![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiAtom Mucizesi "NEDEN?" Bu soru, cevabına ulaşıldığında insanı bambaşka bir dünyaya götürecek bir kapının anahtarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanoğlu içinde yaşadığı dünyada "ne", "nasıl" ve "ne şekilde" gibi pek çok sorunun cevabını aramakta, ancak bu soruların ardından oldukça kısa bir yol katedebilmektedir ![]() ![]() Bu yazıda, canlı-cansız her şeyin temeli olan "atom" konusunu ele alacağız ![]() ![]() ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gerçek, 14 asır önce Allah katından indirilmiş olan Kuran'da da açıklanmıştır ![]() ![]() ![]() Allah tarafından yaratılan her şeyin olağanüstü mükemmellikte olması ve kusursuz bir düzen içinde işlemesi elbette ki çok doğaldır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiAtomun Oluşum Serüveni Görkemli boyutlarıyla insan aklının kavrama sınırlarını zorlayan evren, var olduğu ilk andan itibaren hassas dengeler üzerinde ve büyük bir düzen içerisinde, hiç şaşmadan işlemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat yaratılış delillerine gözlerini kapamaya çalışan bilimadamları, yıllardır ardı arkası kesilmeyen bu sorulara cevap vermekte çok büyük zorluklar çekmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() EVRENİN YARATILIŞI "Evren nasıl var oldu?" sorusu insanların yüzyıllardır cevap aradıkları bir sorudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sir Fred Hoyle20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ünlü İngiliz astronom Sir Fred Hoyle da bu teoriden rahatsız olanlar arasında sayılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EVRENİN GENİŞLEMESİ VE BİG BANG GERÇEĞİ ![]() Georges Lemaitre 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lemaitre'in söylediği çok önemli bir şey daha vardı: Ona göre bu başlangıç anındaki patlamadan arta kalan bir radyasyon olmalıydı ve bu saptanabilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hubble'ın bu tespiti, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfının mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfının da kızıl yöne doğru kaydığı fiziksel gerçeğine dayanıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Edwin Hubble (solda), Alpha Centauri yıldızlarının ışıklarının kızıl ve maviye kaymaları, bu yıldızların birbirlerinin yörüngelerinde hareket ettiklerini ortaya çıkarmıştır ![]() ![]() "… Lemaitre iki yıla kalmadan ummaya cesaret edemediği bir haber aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doppler etkisine göre galaksi dünyadan sabit bir uzaklıktaysa ışık dalgalarının spektrumu sabit gözükecektir (üstte), galaksi bizden uzaklaşıyorsa dalgalar uzayacak, kızıla kayacaktır (ortada), galaksi bize doğru yaklaşıyorsa dalgalar sıkışmış gözükecek ve maviye kayacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte dünyanın gelmiş geçmiş en önemli bilim adamı sayılan Einstein'ı ayağa fırlatan bu gerçek evrenin bir başlangıcı olduğu gerçeğiydi ![]() Evrenin genişlemesiyle ilgili yapılan gözlemler arttıkça yeni iddialar da birbirini izliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Big Bang'in gösterdiği önemli bir gerçek vardı: Sıfır hacim "yokluk" anlamına geldiğine göre, evren "yok" iken "var" hale gelmişti ![]() ![]() DELİLLERİYLE BÜYÜK PATLAMA ![]() ![]() ![]() Bu varsayımı takip eden yıllarda tüm bilimsel buluşlar bütünüyle Big Bang'i doğrular şekilde birbirini izledi ![]() ![]() ![]() Olağanüstü bir eş yönlülük sergiliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() George Smoot George Smoot ve NASA'daki ekibinin, Penzias ve Wilson'ın ölçümlerini doğrulaması uzaya gönderilen COBE uydusu sayesinde, yalnızca sekiz dakika sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evrenin büyük bir patlama sonucu oluştuğunu delillendiren COBE uydusunun fırlatılış anıBir başka delil ise uzaydaki hidrojen ve helyum gazlarının miktarının hesaplanmasıyla ortaya çıktı ![]() ![]() Bu delillerin ortaya çıkması, Big Bang'in bilim dünyasında kesin kabul görmesiyle sonuçlandı ![]() ![]() Uzun yıllar boyunca "sonsuz evren" fikrini savunan isimlerden de itiraflar birer birer geliyordu ![]() Sabit durum teorisini savunanlarla, onu test eden ve bence onu çürütmeyi uman gözlemciler arasında, bir dönem çok sert çekişme vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALLAH EVRENİ YOKTAN VAR ETMİŞTİR Gelişen bilimin ortaya çıkardığı tüm delillerle birlikte "sonsuz evren" kavramı da tarihe karışmış oluyordu ![]() ![]() Büyük patlama öncesinde ne olduğu sorusuna verilecek tek bir cevap vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İtiraflarda bulunmanın insan ruhuna iyi geldiğini söylerler ![]() ![]() ![]() ![]() İngiliz materyalist fizikçi H ![]() ![]() Bence, bu noktadan daha da ileri gitmek ve tek kabul edilebilir açıklamanın yaratılış olduğunu onaylamak zorundayız ![]() ![]() ![]() KURAN'IN İŞARETLERİ Big Bang modeli, insanlığın evreni tanımasına yardımcı olurken, çok önemli bir işlev daha gerçekleştirmiştir ![]() ![]() Dini kaynaklar tarafından savunulan bu gerçek, "evrenin yoktan yaratıldığı gerçeği"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O (Allah) gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır ![]() ![]() ![]() Günümüzden tam 14 asır önce insanların evrenle ilgili bilgilerinin son derece kısıtlı olduğu zamanlarda yine Kuran'da bildirilen bir başka gerçek de, aynı Big Bang teorisinin ortaya koyduğu gibi, tüm evrenin, çok küçük bir hacimde bir arada iken ayrılıp genişlemesiyle ortaya çıkmış olduğudur: O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişikken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık ![]() Üstteki ayetin Arapça orijinalinde çok önemli bir kelime seçimi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz ![]() Kısacası modern bilimin bulguları bir yandan materyalist dogmayı geçersiz kılarken, öte yandan da Kuran ayetleri ile haber verilen gerçekleri bir kez daha tasdik etmektedir ![]() ![]() MADDENİN AN AN YARATILIŞI Big Bang teorisinin de bir kez daha ortaya koyduğu gibi, Allah evreni yokluktan var etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fiziğin tanımlayabildiği olaylar en küçük zaman birimi olan 10-43 saniyeden itibaren başlar ![]() ![]() ![]() Çünkü bilim adamlarının ellerinde hesap yapabilmeleri için gereken malzeme yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanın olmadığı bir andan başlayan bu yaratılışı an an madde