Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doktrini or köycülük, işık

9 İşık Doktrini/Köycülük

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

9 İşık Doktrini/Köycülük





* Köycülük :


Millî doktrin Dokuz Işık'ın önemli esaslarından birisi de köycülüktür Türk milletinin bugün hala % 65'i köylerde yaşamaktadır Onun için nüfusumuzun % 65'ini teşkil eden köylünün dertlerini süratle çözecek çareler bulmak ve köylümüzün elinden tutarak kalkındırmak, Türk milletinin kalkınması için başta gelen bir konudur Bugün Türkiye'mizde 45 bin civarında köy ve mezralar, ufak ufak, çeşitli yerleşme yerleriyle beraber 70 bini aşan yerleşme yeri bulunmaktadır Bunların hepsinin ilgiye ihtiyacı vardır, ihtimama ihtiyacı vardır, bakıma ihtiyacı vardır Nüfusumuzun % 65'i köylü olduğuna, köylerde yaşadığına göre, bu, aşağı yukarı 26 milyon insan demektir Yani 42 milyonu aşan nüfusa sahip olan Türkiye'nin 26,5 milyon insanı köylerde, mecralarda yaşamaktadır demektir < Burada verilen rakamlar güncelleştirilmemiş olup eserin Alparslan Türkeş tarafından kaleme alındığı 1969 yılı itibariyledir>


Bu insanlar bugün % 90 denecek kadar doktorsuz, bakımsız, ışıksız ve birçok ihtiyaçları halledilmemiş durumdadırlar Bunların süratle ellerinden tutularak kalkındırılması, teşkilatlandırılması milletimizin yükselmesi için en başta düşünülecek bir konudur Böyle olduğu halde yıllardan beri yurdumuzda ihmal edilmiş olan bu köylü kütlesidir Köylü vatandaşlarımız çok ihmale uğramışlardır Nüfusun % 65'ini teşkil ettiklerine göre köylülerin öncelikle ele alınması, teşkilatlandırılması, her çeşit donatımla donatılması, her çeşit yardıma mazhar edilerek bu kütlenin bir an önce kalkındırılması gerekmektedir Bu kütleyi kazındırdığımız nispette diğer kesimlerdeki insan topluluklarımızın kalkınması adeta kendiliğinden gerçekleşecektir denebilir Köylülerimizin kalkındırılması için bunların öncelikle teşkilatlandırılması gerekmektedir Türkiye nüfusunun medeni ve mesleki iş bölümünden meydana gelen topluluğu altı bölüm halinde mütalaa ettiğimizi belirtmiştik Bu altı bölümün en kalabalık ve en önemli kısmını köylü kesimi teşkil etmektedir Köylünün teşkilatlandırılması, hızlı kalkınması için şarttır Bu teşkilatlandırma nasıl olacaktır? Bu, köylerimizi tarım kentleri halinde gruplaştırarak teşkilatlandırmak suretiyle yapılmalıdır Tarım kentleri teşkilatı şöyle kurulmalıdır: Köylerimiz birçok yerlerde birbirine yakın olarak bulunmaktadır Bunları inceleyerek durumlarına uygun biçimde bu köyleri guruplaştırmak gerekmektedir Birbirlerine yakın bulunan on köyü veya daha ziyade on iki, on dört, on beş köyü veyahut durumlarına göre sekiz köyü, yedi köyü, dokuz köyü bir grup halinde teşkilatlandırmak ve bunların durumu müsait olanı, daha ziyade merkezî yerde bulunan bir köyü, cazibe merkezi olarak ele almak ve burada bütün köyün ilkokul, ortaokul ihtiyacını karşılayacak eğitim merkezlerini açmak, ayrıca köylünün modern tarım esaslarına göre tarım yapmasını sağlayacak şekilde onları teşkilatlandırmak ve onlara bilgi vermek üzere bu merkezde tarım uzmanları bulundurmak, yine bu merkezde modern tarım aletleri parkı kurmak, gübre depoları, ilaç depoları ve mücadele teşkilatı, mücadele üniteleri meydana getirmek ve bu grubu içinde bulunan köylerin ihtiyacını bu merkezden temin etmek gerekmektedir Ayrıca bu merkezde bir sağlık teşkilatı bulundurmak, bu sağlık teşkilatında doktor, sağlık memuru, ebe, hasta bakıcı gibi sağlık ekibi kurmak, bulundurmak ve bunlara, altlarına cip vs gibi araçlar da vermek suretiyle köylümüzü teşkil eden insanlarımızı da sağlık bakımından yararlandırmak gerekmektedir


