Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, hakkında, kimdir, subayı, türk

Türk Subayı Kimdir / Türk Subayı Hakkında / Türk Subayı Hakkında Bilgiler

Eski 08-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Subayı Kimdir / Türk Subayı Hakkında / Türk Subayı Hakkında Bilgiler



Türk Subayı Kimdir

Güneydoğu"nun küçük bir ilçesinde görev yapan hakim ilçe dışındaki lojmanına yakın bir karakolda yaşanan bir geceyi şöyle anlatır:

�Karakol kaldığımız lojmanın balkonunun görüş alanındaydı Yaklaşık bir aydır hemen her istihbarat kaynağından karakolun basılacağı doğrultusunda haberler geliyordu Üstelik yapılması planlanan baskının şimdiye kadar yapılanlardan çok daha büyük olacağı söyleniyordu Alınan duyumlar üzerine yakın birliklerden timler getirildi karakolun etrafına mayınlar döşendi ağır silahlarla takviyeler yapıldı ve baskın beklenmeye başlandı

En son gelen istihbaratta ise baskının saati ve baskına katılacak terörist sayısı bile veriliyordu 22:10 beş yüz terörist

Karakol o gün basılmadı Beklenenden bir gün sonra bildirilen saatte cehennem başladı Dehşet anını balkonumuzdan izlerken çaresizliğin yakıcı acısını kemiklerimde duyumsadım balkonumuzdan izlediğim dehşet dolu manzarada daire haline gelmiş teröristlerin dairenin ortasına gecenin karanlığında ateşleri parıldayan silahları ateşlediklerini görüyordum
Karakolun havan ve roket mermilerinin patladığı yerde olduğunu biliyorduk Tam anlamıyla çember içine almışlardı Lojmandan ayrılıp doğruca jandarmanın binasına gittik Karakolun merkezi telsizle sürekli timlerden durumlarını bildirmelerini istiyor; dış emniyette bulunan timler de bu çağrılara cevap veriyor havan ve uçaksavar ateşi istedikleri yerleri de tarif ediyorlardı

Karakolun etrafını çepeçevre sarmış teröristlerin karakolu amansızca kurşun yağmuruna tutan silahları gecenin karanlığını yarıp geçiyordu Karakolun havan ve roket mermilerinin patladığı yerde olduğunu biliyorduk Karakol tam anlamıyla çember içine alınmıştı

Lojmandan ayrılıp doğruca jandarma binasına gittik Karakolun merkezi timlerden sürekli olarak telsizle durumlarını bildirmelerini istiyor; dış emniyette bulunan timler bu çağrılara yanıt veriyor havan ve uçaksavar ateşi istedikleri yerleri de tanımlıyorlardı

Bir süre sonra telsiz konuşmaları timlerden birinin üzerine yoğunlaştı Bu timden bir türlü yanıt alınamıyordu Defalarca çağrı yapılmış ancak tim ile bir türlü bağlantıya geçilememişti Konuşmaları izleyen askerlerin umutları azalmış ancak çağrılara devam etmekten vazgeçmemişlerdi

Bir saat kadar sonra telsizden bitkin bir ses duyuldu:

"Yaralılarım var yaralıları- mı alın!"

Hepimiz şaşkınlık ve acı içinde irkildik Hemen yanıt verildi
"Tamam Suat 3 sakin olun az sonra birlik yola çıkıyor!"

İlk yaralı haberi saatlerdir aranmakta olan bu timden gelmişti Tim komutanı konuşurken arkadan silah sesleri duyuluyordu Herkes kendince yorumlar yapıyordu Telsizin başındaki tim komutanlarından biri ise bu timden çatışma esnasında şehit verildiğinden neredeyse emindi

Merkezden yapılan çağrı yinelendi:
"Suat 3 bağlantıyı kesme Sakin olun!"

Yanıtta bir değişiklik olmadı:
"Yaralılarım var Kan kaybediyorlar Yaralılarımı alın!"

Ve tam bir buçuk saat boyunca beşer dakika arayla "Suat 3" kodlu tim ile haberleşme aynen bu sözlerle sürdü:
"Yaralılarımı alın!"

Yanıt hiç değişmiyordu
"Sakin olun geliyoruz!"

