08-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Jacques Lacan Ve Psikanaliz
Jacques Lacan ve Psikanaliz
Derleyen ve Özetleyen: Hakan Kızıltan
LACAN’IN YAŞAMI VE PSİKANALİZE KATKISI
Jacques Lacan 1901’de Paris’te doğdu Tıp öğreniminden sonra 1932’de “Kişilikle İlişkileri Açısından Paranoyak Psikoz” adlı teziyle psikiyatr oldu Başlangıçta bir şair olarak tanındı Paul Nizan, Jean Paul Sartre ile birlikte şiirleri yayınlandı
Lacan tüm yaşamı boyunca Freud savunucusu olduğunu iddia etmiştir Özellikle sosyo-kültüralist Amerikan okuluna ve “Ego (Ben) Psikolojisine”,”Ego”nun (Ben) vurgulanmasına, psikanaliz kavramlarını yumuşatarak deforme eden yazarlara karşı çıkar Lacan’a göre bir bilim olan psikanalizin bir tek nesnesi vardır : Bilinçdışı Bu nesneyi, daha doğrusu bu teorik nesneyi özgün kavramlar ile işlemek, ele almak gerekir Bu özgün bir nesnedir ; ne biyolojik kökenli kavramlarla ele alınabilir ne de sosyoloji ağırlıklı olanlarla Jacques Lacan, bu köktenci ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle uzun süre dışlandı, görmezden gelindi Lacan, tüm yaşamı boyunca organik psikiyatri teorik temelinde gelişen klasik psikiyatrik yaklaşıma da karşı çıktı Bu tutumuyla Lacan, antipsikiyatri savunucusu olmamakla birlikte, bazı yazarlar eserini bu yönde yorumlamaya açık bulmuşlardır
Lacan bir yazar –güç bir yazar- olmaktan önce bir konuşmacıdır Saint-Anne Hastanesinde, Ecole Pratique Des Hautes Etudes ve Ecole Normal Superieure’de her biri Paris aydın çevrelerinde bir olay yaratan ünlü seminerlerini verdi Temel eseri Ecrits (Yazılar) 1966’da yayımlandı Bu olağanüstü güç eser, bütün kapalılığına rağmen bir dönemin aydınlarının elinden düşmeyen bir kitap oldu Lacan da Sokrates gibi ölümlü idi : 3 Eylül 1981’de Paris’te öldü
Lacan’ın özgün yanı, psikanaliz ile yapısalcı dilbilim arasında kurduğu ilişkidir Freud’un bilinçdışının işleyişi hakkında öne sürdüğü mekanizmaların aynen dilde de bulunduğunu göstermiştir ki, esas buluşu budur Ancak, Lacan bu ilişkilendirme işleminin Freud’a yeni bir şey katmak anlamına geldiğini düşünmez Aksine, adeta dilbilim psikanalizin temel sorgulama alanında yapısal olarak, yani bir konum olarak bulunan bir boşluğu doldurmaktadır Dilbilim, zaman bakımından psikanalizden sonra ortaya çıkmıştır Ancak, psikanalizin temel sorunsalı, yalnızca dilbilim ile ilişkisinde netleşen bir sorunsaldır Bu demektir ki, yapısalcı dilbilim psikanaliz için bir sistematikleşme imkanı tanımaktadır
Lacan’a yakından bakarsak “Yapısal Kuram”dan (İd, Ego, Süperego kuramı) uzak olduğunu görürüz Özellikle “Rüyaların Yorumu”,”Schreber Vakası”,”Metapsikoloji”deki Freud ön plana çıkar, yani 1900-1915 arası erken Freud Bu dönemde Freud’un temel sorunsalı bilinçdışı, bilinçdışı çocukluk karmaşaları, bilinçdışının işleyiş mekanizmaları ve bastırma mekanizmasıdır Lacan, böylece psikanalizi “bilinçdışının bilimi” olarak ilan edecektir
|
|
|