Ömer Seyfettin - Nakarat |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ömer Seyfettin - NakaratKİTABIN ADI : NAKARAT KİTABIN YAZARI : Ömer SEYFETTİN YAYIN EVİ VE ADRESİ : Erdem Yayınları,Harbiye Cad No:39 İSTANBUL BASIM YILI : 1984 1KİTABIN KONUSU : Bir Türk subayının hayalperest ve bilinçsiz davranışları sonucu içine düştüğü durum anlatılmaktadır 2 KİTABIN ÖZETİ : Hikayenin başkahramanı Pirbeliçe,Babina gibi Bulgar köy ve kasabalarında emrine verilen münfeze ile Bulgar çetecilerine karşı savaş veren bir Türk subayıdırBaşından geçen olayları anı defterine kaydeder Pirbeliçe görevini Bibana’da yapmak için binbaşısından ricada bulunur ve Bibana’ya tayin olurBurası küçük bir Bulgar köyüdürBuraya geldikten bir süre sonra sıkılganlığı ve umursamazlığı burada da devam ederOkumaz,yazmaz,yorgundur ve içinde bulunduğu ortamdan şikayetçidir Karışık duygular içerisindeyken bir kadın sesi duyar ve sesin sahibini merak ederKarışık duyguların derinliğinde kendini kaybederBir taraftan İstanbul’u,annesini;diğer taraftanise duvardaki yazıları okurBu duygular içerisindeyken sesin sahibini görürSesin sahibi kaldığı odanın karşısındaki evde oturan,güzel,sarışın bir Bulgar kızıdırBirbirlerine tebessüm ederek tanışırlar ve Türk subayı ona aşık olurKız ile tanıştıktan sonra Türk subayı canlanmış,iştahı açılmıştır Lüzumlu hallerin dışında odadan dışarı çıkmaz ve Bulgar kızının pencereden avazı çıktığı kadar bağırarak söylediği Bulgarca şarkının sözlerini kendine göre anlamlandırırŞarkı sözlerini kendine göre ,seni seviyorum olarak düşünürKendini bu kıza kaptırmıştır ve onunla avunur Türk subayının tayini Manastır’a çıkarGidecektir,ama içinde burukluk vardırÇünkü, her ne kadar sevgilisinin pencereye her çıkışta söylediği şarkıya kendi kendine bir anlam verdiyse de tam olarak Türkçe karşılığını öğrenememiştirDükkancıya dayanamaz ve sorar Dükkancı buranın namuslu bir yer olduğunu söylesede Pirbeliçe şarkının sözlerini daha da fazla merak ederDükkancıya zorla tercümesini yaptırırŞarkının sözlerinin gerçek anlamı ”Bizim olacak, bizim olacak,İstanbul bizim olacak”şeklindedir Türk subayı beyninden vurulmuşa döner,şaşırırHatasını çok geçte olsa anlarBir tarafta Bulgar kızının şarkısında bile milliyetçilik yaptığını; diğer tarafta ise kendisinin ruh halini,vazife karşısındaki kayıtsızlığını,sorumsuzluğunu düşünür 3KİTABIN ANA FİKRİ : Devlete zarar veren Bulgar çetelerine karşı görevli bir Türk subayının,Bulgar milliyetçisi bir kadının güzelliğine kapılarak gaflet ve dalalette bulunması,vazife mesuliyetinden uzaklaşması,bilinçsizliğidir 4KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: TÜRK SUBAYI:Eserin kahramanı subaydırDaha önceki disiplinsizliğinden dolayı kurmay olamamıştırBu nedenle gizli bir küskünlüğü vardırZorluklardan kurtulmaya çalışır gibidirİradesiz ve idealsiz bir insan özelliği taşırAynı zamanda trajiktirÇok çabuk sıkılan ve çok umursamaz bir kişidir BULGAR KIZI:Adı Rada olan, Bulgar milliyetçisi,sarışın,güzel bir kızdırMilli duygularını ön planda tutan bilinçli bir Bulgar kızıdır BULGAR DÜKKANCI:Babina’nın tek tüccarı olup,köylünün ihtiyacını karşılayan kurnaz bir kişidir Bunların dışında; Dükkancı çırağı,BinbaşıHüsnü onbaşı,Ağah ustada bulunur 5KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Eser milliyetçilik,hayalperestlik gibi duyguları işlediğinden dolayı ilgi çekici olmasına rağmen olaylarda tam bir akıcılık söz konusu değildirİstenilmeyen bir kahraman motivi anlatıldığı için, okurken sıkılmabilirsinizEserin sonu değişik bir biçimde bittiğinden dolayı daha fazla ilgi çekmektedir 6 KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ: Ömer Seyfettin 2821884 tarihinde Gönen'de doğdu Öğrenimine Gönen'de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti, Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirip asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadi'sine yazıldı (1893), bir müddet sonra da Edirne Askeri İdadisi'ne naklolarak öğrenimini burada tamamladı Daha sonra İstanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye gelen Ömer Seyfettin, piyâde mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu Teğmenlikle İzmir'de (1903-1910), sonra üsteğmen olarak Rumeli'de görev yaptı (1908-1910) Askerlik'ten ayrılıp Selanik'e gelerek, Genç Kalemler dergisinde yazmaya başladı Balkan Savaşında tekrar subay olarak orduya döndü, Yunanlılar'ın elinde bir yıl kadar esir kaldı Esareti sırasında da öykü yazamaya devam ederek bunları Halka Doğru, Türk Yurdu ve Zakâ dergilerinde yayımladı İstanbul'a dönünce ordudan ikinci kez ayrılıp, ölümüne kadar Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliği yapan Ömer S Seyfettin, 6 Mart 1920 tarihinde İstanbul’da öldü… Öyküleri:Sağlığında, Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür (1910), Harem (1918), Efruz Bey (1919) adlı hikâye kitapları yayımlandı Bilgi Yayınevi Bütün Eserleri adıyla yazarın tüm çalışmalarını 16 kitapta topladı Ömer Seyfettin'in bu seriden basılan öykü kitapları şunlar: Kahramanlar, Bomba, Harem, Yüksek Ökçeler, Yüzakı, Yalnız Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Mabet |
|