![]() |
Mardin İle İlgili Efsaneler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mardin İle İlgili EfsanelerMardinefsanesi - Mardinin efsanesi - Mardin efsaneleri - Mardinin efsanesi - Mardinin efsaneleri - gaziantep ile ilgili efsaneler - Mardin nın efsanesi - Mardin ile ilgili efsaneler - Mardin efsanesi ![]() Şahmeran Efsanesi (Mardin) isimli yazı Mumsema Şahmeran Efsanesi (Mardin) Forum Alev Şahmeran Efsanesi (Mardin) Yöre: Mardin Evvel zamanda, Mezopotamya topraklarında doğmuş bir efsane Şahmeran Yüzyıllardan beri anlatıla gelmiş çeşitli coğrafyalarda Özellikle yılanlık bir bölge olan Adana-Misis'te ve Mardin'de Tahmasp isminde uzun boylu, geniş omuzlu, esmer tenli, çok yakışıklı bir genç yaşarmış zamanın durduğu bu şehirde Binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla girmiş Tahmasp Mağaranın içi o kadar karanlıkmış ki hiçbir şey göremiyormuş, yalnızca etrafında dolanan yaratıkların sesini duyuyormuş Çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi belirmiş Işık huzmesi kendisine yaklaştıkça gözleri kamaşan Tahmasp, ellerini gözlerine siper ederek etrafında gezinen yaratıkların ne olduğuna baktığında uzunu, kısası, yeşili, siyahı ile envai çeşitte binlerce yılanın çevresini sarmış olduğunu fark etmiş Yılanların hepsi kafalarını kaldırmış, gelen ışık huzmesine doğru bakıyorlarmış Tahmasp da onların baktığı yöne doğru bakınca birden dona kalmış Çünkü Tahmasp, bu zifiri karanlık mağaranın içinde hayatında gördüğü en güzel kadının yüzünü görmüş birden Ona doğru daha dikkatli bakınca kadının belden aşağısının yılan olduğunu fark etmiş Kadın ona doğru ilerliyormuş, tam karşısında durmuş, gülümseyerek elini ona doğru uzatmış ve demiş ki; "- Korkma benden Tahmasp Ben yılanlar ülkesinin kraliçesi Şahmeran'ım Benden sana zarar gelmez Ben dünya düzeni kurulmaya başladığı andan beri vardım Krallığıma hoş geldin Bundan böyle benim misafirimsin Şimdi yat ve dinlen Sonra seninle uzun uzun konuşuruz" Böyle deyip geldiği yoldan geri gitmiş Tahmasp gördükleri karşısında yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğu yerde kıvrılıp uyumuş Ertesi sabah uyandığında Şahmeran'ı karşısında mükellef bir sofranın başında otururken bulmuş Tahmasp'ı kahvaltıya davet etmiş Şahmeran O ise gözlerini Şahmeran'dan alamıyormuş Şahmerdan da ona bakıyormuş kendinden geçmiş bir halde "Bak Tahmasp," demiş "Ben insanlığın bütün tarihini biliyorum İstersen sana anlatayım" deyip başlamış anlatmaya Anlatmış, anlatmış, anlatmış günler boyu Bu sohbetler sırasında Tahmasp ve Şahmeran arasında tarihin en soylu aşklarında birisi başlamışGel zaman git zaman Şahmeran'ın anlatacağı bir şey kalmamış artık Tahmasp da anasını ve yeryüzünü özlemeye başlamış Bir gün dayanamamış ve düşüncesini Şahmeran'a da açmış Sevdiğinin kendisinden sıkıldığını ve artık gitmek istediğini duyunca önceleri kesin bir dille reddetmiş Şahmeran Ancak günler geçip Tahmasp'ın üzüntüsünden eriyip bittiğini görünce dayanamamış ve ona şöyle demiş: "- Ey Tahmasp beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver Biliyorum, gitmene izin verirsem sende bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum Bu sebeple gitmene izin veriyorum Ancak bana bir söz vermeni istiyorum Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme" Tahmasp, sevinçle Şahmeran'a sarılmış ve ona asla ihanet etmeyeceğine dair yeminler etmiş Tahmasp, mağaradan çıktıktan sonra bir köye yerleşmiş ve marangozluk yapmaya başlamış Arada sırada da gizlice mağaraya giderek Şahmeran'ı ziyaret ediyormuş Tahmasp'ın yaşadığı ülkenin kralı, birgün amansız bir hastalığın pençesine düşmüş Ülkenin bütün hekimleri gelmiş; ama kralın