evreninin ve fizik kurallarının ortaya çıkmasını sağlamıştır ![]() Yukarıda da belirttiğimiz gibi fizikte her şey 10-43 saniye sonrasından itibaren hesaplanabilir ve ancak bu andan sonra enerji ve zaman tarif edilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu andan sonra oluşacak her atom parçacığının hangi anda ortaya çıkacağı çok önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi burada durup biraz düşünelim ![]() Büyük Patlama teorisi, evreni oluşturan tüm maddenin yokluktan ortaya çıktığını göstermesiyle Allah'ın varlığının bir delilini ortaya koymuş oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir aşama sonra, 10-1 saniye kadar bir zamanın geçtiği bir ana geliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hidrojen ve helyum çekirdekleri gibi kararlı atom çekirdeklerinin oluşmaya başladığı dönem de işte bu dönemdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Örneğin elektron ve pozitronları ele alalım: Elektron ve pozitron bir araya geldiğinde enerji açığa çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Steven Weinberg İşte, Büyük Patlama'dan sonra ortaya çıkan parçacıkların sayısı bu kadar ince bir hesapla belirlenmiş ve sonuçta madde evreni oluşabilmiştir ![]() ![]() ![]() Evrende ilk birkaç dakikada gerçekten de kesin olarak eşit sayıda parçacık ve karşıt parçacık oluşmuş olsaydı, sıcaklık 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Helyum AtomuPatlamanın hızının nispeten yavaşlamasıyla birlikte neredeyse kütlesi dahi olmayan bu parçacıklar birbirlerinin etkisine girmeye başlarlar ![]() ![]() ![]() İnsan kavrayışının çok üstünde bir tasarım ürünü olan ve yapıları çok hassas dengeler üzerine oturan bu parçacıkların tesadüfler sonucu bir araya gelip, üstelik de hepsinin aynı davranışta bulunmaları kuşkusuz imkansızdır ![]() ![]() ![]() ![]() Öyleki bu haliyle, adeta kurulmuş bir saat gibi çalışan bu sistem, çalışmaya başlamadan önce bu ince ayarlarıyla birlikte programlanmıştır ![]() ![]() Evreni düzenleyen, tasarlayan ve kontrol eden bu irade, elbette ki her şeyin yaratıcısı olan Allah'tır ![]() Bu tasarım yalnızca atomda değil, evrenin büyük küçük her kütlesinde gözlemlenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hidrojen Atomu Oluşumu tek başına bir mucize olan hidrojen atomunu diğer atomların oluşması takip etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer Big Bang'ten bir saniye sonra genişleme oranı, 100 ![]() ![]() Bu derece ince hesaplar üzerine kurulmuş olan Büyük Patlama, zamanın, mekanın ve maddenin kendiliğinden var olmadığını, herşeyin Allah tarafından yaratıldığını açıkça ortaya koymaktadır ![]() ![]() Nitekim bu konu ile ilgilenen pek çok bilim adamı evrenin yaratılışında sonsuz bir kuvvetin varlığını ve büyüklüğünü kabul etmiş durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EVRENDEKİ TEMEL KUVVETLER Evrendeki fizik kurallarının Büyük Patlama'nın ardından ortaya çıktığından bahsetmiştik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güçlü nükleer kuvvet: 15Zayıf nükleer kuvvet: 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Yazının başından bu yana atomun an an nasıl yaratıldığını ve bu yaratılıştaki hassas dengeleri inceledik ![]() ![]() ![]() Bu kuvvet atomun çekirdeğindeki protonların ve nötronların dağılmadan bir arada durmalarını sağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güçlü nükleer kuvvetin açığa çıktığı zaman ne kadar büyük tahrip gücü olduğunu bize Hiroşima ve Nagazaki'deki tecrübeler göstermiştir ![]() ![]() 2 ![]() Şu an yeryüzündeki düzeni sağlayan en önemli etkenlerden biri de atomun kendi içinde dengeli bir yapıya sahip olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu işlem sonucunda çekirdekteki proton sayısı değiştiği için, artık atom da değişmiş, farklı bir atom olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Bu kuvvetin keşfedilmesi fizik dünyasında bir çığır açtı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Bu kuvvet algılayabildiğimiz tek kuvvet olmasına rağmen, aynı zamanda da hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz kuvvettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yerçekiminin olmadığı bir ortamda ancak özel düzenekler kullanılarak belli bir süre kalınabilir ![]() ![]() Bu konuda araştırma yapan bütün bilim adamları bahsettiğimiz temel kuvvetlerin büyük bir özenle tespit edilmiş olmasının, evrenin varlığı için vazgeçilmez olduğunu kabul etmektedir ![]() Ünlü moleküler biyolog Michael Denton, Nature's Destiny: How the Laws of Biology Reveal Purpose in the Universe (Doğanın Kaderi: Biyoloji Kanunları Evrendeki Amacı Nasıl Gösteriyor) adlı kitabında bu gerçeği şöyle vurgular: Eğer yerçekimi kuvveti bir trilyon kat daha güçlü olsaydı, o zaman evren çok daha küçük bir yer olurdu ve ömrü de çok daha kısa sürerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ünlü fizikçi Paul Davies ise, evrendeki fizik yasalarının bu tespit edilmiş ölçüleri karşısındaki hayranlığını şöyle ifade eder:Ve insan kozmolojiyi araştırdıkça, inanılmazlık giderek daha belirgin hale gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm evrende bu temel kuvvetlerin üzerine kurulmuş üstün bir tasarım ve kusursuz bir düzen hüküm sürmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiAtomun Yapısı Hava, su, dağlar, hayvanlar, bitkiler, vücudunuz, oturduğunuz koltuk, kısacası en ağırından en hafifine kadar gördüğünüz, dokunduğunuz, hissettiğiniz her şey atomlardan meydana gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu küçüklüğü bir insanın gözünde canlandırması pek mümkün değildir ![]() Elinizde bir anahtar olduğunu düşünün ![]() ![]() ![]() ![]() Tek bir tuz tanesinin tüm atomlarını saymak istediğimizi düşünelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu derece küçük olmasına rağmen atomun içinde evrende gördüğümüz sistemle kıyaslanabilecek kadar kusursuz, eşsiz ve kompleks bir sistem bulunmaktadır ![]() Her atom, bir çekirdek ve çekirdeğin çok uzağındaki yörüngelerde dönüp-dolaşan elektronlardan oluşmuştur ![]() ![]() Bu bölümde, canlı-cansız her şeyin temelini oluşturan atomun olağanüstü yapısını ve atomların nasıl birleşerek molekülleri, dolayısıyla maddeyi oluşturduğunu inceleyeceğiz ![]() ÇEKİRDEKTE SAKLI GÜÇ Çekirdek, atomun tam merkezinde bulunmaktadır ve atomun niteliğine göre belirli sayılarda proton ve nötrondan oluşmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çekirdek, proton ve