|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
altinlari, mücevheri, mücevherin, mücevherleri, osmanli’da, osmanlıda, önemiosmanli |
![]() |
Osmanlı'da Mücevherleri -Osmanli’Da Mücevherin Önemi-Osmanli Mücevheri Altinlari |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı'da Mücevherleri -Osmanli’Da Mücevherin Önemi-Osmanli Mücevheri AltinlariOSMANLI’DA İLK KUYUMCULUK FUARI OSMANLI DA KUYUMCULUK Yaklaşık 600 yıllık bu serüvene baktığımızda, mücevhere yüzyıllar boyunca pek çok anlam yüklendiğini görürüz ![]() ![]() Mücevher, her şeyden önce onu taşıyanın toplumsal durumunu sergilemenin bir aracıdır; ancak aynı zamanda aşkı ve bağlılığı da simgeler ![]() Sanat tarihçileri için önemli bir diğer özelliği, mücevherlerin, ait oldukları dönemin sanatsal üslubunu en sofistike biçimde yansıtmasıdır ![]() Kuzeyli bir ressam olan Petrus Christus’un 1449 tarihli tablosunda, kuyumcuları himaye eden Aziz Eligius’u atölyesinde görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alessandro Fei imzalı bir diğer örnekte, ünlü Medici ailesinin mücevherlerini üreten atölyeyi görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rönesans döneminde, antik dünya tekrar gündeme gelir, antik dünyanın formları tekrar yorumlanır ve sanatın pek çok dalına uygulanır ![]() ![]() Ünlü Rönesans ressamı Albrecht Dürer, kutsal Roma Germen İmparatorluğu’ nun tacını tasarlar ![]() ![]() ![]() Rönesans takısı deyince çoğunlukla gözümüzün önüne, heykel tadında takılar olarak tanımlayabileceğimiz, zincirlerin ucundaki pandantifler gelir ![]() ![]() tasarımları da tam anlamıyla o dönemin meraklarıyla paralel gider ![]() ![]() ![]() Bildiğimiz gibi, Rönesans’ ın düşünce akımı Hümanizm’ dir ve insanın kendisine, tek tek kişilere değer vermek, bu dünyaya ![]() değer vermek esastır ![]() ![]() ![]() ![]() Rönesans döneminde, antik dünyayı temsil eden bir takı olan kameoya da rastlarız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hükümdarların takılarını gözlemlediğimizde, hükümdarlık alameti olarak yüzyıllar boyunca geçerliliğini koruyan takılara rastlarız ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde giysilerin üzerine mücevher dikilmeye de başlar; mücevher düğmeler, şapkaların kenarına yerleştirilen rozetler ve fibulalar Rönesans’ ın son derece revaçta olan takılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Şarlman’ ın Papa’ ya hediye ettiği antik konulu bir kameo, bunun bir papaya uygun bir armağan olup olmadığı sorusunu canlandırır zihnimizde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takılarbir yandan da elbette kadınlık simgesidir; kadınlar takısız düşünülemez ![]() ![]() ![]() dişiliği hem kolundaki hem de yanına koyduğu takılarıyla daha bir vurgulanmıştır ![]() Rönesans’ ta takılar günlük yaşamın ayrıntılarında da kadınlar için çok önemlidir; evlenirken mutlaka çok özel takılar yapılması gerekmektedir ![]() ![]() ![]() 16 ![]() ![]() ![]() ![]() olarak ve Filippo Strozzi’ ye ait bir kadın olarak güzel mücevherlere ihtiyacı olacak onun; çünkü sen her konuda onurlusun, bu konuda da onurun eksik olmamalı ![]() Kuzeye doğru gidildiğinde Almanya’ dan kimi portrelerde son derece ağır takılarla yüklenmiş soylu kadınlar görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() Uzun süre tahtta kalmış, önemli bir kadın hükümdar olan Kraliçe I ![]() ![]() ![]() şöyledir: Mücevher çanta ve broş takımı, incili altın parfüm kutusu ve takım zinciri, mineli zincirli mücevher pandantifli altın gerdanlık, minik incilerle bezeli on beş altın düğme, yakutlarla bezeli yılan dili biçimli pandantif ve –en çok beğendiği hediye– açıldığında kendisinin portresi beliren mücevher yelpaze ![]() ![]() Süleyman’ a saray kuyumcuları tarafından verilmiş bayram armağanlarının listesi, bir küçük karşılaştırma yapabilmemizi sağlayacaktır: Bir murassa ayna, bir takım minekâri düğme, bir altın at pazubendi, bir küçürek (küçük) yeşim zernişan (altın kakmalı) murassa (mücevher) levha, bir sedef kaplı murassa altın bendli bıçak, bir murassa sergi, bir hançer sapı ve dokuz zihgir (ok atma halkası), iki takım murassa düğme, bir altın bıçak, sapı balık dişinden, bir zernişanlı abanoz ağacından murassa tarak, bir zernişan murassa sopa, bir altın pazubend, bir altın hatem (mühür) ![]() Çocuklara bakıldığında, soylu çocukların da aynen büyüklerin taktığı mücevherleri kullandığı görülür ![]() ![]() ![]() 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birbirine geçen, çift evlilik yüzükleri çok kullanılan takılardandır; yüzük açıldığı zaman