hastalığına çare olamamışlar Kralın kötü kalpli bir veziri varmış Vezir, her seferinde krala hastalığının tek çaresinin Şahmeran'da olduğunu söylüyormuş Ancak bu mutlu günler uzun sürmemiş Onun etinden bir parça yemesinin kralın hastalığının dermanı olacağını kralın kafasına sokmuş Kral da Şahmeran'ın bir an önce bulunmasını emretmiş Bütün ülkede Şahmeran aranmış Sonunda bilge bir adam, bütün insanların gruplar hâlinde hamamlara ve nehirlere sokulmasını tavsiye etmiş Böylece Şahmeran'ın yerini bilen varsa onu bulabileceklerini söylemiş Vezir de ülkedeki herkesi hamamlara sokmaya başlamış Askerler, Tahmasp'ın yaşadığı köye de gelmişler ve herkesi toplayarak büyük bir hamama götürmüşler Tahmasp, Şahmeran'a verdiği sözü hatırlayarak önce gitmek istememiş Ancak askerler, onu zorla içeri sokmuşlar Tahmasp, hamama girdikten sonra herkesin gözünün üzerine dikildiğini fark etmiş Kendisine bakınca bütün vücudunun yılanlarınki gibi pullarla kaplandığını fark etmiş Askerler, hemen Tahmasp'ı yakalayarak vezirin huzuruna getirmişler Kötü kalpli vezirin amacı, kralı iyileştirmek falan değilmiş Şahmeran'ı yakalayıp dünyanın bütün sırlarına sahip olmak istiyormuş Tahmasp'a günlerce işkence yaptıktan sonra Şahmeran'ın yerini söyletmiş Askerler, hemen gidip Tahmasp'ın söylediği yerde mağarayı bulmuşlar ve Şahmeran'ı oradan çıkarıp saraya getirmişler Şahmeran ve Tahmasp kralın huzurunda karşı karşıya gelmişler Şahmeran, üzüntülü ve utanç dolu Tahmasp'a dönmüş: "Ey sevdiğim, üzülme Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye Bak şimdi anladın mı? Sen üzülme ne olur!" Tahmasp, Şahmeran'ın bu sözleri karşısında daha da utanmış Şahmeran, sözlerine devam etmiş: "Şimdi size sırrımı vereceğim Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse O bütün dünyanın sırrına ve gizemine vakıf olacak Her kim ki benim kafamdan bir parça koparıp yerse o da o anda öte dünyayı boylayacak" Şahmeran, daha sözlerini bitirmeden; kötü kalpli vezir, elinde kocaman kılıcı ile atılıp Şahmeran'ın bedenini iki parçaya ayırmış ve kuyruğundan bir parça koparmış Tahmasp da duyduğu acı ve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin, Şahmeran'ın kafasından bir parça ısırıvermiş Kötü kalpli vezir kuyruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş Tahmasp'a ise hiçbir şey olmamış Şahmeran, son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş Ancak Tahmasp, sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak kendisini dışarı atmış ve dağ bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış O günden sonra da Lokman Hekim efsanesi almış başını yürümüş Zamanın Durduğu Efsane Kent Mardin Zamanın Durduğu Efsane Kent Mardin ![]() ![]() ![]() ![]() Milattan önce 8000'lere değin uzanan geçmişinde birçok uygarlığın yerleşip solduğu, farklı kültürleri içinde harmanlamış, yoğurmuş şiirsel kent Mardin ![]() ![]() ![]() Zamanın Durduğu Efsane Kent Mardin ![]() ![]() Romalılar döneminde Maride, Persler döneminde Marde, Bizanslılar döneminde Mardia, Süryanilerin Merdo ya da Merdi, Arapların da Maridin adını yakıştırdıkları gizemli kent Mardin ![]() ![]() ![]() Daha nice isimler takılıp tanımlamalar yapılabilir Mardin üzerine ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kent yapılarını incelerken Süryani ustaların bir kilim veya dantel dokurcasına işledikleri kesme taşlar karşısında şaşar kalırsınız ![]() ![]() ![]() ![]() Mardin'in içinden geçen tek karayolu, kenti U biçiminde dolaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mardin adeta bir açık hava müzesi görünümündedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zinciriye Medresesi ve caminin giriş kapısındaki detaylardan