Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Marmara Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbul, şehri

İstanbul Şehri

Eski 08-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Şehri



İstanbul

yaklaşık 7500 yıl boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapmış, günümüzde ise nüfusu yaklaşık 20 milyon olan Dünya'daki 8 şehirden biridir Türkiye'nin ve Avrupa'nın (sırf Avrupa yakasıyla) en kalabalık kentidir 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle dünyanın en büyük 34 kentidir Türkiye'nin en kalabalık şehri, kültür ve finans merkezidir 32 ilçeden oluşan şehir, 41° N 29° E koordinatlarında, İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç'i çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur İstanbul, batıda Avrupa yakası ve doğuda Asya yakası olmak üzere iki kıtada yaşam merkezleri olan Dünya'daki tek şehirdir Dünya'nın en eski şehirlerinden olan İstanbul;MÖ 5500 yıllarında Oy-Urum Atınların beyliği, 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır Şehir 2010 yılı "Avrupa Kültür Başkenti" seçilmiştir İstanbul'un tarihi bölgeleri 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır


Etimoloji
MÖ 5500 yıllarında Balkanlardan inerek İstanbul'a ilk yerleşim kuran Oy-Urum Atınlar şehre "Oy-Oğ" ismini vermişlerdir MÖ 667 yılında; İstanbul'a yerleşim kuran kolonist Megaralılar şehri o dönemdeki kralı Byzas için "Bizantium" ismini koymuştur MS 196 yılında da Roma İmpatarou Septimus Severus şehri bir saldırı sonrasında ele geçirince; şehri bir harabe haline gelmiştir Şehri yeniden onarınca, bir çok Romalı da İstanbul'a göç etmiştir Her ne kadar Severus şehre oğlunun ismi Augusta Antonina (İmparator olunca ismi Antoninus Caracalla olmuştur) vermek istese de rivayete göre, Konstantin şehre Konstantinopolis ismini vermesinden öncesine kadar halk arasında bu şehre Nova Roma (Yeni Roma) deniliyordu

Konstantin de en başında şehrin resmi ismini Nova Roma koymak istedi; ancak dini anlaşmazlıklar çıkınca bundan vazgeçti İstanbul adının kökeninin Antik Yunancaya da dayandığı rivayet edilir Türkler İstanbul'u ele geçirmesi sırasında ve öncesinde; Selçuklularda olduğu gibi şehre Stamboul-Stambul demekteydiler Türklerin yanı sıra; 10'uncu yüzyılda Arapların 12'inci yüzyılda da Ermenilerin şehre bu isimle çağırdıklarını öngörürler Ancak; devlet işlerinde Osmanlı İmparatorluğu Konstantiniyye ismini kullanır

Şehrin İstanbul-İstambol ismini sık kullanması ise 17'inci yüzyılda; Evliya Çelebi'nin şehirden bu isimle bahsetmesiyle başlar İstanbul kelimesi yunanca Ise tén pólin (=sehirde) tümlesinden geliyor 18'inci yüzyılda III Mustafa döneminde ise; paraların üzerinden Konstantiniyye kaldırılarak, İstambol'u koyunca resmiyete dönüşür (1770)

İstanbul´un başlıca 10 ayrı dilde karşılığı vardır Bunlar:

Ön-Türkçe: Oy-Oğ
Yunanca: Vizantion, Stampoli (kente doğru)
Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
Rumca: Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis
Slavca: Çargrad, Konstantingrad
İbranice:Kushta
Vikingce: Miklagard
Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli
Arapça: Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma
Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul
Osmanlıcada: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü 'l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet, Kostantiniyye ( قسطنطينيه )


Günümüzde Latin karakterlerle İstanbul'u değişik yazmayı veyahutta telaffuz etmeyi tercih eden 9 ayrı dil vardır Bunlar:

İspanyolca : Estambul
Macarca : Isztambul
Litvanca : Stambulas
Letonyaca : Stambula
Arnavutça : Stambolli
Galce : Iostanbúl
Loglanca: Konstantinupol
Lazca: Poli
Ladino: Estanbol
Farsça: Estanbol