elektronlardan oluşan atomun her parçasını üçlü bir kuark grubu meydana getirir ![]() Bu büyüklüğü (daha doğrusu küçüklüğü) yine gözümüzde canlandıramayacağımıza göre, kiraz örneğimizden devam edebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyle ki, çekirdeğin 10-13 cm olan çapı ile, atomun 10-8 cm olan çapını kıyasladığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkar: Atomu bir küre şeklinde kabul ederek bu küreyi tamamen çekirdekle doldurmak istediğimiz takdirde bu iş için 1015 (1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bundan daha şaşırtıcı bir durum vardır: Boyutları atomun 10 milyarda biri olmasına rağmen, çekirdeğin kütlesi atomun kütlesinin % 99 ![]() ![]() Bunun sebebi şudur: Atomun kütlesini oluşturan yoğunluk tüm atoma eşit olarak dağılmamıştır, yani atomun bütün kütlesi atomun çekirdeğinde birikmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kuvvetin doğadaki kuvvetlerin en güçlüsü olarak, bir atomun çekirdeğini bir arada tuttuğundan, onu dağılmaktan kurtardığından bahsetmiştik ![]() ![]() ![]() ![]() Kısacası gözle göremeyeceğimiz kadar küçük bir atomun içinde, birbiriyle etkileşim halinde iki büyük kuvvet bulunur ![]() ![]() Atomun boyutlarını ve evrendeki atom sayısını dikkate aldığımızda, ortada muazzam bir denge ve tasarım olduğunu görmemek mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ATOMDAKİ BOŞLUK ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Temel parçacıklar arasında çok büyük bir boşluk egemendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu noktada evrende bilinen en büyük mekanla, en küçük mekan arasında bir benzerlik ortaya çıktığını fark ederiz ![]() ![]() ![]() ![]() ÇEKİRDEĞİN İÇİ: PROTON VE NÖTRONLAR 1932 yılına dek, çekirdeğin proton ve elektronlardan oluştuğu sanılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EVRENDEKİ ÇEŞİTLİLİĞİN KAYNAĞI Şu ana kadar tespit edilebilmiş 109 tane element vardır ![]() ![]() ![]() ![]() 3- pirit 4- topaz 5- mavi safir 6- kalsit 7- bakır 8- alçı taşı 9- flüorit 10- topaz 11- talk 12- demir 13- zımpara taşı 14- kömür 15- galen 16- quart 17-barit sülfüt 18- feldispat 19- elmas 20- apatit 21- altın 22-feldispat 23- kaya tuzu 24- quartz Elementleri temelde birbirlerinden farklı kılan şey atomlarının çekirdeklerindeki proton sayılarıdır ![]() ![]() Elementleri temelde birbirlerinden farklı kılan şey, atomlarının çekirdeklerindeki proton sayılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİZİKSEL VARLIĞIN SINIRI: KUARKLAR Atomun çekirdeğindeki proton ve nötronlar kuark adı verilen daha küçük parçacıkların biraraya gelmesiyle oluşurlar ![]() ![]() Atomun yapısından kuark'ın yapısına: Modern hızlandırıcılar kullanılarak, atomu oluşturan en küçük parçacıkları incelemek mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() Bu buluştan sonra, atomun içindeki "alt parçacıkları" ve onların kendilerine has hareketlerini incelemek üzere "Parçacık Fiziği" isimli bir fizik dalı ortaya çıkmıştır ![]() ![]() İnsan aklının kavrama sınırlarını aşan küçüklükteki protonu oluşturan kuarkların boyutu ise daha da hayret vericidir: 10-18 (0,000000000000000001) metre ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Parçacık Fiziği" alanında hiç durmadan parçacıklar dünyasını aydınlatmak için araştırmalar yapılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün bilim adamları bu konu ile ilgili çeşitli tezler öne sürerler, ama yukarıda da belirttiğimiz gibi bu sınır fiziksel evrenin son noktasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan ise kendi vücudundaki organlarda, sistemlerde her saniye işleyen bu kusursuz mekanizmadan yeni yeni haberdar olmaya başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ATOMUN DİĞER UCU: ELEKTRONLAR Elektronlar tıpkı dünyanın güneş çevresinde dönerken, aynı zamanda kendi çevresinde dönmesi gibi, atom çekirdeğinin çevresinde dönen parçacıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yandaki resimde elektronların dalga hareketine göre çizdikleri dört farklı yörünge tipi gösterilmektedir ![]() ![]() ![]() En güçlü mikroskopların bile göremeyeceği kadar küçük bir alanda dönüp-duran onlarca elektron, atomun içinde çok karışık bir trafik yaratır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yani birbirinden kütle ve hız olarak tamamen farklı olan gezegenler, doğal olarak Güneş'in etrafında farklı yörüngelere yerleşmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Elektronlar, nötron ve protonların neredeyse ikibinde biri kadar ufak parçacıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk olarak, normal koşullarda hepsi eksi yüklü olan elektronların bu kurala uyup birbirlerini itmeleri ve çekirdeğin etrafından dağılıp-gitmeleri gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bu olumsuzlukların hiçbiri olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu etkenlerin yanı sıra, çekirdekteki protonları ve nötronları birbirine bağlayan nükleer kuvvetler olmasaydı, eşit yüke sahip olan protonlar değil kenetlenmek, birbirlerine yaklaşamayacaklardı bile ![]() ![]() ![]() Bütün bu ince hesaplar, tek bir atomun bile başıboş olmayıp, Allah'ın kusursuz denetiminde hareket ettiğinin bir göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın yarattığı bu denge, bilim adamları tarafından yıllar boyunca araştırılarak çözülmeye çalışılmış ve sonunda gözlenen olaylara sadece çeşitli isimler takılmıştır: "elektromanyetik kuvvet", "güçlü nükleer kuvvet", "zayıf nükleer kuvvet", "kütlesel çekim kuvveti"… Ancak, yazının girişinde de değindiğimiz gibi, kimse "Neden?" sorusu üzerinde düşünmemiştir ![]() Bütün bu sorular karşısında bilim adamları çaresiz kalmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugüne kadar hiçbir bilim adamı atomdaki, dolayısıyla evrendeki kuvvetlerin sebebini, kaynağını ve niçin belli durumlarda belli kuvvetlerin ortaya çıktığını izah edememiştir ![]() ![]() ![]() Elektrik, hayatımızın en önemli parçalarından biridir ![]() ![]() Bir düğmeye basıyoruz çevremiz aydınlanıyor, bir düğmeye basıyoruz tüm elektrikli aletler çalışmaya başlıyor ![]() ![]() ![]() Elektrik (-) negatif yük sahibi elektronların ve iyonların hareketi sonucu oluşan yük akımıdır ![]() ![]() Saniyede 1 Amper'lik akım demek, bir kesitten saniyede 6 milyar kere milyar elektron geçişi demektir ![]() ![]() Bu tür "isim takmalar" bilim dünyasında büyük buluşlar olarak değerlendirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HIZLANDIRILAN