![]() |
Deyimler Sözlügü ( T ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Deyimler Sözlügü ( T )Tıka basa doldurmak: Doldururken çok bastırıp sıkıştırmak, hiç boş yer bırakmamak ![]() ![]() Tıka basa yemek: Haddinden fazla yemek, çok yemek, mideyi rahatsız edecek kadar çok yemek ![]() ![]() Tımarhane kaçkını: Delice işler yapan kimse ![]() Tıpış tıpış yürümek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tıraş etmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tırnak göstermek: Gözdağı vermek, korkutmak ![]() Tırpan atmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tohuma kaçmak: Yaşlanmak, evlenme çağı geçip kartlaşmak ![]() Tok evin aç kedisi: Varlıklı olduğu hâlde doymayan, ihtiyacı olmadığı hâlde aç gözlülük eden, her gördüğüne sahip olmak isteyen (kimse) ![]() ![]() Tokat aşketmek: Ansızın el içi ile vurmak ![]() Tok gözlü: Mala, paraya, yiyeceğe düşkün olmayan; cömert ![]() Tok sözlü: Sözünü esirgemeden, çekinmeden, hatır gönül dinlemeden söyleyen ![]() ![]() Tongaya basmak: Tuzağa düşmek ![]() ![]() Top atmak: İflas etmek ![]() ![]() Topa tutmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Topun ağzında: Tehlikeye, saldırıya en yakın yerde olmak ![]() Toprağı bol olsun: Müslüman olmayan ölülerin anılması sırasında kullanılır, Müslüman ölüler için “Allah rahmet eylesin” denir ![]() Topu topu: (Azımsanan şeyler için) olup olacağı, yalnızca, hepsi ![]() ![]() Toz kondurmamak: Bir şeyi kusursuz göstermek, onda bir kusurun olabileceğini kabul etmemek ![]() ![]() Toz olmak: Ortadan kaybolmak, kaçmak, uzaklaşmak ![]() ![]() Toz pembe görmek: Aşırı iyimser olmak; hemen her aksaklığı, üzücü durumları iyimserlikle karşılamak ![]() ![]() Tozu dumana katmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tur atmak: Dolaşmak, dolaşıp gelmek ![]() ![]() Turnayı gözünden vurmak: Hiç beklenmedik bir kazanç sağlama imkânını ele geçirmek ![]() Turp gibi: Çok sağlıklı, sağlam, rahatı yerinde ![]() ![]() Turşu gibi olmak: Çok yorgun, bitkin düşmek ![]() ![]() Turşusu çıkmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Turşusunu kurmak: Bir şeyi kullanmak, harcamak gerekirken kıyamamak durumunda söylenir ![]() ![]() Tut kelin perçeminden: Güç bir durumda çözümün zor olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() Tuttuğu dal elinde kalmak: Dayandığı, güvendiği şey önemini kaybederek işe yaramaz hâle gelmek, fayda temin edemez olmak ![]() Tuttuğunu koparmak: Her girişiminden başarıyla çıkmak, her işi becermek,”O tuttuğunu koparır bir delikanlıdır, güvenin ona ![]() Tutunacak dalı olmamak: Güveneceği, dayanacağı kimse bulunmamak ![]() ![]() Tuz biber ekmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tuz (la) buz olmak: Kırılıp parçalanmak, çok küçük parçalara ayrılmak, paramparça olmak ![]() ![]() Tuzlayayım da kokma: Bilip bilmeden konuşanlar, yüksekten atanlar, düşüncesinde aldananlar için küçümseme sözü olarak kullanılır ![]() Tuzluya mal olmak: Oldukça çok para harcanarak sağlanmış olmak ![]() ![]() Tuzu kuru: Hiçbir derdi, sıkıntısı olmayan; kazancı yerinde olduğu için kaygılanmayan ![]() ![]() Tükürdüğünü yalamak: Verdiği sözden geri dönerek benliğini küçültmek ![]() Tümen tümen: Pek çok ![]() Türküsünü çağırmak: Birinin hoşuna gidecek davranış ortaya koymak, söz söylemek, onun tarafını tutmak ![]() Türkü yakmak: Bir türküye ezgi uydurmak ![]() ![]() Tütünü tepesinden çıkmak: Bir acının ateşiyle yanıp tutuşmak, çok üzülmek ![]() Tüy dikmek: Kötü bir işi, ortaya konan bir söz ya da davranışla daha da kötüleştirmek ![]() Tüyleri diken diken olmak: Korku, heyecan, endişe veya üşümekten vücuttaki tüyler, kıllar kabarmak, dikilmek ![]() ![]() Tüyü düzmek: Önceleri kötü olan kılık kıyafetini düzeltmek, iyi yaşama kavuşmuş gibi güzel giyinir olmak ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Deyimler Sözlügü ( T ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Deyimler Sözlügü ( T )Tabana