Hepimiz oraya yardım için gidilemeyeceğini çok iyi biliyorduk Karakola düşen mermi sayısında azalma olmuyor; aksine destek alan teröristler baskının şiddetini git gide artırıyorlardı Hiç kimsenin değil karakolun dışına çıkmak mevzi değiştirebilecek fırsatı bile olmadığı apaçıktı

Bir süre sonra Suat 3"ün telsizinden sert ve tok bir ses hışımla şu sözcükleri söylüyordu:
"Hemen gelip yaralılarımı almazsanız karakola dönüp bölüğü tarayacağım!"

Hepimiz şok olmuştuk Tabur komutanı hızla devreye girdi Hemen hemen aynı sözcüklerle tim komutanına sakin olma çağrısı yaptı ama işe yaramadı Tim komutanı "Yaralılarımı alın!" dışında başka bir şey söylemiyordu
Tabur komutanı çaresizlik içinde telsizi elinden bıraktıktan sonra geçen bir saat içerisinde tim komutanından ses çıkmadı Birer dakika arayla yapılan yoğun çağrılara ise cevap vermedi Hepimiz tim komutanının da şehit düştüğünü düşünmeye başlamıştık İçim burkuluyor başım dönüyor tanık olduğum bu dehşet anlarından nefret ediyordum

Telsizin başına son bir ümit tim komutanının okulundan devre arkadaşı geçti eline mikrofonu alıp yanıt beklemeden telsizin kodlarını da kullanmadan konuşmaya başladı:
"Devrem ben Hüseyin Geçmiş olsun devrem Biraz daha dayan olur mu? Bak destek timleri yola çıktı Sana doğru geliyorlar Devrem aman pes etme olur mu?"

Telsizin mandalını bırakıp beklemeye başladı Hepimiz duvara asılı telsiz cihazının hoparlörüne gözlerimizi dikmiş bekliyorduk Ve beklenen ses duyuldu:
"Devrem bölük komutanı nerede?"

Hepimiz derin bir "Oh!" çektik

Telsizden "İzinde devrem" yanıtı verildi

"Suat 3" artık tükendiğini belli eden bir sesle konuşmayı sürdürdü:
"Ne olur yaralılarımı alın Ben de yaralıyım"

O ana kadar kendisinin de yaralı olduğunu söylememişti Hepimiz donup kalmıştık Telsizin başındaki devre arkadaşı onun bu sözü üzerine mikrofonu fırlattı ve odadan çıktı

Ben kapının hemen eşiğinde ayakta duruyor duyduklarım ve gördüklerimle tarihin kara bir sayfasına tanıklık ettiğimi düşünüyordum Ses tekrar kesildi ve sabah oluncaya dek bir daha hiç gelmedi Yüzlerce kez yapılan çağrılara yanıt vermedi Artık onun şehit olduğuna ben de inanmıştım

Gün ağarırken hepimiz yorgun düşmüş telsizden yapılan "Suat 3 konuşan Suat yanıt ver!" çağrısı kulaklarımızda bitkin bir halde bir köşede yığılmışken birden telsizin mandalına basıldığını fark ettik Telsizden hala silah sesleri geliyordu

Yaklaşık on onbeş saniye sonra hayatım boyunca unutamayacağım birşey oldu Telsizden gelen ses İstiklal Marşı"mızı söylüyordu üstelik hatasız melodisi ile birlikte söylüyordu
Mandala sürekli basıldığı için bütün telsizlerin konuşma olanağı kalmamıştı

Çatışma altında yaralı bir tim komutanının söylediği kutsal marşımızı dinlerken gözlerim dolmuştu O ana kadar duyduğum en güzel en anlamlı İstiklal Marşı"ydı
Birinci dörtlüğü bitirdi İkinci dörtlükte; sesi çatallaştı sözcükler uzamaya başladı ama marşı söylemekten vazgeçmedi Bozuk bir ses tonuyla kendini zorlayarak söylemeye devam etti

Marşı bitirdiğinde ben de bitmiştim Hemen orayı terk ettim Onun sesini bir daha hiç duymadım Toplam yirmiiki şehidin verildiği o baskın gecesinde vücuduna saplanmış yedi merminin acısıyla söylediği İstiklal Marşı"nı ruhuma işleten tim komutanının ölmediğine ise hâlâ inanamıyorum��


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.