PARÇACIKLAR HIZLANDIRICILAR VE ÇARPIŞTIRICILAR Maddenin temel yapı taşı olan parçacıkları araştırmak, atomdan milyonlarca defa daha küçük parçacıkları incelemekle mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1950'li yıllardan başlayarak hızla gelişen hızlandırıcı ve dedektör teknolojileri sayesinde çok yüksek enerjili çarpışmalar gerçekleştirilmiş ve bu çarpışmaların gelişmiş detektör sistemlerininde incelenmesi ile maddenin temeli diye bildiğimiz proton ve nötronların kuark ismini verdiğimiz parçacıklardan oluşan bir alt yapısı olduğu anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() CERN parçacık fiziği laboratuvarı yerin 100 metre altında ve 27 kilometre uzunluğunda inşa edilmiştir ![]() ![]() CERN parçacık fiziği laboratuvarı İsviçre-Fransa sınırında kurulmuş, 19 Avrupa ülkesinin üyeliği ile oluşan uluslararası nitelikte bir araştırma merkezidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elektronlar atomun içinde son derece karmaşık bir yörünge izlerler ![]() ![]() ELEKTRONLARIN YÖRÜNGESİ En güçlü mikroskopların bile göremeyeceği kadar küçük bir alanda dönüp duran onlarca elektron, daha önce de belirtildiği gibi atomun içinde son derece karışık bir trafik yaratırlar ![]() ![]() ![]() Atom çekirdeğinin çevresinde 7 tane yörünge vardır ![]() ![]() ![]() Evreni oluşturan sınırsız sayıdaki atomun elektron yörüngelerinin asla şaşmadan 2n2 formülüne uyarak belirli bir sayıda kalmaları bir düzenin göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() KURAN'DAN İŞARETLER Elektronların yörüngesi konusunu incelerken Kuran'da bu konuya işaret eden bir ayet hakkında da düşünmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır ![]() ![]() Bu sayı hiçbir zaman değişmez; ne altı olur ne de sekiz ![]() ![]() Ayetlerden anlaşıldığı gibi Alemlerin Rabbi olan Allah, her şeyi kusursuz bir ölçü, hesap ve düzen içinde yaratandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DALGA MI, PARÇACIK MI? ![]() ![]() ![]() Işığın, tıpkı havuza atılan bir taşın su yüzeyinde yaptığı dalgalanmalar gibi yayıldığı bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elektronların ve ışığın nasıl davrandıklarını artık biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilim adamları, elektronların bu şekilde davranmalarını hiçbir şekilde açıklayamadıkları için çözüm olarak bu harekete yeni bir isim takmışlardır: "Kuantum Mekaniksel Hareket" ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, burada Feynman'ın bahsettiği "çıkmaz sokak" aslında çıkmaz değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır ![]() ![]() ELEKTRONLARIN KAPISINI AÇTIĞI RENGARENK DÜNYA Kapkara bir dünyada yaşamak nasıl olurdu, hiç düşündünüz mü? Bedeniniz, çevrenizdeki insanlar, denizler, gökyüzü, ağaçlar, çiçekler, kısacası her şeyin kapkara olduğunu gözünüzde bir canlandırın ![]() ![]() ![]() Peki, yeryüzünü renkli kılan nedir? Dünyamızı olağanüstü güzel kılan renkler nasıl oluşmaktadırlar? Maddenin yapısında bulunan bazı özellikler bizim maddeyi renkli olarak algılamamıza yol açarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elektronların yörüngelerinin her birinin altında da "alt yörüngeler" vardır ![]() ![]() Elektronun yörüngeler arasında seyahat etmesi için dışardan enerji alması gerekir ![]() ![]() Güneşten dünyamıza ulaşan ışınların yüzde yetmişi dünya üzerindeki canlılığın var olması için en uygun olan ışınlardır ![]() Foton, en basit anlatımıyla "ışık parçacığı"dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş'ten dünyaya gelen bu fotonlar yeryüzündeki maddelerin atomlarına çarptıklarında, atomların elektronlarında seyahatler başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda da belirttiğimiz gibi atomdaki her bir yörüngenin altında bir de alt yörüngeler vardır ve elektronlar bu alt yörüngeler arasında seyahat ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Renklerin oluşumundaki bu üstün tasarım, bizleri tek bir gerçeğe götürmektedir: Evren, en küçük parçasından en büyüğüne kadar çok büyük bir uyum ve düzen içinde yaratılmıştır ![]() ![]() Yani bir cismin rengi, ışık kaynağından gelen ışığın özelliğine ve söz konusu cismin bu ışığın ne kadarını dışarı yansıttığına bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Bu noktada bir kere daha durup düşünelim ![]() Gözle görülemeyecek kadar küçük bir madde olan atomun çekirdeğinin etrafında inanılmaz bir süratle dönen elektronlar, mevcut yörüngelerinden bir anda kaybolup alt-yörünge adı verilen bir başka mekana geçiyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş'ten gelen fotonlar yeryüzündeki maddelerin yapılarını etkileyerek, renkli bir dünya görmemizi sağlar ![]() Bu müthiş mekanizma, insan yapısı hiçbir makinenin işleyişine benzetilemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi şöyle bir soru soralım: Issız bir çölde ilerlerken yerde işleyen bir saat görseniz, bunun toz, toprak, kum ve taşlardan şans eseri oluştuğunu düşünür müsünüz? Bunu hiç kimse düşünmez, çünkü saatteki tasarım ve akıl her yönüyle gözler önündedir ![]() ![]() ![]() Allah gördüğümüz ve göremediğimiz her yeri sonsuz bir sanatla yaratmış ve bizim haberimiz bile olmadığı halde sayısız sebebi bizim emrimize vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, çevresini saran yaratılış örnekleri hakkında bilgisi arttıkça, Allah'ın kendisini her yönden kuşattığını, gökten yere her işi onun düzenlediğini, kontrolünü elinde tuttuğunu, kendi canının bir gün mutlaka alınacağını ve dünyada yaptıklarından hesaba çekileceğini çok daha iyi kavrayabilir ![]() ![]() ![]() PARÇACIKLARIN PROGRAMLANMIŞ HAREKETİ Buraya kadar, atomu oluşturan parçacıkların özelliklerini inceledik ![]() ![]() ![]() "Spin hareketi" basit olarak nesnenin kendi ekseni etrafında dönmesi anlamına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atomu oluşturan parçacıkların kendi eksenleri etrafında olağanüstü bir hızla dönüşlerine "spin" adı verilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi, "spin" hareketi, şu ana kadar gördüğümüz diğer tüm özelliklerde olduğu gibi, evrenin oluşumunda son derece hayati bir öneme sahiptir ![]() "Eğer dünya, dışlama ilkesi olmadan yaratılsaydı kuarklar, birbirinden ayrı ve kesin tanımlı proton ve nötronları oluşturamazdı ![]() ![]() ![]() Bilim bugün atom altı parçacıkların bu olağanüstü hareketlerini keşfetmiştir, ama parçacıkların neden böyle hareket ettiklerini bir türlü açıklayamamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiMaddeye Giden İkinci Basamak : Moleküller Sizce çevrenizde gördüğünüz cisimleri birbirinden farklı kılan şey nedir? Renklerini, biçimlerini, kokularını, tatlarını birbirinden farklılaştıran nedir? Neden bir madde yumuşakken diğeri sert, bir diğeri akışkandır? Buraya kadar okuduklarınızdan hareket ederek bu sorulara "atomların farklılığıdır" diye cevap verebilirsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maddeye giden ilk basamak olan atomlardan sonra ikinci basamak moleküllerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KİMYASAL BAĞLAR Yukarıda da belirtildiği gibi kimyasal bağlar, atomların dış yörüngelerindeki elektronların hareketleriyle oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Moleküller arasında ise genel olarak "zayıf bağlar" başlığı altında toplanan özel bağlar görev yapar ![]() ![]() ![]() Bu bağların özellikleri nedir ve nasıl kurulurlar, kısaca ele alalım ![]() Bu bağ ile birleşen atomlar son yörüngelerindeki elektron sayısını 8’e tamamlamak için birbirleriyle elektron alışverişinde bulunurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugüne kadar atomların bir araya gelmek için aralarında kurdukları bağlar çok genel biçimde tarif edilebilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa atomlar ilk yaratıldıkları andan itibaren sahip oldukları bu eğilim sayesinde moleküllerin ve maddenin kusursuz bir biçimde meydana gelmesi için hizmet ederler ![]() KOVALENT BAĞLAR Atomların arasındaki bağları inceleyen bilim adamları ilginç bir durumla karşılaştılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atomların yörüngelerindeki elektronların neden böyle bir eğilimi olduğu sorusunu ise bilim adamları cevaplayamamaktadır ![]() ![]() Acaba tüm bu bağlarla kaç farklı bileşik oluşabilmektedir? Laboratuvarlarda her gün yeni bileşikler oluşturulmaktadır ![]() ![]() ![]() Bir element acaba en fazla kaç değişik bileşik oluşturabilir? Bu sorunun cevabı oldukça ilginçtir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() CANLI HAYATININ TEMEL TAŞI: "KARBON" ATOMU ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karbonun en önemli özelliklerinden birisi, birbiri ardınca dizilerek çok kolay zincir oluşturabilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktada, zincirin şeklinin önemi çok büyüktür ![]() ![]() ![]() Karbon bileşiklerinin bazıları sadece birkaç atomdan oluşur ![]() ![]() ![]() "Karbon, çok olağan dışı bir elementtir ![]() ![]() ![]() ![]() ÜÇ BENZER MOLEKÜL SONUÇ: ÜÇ ÇOK FARKLI MADDE Moleküller arasındaki birkaç atomluk bir farklılık bile, çok değişik sonuçlar oluşturur ![]() ![]() ![]() C18H24O2 ve C19H28O2 Bu moleküller nedir, bir tahminde bulunabiliyor musunuz? Hemen söyleyelim: Birincisi Östrojen, ikincisi ise testesteron’dur ![]() ![]() ![]() Şimdi, vereceğimiz formüle bir bakın: C6H12O2 Yukarıdaki molekül, östrojen ve testesteron hormonları moleküllerine ne kadar da benziyor, değil mi ? Peki, bu molekül nedir ? Başka bir hormon mu? Hemen cevaplayalım: Bu molekül şeker molekülüdür ![]() Aynı çeşit elementlerden oluşan bu üç molekül örneğinde, atom sayılarındaki farklılığın, ne derece farklı maddeler oluşturabildiği çok net olarak görülür ![]() ![]() İngiliz kimyager Nevil Sidgwick’de, Chemical Elements and Their Compounds (Kimyasal Elementler ve Bunların Bileşikleri) adlı eserinde karbonun canlılar için ne denli önemli olduğunu şöyle vurgular: Karbon, yapabildiği bileşiklerin sayısı ve çeşitliliği yönünden, diğer elementlerden tamamen farklı, özgün bir yapıdadır ![]() ![]() ![]() Çok değerli bir taş parçası olan elmas, doğada genelde grafit halinde bulunan karbonun bir türevidir ![]() Karbonun sadece hidrojen ile kurduğu farklı bağlar, "hidrokarbonlar" olarak bilinen büyük bir aileyi meydana getirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YAN YANA GELEN HER ATOM HEMEN REAKSİYONA GİRSEYDİ NE OLURDU? Az önce tüm evrenin 109 farklı elementin atomlarının birbirleriyle reaksiyona girmeleri sonucu oluştuğunu söylemiştik ![]() ![]() Örneğin, oksijenle hidrojen her bir araya geldiğinde su oluşmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir örnekle açıklamak gerekirse, hidrojen ve oksijen molekülleri oda sıcaklığında çok yavaş tepkimeye girerler, yani "su" oda sıcaklığında çok yavaş oluşur ![]() ![]() Moleküllerin tepkimeye girebilmeleri için gereken minimum enerji miktarı, "aktifleşme enerjisi" adı verilen enerji düzeyidir ![]() ![]() Düşünün ki, yeryüzündeki sıcaklık biraz daha yüksek olsaydı, atomlar çok çabuk tepkimeye girerdi ve doğadaki denge de bozulurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz bilimin bu noktada verdiği cevap, gözlemlediği fizik kurallarına bir isim takmaktan ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte materyalistlerin cevap veremediği bu noktada, aklı ve vicdanıyla bakan bir göz için durum son derece açıktır: Hiçbir şekilde tesadüflerle açıklanamayacak olan evrendeki kusursuz dengeler, üstün bir aklın ve iradenin dilemesi sonucu gerçekleşmiştir ![]() ![]() MOLEKÜLLER ARASI BAĞLAR: ZAYIF BAĞLAR ![]() ![]() ![]() Atomları birbirine bağlayan bağlar bu bağlara nisbeten çok daha kuvvetlidirler ![]() ![]() Peki maddeyi oluşturmak üzere moleküller nasıl birleşirler? Moleküller oluştuktan sonra bir dengeye sahip oldukları için artık moleküller arasında elektron alışverişi olmaz ![]() Bu soruyu cevaplamaya çalışan kimyacılar farklı teoriler üretmeye başlamışlardır ![]() ![]() Bu bağlar canlıların kimyası olarak bilinen organik kimya için çok önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir çeşit zayıf bağ olan "hidrojen" bağları da hayatımızda çok önem taşıyan maddelerin baş aktörleridir ![]() ![]() MUCİZE BİR MOLEKÜL: SU Dünyamızın üçte ikisi yaşam için özel olarak seçilmiş bir sıvıyla, "su"yla kaplıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeşil donatıldı ![]() ![]() Hiç su olmasa yeryüzü nasıl görünürdü? Şüphesiz her yer çölden ibaret olurdu, denizlerin yerlerinde dipsiz ve ürkütücü çukurlar yer alırdı ![]() ![]() Yeryüzündeki hayatın temeli olan suyun oluşabilmesi ise aslında son derece zordur ![]() ![]() ![]() ![]() Oluştursalar da çok yavaş olarak, mesela binlerce yıl gibi bir süre sonra kabın dibinde çok az miktarda su meydana gelebilir ![]() Böyle bir durumda suyun bu derece yavaş oluşmasının sebebi sıcaklıktır ![]() ![]() Oksijen ve hidrojen, serbest halde iken H2 ve O2 