Prof. Dr. Sinsi
|
Tac Mahal - Tac Mahal Hakkında...
Tac Mahal
İstanbul'dan getirilen Türk mimarların yaptıkları bu eser, dünyanın en güzel, en muhteşem en meşhur türbesidir Hindistan'da Babürlüler devrinin mimarlık harikaları çoktur ve bunlardan bu gün sapasağlam, pırıl pırıl durmakta, seyredenleri hayran bırakmaktadır Bu gün Pakistan'ın en çok turist çeken yerlerinden biri olan Lahor Sarayı, aynı şehirde dünyanın en geniş ve revaklı avlusuna sahip Padişahi Mescid, Agra, Delhi, Haydarabad ve diğer şehirlerdeki saray ve camilerin her biri başlı başına birer mimarlık şaheseridirler Fakat, yeryüzünde hiçbir türbe, hiçbir mimarlık eseri, Tac Mahal kadar güzel, muhteşem ve meşhur değildir Şah Cihan'ın eşi Ercümend Banu, güzelliği, zekası, iyilik severliği ile bütün imparatorluğun gönlünü fethetmiş, en seçkin sultan idi Bu vasfından dolayı Mümtaz Mahal diye anılıyordu Şah Cihan, ona henüz 16 yaşındayken aşık olmuş, evlenmek için 5 yıl beklemişti Şah Cihan çok sevdiği eşini gittiği her yere götürür, onun fikirlerine, zevkine önem verirdi
Bu duygulu, zeki ve güzel kadın 1631 yılında 14 çocuğunu doğururken vefat etti Şah Cihan eşinin ölümünü takip eden sekiz gün boyunca yemekten, içmekten kesilmiş, hiç odasından çıkmamıştı Dokuzuncu gün dairesinin kapısını açıp dışarı çıktığı zaman saçlarının bembeyaz olduğu, iyice çöktüğü görüldü Duygulu, gerçek aşık, vefalı hükümdar, ölünceye kadar kalbinde yaşatacağı sevgili eşi için bir türbe yaptırmaya karar verdi Bu türbe saf aşkı sembolize edecek şekilde güzel, iç açıcı, aynı zamanda muhteşem olmalıydı Bunun için dünyanın en büyük ustalarını bulacak, hazinesini, bu esere harcanmak üzere onların emrine verecekti Bu amaçla İstanbul'dan mimarlar istedi Gelen mimar, Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Mehmed İsa Efendi ve ekibi idi
Mehmed İsa Efendi'nin aylarca çalışarak planını çizdiği Tac Mahal'in yapısında son derece berrak, beyaz bir mermer kullanıldı Parlak beyaz mermerin, ince mavi damarları da vardı Bu mermerden yapılan muhteşem kubbenin yerden yüksekliği 82 metredir Kubbenin üzerindeki altın alemle bu yükseklik daha da artıyor Türbenin beyaz mermerden dört minaresi de var Eserin yapımına 1631'de başlanılmış ve 1652'de bitirilmiştir Mümtaz Mahal'in ve öldükten sonra onun yanına konulan Şah Cihan'ın sandukaları üst kattadır Kubbenin altında bulunan bu sandukalarda mermer oymacılığının en güzel örnekleri görülür Sandukaların olduğu yerde insan ağzından çıkan her ses muhteşem kubbede yedi defa yankılanır
Sanat eseri olarak başlı başına bir hazine olan Tac Mahal'in duvarları gerçek hazine taşlarıyla süslüdür Yüz binlerce akik, sedef, firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta, 50 tane de çok büyük inci vardır Türbenin yapımı için 47 milyon altın lira harcanmıştır ve buna duvarlardaki mücevherler dahil değildir İstanbul'daki muhteşem Süleymaniye Camii için bile 19 milyon altın lira harcandığını söylersek, Tac Mahal için ne muazzam bir fedakarlık yapıldığı daha kolay anlaşılır
Bu anıt, Şah Cihan'ın İstanbul'dan davet ettiği Türk mimarların eseridir Planını İstanbullu Mehmed İsa Efendi, kubbeyi İstanbullu mimar İsmail Efendi, yapmış, duvarlardaki şahane yazıları yine İstanbullu hattat Serdar Efendi yazmıştır Birçok yabancı usta, bu arada İtalyan mimarlar da bunların emrinde çalışmıştır
|