Tarihçe
İstanbul'un tarihi
Her ne kadar 300000 yıldan bu yana Dünya 3 kez Buzul Çağı geçirip, toprak kütlesi yer değiştirse de; Küçükçekmece'deki Yarımburgaz mağarasında Neolitik ve Kaltolitik insanlara değin izler bulunmuştur Dudullu'da Alt Paleolitik Çağ, Ağaçlı'da Orta Paleolitik Çağ ve Üst Paleolitik Çağ'da kullanılan aletlere rastlanılmıştır Ancak, Dünya'nın herhangi bir yerinde bu çağlara değin izlere rastlanabilir Yaşadığımız son buzul çağı sonrasındaki izler MÖ 5000 yıllarına aittirMÖ 5500 yıllarına ait fikirtepe yazıtlarının bulunması ile kalkolitik çağda da başkent olduğu tespit edilmiştir

İstanbul'un kent tarihini 5 ana başlıkta toplayabiliriz Bunlar; İstanbul'un isminin Oy-Oğ olduğu ilk yerleşim dönemleri, İstanbul'un isminin Byzantium olduğu ikinci yerleşim dönemleri, Konstantin tarafından kurulan Bizans İmparatorluğu'ndaki Konstantinopolis dönemi, Osmanlı İmparatorluğu süresinceki dönemi ve Cumhuriyet sonrası dönemi

İstanbul, stratejik konumundan ötürü önceUv-On(Uw-On)devletçiği (MÖ 5500), Roma İmparatorluğu (330-395)'nun, daha sonra Bizans İmparatorluğu (395-1204, 1261-1453) ve Latin İmparatorluğu (1204-1261)'nun, son olarak da Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922)'nun başkenti olmuştur Romalılar ve Bizanslılarca başkentleri Konstantinopolis, Osmanlılarca başkentleri Stambul, İslambol, Konstantiniyye, Dersaadet vb anılmıştır Türkiye Cumhuriyeti'nce şehir 1930 yılından beri resmi olarak İstanbul diye adlandırılmaktadır

Uv-On (Uw-ON) Dönemi

Bu dönem MÖ 5500 yıllarında Oy-Urum Atınların Balkanlardan inerek İstanbul'a ilk yerleşimi kurarlarDevlet teşkilatı ve siyasi kurumları ile Uv-On (Uw-ON) devletçiğini kurdukları Fikirtepe yazıtlarından anlaşılmaktadırBaşkentlerined e Oy-Oğ (istanbulun ilk ismi) ismini verdikleri aynı yazıtlardan anlaşılmaktadırÖn-Türklerin bir kolu olan Oy-Urum Atınların bıraktıkları yazı,resim ve "tamgalar"ın,Aya Sofya ve kariye camilerindeki yazı,resim ve "tamgalar"ın batı tarafından Ön-Grekçe olduğu iddia edilmiş, hala deşifre edilememiştirYakın zamanda Profesör Kazım Mirşan tarafından yazıtların Ön-Türkçe oldukları ispatlanmış ve deşifre edilmiştir Rumlar(Urum beyliği) sonradan Grekleşmiş ve Hristiyanlaşmış Türklerdir Bizans'da dini merasimler önceleri Ön-Türkçe yapılırmış

Bizans Dönemi

Bu dönem MÖ 660 ile MS 324 yılları arasını kapsar MÖ 667'de Megara halkı; şehre yerleştikten sonra; kralı Byzas için, Byzas'ın yeri veya şehri anlamındaki Bizantium (Byzantium ya da Bizantion - Βυζάντιον) ismini koyar

Bilinen efsaneye göre Megaralılar Ege Denizi'nde kuzeye doğru yol alır, bu sırada Kral Byzas'a da Delfi kahininden "körün zıttı"'nda yeni bir şehir kuracağını söyler Mageralılar da Boğaziçi'ye ulaştıktan sonra, koyları gezer ve dönemin Kalkedon'u (Χαλκηδών) günümüzde Kadıköy olan yere şehrin ilk temellerini kurar