molekülleri halinde bulunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SUYUN MUCİZEVİ ÖZELLİKLERİ Su, kimyasal olarak pek çok olağanüstü özelliğe sahiptir ![]() ![]() ![]() Şimdi kısaca kimyasal olarak suyun nasıl oluştuğuna bakalım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hidrojen bağlarının suya kattığı bir başka özellik de, suyun sıcaklık değişimlerine direnç göstermesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde, suyun buharlaşmak için de çok büyük bir ısı enerjisine ihtiyacı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer suyun üstten donma özelliği olmasaydı, denizlerin çok büyük bir bölümü tüm yıl boyunca donacak ve denizdeki canlı yaşamı çok büyük bir tehlikeye girecekti ![]() Hidrojen bağlarının suya kazandırdığı bir başka olağanüstü özellik, suyun sıvı iken katı haline oranla daha yoğun olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu durum aynı şekilde buzun sudan daha hafif olmasını da beraberinde getirir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu soruyu bir ırmak örneği ile cevaplayalım: Havalar çok soğuduğunda ırmaktaki suyun tamamı değil, sadece üst kısmı donar ![]() ![]() ![]() ![]() Allah’ın suya vermiş olduğu tüm bu eşsiz özellikler, yeryüzünde canlı hayatının var olabilmesini mümkün kılan özelliklerdir ![]() Sizin için gökten su indiren O’dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız ![]() ![]() ![]() SUYUN İLGİNÇ BİR ÖZELLİĞİ Hepimizin de bildiği gibi su 100° C sıcaklıkta kaynar ve 0° C sıcaklıkta donar ![]() ![]() Periyodik tabloda aynı gruptaki elementlerin özellikleri, hafif elementten ağır elemente doğru düzenli olarak değişiklik gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bileşiklerin kaynama noktaları kükürtten başlayıp daha ağır olanlara doğru düzenli bir şekilde değişir; ancak umulmadık bir şekilde suyun kaynama noktası bu dizinin dışına çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek fizik kuralları, gerek kimya kuralları ya da kural olarak nitelendirdiğimiz ne varsa; insanların, evrendeki olağanüstü dengenin ve yaratılışın detaylarını açıklama gayretinden başka şeyler değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir sıvının yüzeyindeki moleküller içe doğru gerilen bir ağ gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() Suyun insanı hayrete düşüren fiziksel ve kimyasal özellikleri, bu sıvının insan yaşamı için özel olarak yaratıldığını göstermektedir ![]() ![]() O, gökten su indirendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KORUYUCU TAVAN: OZON Soluduğumuz hava, yani aşağı atmosfer büyük ölçüde oksijen gazından oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hemen burada üzerinde durulması gereken bir nokta vardır: İki oksijen atomu birleşince oksijen gazı oluşmaktadır da, niçin üç oksijen atomu birleşince ozon gazı diye farklı bir gaz oluşmaktadır? Sonuçta iki de olsa, üç de olsa birleşen oksijen atomu değil midir? O zaman, neden ortaya iki farklı gaz çıkmaktadır? Bu soruyu cevaplamadan önce, bu iki gazın ne yönden farklı olduklarını elealıp, bundan sonra cevap vermek daha yerinde olacaktır: Oksijen gazı (O2) aşağı atmosferde bulunur ve solunum yoluyla yeryüzündeki tüm canlılara hayat verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KLOR OZONA NASIL ZARAR VERİR? Klor üç oksijen atomundan oluşan ozon molekülünü parçalar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ozon, yukarı atmosferdedir; çünkü orada canlı yaşamı için çok hayati bir fonksiyonu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeryüzündeki canlı hayatının var olabilmesi için tüm bu canlıların solunum yapabilmeleri ve zararlı güneş ışınlardan korunabilmeleri gerekmektedir ![]() ![]() ![]() TATTIĞIMIZ VE KOKLADIĞIMIZ MOLEKÜLLER Tat ve koku duyuları, insanın dünyasını güzelleştiren algılardır ![]() ![]() "Tat" ve "koku" dediğimiz kavramlar, aslında birbirinden farklı moleküllerin duyu organlarımızda yarattığı algılarından başka bir şey değildir ![]() ![]() ![]() Vanilya kokusu, gül kokusu gibi uçucu moleküller, burnun epitelyum adı verilen bölgesindeki titrek tüylerinde bulunan alıcılara gelirler ve bu alıcılarla etkileşime girerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Piperin, tropik asma Piper nigrum’un yumuşak meyvesi olan siyah ve beyaz biberin aktif bir elementidir ![]() ![]() Beyaz biber ise olgunlaşmış meyvenin kabuğu ve etinin ayrılması ve tohumlarının kurutulması yoluyla elde edilir ![]() Para-HYDROXYPHENOL -2-BUTANON ve IONON Bu iki molekül bir karışımda bir araya gelerek çok hoş bir kokunun oluşmasına neden olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu molekül kahve aromasının kokusunu verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keratin ipek böcekleri ve örümcekler tarafından salgılanan, katılaşmış çok değerli bir sıvıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir düşünelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer canlılarla bir karşılaştırma yaparsak, kimi canlılar sadece ot, kimileri de daha farklı maddeler yer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MADDEYİ NASIL ALGILIYORUZ? Buraya kadar okuduklarımız, madde adını verdiğimiz şeyin hiç de zannettiğimiz gibi belirli bir renge, kokuya, şekle sahip bir bütün olmadığını ortaya koydu ![]() ![]() Çevremizdekileri madde olarak algılamamızın sebebi, atomların yörüngelerindeki elektronların fotonlarla çarpışmaları, atomların birbirlerini itmeleri veya çekmeleridir ![]() Şu anda elinizde tuttuğunuzu sandığınız kitaba aslında dokunmuyorsunuz bile ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu durumda ortaya çıkan manzara son derece düşündürücüdür: Gerçekte, % 99 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiCanlanan Atomlar Buraya kadar maddenin nasıl yokluktan var olduğundan ve atomlardan bahsettik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl ki bir araya gelen taş parçalarının canlı varlıkları oluşturması düşünülemezse, aynı şekilde cansız atomların da bir araya gelerek, kendi kendilerine canlı varlıkları oluşturmaları düşünülemez ![]() ![]() ![]() ![]() Cansız maddenin canlı maddeye kendi kendisine dönüşemeyeceği ile ilgili şöyle bir örnek daha açıklayıcı olabilir: Alüminyum uçabilir mi? Hayır, peki eğer alüminyumu, plastik madde ve benzinle karıştırırsak uçabilir mi? Tabii ki yine uçamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cansız bir madde canlı bir varlığa ancak üstün güç ve akıl sahibi