Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karaman, şiirleri

Karaman Şiirleri

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karaman Şiirleri



Karaman Şiirleri

ERMENEK EFSANESİ
Kuzeyinde bir şahin yuvasıdır kalesi,
Altında gümbür gümbür MARASPOLİ’nin sesi

Nice hatıraların sesi gelir derinden
Yıkılmış bağ evleri yılların kederinden

Ayakta kalanlarsa ışıksız ve karanlık,
Orda hayat bulanlar meçhule göçtü artık

Binlerce mezar taşı bu şehri anlatıyor,
Nice efsaneleşmiş zatlar burada yatıyor

Şu fani alemden bir anda gelip geçtiler,
Gönüllere taht kurup,iz bırakıp geçtiler

Şen kahkahalar yükselirdi SULTANIBAĞ’dan,
İnsan ne zavk alır ki yaşadığı şu çağdan

Ah! O nesil bir başkaydı,bir başkaydı o günler,
Her feryadımda sanki mezarlar beni dinler

Başka bir coğrafyada görülmedi bu kültür,
İnsanı hür,toprağı hür,havası hür,suyu hür

ULUCAMİ göğsüne takılmış nişanesi,
Çilenin çamurunda yoğrulmuş her hanesi
Bir şerefli mazinin kitabesi camiler,
Allah’ın fanilere hitabesi camiler!

Hele birde KEBEN’den seyreyle manzarayı:
Karşında tabiatın en mükemmel sarayı

Geçmişi geleceğe anlatırken bir dere,
Dev ceviz ağaçları yükseliyor göklere

Nice kavmin burada şanlı bir geçmişi var,
Görün TOLMETRESE’yi yılların süsü var

Taşlı dar sokaklarda kısrakların nal sesi,
Anlatmakla tükenmez ERMENEK EFSANESİ!

Ermenek Efsanesi- Adil CEYLAN

BATIRIKTIR AŞIMIZ
Sekiler sıvanıp kuyu dolunca,
Sıra batırığa gelir komşular
Öğlen olup gün tepeye vurunca,
Sıra batırığa gelir komşular

Haşlansın lahana,bostan soyulsun,
Ak cevizler dibeklere koyulsun
Dirisi kalmasın iyice dövülsün,
Cümbüşünüz kolay gelsin komşular

Kefkiyle kuyudan alın suyunu,
Her öğlen oynarız biz bu oyunu,
Araştırdım batırmanın soyunu,
Özbeöz Ermenek aşı komşular

Böyğanam gelmeden başlamayın ha!
Lahanayı fazla haşlamayın ha!
Masada yemeyi düşlemeyin ha!
Taplayı ortaya koyun komşular

Dertlere dermandır dizlere candır,
Gözlere fer olur,damarda kandır
Ermenekli olmak şereftir,şandır,
Sıkmasını bolca koyun komşular

Çalın kaşıkları dalın gözüne,
İnanmayın elalemin sözüne
Yemeyenler birgün vurur dizine,
Ününü cihana yayın komşular

Doksana yüzede gelse yaşımız,
İlk sırada batırıktır aşımız
Mideyi bastırır kuru keşimiz,
Onuda yanıma koyun komşular

Ne baklava ister gönül ne börek,
Ne palize,ne lakişe,ne çörek,
Binbir sır var batırıkta komşular

Ermenek Efsanesi- Adil CEYLAN

ERMENEK TÜRKÜSÜ
Bir irem bağıdır belli adından,
Elması,armudu yenmez tadından,
Pekmez kaynat Ermenek'in dudundan

Ayva hevenk hevenk,nar hevenk hevenk,
Ermenek ,Ermenek, güzel Ermenek

Bahar gelir gül gülistan görülür,
Yaz gelince ekinleri derilir,
Güz gelince nar dalında yarılır

Ermenek gözüme dol ışık ışık,
Sen beni unuttun ben sana aşık

Bahar gelir erir yaylanın karı,
Çağlar torosların billur suları,
Derde şifa verir çam kokuları

Koymayın gurbette götürün beni,
Bir pınar başına yatırın beni

Yeşil çamlıklara güneş doğarken,
Sürüler meleşir dağa ağarken,
Kime gönül verem söyle sen varken

