Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eskici, kemal, oğullari, orhan

Orhan Kemal - Eskici Ve Oğullari

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Orhan Kemal - Eskici Ve Oğullari



KİTABIN ADI ESKİCİ VE OĞULLARI
YAZARI ORHAN KEMAL
YAYIN EVİ REMZİ KİTABEVİ
BASIM YILI 1985


KİTABIN KONUSU:
Eskici ve Oğulları’nda topal eskici ile iki oğlunun özlemlerini,düşlerini,bu özlemlerle düşleri gerçekleştirmek için verdikleri savaşı ve sonunda ellerinde avuçlarında kalanı da yitirirek çöküşlerini anlatır

KİTABIN ÖZETİ:
Topal eskici,Trablus’ta savaşırken sol bacağını kahpe bir İtalyan kurşununa verirGençliğinde kundura tamirciliği ve demircilik öğrenmiştirKurtuluş savaşı’ndan sonra bir süre eskicilik yaparİşleri gayet güzeldirBir zaman sonra kunduracılık üzerine işler tasarlarBunun üzerine Çukurova’nın zengin köylerinden birine göçerEskicilikten bıkmıştırDemir araçların onarımıyla uğraşacaktırİşler iyi gider,İkinci Dünya Savaşı bitip de renk renk, biçim biçim traktörler akmaya başlayınca Topal’ın işleri bozulur:Memleket ziraatinin işi bundan böyle Amerikan makineleriyle görülecektiOrta Çağdan kalma köhne demirci dükkanlarına ne ihtiyaçları vardıKöyle ilişiğini keser kentin yolunu tutarKent değişmektedir:Yeni apartmanlar, oteller, asfalt yollar…Ve Topal yeniden eskiciliğe başlarBüyük oğlunun çalıştığı fabrika işi paydos edince ve büyük oğlu üç çocuğuyla ortada kalınca, geçinmek adamakıllı güçleşirBaba ve iki oğul eskici dükkanında çalışmaktadır ama Dokuz boğazı beslemiyor bu dükkan, zorla değil ya!
Babasının küfürlerinden ve başının çaresine baksın sözlerinden bıkan büyük oğul tohumlu pamuk toplamaya karar verdiKüçük oğul da katılır bu karara Ve hemen düşlere başlar:Kışın ağasıyla kendi hesaplarına açsalar eskici dükkanını… Hiç olmazsa vara yoğa bağırıp çağırması, pis pis küfürleriyle babası yoktur başlarındaİki kardeş, güle oynaya, çalışır akşamları da…Dükkanda kapanıp kalmak zorunda değildirlerHaftada bir iki gün kafaları çekseler, geri kalan günlerde sinemaya, tiyatroya gider; vakit geçirirler
Madem eskicilik fosladı, işi ısmarlamacılığa, toptancılığa dökDükkanım var makinem var, kalıplarım herbir şeyim tamamEksik olan sermaye mi? diyen Topal, oğullarıyla birlikte pamuk toplamaya giderse, hep birlikte çalışarak gereksindikleri sermayeyi sağlayabilaceklerine inanır
Bir sabah boyaları dökük bir kamyon gelir; tekmil mahalle kapılara, pencereler dökülmüştürDokuz kişilik aile pamuk toplamak için yola düşerSarı sıcak, sivri sinekler… Hepsi sıtmaya yakalanırÖnce Topal başlar şikayete:Ne dedik de geldik buralara?Yazısı da yabanı da bataydıBizim harcımız mı bu? Kötü çalışma koşulları, yoksulluk, sıtma aileyi birbirine düşürür:Topal karısı ve kızıyla kente döner
İki oğul güçleri yettiğince dayanırlarİşin acemisi olduklarından fazla pamuk toplayamazlarTopladıkları pamuk aldıkları avansın ancak yarısını karşılarŞimdi ne yapacaklardı?Şehre birkaç kuruş parayla dönüp tekerlekli dükkan açmaktan geçmiş, borçlarını nasıl ödeyeceklerini, bu işin içinden nasıl çıkacaklarını düşünüyorlardı
Bundan böyle küçük oğlu da bugün bulduğunu bugün yiyorduSonunda küçük oğul da büyük oğul ve ailesi de, hasta, bitik, nerdeyse ölüm döşeğinde, kente dönerlerTopal’ın babalık duyguları coşar, varını yoğunu çocukları için harcarEskici dükkanını olduğu gibi devredip borçlarını öderlerEl elde, baş başta kalmıştıDokuz kişiye ekmek yediremeyen eskici dükkanı da elden gitmişti