kuvvet: “Binecek bir şey yok, yayan gitmekten başka çare de kalmadı” anlamında kullanılır ![]() Tabanları kaldırmak: Çok hızlı yürümeye ya da çok hızlı koşarak kaçmaya başlamak ![]() ![]() Tabanları yağlamak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Taban tabana zıt: Birbirinin tamamen karşıtı olmak, birbirine çok aykırı ![]() ![]() Taban tepmek (patlatmak): Yayan olarak çok uzun yol yürümek, çok sık gidip gelmek ![]() ![]() Tabanvayla gitmek: Araçla değil de yürüyerek gitmek ![]() Taburcu olmak: İyileşen hasta, bakıma gerek duymadığından hastaneden çıkmak ![]() ![]() Tadı damağında kalmak: Tadını, lezzetini bir türlü unutamamak ![]() ![]() Tadına bakmak: Küçük bir parçasını ağzına alarak lezzetini denemek, nasıl olduğunu yoklamak ![]() Tadına varamamak: Bir şeydeki ince güzelliği duyamamak, hissedememek ya da kavrayamamak ![]() ![]() Tadında bırakmak: Ölçülü olup aşırılığa kaçmamak ![]() ![]() Tadını almak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tadını çıkarmak: Bir şeyin sağladığı güzelliklerden ya da imkânlardan istediği gibi yararlanmak ![]() ![]() Tadını kaçırmak: Zevkine varılmaya çalışılan bir şeyde aşırılığa kaçarak olumsuz bir durum oluşturmak, zevki bozmak ![]() Tadı tuzu kalmamak: Eski zevk veren yanı kalmamak, yavanlaşmak, güzel ve çekici durumu ortadan kalkmak ![]() ![]() Tahtalı köy: Mezarlık ![]() Tahtası eksik: Aklı noksan, deli ![]() Takım taklavat: Hepsi, parçalarıyla birlikte ![]() Takıp takıştırmak: Özenerek süslenmek ![]() ![]() Takke düştü kel göründü: Kusuru, kabahati örten şey ortadan kalkınca bütün çirkinlikler, hileler, ayıplar ortaya çıktı ![]() Tam adamını bulmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tam takır kuru bakır: İçinde hiçbir şey yok, bomboş ![]() ![]() Tam üstüne basmak: İstenilen şeyi bulmak, fikir ve davranışlarında isabet kaydetmek, istenilen sözü söylemek ![]() Tanrı misafiri: Eve kendiliğinden gelen konuk ![]() ![]() ![]() Taraf tutmak: Bir yanı desteklemek, yan çıkmak ![]() Tarihe karışmak: Yalnız adı anılır olmak veya etkisi yok olmak ![]() Tası tarağı toplamak: Gitmek üzere bütün eşyasını toplamak ![]() ![]() Taş atmak: Birine dokunacak, onu incitecek söz söylemek ![]() Taş attı da kolu mu yoruldu?: “Bu kazancı sağlamak için hiç yoruldu mu, emek verdi mi, para harcadı mı?” anlamında kullanılır ![]() Taşa tutmak: Üst üste taş atmak, sürekli taşlamak ![]() ![]() Taş çatlasa: “Ne yapılsa, ne denli zorlansa, gerçekleşmesi imkânsız” anlamında kullanılır ![]() ![]() Taş çıkartmak: Biri, ötekinden niteliğiyle üstün olmak ![]() ![]() Taşı gediğine koymak: Zekice bir hareketle gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söylemek ![]() Taşı sıksa suyunu çıkarmak: Bedence çok kuvvetli, dinç kimse ![]() Taş kesilmek: Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemez olmak; sesini çıkaramamak, hareket edememek ![]() ![]() Taş üstünde taş bırakmamak (koymamak): Her şeyi yıkıp yerle bir etmek ![]() ![]() Taş yürekli: Hiç acıma hissi taşımayan, merhametsiz ![]() ![]() Tatlı dil: Gönül alıcı, hoşa giden, kırmayan konuşma biçimi ya da söz ![]() ![]() Tatlı sert: Kırmamakla birlikte yumuşak da olmayan söz ya da davranış ![]() Tatlı su firengi: Batılılık taslayan, Batılı gibi davranan Doğulu Hristiyan ![]() Tatlıya bağlamak: Bir anlaşmazlığı tarafları memnun edecek biçimde bir çözüme ulaştırmak ![]() ![]() Tava getirmek: Gereği kadar ısıtmak ![]() Tavına getirmek: Bir işi en uygun duruma getirmek ![]() ![]() Tava gelmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tavır almak (takınmak): Belli bir durum ve davranış almak ![]() Tavşana kaç tazıya tut: Birbirine karşı olan tarafları çatışma için kışkırtma, davranışlarında yüreklendirme ![]() Tavşanın suyunu suyu: İki şey arasında çok uzak bir ilgi olduğunu anlatmak için kullanılır ![]() Tavşan yürekli: Korkak, ürkek, çekingen ![]() ![]() Tazıya dönmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tebelleş