Toros yaylasına kurulu köşkün,
Ermenek ,Ermenek kalbimde aşkın

Billur derelerin var şırıl şırıl,
Mavi gök zümrüt yer hep pırıl pırıl,
Bir sevgili ol da boyumca sarıl

Kavuştur hasrete kavuştur beni,
Ermenek Göksu'ya karıştır beni

Yaylası var, yamacı var, bağı var,
Başı duman duman yüce dağı var
Ağası var,paşası var, beyi var

Bu hasretlik için için yer beni,
Ermenek Ermenek gel de gör beni



Vur Aşık kırılsın sazın telleri,
Durmasın şakısın tatlı dilleri,
Hele güzelleri ah güzelleri

Billur dereleri akan Ermenek,
Gülü burcu burcu kokan Ermenek

Gökte yıldız yerde çiçek misali,
Yeşil işlemeli zümrüt bir halı,
Işık nur kaynağı nazlı hilali

Ermenek dağlara yaslanır durur,
Silifke,Mersin'e seslenir durur

Ermenek gecense gündüzünden ışık,
Şu dertli gönlümü sar beşik beşik,
Destan türkü yazar Lamos'lu Aşık

Koynasın gurbette alın götürün,
Tarla tarla sürün ekin bitirin

Ahmet Tufan ŞENTÜRK

KAZANCILI
Bağın güzel,dağın güzel,
Sen huylusun Kazancı'lı
Hava,suya sen de uy gel
Durgun ol gül Kazancı'lı

Derelerin nazlı çağlar,
Sarmış seni yeşil bağlar,
Her adımda buz pınarlar,
Suyun güzel Kazancı'lı

Elma,armut,incir,meyva,
Erik,ceviz,nar ve ayva,
Bu diyarda herşey var ya,
Takdir etmez Kazancı'lı

Tadı başka bu diyarın,
Her an güzel yaz,kışların,
Doyar burda göz ve karın,
Yaşa mesut Kazancı'lı

Sami TUNCA

NE BİLECEKLER ?
Bu kent, her şeyiyle bana yabancı
Caddeler, binalar, bütün insanlar
Öyle hasretim ki, ezan sesine
Ararım çevremde minare, cami
Lakin, takılırım çan kulesine
Her semtin muhteşem kilisesine
Yad el elemleri sarar içimi

Yurdum uzaklarda, buradan çok uzak
Her mevsim güneşli, masmavi göklü
Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü
Ozanlı, Garipli, kervansaraylı
Hele, insanları, Alpli, Giraylı
Yok haber onlardan, baba evinden
Bu yüzdendir halim kopuk bir yaprak
Her şey çok uzakta, benden çok uzak
Gözlerim daima engine dalar
İsterim ki, her an Anayurdumda
Dağları dumanlı, yaşlı Kırım’da
Duvarında mavzer ve Kuran olan
Ata ocağında, bizim konakta
Bir bakır sinili sofra başında
İftar beklenilsin, dua edilsin
Ve sessiz sedasız yemek yenilsin
Sonra, şadırvanda abdest alınıp
Hep birlikte Teraviye gidilsin
Uyansam her sabah Ezan sesiyle
Görsem Ayşecik’i su testisiyle
Ninemi yaşmakla namaz kılarken
Dinlesem dedemi, Kuran okurken
Başımı huşuyla yastığa koysam
Sonra toparlanıp yola koyulsam
Yahut, günün şavkı vururken camdan
Heybetli sesiyle çağırsa babam
Annem de “kalk yavrum, aslanım” dese
Tutup elleriyle omuzlarımdan, sarılsa öpse
Bir karakış vakti Sen kıyısında
Kafamın içinde “ Türklük Ülküsü”
Böyle göçeceğim ebediyete
Donmuş cesedimi bulup çöpçüler
Defnedilmek üzere götürecekler
Kimim ben, ve neyim, ne bilecekler ?