Kırk beş bin köyün her birisine doktor vermeye kalkışsak en azından kırk beş bin doktor ihtiyacı ile karşılaşırız Kırk beş bin doktorun devlet bütçesine yükleyeceği masraflar ve birçok güçlükle karşılaşırız Fakat köylerimizi; şematik olarak izah etmek için, onar köylük gruplar halinde teşkilatlandıracak olursak kırk beş bin köy dört bin beş yüz grup haline gelir Dört bin beş yüz gruba doktor vermek, sağlıkçı vermek, ebe vermek, hasta bakıcı vermek ve bunların altlarına taşıt aracı vermek, gerekli donatımı ve gereçleri sağlamak kolaylaşmış olur ve bunların devlet bütçesine yükleyeceği masraflar da kısa zamanda karşılanabilir, göze alınabilir bir miktarda olur Bunun için köylümüzün kalkındırılmasını sağlayacak yol, köylerimizi tarım kentleri grupları halinde, tarım kentleri birlikleri halinde teşkilatlandırmaktır Merkez seçilen köylerde kurulacak olan bu kolaylıklar, o gruba dahi! olan diğer köylerin de zaman içinde bu merkez köylere taşınmalarını, merkez köyde toparlanmalarını sağlar Bunun için köylülerimizi zorlamaya gerek yoktur Köylülerimiz kendileri için kolaylık, çocukları için okuma imkanı sağlayan merkezlere kendiliklerinden akmaktadırlar Bugün büyük şehirlerin çevresinde bulunan gecekondular bunu göstermektedir Köylülerimizin şehirlere akmalarından gecekondu mahalleleri meydana gelmektedir Köylülerimiz niçin şehirlere akmaktadırlar?


Çocuklarını okutacak okullara kavuşmak için, hastalarının bakımını sağlayacak sağlık imkanlarına kavuşmak için, kendilerine daha iyi geçim sağlayacak iş bulmak için ! O halde bu imkanları onların ayağına götürecek ve onların köylerinin dibinde bu imkanları ona sağlayacak merkezler meydana getirdiğimiz takdirde, bu cazibe merkezlerine o gruba dahil olan köylerin zaman içinde akması ve böylece bu merkezlerde tarım kentleri diyebileceğimiz kentlerin meydana gelmesi mümkün olacaktır Bu kentlerde, o gruba dahil olan köyleri içine alan kooperatifler kurulacak ve yine bu kentlerde köylü yardımlaşma kurumlan meydana gelecek ki, bu, Köy-Ak diyebileceğimiz teşkilattır Bu sayede köylünün de memleketin kalkınmasında, yatırımlara katılmasını kanalize edecek bir teşkilatlanma, meydana, gelecektir Tarım kentlerinin bulunduğu grubun ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre o bölgede veyahut birkaç: tarım kentinin katılacağı onların bölgesi içinde, onlarla ilgili, tarımla ilgili endüstri, küçük endüstri, küçük imalathaneler de meydana gelecektir Böylece hem köylümüz teşkilatlanacaktır hem de Köy-Ak vasıtasıyla büyük yatırımlara katılma imkanı doğacaktır; aynı zamanda köylülerimiz, insanlarımız köy ekonomisinden, site ekonomisinden, bölge ekonomisinden, ülke ekonomisinden cihan ekonomisine süratle geçme imkanını elde edeceklerdir Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu büyük problemlerden birisi de cihan ekonomisine geçebilmesidir Köycülükte köylümüzü kalkındırmak için öngördüğümüz önemli meselelerden birisi köylerimizi tarım kentleri halinde gruplaştırmak ve teşkilatlandırmaktır Diğer bir görüşümüz de köylümüzün kalkınması için tarımı teşkilatlandırmaktır, tarımı modernleştirmektir Bugün ülkemiz erozyon problemiyle karşı karşıya bulunmaktadır Erozyon problemi topraklarımızın aşınmasıdır Topraklarımızın rüzgarlar ve seller dolayısıyla tarlalarımızın, meralarımızın üst kısmını teşkil eden, en verimli kısmının zayi olması, seller yoluyla, denizlere akıp gitmesidir Aşınan topraklar zaman içinde verimliliğini kaybetmekte ve çölleşmeye gitmektedir Bunun için Türkiye'nin erozyonu önleme, erozyonu giderme ve memleketi ağaçlandırma gibi büyük meseleleri bulunmaktadır Bunun yanı sıra akarsularımızı değerlendirme meselemiz vardır