Bizantium çizimiMegaralılar daha sonra Sarayburnu'na da yerleşmiş; ancak bir çok kez şehir istilaya uğramıştır MÖ 269'da Bitinyalılar tarafından ele geçirilmiştir MÖ 202'de Bitinyalılar Makedonların istilasından korkarak; Roma'dan yardım talebinde bulunmuş ve Roma kültürü yavaşça şehri etkilemeye başlamıştır MÖ 146'dan itibaren de Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına girmiştir Şehir o dönemden itibaren; Bitinya-Pontus eyaletinin içinde olmuştur

Roma İmparatoru "Septimus Severus" şehri, halk Partlıları tuttuğu için MS 196'de şehri istila eder ve şehir neredeyse tamamen yokolur (Başka bir görüşe göre de Severus şehirdeki tüm yerleşim yerlerini yakmıştır) Severus şehri oldukça beğendiği için; şehri tamamen yeniden kurar Bu dönemde Roma'da yaşanan sorunlardan dolayı; Roma halkının büyük bir çoğunluğu İstanbul'a göç eder Bu dönem içerisinde; Roma'dan İstanbul'a gelenler şehre "Nova Roma" (Yeni Roma) diyecektir; ancak bu isim hiç bir zaman resmiyet kazanmaz

269 yılında Gotların egemenliğine geçen şehir; 313'de de Nikomedyalıların eline geçer Konstantin da Nikomedyalılardan şehri alır ve Roma İmparatorluğu'nun başkenti olur

Her ne kadar Konstantin kendi döneminde şehre bu ismi vermek istese de, ölümü sonrasında şehrin ismi Konstantinopolis (Κωνσταντινούπολις) olur

Bizans İmparatorluğu Dönemi
Ana madde: Konstantinopolis

Konstantinopolis haritası Detailed map
Sultanahmet Camii ve Ayasofya
Sultanahmet CamiiBu dönem 324 - 1453 yılları arasını kapsar I Konstantinus şehri ele geçirip Roma İmparatorluğu'nun başkenti yaptıktan sonra, şehir ayrıca Roma'nın doğusunun yönetim merkezi olur Romalı nüfusu bu dönemde, Romalı soyluların göçü de dahil olmak üzere önemli boyutta arttı Bu dönemde; yeni bir mimari yapıyla şehir oldukça genişledi 100 kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra, limanlar ve tu tesisleri yapıldı

Konstantinus'un döneminde şehre Nova Roma dese de; 11 Mayıs 330 da şehrin ismi Konstantinopolis oldu Döneminde Dünya'nın en büyük katedrali olan Ayasofya'yı 360'da kuran Konstantin; böylece Roma İmparatorluğu'nun dinini de Hristiyanlık olarak değiştirdi Pagan Roma dinine inanan batı ile ilk kopuş da bu dönemde başladı Her ne kadar; Bizans İmparatorluğu I Theodosius'un ölümü ile başlasa da; Bizans İmparatorluğu Konstantinus Hristiyanlığı getirmesine duyduğu saygıdan kendisini hep bir Bizans İmparatoru olarak görmüş; 1453'deki çöküşüne kadar da 10 İmparatorunun daha ismi Konstantinus olmuştur Bu dönemde İstanbul'un rolü oldukça stratejiktir; Avrupa ve Asya arasında bir kapı olmuştur Bu vesile ile, ticaret, kültür ve diplomasinin yapıldığı bir merkezdir Bu dönemde şehrin ismi "Poli" (şehir) de olmuştur

476'da Batı Roma'nın yıkılması sonrasında da; Batı Roma İmparatorluğu'ndaki Romalıların büyük bir çoğunluğu buraya göç etmiş, ve Bizans İmparatorluğu'nun da başkenti İstanbul olmuştur 543'de nüfusun yarısının ölümüne sebebiyet veren veba salgınından sonra; şehir İmparator I Jüstinyen döneminde yeniden inşa edilmişdir

700lü yıllarda Sasaniler ve Avatarlar'ın saldırısına uğrayan şehir; 800lü yıllarda Bulgarlar ve Arapların, 900lü yıllarda ise Ruslar ve Bulgarların saldırısına uğramıştır