Allah tarafından dönüştürülebilir, yani bir canlı ancak yaratılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yaşamın başlamasından önce yerküremizin çorak ve ıssız olduğu bir dönem vardı ![]() ![]() "Şu anda evrim teorisinin çözülememiş esrarı, maddenin kaynağının ne olduğu, nasıl evrimleştiği, evrende ve dünyadaki şu anki formunu niçin kazandığı ve niçin kendi kendisini kompleks canlı molekül gruplarına çevirebildiğidir ![]() Yukarıdaki evrimci bilim adamının da itiraf ettiği gibi Evrim Teorisi’nin temel amacı, temel ilkesi canlıların Allah tarafından yaratıldığını reddetmektir ![]() ![]() Günümüzün en ateşli evrim teorisi savunucularından ünlü bilim adamı Richard Dawkins ise aşağıdaki sözleriyle istatiksel olarak amaçsız tesadüflerin her şeyi oluşturduğu inancının yanlış olduğunu ve bu imkansızlığın tek alternatifinin doğaüstü bir güç olduğunu itiraf etmektedir: "Bir şeyin gerçekleşmesindeki olasılık istatistiki olarak azaldıkça, onun tesadüf eseri olamayacağına dair inancımız o kadar artar: Bu durumda eğer şans yoksa, buna tek alternatif Akıllı bir Tasarımcı’nın varlığıdır ![]() Fakat bu gerçeğe inanmaktansa evrimci bilim adamları ölü maddenin yeteneklerinden, cansız maddenin kendisini canlı varlıklara dönüştürdüğünden bahsetmeyi tercih ederler ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki çizimin ne kadar anlamsız olduğu açıktır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu akıl dışı masalların ne derece gerçekçi olduğuna şimdi anlatacağımız örneği okuduktan sonra siz kendiniz karar vereceksiniz ![]() Büyük Patlama'nın ardından her nasılsa içlerinde çok hassas dengede kuvvetler bulunan atomlar kendi kendilerini var etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi bir de şuursuz atomların kendi kendilerine hayatın temel taşı olan DNA molekülünü ve proteinleri oluşturup-oluşturamayacaklarına bir bakalım ![]() DNA (deoksiribonükleik asit) hücre çekirdeğinde bulunan, vücudun tüm parçalarının, vücudun her türlü özelliğinin bilgisini taşıyan şifreleri içerir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Canlı hücrelerine ait tüm bilgileri kusursuz bir şifreleme sistemiyle taşıyan DNA molekülü, çok kompleks bir yapıya sahiptir ![]() Proteinler ise hem canlıların yapı taşıdır hem de organizmanın pek çok hayati fonksiyonunda kilit rol oynar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DNA özel bir dizilimden oluşan bir nükleotidler serisidir; bir protein ise yine özel dizilimlere sahip olan aminoasitler serisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimyasal yapıları kolayca tepkimeye girmeye müsait olan DNA ve proteinlerin, zamanla, tesadüfen canlı hayatını oluşturabilmeleri mümkün müdür? Hayır, kesinlikle mümkün değildir ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi hiçbir şekilde tesadüfen oluşması mümkün olmayan DNA ve proteinlerin var olduktan sonra da canlılığı oluşturmak üzere başıboş olmaları kesinlikle mümkün değildir ![]() "Hangi ‘rastlantı’ sonucu bazı atomlar birbirlerine yaklaşıp amino asitlerin ilk moleküllerini oluşturdular? Gene hangi rastlantıyla bu moleküller bir araya toplanıp DNA denilen bu son derecede karmaşık yapıyı kurdular? Biyoloji bilgini François Jacob gibi ben de şu basit soruyu soruyorum: ilk canlı hücrenin doğmasını sağlayacak ilk mesajı veren ilk DNA molekülünün planlarını kim hazırladı? Eğer işe rastlantıyı sokan varsayımlarla yetinilirse bu sorular -ve daha birçoğu-, yanıtsız kalıyor; bunun için, birkaç yıldan bu yana biyoloji bilginlerinin düşünceleri değişmeye başladı ![]() ![]() ![]() Jean Guitton’un da belirttiği gibi 20 ![]() ![]() "Bilim, yaşamın kimyasının nasıl şekillendiğini anlayabilmek için oldukça büyük atılımlar yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl ki tüm evren yokluktan yaratıldıysa, canlı varlıklar da yoktan yaratılmıştır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiAtomun Gücü Bütün evrenin, canlı-cansız her şeyin yapı taşı olan atomların, nasıl olağanüstü bir şekilde maddeyi oluşturduğunu artık biliyoruz ![]() ![]() ![]() Atomun içinde saklı olan bu güç öylesine büyüktür ki, insanlık bu enerjinin keşfiyle artık okyanusları birleştiren dev kanallar açabilmekte, dağları oyabilmekte, suni iklimler üretebilmekte ve bunlar gibi daha birçok faydalı işi yapabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atomun gücünün Hiroşima, Nagasaki ve Çernobil’de yol açtığı felaketlerle ilgili detaylı bilgi vermeden önce, atomdaki bu gücün ne olduğundan ve nasıl ortaya çıktığından kısaca bahsedelim ![]() ÇEKİRDEKTE SAKLI GÜÇ Evrendeki temel kuvvetler bölümünde atom çekirdeğinin içindeki protonları ve nötronları birbirine bağlayan kuvvetin, "Güçlü Nükleer Kuvvet" olduğunu ifade etmiştik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kuvveti ayrıntıları ile incelemeden önce, özellikle üzerinde durulması gereken bir konu vardır: Bu kadar küçük bir yere nasıl olup da bu kadar büyük bir kuvvet sığmaktadır ![]() ![]() ![]() Atomun çekirdeğinde bulunan ve milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye sokabilecek olan bu olağanüstü kuvveti, "fisyon" (nükleer parçalanma) ve "füzyon" (nükleer kaynaşma) tepkimeleri diye adlandırılan iki teknik işlem açığa çıkarmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() NÜKLEER PARÇALANMA (FİSYON) Fisyon adı verilen tepkime, evrendeki en kuvvetli güç olan "Güçlü Nükleer Kuvvet" ile bir arada tutulan atom çekirdeğinin parçalanmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Fisyon, atom çekirdeğinin parçalanmasıdır ![]() ![]() ![]() Fisyon deneylerinde bilim adamları uranyum çekirdeğine, büyük bir hızla nötron göndermişler ve bunun sonunda çok ilginç bir durumla karşı karşıya kalmışlardır ![]() ![]() Burada çekirdeğin "kararsız" olması demek, çekirdek içindeki proton ve nötron sayıları arasında fark oluşması ve bu nedenle çekirdekte bir dengesizliğin meydana gelmesi demektir ![]() ![]() ![]() Deneylerden elde edilen bu sonuçlardan sonra "reaktör" adı verilen özel ortamlarda, nötronlar hızlandırılarak uranyum üzerine gönderilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peki dünyamız, tüm atmosfer, bizler de dahil olmak üzere canlı-cansız her şey atomlardan oluşmuşken, atomların bu tip nükleer tepkimelere girmelerini, her an ve her yerde yaşanabilecek Hiroşima ve Nagasaki gibi olayları ne engellemektedir? Nötronlar öyle yaratılmışlardır ki, doğada serbest halde -bir çekirdeğe bağlı