![]() |
Deyimler Sözlügü ( O_Ö ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Deyimler Sözlügü ( O_Ö )Ocağı kör kalmak: Soyunu sürdürecek çocuğu bulanmamak, soyu tükenmiş olmak ![]() Ocağına düşmek: Birine yardım etmesi için yalvarmak, koruması için sığınmak ![]() Ocağına incir dikmek: Birinin evini barkını dağıtmak, düzenini alt üst etmek, yuvasını yıkıp toparlanamaz hâle getirmek ![]() ![]() Ocağını söndürmek: Ailenin dağılmasına sebep olmak, çoluk çocuğunu yok etmek ![]() Oğul balı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Oğul vermek: Oğul arılarının bir bölüğü kovandan ayrılıp başka bir kovana gitmek, yeni bir oğul arısı topluluğu meydana getirmek ![]() Okkalı kahve: Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konmuş kahve ![]() Okka çekmek: Hacminden daha fazla ağır gelmek ![]() Okkanın altına girmek: Haksız yere eziyet çekmek, zarar ve ceza görmek ![]() Ok yaydan çıkmak: Geri dönülemeyecek bir iş yapmak, söz söylemek ya da bir harekette bulunmak ![]() ![]() Ola ki…: Belki olur ya, olabilir ki…”Ola ki bir daha karşılaşırız ![]() Olan biten: Olup geçenler, olanların hepsi, meydana gelenler ![]() ![]() Oldu bittiye getirmek: Emrivaki yapmak, geri dönülmesi güç ve imkânsız bir durum oluşturmak ![]() ![]() Oldum bittim (veya oldum olası): Başından beri, öteden beri, ilk zamandan beri, kendimi bildiğimden beri ![]() ![]() Oldu olacak kırıldı nacak: “Olanlar oldu, iş işten geçti, olanlar geri dönülemeyecek bir durum aldı, bunu kabul etmek gerek” anlamında kullanılır ![]() Olmayacak duaya amin demek: Sonuç vermeyecek bir işle uğraşmak ya da buna destek vermek ![]() Olur olmaz: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oluruna bırakmak: Bir işin yapılabildiği, olabildiği kadarıyla yetinmek, müdahale etmeden bekleyip sonucuna ne olursa olsun razı olmak ![]() ![]() Omuz omuza: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Omuz silkmek: Aldırmamak, önem vermemek, benimsememek ![]() ![]() On parmağında on kara: İnsanlara leke sürmeyi, kara çalmayı, iftira atmayı huy edinmiş (kimse) ![]() On parmağında on marifet: Çok hünerli, becerikli, ustalığı çok, elinden her iş gelir ![]() Onuruna dokunmak: Onurunu, haysiyetini incitmek ![]() ![]() Oralarda (oralı) olmamak: Anlamamış, sezmemiş gibi davranmak ![]() ![]() Ortada kalmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortadan kalkmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortadan kaybolmak: Nereye gittiği bilinmemek, sezdirmeden gitmek, görünmez hâle gelmek ![]() ![]() Orta hâlli: Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel ![]() ![]() Ortalığı birbirine katmak: Kargaşa çıkarmak, herkesi birbirine düşürmek ![]() ![]() Ortalık düzelmek: Tedirginlik kalmamak, toplum içindeki karışıklık yok olmak ![]() ![]() Ortalık karışmak: Kargaşa çıkmak, toplumda düzensizlik baş göstermek ![]() ![]() Orta malı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaya dökmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O tarakta bezi olmamak: Bir şeyle, bir işle ilişiği bulunmamak, o şeyle ilgilenmemek ![]() ![]() Ot yoldurmak: Çok güçlük çıkarmak, zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak ![]() Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak ![]() ![]() Oy birliği: Bir toplantıya katılan, bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları ![]() ![]() Oyuna gelmek: Aldatılmak, tuzağa düşürülmek ![]() ![]() Oyunbozanlık etmek: Mızıkçılık etmek, birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek ![]() ![]() Oyun etmek: Aldatmak, kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek ![]() ![]() Ö HARFİ Öbür (öteki) dünya: Ahiret, insanların öldükten sonra gidecekleri ve ebedî olarak kalacakları âlem ![]() ![]() Öç almak: Yapılan bir kötülüğün acısını aynı derecede bir kötülük yaparak çıkarmak ![]() ![]() Ödü patlamak: Ani bir olay sebebiyle çok korkmak ![]() ![]() Öküzün altında buzağı aramak: Kimi sebepler, bahaneler uydurarak suç ve suçlu bulma çabasında olmak ![]() Öküz öldü, ortaklık bozuldu: Aradaki yakınlık dayanağı kalktı, yakınlık da kalmadı ![]() Ölçüyü kaçırmak: Uygun derecenin üstüne çıkmak, aşırı gitmek,”Sofraya her oturuşunda ölçüyü kaçırırdı ![]() Ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek): Umutsuz bir bekleyişi anlatmak için kullanılır ![]() Ölmek var, dönmek yok: “Neye mal olursa olsun, iş sonuna kadar götürülecektir, yapılmasından kaçınılmayacaktır” anlamında kullanılır ![]() ![]() Ölü fiyatına: Yok pahasına, değerinden çok ucuza, az bir para ile ![]() ![]() Ölü mevsim: İşin veya alışverişin az olduğu, durgun geçtiği zaman dilimi ![]() ![]() Ölüm Allah`ın emri: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Ölümü göze almak: Yaptığı iş uğruna ölmekten korkmamak, yürekli davranmak ![]() ![]() Ölümüne susamak: Yapmakta olduğu tehlikeli işte ölümü kendi üzerine çekecek davranışta bulunmak ![]() Ölüp ölüp dirilmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Ölür müsün, öldürür müsün?: “Öyle ters bir iş yaptı ki ona mı ceza vermeliyim kendime mi?” anlamında kullanılır ![]() Ömrü billah: Hiçbir zaman, ya da şimdiye kadar ![]() ![]() Ömrüne bereket: “Var ol, sağ ol, ömrün uzun olsun” anlamında kullanılır ![]() Ömrü vefa etmemek: Bir şeye kavuşamadan, bir sonuca ulaşamadan ölmek ![]() ![]() Ömür adam: Beğenilen, çok hoşa giden, değişik düşünceleri olan adam ![]() Ömür çürütmek: Uzun süre bir şey için emek vermiş olmak, ya da boşuna zaman harcamış olmak ![]() ![]() Ömür sürmek: İyi ve rahat yaşamış olmak ![]() ![]() Ömür törpüsü: İnsanı yıpratan, yoran, sıkıntıya sokan, uzun ve yorucu iş ![]() Ön ayak olmak: Bir işin yapılmasında ilk başlayan olup herkesi arkasından sürüklemek ![]() ![]() Öne düşmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Önüne gelen: Olur olmaz kimse, herkes, karşısına çıkan ![]() ![]() Öpüp başına koymak: Bir şeyi minnetle karşılamak, seve seve kabul etmek ![]() ![]() Örtbas etmek: Kötü bir durumu gizlemek, yayılmasını önlemek ![]() ![]() Örümcek kafalı: Geri düşünceli, yenilikleri kolay kabul etmeyen (kimse) ![]() Öteden beri: Oldukça uzun zamandan beri, eskiden beri ![]() ![]() Ötesi çıkmaz sokak: “Takip edilen yol yanlıştır, bu yolla bir yere gidilemez, sonuç alınamaz, bir yere kadar gidilir ama daha fazla gidilemez” anlamında kullanılır ![]() Özenip bezenmek: Çok özen gösterip titizlikle, ayrıntılarına varıncaya değin ele almak ![]() Özrü kabahatinden büyük: Bir kabahat için özür dilerken daha büyük bir kabahat işleyen kimse için söylenir ![]() Özür dilemek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özü sözü bir: Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|