Ancak; saldırılar arasında en yıkıcı olanı 1204 yılında olmuştur Haçlılar tarafından; 4 Haçlı Seferi'nde 1204 yılında ele geçirilen şehir yağmalanmış; halkın büyük bir çoğunluğu şehirden kaçmış; yoksul ve enkaz içinde bir kente dönüşmüştür Bunun sebebi Batı Roma'da büyüyen Latinlerin; Katolik Hristiyanlık anlayışı ile Bizans'daki Ortodoks Hristiyanlık inanışı arasındaki farklılıklar ve uyumsuzluklardır Bu dönem sonrasında, 1261 yılında Palailogos Hanedanından; Michael VIII Palaeologus şehri tekrar ele geçirmiş ve Latin'lerin dönemini sona erdirmiştir

Bu dönemden sonra giderek küçülen Bizans; Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1391'den sonra kuşatılmaya başlamış; en sonunda 29 Mayıs 1453'de Osmanlı İmparatorluğu'nun himayesine geçmiştir İstanbul'un fethi, Dünya tarihinde Orta Çağ'ın sonunu simgelemektedir


Osmanlı Dönemi
Ana maddeler: Osmanlı İmparatorluğu ve İstanbul'un fethi

İstanbul'un FethiBu dönem 1453 - 1923 yılları arasını kapsar 29 Mayıs 1453'de; Osmanlı İmparatorluğu padişahı Fatih Sultan Mehmet'in 53 gün süren kuşatması sonrasında; İstanbul Osmanlı'nın 3'üncü başkenti olur

Osmanlının ele geçirmesinden sonra; Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı'nın da kurulması ardından bir çok okul ve hamam açılır Dünya'nın ve İmparatorluğun dört bir yanından insanlar İstanbul'a taşınır Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların beraber yaşadığı kozmopolit bir toplum olur Bizans döneminden kalan, eski binalar ve surlar onarılır Fetihten 50 yıl sonra; İstanbul Dünya'nın en büyük şehirlerinden biri olur "Küçük Kıyamet" olarak da adlandırılan; 14 Eylül 1509 İstanbul Depremi sonrasında (8 şiddetinde olduğu ileri sürülmektedir); 45 gün süren artçı sarsıntılarla binlerce bina yıkılır ve bir çok insan yaşamını kaybeder

1510 yılında; Sultan II Beyazıd; 80000 kişinin çalışmasıyla şehri yeniden kurar Günümüzde de varolan eserlerin büyük bir çoğunluğu bu dönemden kalmıştır Kanuni Sultan Süleyman döneminde; mimari ve sanat konularına önem verilir Mimar Sinan camiler ve diğer binalar kurar Lale Devri döneminde; Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1718 yılından itibaren; itfaiye'yi kurmuş, ilk matbaayı açmış ve fabrikalar kurmuştur 3 Kasım 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında da batılaşma süreci hızlanmış; ve bir çok alanda yenilikler yaşanmıştır

Haliç'in üzerine köprü; Karaköy'e tünel, demiryolları, kentin içindeki deniz taşımacılığı, belediye örgütlerinin, hastanelerin kurulmasıyla modern bir şehir halini almıştır 1894 yılında; Üçyüzon Depremi'ni yaşayan İstanbul, tekrar büyük bir zarar görmüş, Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarında 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletleri donanmasınca da işgal edilmiştir

29 Ekim 1923'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla da İstanbul'un 2500 yıldır süren başkentlik dönemi de sona ermiştir


Cumhuriyet Dönemi

Ana madde: Türkiye

1890lı yıllarda Galata Kulesi'nden panorama
Cumhuriyet sonrası 1923-1950 yılları arasında fiziksel atılımlar olmuştur 1900'lerin başında 1 milyon olan nüfus, 1927'de 690000'e düşmüştür, 1935'de 740000 ve 1945'de tekrar 900000'e ulaşmıştır 1950'lerde Balkanlar'dan göç almıştır Bu dönemde şehirleşmede gecekondular önplana çıkmaktadır 1960'larda ise gecekonduların yanında, apartmanlaşma başlamıştır 1970'lerde hızlı nüfus artışı ile konut ve ulaşım sorunları önem kazanmıştır Bu dönemde otomobil sayısının artması ve sonucunda trafiğin artması Boğaziçi Köprüsü'nün yapılmasında etkili olmuştur ve ulaşımda önemli bir yere gelmiştir İstanbul metropoliten alanı 1970-1975 yılları arasında merkezde 50 kilometre yarıçaplı bir alan iken 1980'de 60 kilometre yarıçapa ulaşmıştır 1990'ların nüfus artışı, nüfusun dış taraflara yayılması ile sonuçlanmıştır ve sonucunda İETT'nin yetersiz gelmesi ile dolmuş ve minibüsler bu açığı kapatmaya çalışmışlardır


