08-15-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kirli Sırlar
İkinci Dünya Savaşı sırasında CIAin (Central Intelligence Agency) doğuş yıllarını bir CIA istihbaratçısının gözünden anlatan ve aynı zamanda Robert De Nironun ikinci yönetmenlik deneyimi olan Kirli Sırlar, Hollywoodun duayenleriyle dolu kalabalık oyuncu kadrosu için 57 Berlin film Festivalinde Sanatsal Katkı<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> [/b]ödülüyle taçlandırıldı Bu kadro Matt Damon ve Angelina Jolie gibi popüler oyuncuların yanı sıra Alec Baldwin, Michael Gambon, Robert De Niro, William Hurt, John Turturro ve Joe Pesci gibi unutulmaz yetenekleri de içeriyor
Amerikan tarihinin gizli sırlarına ayna tutma hedefiyle yola çıkan film aslında CIAin doğuşunu anlatıyor sayılmaz Kirli Sırlar, CIAin kurucusu James Jesus Angletonın hayatından esinlenerek, Edward Wilson (Matt Damon) adlı az konuşan, mizah anlayışı olmayan ve hedef-odaklı bir CIA ajanının hakkında yazılmış, CIA tarihinin bölük pörçük bir taslağı
Kirli Sırlarda Yale Üniversitesinin gizli kardeşlik grubu olan Skull &amp; Bonesun geleceğin liderlerini yetiştirdiğini ve CIA çalışanlarının da bu derneğin üyelerinden seçildiğini görüyoruz Yale öğrencisi ve derneğin sadık üyesi kahramanımız Wilson İngilizce profesörünün Nazi bağlantılarını ortaya çıkararak bir FBI ajanının dikkatini çeker ve bu da, uzun ve verimli bir kariyerin başlangıcı olur Bu onurlu görev için olmazsa olmaz karakter özellikleri vardır elbette ve bunlar fazlasıyla Wilsonda mevcuttur Wilsonın milliyet ve görev bilinci o kadar içine işlemiştir ki, hayatta tek sahibi olduğu şeyin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu ve farklı kökenlere sahip diğer vatandaşların sadece ülkeyi ziyarete geldiğini ?bir anlamda uzun vadeli turist olduklarını? bile dile getirir
İnanç devletin kendisi, meslek de devlet menfaatlerinin korunması olunca, kardeşlik çatısı altında toplanan insanların bile ironik bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığını görüyoruz Vatan için yapılan her hareket kişisel ve sosyal bir ihanet anlamına geliyor Wilson ve meslektaşları herhangi biriyle herhangi bir bilgiyi paylaşmalarının bedelini ağır ödüyorlar Dünyevi ilişkilere güvenmenin işleyebileceğin en büyük günah olduğu istihbarat dünyasının gerçeküstü temelleri, mantığın almayacağı mutlak bir teslimiyete dayanıyor Sadakat ve adanmışlığın can damarı inanç, başı sonu olmayan, nedeni yanlışı olmayan bir kavram: yeterince derinlere yeterli bir kuvvetle uygulandığında aşılması imkansız bir duvar Nitekim filmde bu anlayış Wilsonın tüm bu gizliliğe alaycı yaklaşan karısı Cloverın (Angelina Jolie) sözlerinde dile geliyor: Önce CIA, sonra Tanrı
|
|
|