütüphanedeki masalarda kızlı erkekli çocuklar ve gençler hiç ses yapmadan kitap okumaktadırlar  Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birisinin içecek veya yiyecekleri yenmektedir  Gençler ellerine birer kitap alıp masalara otururlar  Artık okumaya dalmışlardır  Polisler oraya gelirler  Herkesin içeride sessizce kitap okuduklarını görürler  Oradan sessizce uzaklaşırlar  Kitap okuyanlar akşamın nasıl olduğunun farkına bile varamazlar  Tekrar şirketin mamülleri yakından gösterilirken, aşağıdaki sözler alt yazı olarak geçer  • Okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık sönmez  - Victor Hugo * Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz  (Atasözü) • XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU4: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır  Maç saati gelmiştir  İki grubun fanatik taraftarları sahaya yakın bir yerde karşı karşıya gelmişlerdir  Aralarındaki tahrikçilerin kışkırtmasıyla birbirlerinin üzerine saldırırlar  Önceden hazırladıkları şişelerdeki Molotofları birbirlerinin üzerlerine atarlar  Ellerinde eskiden savaşlarda kullanılan ilkel sopa, kesici ve delici aletlerden hepsi bulunmaktadır  Birbirlerinin üzerine saldırırlar  Acımasızca birbirlerine vurmaktadırlar  Bir taraftan polislerin sireni, öbür taraftan da ambulanslar yaralıları hastanelere taşımaktadırlar  Polisler zorlukla olayı bastırmıştır  Hastaneler, ağzına kadar yarılılarla dolmuştur  Kimisi ayakta tedavi olmaktadır  İki ağır yaralı için kan anonsu yapılmaktadır  Hastanenin hoparlörü kan ihtiyacını tekrar etmektedir  Aileler de çocuklarını merak etmişler, hastanenin bahçesini doldurmuşlardır  Aranan kan iki kişide bulunmuştur  Bunlar farklı takımlardaki taraftarlardır  Kan vermek için söylenen yere gelirler  Burada dört yatak vardır  Yatakların ikisin de iki farklı yaralı yatmaktadır  Doktor kan gruplarını sorar  Birisini bir yatağa, diğerini de öbür yatağa yatırır  Artık dışarıda birbirlerini öldürmek için sopalarla saldıranlar diğerinin hayatını kan vererek kurtarmaktadır  Dört kişi boş kalan diğer elleriyle birbirlerinin ellerini sıkıcı tutmakta ve birbirlerine sevgi ile bakmaktadırlar    (                        ) Türkiye’yi çok seviyor  Gençler! Fikirler; zorla ve şiddetle, top ve tüfekle, asla öldürülemez  Gençlerin her şeyden önce, millete güven vermeleri gerekir  Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir  ATATÜRK Atatürk ün sözleri ekranda gösterilir  XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX KONU5: Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde mücadele eden en büyük iki takımın İstanbul’da karşılaşması vardır  Maç saati yaklaşmıştır  Fanatik taraftarlar maça hazırlıklı gelmişlerdir  İki grup karşılıklı yerlerini almışlardır  Önce bağrışmalar, küfürler ve birbirlerine yumruk sallamalar görülür  Söktükleri kaldırım taşlarını birbirlerine savururlar  Sonra da vücutlarının muhtelif yerlerinden çıkarmış oldukları sopa, delici ve kesici aletlerle birbirlerine saldırırlar  Polis arabalarının siren sesi duyulur  Arabalarından atlayan polisler olay çıkartan kalabalığı çember içine alır  Kaçacakları bir yer kalmamıştır  Polisler üst baş aramalarına başlamıştır  İnsanın kanını donduracak aletler gençlerin üzerinden çıkmaktadır  Yakalanan aletlerin hepsi bir yerde toplanmaktadır  Aslında bu sahne bir SİNEMA YA DA TELEVİZYON da gösterilmektedir  Büyük bir salonda seyirciler vardır  Seyircilerin hepsi birer masaya oturmuşlardır  Masalarının üzerinde de Türkiye’nin en güzel içecek ve yiyecekleri bulunmaktadır  Seyirciler de çok özeldir  Devletin en üst yetkilileri, Federasyonun başkan ve yardımcıları, kulüp başkanları, bütün futbolcular formalarıyla birlikte, onların eşleri ve çocukları da    Bu sahneyi seyretmektedirler  Bir taraftan da o taze içecek ve yiyecekleri yemektedirler  Kamera teker teker o kişileri göstermektedir  Bu esnada Atatürk’ün görüntüsü ve sesi ekrandan gençlere kendi özdeyişleri ile seslenmektedir  Gençler! En büyük davamız, en uygar millet olarak varlığımızı yükseltmektir  En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır  En kötü barış, en iyi savaştan iyidir  Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz  Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz devam ettireceksiniz  ATATÜRK HASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) | 
|   | 
|  | 
|  |