KİTABIN ANA FİKRİ:
Zengin insanların da birgün fakirlikle karşılaşabileceği düşüncesini vurgulayan bu kitap, içinde bulunduğumuz iyi durumun elbet birgün bozulabileceğini anlatmaktadır

KATAPTAKİ OLAYLAR VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Topal: Çok paragöz, hava yapmayı seven bir kişiliğe sahiptir

Topal’ın çocukları: Babalarını fazla sevmeyen, kendi kafalarındadırlar

Topal’ın damadı: Namusuyla fabrikada çalışıp para kazanan, evine düşkün birisidir

Olaylar, aile kavramını bozulmasını anlatır Aile bağlarının tamamen koptuğunu gösterir Genel itibariyle konu anlatılırken yazar karamsar bir dil kullanmıştır


KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap çok akıcı olmamakla birlikte biraz sıkıcı bir kitap Fakat konu itibariyle günümüz aile yapısındaki bozuklukları anlattığından dolayı başarılı buldum

KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, 15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu Babası, 1920-1923 döneminde birinci BMM’de milletvekilliği, 3 Mayıs 1920’de Vekiller Heyeti’nde Adliye Bakanlığı yapan ve 26 Eylül 1930’da Adana’da Ahali Cumhuriyet Fırkası’nı kuran Abdülkadir Kemali Bey’dir Partisinin kapatılması üzerine 1931’de Suriye’ye kaçan babasının yanına ailece gidince, orta son sınıftaki öğrenimini yarım bıraktı Daha sonra burada bir basımevine işçi olarak girdi Bir yıl kadar Suriye ve Lübnan’da kaldı 1932’de Türkiye’ye dönünce, Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik, dokumacılık, katiplik, ambar memurluğu yaptı 5 Mayıs 1937’de evlendi Nisan 1938’de kızı Yıldız doğdu Aynı günlerde Niğde’de askerlik görevine başladı Burada, “yabancı rejimler lehine propaganda ve isyana muharrik” suçundan yargılanarak, 27 Ocak 1939’da beş yıla hüküm giydi Kayseri, Adana ve Bursa cezaevlerinde yattı
1940 yılı kışında Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmet’le tanıştı 26 Eylül 1943’te tahliye olunca Adana’ya döndü Karataş’ta toprak taşıma işinde bir ay amelelik yaptı 14 Nisan 1944’te Devlet Demiryolları’nda “muvakkat hamal”olarak çalıştı Aynı yılın haziranın da Güzel İzmir Nakliyat Ambarı’nda iş buldu Bir sure sonra bu işten de çıkarıldı 1945 yılı yazında Kilis’e giderek, kalan 35 günlük askerlik görevini tamamladı Çorum’a sürgüne gönderildi Babasının, dönemin başbakanı Recep Peker’e telgraf çekmesi üzerine, 26 Ekim 1946’da bırakıldı Adana’ya dönünce sebze nakliyeciliği, Verem Savaş Derneği’nde katiplik yaptı Bir süre sonra işsiz kaldı 17 Nisan 1950’de ailece İstanbul’a yerleşti İstanbul’da geçimini yazarlıkla sağladı 7 Mart 1966’da bir ihbar üzerine iki arkadaşıyla birlikte tutuklandı “Hücre çalışması ve komünizm propagandası’ yaptıkları gerekçesiyle tevkif edilerek Sultanahmet Cezaevi’ne gönderildi 7 Nisan’da Türk Edebiyatçılar Birliği, Gen-Ar Tiyatrosu’nda 30 sanat yılı nedeniyle bir jubile düzenledi Toplantıda Melih Cevdet Anday, Yaşar Kemal ve James Baldwin birer konuşma yaptı Bilirkişice verilen; “suç teşkil eden bir cihet bulunmadığı hususundaki rapor üzerine 13 Nisan 1966’de serbest bırakıldı 17 Temmuz 1968’de bu davadan beraat ettiBulgar Yazarlar Birliği’nin çağrısı üzerine gittiği Sofya’da, tedavi edilmekte olduğu hastanede 2 Haziran 1970’te öldü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.