olmak: Kancayı takmak, musallat olmak, istediğini yaptırıncaya kadar yakasını bırakmamak ![]() ![]() Tebdil gezmek: Tanınmamak için kılık değiştirerek gezmek ![]() Tefe koymak: Biriyle ilgili olarak alaylı dedikodu yapmak ![]() ![]() Tekbir getirmek: “Allah-ü ekber” diyerek Allah`ın adını yüceltmek ![]() Tekerine çomak sokmak: Birinin yolunda giden işini engellemek, aksatmak gibi davranışlarda bulunmak ![]() ![]() Tekin değil: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Telâşa düşmek: Heyecanlanmak, aceleci olmak ![]() Tel çekmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Telleyif pullanmak: Kimi bezeme teli ve süslerle iyice süslemek ![]() ![]() Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp koymak: Bir meseleyi sürekli anlatmak, yeni bir şeymiş gibi birçok defa söz konusu etmek ![]() Temel atmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temel taşı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temize çekmek: Karalama hâlindeki bir yazıyı yeniden, silintisiz ve kazıntısız bir şekilde kâğıda yazmak ![]() ![]() Temize çıkmak: Bir kimsenin suçsuz olduğu anlaşılmak ![]() Temiz para: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Tencerede pişirip kapağında yemek: Kıt kanat geçinmek, olanıyla yetinmek ![]() Tencere dibin kara seninki benden kara: “Kötülükte, kusur yönünde sen benden daha betersin” anlamında kullanılır ![]() Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş: İki değersiz kişi bir araya gelmiş, birleşmiş, yakışmışlar birbirlerine ![]() Tepeden bakmak: Küçümsemek, kendini üstün görmek ![]() ![]() Tepeden inme: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tepeden tırnağa (kadar): Her yanı, baştan aşağı, bütün vücudu ![]() ![]() Tepesi atmak: Çok sinirlenmek, birden öfkelenmek ![]() ![]() Tepesinde havan dövmek: Üst kattakiler gürültü yaparak alt kattakileri rahatsız etmek ![]() Tepesinden (başından) kaynar su dökülmek: Hiç ummadığı bir durumla karşılaşıp derin bir üzüntüye kapılmak, sıkıntı içinde kalmak ![]() ![]() Tepesine binmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tepesi üstü: Tepe taklak, başı yere gelmek üzere ![]() ![]() Tepe tepe kullanmak: Yıpranacağını, eskiyeceğini düşünmeden, sakınmadan istediği gibi kullanmak ![]() Terbiyesini vermek: Yaptığı kırıcı hareketler, kullandığı kötü sözler için kendisini sertçe uyarmak, azarlamak, gerekirse dövmek ![]() Tercüman olmak: Başkasının duygusunu, düşüncesini dile getirmek, anlatmak ![]() Ter dökmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tereciye tere satmak: Birine çok iyi bildiği bir konuda bilgi vermeye çalışmak ![]() Tere yağından kıl çeker gibi: Hiç kimseye zarar vermeden, çok kolaylıkla kimseye hissettirmeden, kimi sorumluluklardan kurtularak ![]() ![]() Tersi dönmek: Şaşkınlıktan bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek ![]() Ters tarafından kalkmak: Aksi, huysuz ve ters olmak ![]() ![]() Ters yüz etmek: İçini dışına, altını üstüne getirmek ya da çevirmek ![]() ![]() Ters yüz geri dönmek: İstediğini elde edemeden, eli boş dönmek ![]() Teselli etmek: Avundurmak, acısını gidermeye, onu rahatlatmaya çalışmak ![]() ![]() Teselli bulmak: Avunmak ![]() Teslim bayrağı çekmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teslim olmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Teşrif etmek: Onurlandırmak, şereflendirmek ![]() Tetikte olmak: Her an uyanık ve hazır bulunmak ![]() Tez canlı: Aceleci, sabırsız, beklemeye dayanamayan ![]() Tez elden: Çabucak, bir an önce, çarçabuk,”Tez elden hastaneye gitmeli bu yaralı!” Tezgâhı kurmak: İşe başlamak üzere tüm araç ve gereçleri hazırlamak, çalışmaya başlamak ![]() ![]() Tezkeresini eline vermek: Kovmak, işten atmak, işine son vermek ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Deyimler Sözlügü ( T ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Deyimler Sözlügü ( T )allah senden çok merciii) |
![]() |
![]() |
|