Bugün bol olan sularımız akıp gitmekte, henüz bunlardan tam olarak yararlanamamaktayız Sularımızın bize sağladığı imkanların ancak yüzde beş buçuğundan bugün yararlanabilmekteyiz Yüzde doksan dört buçuk sularımız akıp gidip boşa zayi olmaktadır Bunları süratle değerlendirmek Türkiye'nin kalkınmasını hızlandıracaktır işte bütün bu ihtiyaçları düzenlemek üzere yurdumuzda tarım reformu ve toprak reformu yapmak gerekmektedir Tarım reformu, tarımı modernleştirmek, ilmî esaslara göre teşkilatlandırmak ve ilmî esaslara göre gübre kullanarak, mücadele ilaçları kullanarak, modern tohumlama yaparak, tohum ıslahı yaparak verimi arttırmak, birim başına randımanı yükseltmek meselelerini kapsamaktadır Tarım reformu aynı zamanda sulama imkanlarını geliştirmek ve millî bir tarım envanteri yaparak, stratejik bir tarım planlamasına gidilmek suretiyle, tarım planlamasına göre tarımımızı en ekonomik bir yöne çevirmektir Bunun içerisine bölge bölge topraklarımızın en randımanlı olarak kullanılmasını sağlayacak araştırmalar o toprağa uyan en elverişli tarımı uygulamak girer Bunun yanı sıra toprak reformunu da e!e almak gerekmektedir Toprak reformu çok geniş toprakları rantabl bir ölçü içinde tanzim etmeyi ön görmekle beraber gayri iktisadî bir işletmeciliğe sebep olan aşırı derecede ufalmış, küçülmüş toprakların da rasyonel bir işletmeciliğe göre tanzimini öngörmeyi gerektirmektedir


Bugün Türkiye'nin problemi büyük toprakların, büyük mülk sahiplerinin var oluşundan ziyade, toprakların gayri iktisadî işletmeciliğe yol açacak şekilde parçalanmış, bölünmüş olmasıdır Yıllardan beri yurdumuzda toprak reformu sözleri söylenmiştir Bunu daha ziyade komünistler istismar etmeye çalışmışlardır Bir ağalık edebiyatı ileri sürerek, toprakların toprak ağalarının elinde bulunduğunu ileri sürerek, topraksız köylünün ezildiğini söyleyerek devamlı toprak reformu istismarını yapmışlardır Oysa tarafsız, gerçekçi ve ilmî bir gözle baktığımız zaman meselenin bambaşka olduğu görülmektedir Bugün çiftçilikle geçinen nüfusumuz 28,5 milyon civarındadır Bugünkü sınırlar içinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak genişliği 782 bin kilometrekaredir Bu 782 bin kilometrekarenin içinde Van Gölü, Tuz gölü, diğer göller, ormanlar ve tarıma elverişli olmayan bölgeler de dahildir Fakat biz meseleyi iyice açıklayabilmek için, bir an bütün Türkiye topraklarının tarıma elverişli olduğunu kabul edelim 28,5 milyon köylüye bu Türkiye topraklarını eşit olarak bölmeye çalışalım 782 bin kilometrekare demek 782 milyon dönüm demektir Bu 782 milyon dönümü 28,5 milyon insana taksim ettiğimiz zaman aşağı yukarı insan başına 3 dönüm civarında toprak düşmektedir


Bütün Türkiye tarıma elverişli olsa, göller, her taraf ekilebilir olsa ve elde bulunan tapuları hükümsüz kıldık desek ve yeniden Türkiye topraklarını bugünkü çiftçi nüfusumuza eşit olarak dağıtacağız desek ve taksim etsek köylü başına çok cüzi bir miktar düşmektedir 782 milyon dönüm toprağı böylece toptan ve teorik olarak bölmeye kalksak köylü nüfus başına 3 dönüm civarında toprak düşmektedir Bunu aile başına bölmeye kalksak, aşağı yukarı ortalama ö milyon köylü ailesi bulunduğunu kabul etsek, o takdirde de yine düşecek olan miktar 13-14 dönüm olacaktır Kaldı ki Türkiye'nin bugün tarıma elverişli olarak işlenen topraklan 300 milyon dönüm civarındadır Ki bu da bir kısmı meralar aleyhine, hayvancılık aleyhine sürülerek açılmış, tarla yapılmış toprakların da katılmasından meydana gelmektedir Gerçekte ilmî olarak Türkiye'nin 250 veya 260 milyon dönümlük kısmının tarım için kullanılması, geri kalan meraların da hayvancılığa tahsisi gerekmektedir O takdirde tarıma elverişli toprakların çiftçilere taksimine kalksak, köylü başına düşecek miktar büsbütün az olacağı gibi köylü ailesi başına düşecek miktar da çok az olur Bütün bunlar şunu göstermektedir: Türkiye'de ekonomik yönden tarım sektöründe bulunan nüfus çok sayıdadır Bugün