olmadan- dolaştıklarında "beta bozunumu" diye adlandırılan bir bozulmaya uğrarlar ![]() ![]() ![]() İşte bu noktada ortaya çıkan, tüm evrenin Yaratıcısı olan Allah'ın her şeyi ince bir hesapla var etmiş olduğudur ![]() ![]() ![]() NÜKLEER KAYNAŞMA (FÜZYON) Nükleer kaynaşma (füzyon), parçalanmanın tersine çok hafif iki çekirdeği birleştirerek daha ağır bir çekirdek oluşturmak ve bu şekilde açığa çıkan bağ enerjisini kullanmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Füzyon tepkimeleri Güneş'te her an doğal olarak gerçekleşmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş saniyede 4 milyon ton, dakikada ise 240 milyon ton madde kaybetmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atomun çekirdeğinde saklı olan bu muazzam gücün açığa çıkmasıyla, birkaç saniye içinde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir ![]() İnsanoğlu, Güneş'in yapısını ve içinde meydana gelen olayları ancak bu yüzyılda keşfetmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu noktada şu gerçeğe dikkat çekmek gerekir: Dünyamız muazzam büyüklükte bir kütleye sahip ve enerji kaynağı olan Güneş'ten o kadar hesaplı bir uzaklığa yerleştirilmiştir ki ne onun yakıcı, yok edici etkisine maruz kalır, ne de onun sağlayacağı faydalı enerjiden yoksun kalır ![]() ![]() Bu devasa kütle ve içinde gerçekleşen akıl almaz nükleer reaksiyonlar milyonlarca yıldır yeryüzüyle mükemmel bir uyum içinde ve en kontrollü biçimde faaliyetini sürdürmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Patlama arkasında çok kalıcı izler bırakmıştır ![]() 1986 yılında Rusya’daki Çernobil reaktöründe meydana gelen nükleer kazanın insanlar, tüm diğer canlılar ve bitkiler üzerinde çok kalıcı etkileri olmuştur ![]() ![]() ![]() devam etmektedir ![]() İşte bu noktada Allah’ın sonsuz gücü ve evrendeki her bir zerre (atom) ve bu zerrenin içindeki tanecikler (proton, nötron ![]() ![]() ![]() ![]() ATOM BOMBASININ ETKİLERİ: HİROŞİMA VE NAGASAKİ II ![]() ![]() ![]() Birkaç saniye içerisinde yüzbinlerce insanın ölmesine yol açan atomun içindeki muazzam gücün, saniyesi saniyesine nasıl ortaya çıktığını ele alıp inceleyelim: - Patlama anı ![]() ![]() ![]() Bir atom bombasının tıpkı Hiroşima ve Nagasaki’de olduğu gibi 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Patlamadan saniyenin binde biri kadar sonra ![]() ![]() ![]() Patlamış olan gaz kütlesinin çapı büyür ve etrafa çeşitli ışınlar yayılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şokun basınç cephesi kapalı kapılarda ağır hasarlara yol açar ![]() ![]() ![]() - Patlamadan 2 saniye sonra ![]() ![]() ![]() Parlayan kütle ve onu çevreleyen hava, bir ateş topu oluşturur ![]() ![]() ![]() ![]() -Patlamadan 6 saniye sonra ![]() ![]() ![]() Bu anda şok dalgası yeryüzüne çarpar ve ilk mekanik zararlara neden olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Patlamadan 13 saniye sonra ![]() ![]() ![]() Şok dalgası yerin yüzeyinde yayılır ve bunu, ateş topunun kovduğu havanın yer değiştirmesi nedeniyle oluşan patlama izler ![]() ![]() Bu arada ateş topu soğumuş ve hacmi küçülmüştür ![]() ![]() ![]() - Patlamadan 30 saniye sonra ![]() ![]() ![]() Ateş topu yükseldikçe, küre biçimindeki şekli bozulur ve tipik bir mantar görünümünü alır ![]() - Patlamadan 2 dakika sonra ![]() ![]() ![]() Mantar biçimli bulut şimdi 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ATOMDAN ÇIKAN RADYASYON ![]() Radyasyon, atomun dış yüzeyindeki elektronlara çarptığı zaman, pozitif iyonlar oluşturarak cok ciddi hasarlar verebilir ![]() ![]() Radyasyon, uzayda saniyede 200 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atom patlamalarında ortaya çıkan ışınlar canlılar üzerinde ya doğrudan doğruya ya da patlama sırasında ortaya çıkan parçalanma ürünleri yoluyla etki yapar ![]() Bu parçacık ya da ışınlardan biri madde içinde hızla yol alırken, karşısına çıkan atom ya da moleküllerle çok şiddetli bir şekilde çarpışır ![]() ![]() ![]() Merkezi patlama noktasından aşağı yukarı 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm bu sayılanlara, gözümüzle bile göremediğimiz atomlar sebep olmaktadır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atom Mucizesi |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atom MucizesiSonuç Atomlardan meydana gelen bir vücutla, havadaki atomları soluyor, besinlerdeki atomları yiyor, suyun atomlarını içiyorsunuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Elbette bugün birçok insan, bedeninin, evrenin, dünyanın kısacası her şeyin atomlardan oluştuğunu bilmektedir ![]() ![]() ![]() Oysa insan bu kusursuz sistemle hayatı boyunca iç içe yaşamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Peki tüm bu düzen nasıl oluşmuştur? Büyük Patlama’nın ardından etrafa dağılan parçacıklar ani bir kararla atomu oluşturmuş, sonra da tesadüfen uygun bir ortam meydana gelmiş ve bu atomlar maddeye dönüşmüş olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() O halde bu atomlar arası trafiği kim idare ediyor olabilir, siz mi? Varlığınızın sadece atomlardan oluştuğunu kabul ederseniz atomlarınızdan hangisi hangisini, hangi atomlarınız neyi idare ediyor? Diğer atomlardan farksız olan beyninizin atomları mı diğerlerini kontrolü altında tutuyor? Beyninizin atomlarının idareci olduğunu varsayarsak, şu sorulara cevap vermemiz gerekir: ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sorular karşısında beyni oluşturan trilyonlarca atomun tamamının birden idareci olduğunu söylemenin ne kadar mantıksız bir çıkarım olacağı açıkça görülmektedir ![]() Peki bu trilyonlarca atomdan sadece biri idareci, diğerleri de onu takip ediyor diye düşünmek doğru olabilir mi? Tek bir atomu idareci kabul edersek o zaman da akla hemen öncelikle hangi atomun idareci olduğu ve bu atomu kimin seçtiği soruları geliyor: ![]() ![]() ![]() Bu soruların cevabını vermeden hemen şunu belirtmemiz gerekir: Bahsedilen idareci atom da başka parçacıklardan oluşmuştur ![]() İşte bu aşamada beynimizi oluşturan atomlardan birisinin idareci atom olabileceği iddiası kendiliğinden çürümektedir ![]() ![]() Düşünün ki, atomların çeşitli biçimlerde bir araya gelmesiyle oluşan bir insan dünyaya geliyor, atomlarla besleniyor, büyüyor ![]() ![]() ![]() ![]() İşte elinizdeki bu çalışmanın neredeyse her sayfasında, canlı-cansız evrendeki her şeyi oluşturan atomun kendi kendine veya tesadüfen meydana gelmesinin imkansızlığını tekrar tekrar gördük ![]() popilerbilgi |
![]() |
![]() |
|