sıyrılıp Şehidiye Camisi'ne nazır çay bahçesindeki küçük bir moladan sonra 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kenti U biçiminde bölen ana caddenin alt basamağında ise tüm kentin eşsiz güzellikte yapılarıyla en uç noktada kalesiyle bütünleşen bir panorama ile karşılaşırsınız ki bu Mardin'in tipik, klasik fotoğraflarda görünümüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farklı kültürlerden ve dinlerden insanların yan yana yaşadığı bu gizemli güneydoğu kenti her mevsim gezilebilir ![]() ![]() ![]() Zamanın durduğu kent: Mardin Fırat ve Dicle nehirleri arasında Mezopotamya bölgesinde, tarih boyunca pek çok medeniyet yerleşmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğu’nun şiirsel kentlerinden biri aynı zamanda ![]() ![]() Uzaktan bakınca, altın rengi taşlardan yapılmış Mardin evlerini, kentin üzerinde kurulduğu tepelerin kayalığı ile iç içe görürsünüz ![]() ![]() Mardin Evleri Tarihsel geleneğin günümüze dek sürdürülmesinin bir sonucu olarak özgün mimari karaktere sahip bir yapılaşmayla birlikte anılan Mardin’in, kentle özdeşleşen kagir evleri, gerek plansal özellikleri gerekse malzeme ve bezemeleriyle Anadolu konut mimarisinde ayrıcalıklı bir konuma sahip ![]() Kentin bir açık hava müzesi şeklinde algılanmasına olanak tanıyan evler, kayalık ve volkanik bir tepenin güney yamacındaki kalenin eteklerinden ovaya doğru ve birbiri üzerine yükselen teraslar halinde yerleşmişler ![]() Geleneksel Mardin Evleri, U ya da L planlı, geniş avlulu ve 2-3 katlı yapılar ![]() ![]() ![]() ![]() Mardin Evleri, iklimsel koşullar, dayanıklılık ve tasarım estetiği gibi pek çok unsuru bir arada sundukları ölçüde, kültürel miras bileşenlerimizden biri olmaya devam edecektir ![]() Uzaktan bakınca, altın rengi taşlardan yapılmış Mardin evlerini, kentin üzerinde kurulduğu tepelerin kayalığı ile iç içe görürsünüz ![]() ![]() Kentin mimari kurgusunda kullanılan temel malzeme kolay işlenebilen kalker taşı ![]() ![]() Midyat Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin'den yaklaşık 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dara Harabeleri Mardin'in güneydoğusunda 30 km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beş Bin Yıllık Tarih Verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselen, kalker ve lavlarla örtülü bir dağın yamacındaki Mardin, neredeyse bütün kültürlerin uğrak yeri olmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mardin Kalesi Diğer adı “Kartal Yuvası” olan Mardin Kalesi, Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kale ![]() MS ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadar ![]() ![]() ![]() Zinciriye Medresesi Medrese mahallesinde yer alıyor ![]() ![]() ![]() Cennet Mağarası ilifke’nin kuzeydoğusundaki eski Narlıkuyu Köyü’nün 3 km kuzeyindedir ![]() ![]() ![]() Miyosen kalkerleri içinde yer alan bu obruk oluşumlar, yer altı sularının alttan yaptığı aşındırmaya bağlı olarak tavan çökmesi sonucu meydana geldiği sanılıyor ![]() ![]() Ağzı denizden 150 m yüksekte olan Cennet Mağarası’nın derinliği 135 m’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cehennem Mağarası Cehennem Mağarası’nın duvarları içbükey olduğundan içine inilememektedir ![]() ![]() ![]() Cennet çöküğünün 75 m kuzeyindeki Cehennem çukuru da Cennet çöküğü gibi oluşmuştur ![]() ![]() Bir kraterin adı cehennem olunca bu ada uygun olarak da bir çok efsaneye ev sahipliği yapmaktadır ![]() Kralların ceza evleri olmasından tutun, Tanrı Zeus’un alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten sonra, onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre bu çukurda hapsetmiş olduğu söylene gelir… |
![]() |
![]() |
|