Fransa'da nüfusun 0/%15'i tarım sektöründedir, bugün ingiltere'de nüfusun %7'si tarım sektöründedir, bugün Amerika'da nüfusun % 4,5'u tarım sektöründedir Ama Amerika'nın nüfusunun % 4,5'u çiftçilik yapmakla beraber bu % 4,5, bütün Amerika'yı doyurduğu gibi bütün dünyaya da yetiştirdiği ürünleri satmakta, dağıtmaktadır


O halde Türkiye'nin bugün tarım sektöründe yaşayan 26,5 milyon insanına, çiftçisine Türkiye'nin bugünkü sınırları içinde yetecek miktarda toprak vermek, toprak sağlamak mümkün değildir Türkiye'yi süratle sanayileştirmek, Türkiye'yi süratle modern endüstri sahibi yapmak ve tarım sektöründe bulunan nüfusu endüstriye ve genel hizmetler sektörüne aktarmak suretiyle % 65 olan çiftçi oranını planlı bir şekilde % 50'ye -% 403, % 30a, % 20'ye doğru düşürmek, bununla beraber tarımı da modernleştirerek ve teşkilatlandırarak, her çiftçi ailesine rantabl işletmecilik yapacak miktarda, toprak tahsis ederek tarımı düzene sokmak gerekmektedir Yoksa bu tedbirleri almaksızın herkese toprak dağıtacağız iddiaları ile ortaya çıkmak, Türkiye'yi büsbütün perişan hale düşürmek olur, Türkiye'yi iyice karıştırmak olur ve memleket ekonomisini baltalamak olur


Bugün ilmî araştırmalara göre bir çiftçi ailesinin normal şekilde rantabl olarak işleyebileceği toprak miktarı 300 dönüm civarındadır Toprak miktarı ne kadar küçülürse, o miktarda işletmecilik gayri iktisadî bir hal alır Buna göre tarım ve toprak reformunu planlamak, düzenlemek gerekmektedir Bir taraftan nüfusu ekonomik yönden endüstri sektörüne ve genel hizmetler sektörüne aktarmak diğer taraftan da toprakların miras yoluyla devamlı parçalanmasına, ufalanmasına sebep olmayı önleyecek tedbirler düşünmek gerekmektedir Bunlar yapılmadıkça Türkiye'nin tarımını düzene sokmak ve Türkiye'yi ekonomik yönden kalkındırmak mümkün olmaz Bunun için köycülük ülkemizin dayandığı iki temel görüş bunlardır Yani birisi tarım kentleri görüşüdür; tarım kentleri esasına göre köy grupları meydana getirmek, köyleri köy grupları halinde teşkilatlandırarak ihtiyaçlarını karşılamak Diğeri de tarımı hızla modernleştirmek ve rantabl bir işletmeciliğe kavuşturmak, teşkilatlandırmak için tarım ve toprak reformuna başvurmak, tarım ve toprak reformunu birlikte yapmak Bunların ikisi birbirinden ayrılamaz Bunların ikisini beraber düşünmek, gerekmektedir Bir soru sorulabilir Denilebilir ki bugün Türkiye'de 60 bin dönüm, 80 bin dönüm toprak sahibi olan kimseler vardır, bu büyük topraklara dokunulmayacak mı? Bu büyük toprakların da reforma tabi tutulması gerekmez mi? Elbette gerekir Elbette bunlar da ekonomik işletmeciliğe uygun bir şekilde reforma tabi tutulacaktır Fakat bunların miktarı Türkiye'de %1'i aşmamaktadır Genel duruma oran yapıldığı zaman bu geniş toprak sahiplerinin sayısı, oranı %1!i aşmamaktadır


Bunun yanında Türk tarımının en önemli konusu topraklarımızın küçük çiftçi elinde 30 dönüm, 20 dönüm, 50 dönüm, 70 dönüm, 100 dönüm gibi, gayri iktisadî işletmeciliğe sebep olan, bölünmüş durumda bulunmasıdır Bu ufak birimleri ya kooperatifler halinde teşkilatlandırarak iktisadî bir işletmecilik düzenine kavuşturmak gerekmektedir Veyahut miras meselesini yeni kanunlarla düzenleyerek, miras yoluyla bölünmeleri önlemek ve diğer taraftan da köy yardımlaşma kurumuyla bütün köylüyü içine alan bir teşkilatlanmaya giderek, aynı zamanda köylünün kalkınmasına hizmet edecek şekilde geniş yatırımlara girişmek gerekmektedir:

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.