Coğrafya ve İklim
İstanbul'un kuzey ve güneyi denizlerle çevriliKuzeyinde Karadeniz,güneyinde Marmara denizleri vardırBatısında Tekirdağ/Çerkesköy ilçesi,batı ve kuzeybatıda Kırklareli/Vize,doğusunda Kocaeli/Gebze ilçeleri mevcutturAyrıca ortasından geçen FSM ve boğaz köprüleri şehri ve asya ve avrupa kıt'alarını ikiye ayırırİstanbul;32 ilçe,112 köye ayrılır


İklim
İstanbul'un yazları sıcak ve nemli; kışları soğuk, yağışlı ve bazen karlıdır Yıllık yağmur düşüşü 870mm dir Nem yüzünden, hava sıcak olduğundan daha sıcak; soğuk olduğundan daha soğuk hissedilebilir Kış aylarındaki ortalama ısı 7°C ile 9°C civarındadır ve kar yağışı genelde görülür Kış aylarında bir iki hafta kar yağabilir Haziran'dan Eylül'e kadar otalama sıcaklık90°C dir

En sıcak ay Haziran (232)°C, en soğuk ay da Ocak (54°C) dır Şu ana kadar en sıcak hava; Ağustos 2000'de 100°C olarak kaydedilmiştir Yani bir buzu eritecek sıcaklığa gelmiştir En soğuk hava ise; Şubat 1927'de -991°C olarak kaydedilmiştir

İlçeleri
Adalar, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Çatalca, Büyükçekmece, Eminönü, Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sarıyer, Sultanbeyli, Silivri, Şile, Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Tuzla, Zeytinburnu ilçelerine sahiptir

İstanbul'daki önemli mekânlar
Surlar

Ana madde: İstanbul Surları

İstanbul Surlarıİstanbul Surları, İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 7 yydan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir Son yapımı MS 408'den sonradır II Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan, ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu

Surların uzunluğu 22 kmdir Haliç surları 55 km, kara surları 7,5 km Marmara Surları 9 kmdir

Kara surları üç bölümden oluşur Hendek, dış sur,iç sur Hendekler bugün tarım alanı olmuştur Sura bitişik ve 50 m aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 mlik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 m yüksekliğindedir


Saraylar
Dolmabahçe Sarayı
Beylerbeyi SarayıAna madde: Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayıolmabahçe Sarayı, Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alan saray
Ana madde: Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Sarayı:Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a yaptırılmıştır
Ana madde: Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı:Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir
Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla çevrili, 700000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir

Ana madde: Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı:Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III Selim'in (1789-1807) annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II Abdülhamit zamanında Osmanlı Devletinin ana sarayı olarak kullanılmış, günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alan bir saraydır Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir bina halinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür
Ana madde: Çırağan Sarayı
Çırağan Sarayı:Çırağan Sarayı; İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray

Meydanlar
Taksim Meydanı
Taksim MeydanıAna madde: Taksim Meydanı
Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği", Taksim Maksemi'nden almıştır

Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra zamanla bugünkü görünümünü almıştır Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyorMeydanın başlangıcından Tünel'e kadar nostaljik tramvay çalışır

Taksim Meydanı’nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır Maliyeti için halktan para toplanmıştır Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan özelliği yoktu


Sultanahmet Meydanı
Sultanahmet MeydanıAna madde: Sultanahmet Meydanı
İstanbul'un en önemli meydanlarından biri Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi “Hipodrom” At binenlerin, atların meydanı anlamına gelir Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi

Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı

Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır

Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir



Ulaşım
Atatürk Havalimanı
Şehre ulaşım

Şehre havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu ile ulaşmak mümkündür Şehrin 2 adet uluslararası havalimanı mevcuttur

Büyük İstanbul Otogarı 1980'li yıllarda Topkapı'da bulunan İstanbul Trakya Otogarı'nın yetersiz gelmesi üzerine, 1987'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri Anonim Şirketi arasında imzalanan antlaşmayla yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete girmiştirAvrupa'nın en büyük otogarı olmakla beraber dünyanın en büyük 3 otogarı konumundadır

Haydarpaşa Garı, 1908'de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilen tren garıdır Gar, TCDD'nin ana istasyonudur İstanbul'un Anadolu Yakasında Kadıköy'de bulunur Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Bağdat Demiryolu yanında İstanbul-Şam-Medine (Hicaz Demiryolu) seferleri de yapılmaya başlanmıştır


İstanbul Raylı Sistem Haritası
İstanbul'daki Tünel
Şehir içi ulaşım

İstanbul'da ulaşım, ağırlıklı olarak İETT yönetiminde otobüs seferleri ve dış semtlerde minibüs ve dolmuş taşımacılığı ile birbirinden farklı sistemlerde raylı ulaşım sistemlerinin desteği ve İstanbul'un coğrafi konumundan faydalanarak İDO'ya ait klasik vapurlar ve modern deniz otobüsleri ile sağlanmaktadır İstanbul'da her gün, 5712 km²'lik bir alanda 11 milyondan fazla kişi bu ulaşım imkanlarını kullanmaktadır

Şehirde; Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ismi ile iki tane uluslararsı havaalanı bulunmaktadır

Kentin doğu- batı ekseninde geçen iki çevreyolu bulunmaktadır Güneydeki çevreyolu Boğaziçi Köprüsü ile kuzeyindeki TEM karayolu ise Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile karşı yakaya ulaşımı sağlar

İstanbul metrosu:
Ana madde: İstanbul metrosu
İstanbul şehri, 1876'da yapılan "Tünel" ile toplu taşımada metronun öncüleri arasındaydı İstanbul şehri için kamu yararı ve ulaşım rahatlığı gözönüne alınarak 1912'den bu yana çeşitli ülek firmaları tarafından yapılmış öneriler olduğu bilinmektedir İstanbul'da geniş kapsamlı bir metro yapılması fikrinin 1908'de ortaya çıktığına dair kayıtlara İETT arşivinde rastlanıyor "Mecelle-i Umur-ı Belediye"nin 3 cildinde Mecidiyeköy ile Yenikapı arasında bir metro imtiyazı verildiğine dair kayda rağmen, projenin gerçekleşmediği anlaşılıyor Yine 1912'de bir Fransız mühendisin Karaköy-Şişli arasında bir hat önerdiği ve Kurtuluş'a doğru bir giriş yaptığı anlaşılıyor İlk etraflı proje ise 1912'te rastlıyor


İstanbul'da yaşam
2010 Avrupa Kültür Başkenti olan şehirde şehir hayatı çok renkli geçmektedir Şehrin her yerinde tarihi eserlere ve yapılara rastlamak mümkündür


Gece Hayatı
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Levent'teki iş merkezleri
İstanbul, Avrupa'daki en hareketli gece yaşamlarından birine sahiptir Beyoğlu da eğlencenin en önemli merkezlerinden biridir En önemli mekanları burada bulabilirsiniz Dünya'daki en iyi klüplerden biri olan Babylon, konser ve kültür merkezi olarak Yeni Melek, alternatif müzik dinlemek için Peyote, Time dergisi tarafından İstanbul'da görülmesi gereken bir kafe olarak gösterilen Şimdi, 360 derece İstanbul manzarasıyla 360, önemli konserlere ev sahipliği yapan Balans ve Indigo eğlenmek isteyenlerin mutlaka denemesi gereken mekânlardır Ayrıca disco olarak da Reina, Sortie, Discorium, Sapphire denenebilir Güzel ve kaliteli yemek için SKY,Krunch,Fishmekan,Tike İstanbul'da gidilebilcek mekanlardandır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.