NACİ SÖZEN

ŞEHİRDEN ERMENEK’E MEKTUP
Gavsaram daraldı koca şehirde
Ermenek burnumda tütüyor ana
Ne saray isterin,ne sıcak hamam,
Ben geğsi taşında yunacam ana

Bir daha gelirsem fani dünyaya
Gurbetsiz bir köşe bulacam ana
Dönüp bakmayacam paraya pula,
Dizinin dibinde kalacam ana

Gelemezsem işim kötü burada
Gün be gün sararıp solacam ana
Kara kuzum diyen tatlı diline,
Yoksa hep hasret mi kalacam ana?

Anan hasretinden soldu dediler
Karadutlar çoktan oldu dediler
Seninle gidenler döndü dediler,
Ben hangi derdime yanacam ana?

İstemem döneri,istemem şişi,
Sabahıla canım istedi bişi,
Burnumda tütüyor toprağı ,taşı
Sanki göremeden ölecem ana

Burada batırığı bilen çıkmadı ,
Kimse dönüp suratıma bakmadı
Sular busbulanık,oda akmadı ,
Cumayı ne zaman görecem ana

Pizza,hamburgermiş şehrin aşı,
Ne maş pilavı var,ne de arabaşı
Asfalt ile beton toprağı taşı,
Sekide nezaman yatacam ana

Cangır cungur pavyonları sazları,
Nemne şekil karıları kızları
Çöplük kokuları,egzoz gazları,
Ciğerime korum bağladı ana

Televizyon çıkmuş,sohbet kesilmiş,
Çoluk çocuk karşısına dizilmiş
Şeytanlar çoğalmış,ahlak bozulmuş
Ben nerde sukunet bulacam ana

Balyemiş otuzbine satarlar,
her şeyin içine hile katarlar
Süslü püslü odalarda yatarlar,
Dizinde nezaman yatacam ana

Kılçul yeter,varsın halı olmasın
Kimse benim gibi yetim kalmasın
Bülbül ağlamasın,güller solmasın,
Oraya temelli dönecem ana

Ermenek Efsanesi- Adil CEYLAN

DESTAN DESTAN ERMENEK
Aylar yıllar geçti aradan,
Yine kavuşturdu şükür Yaratan
Ayrı düşmek öyle zorki sıladan,
Hasretinden kazan oldum Ermenek

Bağlarında gök eğrimler olmamış,
Hevenk hevenk köfünlere dolmamış,
Göç kervanı yollara koyulmamış,
Hani nerde tatın tuzun Ermenek

Yoğurt çiçeklerin mor sümbüllerin,
Nerde evlek başlarında güllerin?
Elma,erik,ayva,üzüm,narların,
Müsandere görmez olmuş Ermenek

Ana hasretiyle yandığım bağlar,
Sekisini saray sandığım bağlar,
Kuyusundan içim kandığım bağlar,
Doyamadım can vatanım Ermenek

Gök ekini dolunayla sulardık,
Maldanlara cıngıldaklar kurardık,
Nasıl böyle solduk,nasıl sarardık
Ağıtlar yaktırdın bana Ermenek

Kıvrım kıvrım iner çıkar yolların,
Hasretle bizi kucaklar kolların,
Kebenbaşı,Tekeçatı,Yellibeller in,
Destan destan anlatılır Ermenek

Viran olmuş bahçelerin bağların,
Kekliksiz tavşansız kalmış dağların
Bir meçhulde avcıların avların,
Dağlar küsmüş kaderine Ermenek

Bandırmalar batardı güz aylarında,
Darılar kaynardı kazanlarında,
Pekmez köpüklerin ağdalarında,
Nerde kaldı ogünlerin Ermenek

Gök lahana batırmanın yoldaşı,
Taze bostan,teşil biber gardaşı,
Ceviz ağaçları dersen,sırdaşı
Batırmana hasret kaldım Ermenek

Saydım nice yıllar geçti aradan,
Gidenler dönmedi Yassıkayadan,
Dileğim şudurki Ulu Tanrı’dan:
Senin toprağında yatmak isterim

Sabuncu dedenin,Cücal dedenin
Ebedi yanında kalmak isterim

Ermenek Efsanesi- Adil CEYLAN


BÖYĞANAMIN FESLİKANLI DOLMASI

Balyemişler boyun büker dallarda,
Aklım kaldısümbüllerde güllerde,
Bir hasret şarkısı oldun dillerde,
Yeşil gözlüm sevdiceğim Ermenek