içinde bir bebek ve bir iskelet modeli görülür, ki “doğumdan ölüme kadar”ın temsilidir bu modeller ![]() 17 ![]() ![]() Bu dönemde dünya içinde Osmanlı’ yı simgeleyen takının ne olduğu düşünüldüğünde akla sorguç gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemde bir yandan giderek Avrupa’ da takım halinde mücevher takma işi başlar ![]() ![]() 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsviçre’ de tasarruf yasaları dönemi olan 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Art nouveau örneklerin son derece kıvrımlı, aşırı stilize tasarımlarının, dönemin beğenisini ve üslubunu yine son derece incelikli biçimde yansıttığı görülür ![]() ![]() Yüzyılın başına damgasını vurup yüzyıl ortalarına kadar da etkisini sürdüren tasarımcı Cartier, pek çok yerden esinlenmiştir; hatta kimi takılarında Hint esintilerinin yer aldığını söyleyebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() tasarımcılarındandır ![]() ![]() ![]() ![]() 1960′ lara gelindiğinde, dönemin eğilimlerine uygun olarak çok geometrik altın ya da yalın gümüş takılar görülür ![]() ![]() 1980′ ler- 90′ lara gelindiğinde her çeşit takıya rastlanır ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak, 15 ![]() ![]() Arpels tasarımı pırlantalı incili takımla gördüğümüz Grace Kelly, yaklaşık 500 yılın ötesinden aynı ortak gururla bakarlar birbirlerine, eşleri tarafından armağan edilen ve kendilerini toplumda bir yerlerde temsil eden takılarıyla ressama ya da objektife poz vererek ![]() ![]() SUNUMALMİRA ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı'da Mücevherleri -Osmanli’Da Mücevherin Önemi-Osmanli Mücevheri Altinlari |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı'da Mücevherleri -Osmanli’Da Mücevherin Önemi-Osmanli Mücevheri AltinlariOSMANLI’DA İLK KUYUMCULUK FUARI ![]() ![]() Onbeşinci yüzyıldan başlayarak, doğal güzellikleri ve koruları ile ünlenen Kağıthane,Lale devrinde İstanbul’un en popüler yeri haline geldi ![]() ![]() Avrupalıların “Tatlı Sular Vadisi” dedikleri Kağıthane’nin ünü İstanbul sınırlarının dışına taşmıştı ![]() ![]() ![]() uzatmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğlenceleri ve mesireleriyle ünlü Kağıthane, aynı zamanda tarihteki ilk kuyumculuk fuarına da mekan oldu ![]() ![]() ![]() ![]() İmparatorluğu’nun dört bir yanından gelen usta kuyumcular mesirede hünerlerini sergilerdi ![]() ![]() ![]() Evliya Çelebi dünyaca ünlü seyahatnamesinde, Kağıthane civarında düzenlenen Kuyumcular mesiresi’ni kendine has üslubuyla şöyle anlatıyor: “Osmanlı Devleti dahilindeki bütün kuyumcular bu mesireye yardımda bulunurlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bizzat Osmanlı padişahı dahi gelerek çadırını kurunca, kuyumcubaşına on iki keselik bir hediye vermek Süleyman Han kanunu gereğidir ![]() ![]() ![]() sırasında Saka çeşmesi yakınında kuyumcu dükkanlarını yaptırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlara yirmi yılda bir gezinti verilerek devlet hazinesinden on kese akça, davulcu ve kös ihsan edilerek,gezinti eylemleri Süleyman Han kanunuydu ![]() ![]() ![]() ![]() Kağıthane gezintisine davet edilir ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Goldnews dergisi ![]() OSMANLI DA KUYUMCULUK Osmanlı sarayında çeşitli hizmet erbabı sınıflar mevcut olup bunlardan biri de ehl-i hiref denilen sanatkarlar zümresiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkibin sanatkâr ![]() Ehl-i hiref teşkilâtında kuyumculukla uğraşan pek çok ustanın ve çeşitli bölüklerin yer aldığı belgelerden anlaşılmaktadır ki, bunların başında altın işçiliği yapan "Zergerân" bölüğü gelmektedir ![]() "hakkâkân", taşa foya yapanlarra ise " foyager" denilmekteydi ![]() ![]() ![]() bunların sayılarının 58 zerger, 22 zernişâni, 9 hakkâk ve 1 foyager oldukları anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan hazine koğuşunun amiri, hazinedarbaşı ve hazine kethüdası idi ![]() ![]() ![]() Serhâzin-i enderun denilen hazinedârbaşı, ehl-i hirefe karışır, maaşlarını dağıtırdı ![]() ![]() ![]() Yavuz'un mührü ![]() Hazine kethüdası da hazine koğuşu ile hazine-i hümayunun (iç hazine) amiri idi ![]() ![]() ![]() ![]() benim mührümle mü ![]() hürlenmekte devam olunsun" şeklindeki vasiyetine son zamanlara kadar uyulduğu belirtilmektedir ![]() ![]() Rikâbiyye ![]() Padişahların zaman zaman enderun hazinesini ziyaret ettikleri, burdaki ambarlar, sandıklar ve dolaplar içinde saklanan eşya , silah ve mücevherden oluşan hazineyi gördükleri bilinmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
|