Ceviz çirkleriyle kınalanırdık,
Dostlukları öylece kalır sanırdık,
Yıllarca arandık yıllarca kandık,
Suçlu sen değilsin biziz Ermenek

Medeş,isbitiran bal ile eşti,
Gözümün önünden düğenler geçti,
Çomaca tad veren hep kuru keşti,
Kuru keşimde mi bitti Ermenek

Saç böreği töymakandan yapardık,
Geğsileri topanlarda yıkardık,
Sincapları yuvasında tıtardık,
Tarih oldu o günlerin Ermenek

Hüsülü emminin tak tak helvası,
Böyğanamın feslikanlı dolması,
Akusta emminin çayı kahvesi,
Duydum sırra kadem basmış Ermenek

Şehranalar üzüm görmez olmuşlar,
Toprak,çalı,çırpı gazel dolmuşlar,
Kefgileri hep çürümüş bulmuşlar,
Kuyuların çöle dönmüş Ermenek

Gariplerden Havasıla geçerdik,
Her pınardan kana kana içerdik,
Haziran ayında bağa göçerdik,
Haziranlar yas tutuyor Ermenek

Nice bordalara kilit vurmuşlar,
Baykuşlar damına yuva kurmuşlar,
Nur yüzlü monalar çoktan ölmüşer,
Garipler yurdusun gözüm Ermenek

Iğde,çıtlık,paraköfte,bandırma ,
Allah'ın aşkına beni kandırma,
Sürsün tahayyülüm hiç uyandırma,
Yetim memleketim özüm Ermenek

Mümün Emmi muhabbeti bol eyler,
Nerde kelli felli ağalar beyler,
Şimdikiler günde yüz yalan söyler,
Muhabbete hasret kaldık Ermenek

Kışla bağarası bir acı anı,
Sen,sen ol,unutma özünü tanı,
Adil CEYLAN'ın hep vatanı,
Olacaksın ebediyen Ermenek

Adil CEYLAN

SÖZNAME
Beni şair sanmayın, asla değilim ozan,
Bildiğiniz biriyim, bendeniz Naci Sözen
Bu türden övgülere gerçekten çok ırağım,
Ne yazar, ne çizerim, belki de bir çırağım

Bir haziran günüydü, dahil oldum şubeye,
Canla, başla çalıştım, geçmedi an haybeye
Birlik beraberlikle her bir işe koyulduk,
Bomba düştü ortaya, beş bir yana dağıldık

Hiç gerek yok paniğe, yetişir bütün işler,
Hedeflere varalım, gerçek olsun hep düşler
Görev yerleri durur, biz oluruz nöbette,
Mademki memlekette, buluşuruz elbette

Bitireyim cümleyi, kısa keseyim sözü,
Umut ,neşe, mutluluk, sevgidir onun özü
Yolumuz sen, açık baht, bu kadar bize yeter,
Dostluk, bağı çözünce değil, bel kopunca biter

Sevgimiz taşar kalpten, dayanamaz hiçbir bent,
Demir aldı yolculuk, sizde kalsın bu kent,
İşte birlik ve sevgi, başka şeyi niderim,
Maruzatım bu kadar, saygıyla arz ederim

NACİ SÖZEN
(Em Hv Alb / Haziran 1992-ANKARA )


SEVGİLİYE BİR GÜN MÜ ?
Merak edip de bir an,
Sorsan “ bu gün ne?” diye
Severim seni, inan,
İşte sana hediye

Mevsim kış, günler kısa
Olsun, sevgiler uzun
Saygı, hoşgörü yoksa,
Sarar kalbleri hüzün

Alamadım bir şeyler,
Olmadı zaten zaman
İnsafsız felek neyler !
Çalmıyorsa keman

Yetmez sevgiye bir gün,
Varken bunca güzellik
Sevgili günü her gün,
Onda bütün özellik

SÖZEN bunu söyledi,
Söz edip övgülerle
Yaşayalım sağlıkla,
Bitmeyen sevgilerle


NACİ SÖZEN
14 Şubat 1997
Sevgililer Günü Hatırasına
ANKARA

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.