Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
defol, sev

Ya Sev Ya Defol

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ya Sev Ya Defol




Değerli Fikir Dostları,

Hiç bir şey gizli kalmıyor, herşey, zamanı geldiğinde gün yüzüne çıkıyorTıpkı aşağıda vereceğim bilgiler gibi
Bu topraklar için canını seve seve veren Biz TÜRKLER ne yazık ki ATATÜRK’TEN bu yana devletimizi idare eden konumundan uzaklaştırılıyoruz
Güçlü olan haklıdır mantığı çağımızın en güçlü ideolojisi olmuşturİnsanlarımız sorgu yetisinden uzak olduğu gibi, önüne konulan herşeyi de kabullenmeye hazır duruma getirilmiştir
Dünyadaki her devlet Milliyetçilik yaparKendi milletinin ve devletinin daha iyi bir durumda olmasını isterİş TÜRK Milletine gelince TÜRKLER MİLLİYETÇİ olmamalıdır derlerDiyenler ise içimizden olanlar ki bunlar devletin en üst kademesinde yer alan saygı duyma zorunluluğu hissettiğimiz kişilerdirBakıyoruz ki bunlar TÜRKLÜĞÜN t sini bile haketmeyecek soysuzlarmış
Bir zamanlar TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ bölücülükle ve ırkçılıkla eş tutan MGSB(Milli Güvenlik Siyaset Belgesi) ve GERÇEKLER

YOLUMUZ TÜRK OLSUN




1997'de değişen MGSB
İşte tarihi değişiklikler Son Milli Güvenlik Kurulu'nda kabul edilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) ile Türkiye'nin birinci öncelikli tehdit unsuru olarak irtica ve bölücülük eşdeğer kabul edildi Dış tehdit unsuru olarak birinci öncelik Yunanistan ve Suriye'ye verilirken, siyasal İslam’a da dikkat çekildi ‘‘Kamusal alana kaymamak üzere mahalli ve kültürel özelliklerin geliştirilmesi’’ gerektiğine işaret edilen MGSB'de devletin yeniden yapılanması gerektiği vurgulandı İlk kez ‘‘ülkücü mafya’’ da tehdit unsurları arasında sayıldı Bakanlar Kurulu'nda bugün görüşülecek ve ‘‘Gizli Kararname’’ halini alacak MGSB, iki kitapçık ve 10 ekten oluşuyor Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında sadece iki kitapçık dağıtılacak ve bunların kararname haline çevrilmesi sağlanacak
Devletin, bundan böyle uygulayacağı politikasını belirleyecek olan MGSB, kararname halini aldıktan sonra, ‘‘bundan böyle hiçbir yasa, genelge, yönetmelik buna aykırılık’’ taşıyamayacak Kamu kuruluşları MGSB ile belirlenen çerçeve dışında hareket edemeyecek

GETİRİLEN YENİLİKLER Devletin gizli Anayasası olarak kabul edilen MGSB ile Türkiye'nin zaafiyetleri, hassasiyetleri ve güç dengeleri masaya yatırıldı
MGSB'nin hazırlığına ilk olarak Refahyol Hükümeti döneminde başlandı Bu dönemde Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ile birlikte Refahyol'un bakanlarına, ‘‘Tehdit önceliklerinizi bildirin’’ isteminde bulundu ve gelen yanıtlar değerlendirildi Refahyol Hükümeti yıkıldıktan sonra, Anasol-D Hükümeti'nin iç ve dış güvenlikle ilgili önemli bulunan bakanlıklarına aynı sorular yeniden yöneltildi Hatta bazı bakanlarla özel toplantılar yapıldı Bunun sonucunda hazırlanan ve MGK'da ittifakla kabul edilen bazı düzenlemeler ve yenilikler şöyle:
Bölücü ve irticai faaliyetler, eşit ve birinci derecede önceliklidir
Siyasal İslam, Türkiye için tehdit unsuru olmaya devam etmektedir
Türk milliyetçiliği bazı kesimlerce ırkçılığa dönüştürülmek istenmektedir Ülkücü mafya bundan yararlanmak istemektedir Bu da bir tehdit unsuru oluşturmaktadır
Aşırı sol yine tehdit unsuru olmaya devam etmektedir Ancak bir yumuşama içinde olduğu görülmektedir


Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler daha da güçlendirilmeli ve bu ülkelerin yönetimlerinin gücünün korunmasına destek olunmalıdır Yunanistan'la ilişkilerde tehdit algılanmasına dikkat edilmelidir Türkiye'nin bir tercihi olmamasına karşın, Yunanistan ile bir çatışmanın çıkabileceği gözden kaçırılmamalıdır
Yunanistan ile çıkabilecek bir çatışma halinde, Suriye de Türkiye ile çatışmaya girebilir
Türkiye'nin komşusu olan ülkelerle ilgili önceki değerlendirmeler aynen korunmalıdır
Kamusal alana kaymamak koşuluyla mahalli ve kültürel özelliklerin geliştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır Adalet ve devletin yönetim sistemindeki eksiklik ve aksaklıklar acilen giderilmelidir
Türkiye'nin Batı'ya dönük yüzünde hiçbir değişikliğe gidilmemelidir
Türkiye'nin AB'ye tam üyelik konusundaki hedefi korunmalıdır Ancak bazı Avrupa ülkelerinin bu konudaki olumsuz tutumları gözardı edilmemelidir
(Bu maddeyi devletin hassasiyet yarattan çok gizli bir kararı olması dolayısıyla yazamıyoruz)
Türkiye'nin dünya ile bütünleşmesine yönelik, özelleştirme de dahil ekonomik çabalar artırılmalıdır
(4 Kasım 1997/HÜRRİYET'den alınmıştır) –

GERÇEKLER

İsrafil KKUMBASAR
Devletin içindeki masonları kimler koruyup kolluyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ‘kökü dışarıda’ olan gizli bir tarikatın kuşatması altında!
Sağlığında, “Defolun karşımdan Yahudi uşakları!” diyerek, bir gece içerisinde bütün Mason Locaları’nı kapatan Atatürk’ten öç almak isteyenler, şimdi onun kurduğu devleti ortadan kaldırmak için vargüçleriyle çalışıyorlar!
Zaman gazetesinde geçtiğimiz günlerde, bir masonun itirafları yayınlandı!
Bir zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başdanışmanlığı yapan Mustafa Fahri Ağaoğlu, 12 Eylül öncesinden beri ‘mason’ olduğunun bilindiğini ve ‘hiçbir uyarı ile karşılaşmadığını’ açıkladı!
Görev yaptığı dönemde ‘irticanın’ yanısıra, ‘milliyetçiliğin’ de ‘iç tehdit’ kaps alınması için büyük emek sarfeden üsdat M Fahri Ağaoğlu’nun görevden el çektirilmesi için 2 Aralık 1999 tarihinden itibaren hem ‘sivil hükümet’, hem de ‘askeri idare’ nezdinde defalarca girişimlerde bulunan Yüce Katırcıoğlu, her seferinde bir başka engel ile karşılaştı!
M Fahri Ağaoğlu, emeklilik süresi doluncaya kadar MGK’da görev yapmaya devam etti!
Bir zamanlar kendisi de kandırılarak ‘mason locasına’ kaydı yapılan, ancak masonların ‘hangi amaca’ hizmet ettiklerini anlayınca onlar ile yollarını ayıran Yüksek Mühendis Yüce Katırcıoğlu, ilgili makamlara sunduğu dilekçelerden birisinde özetle şöyle diyordu:
***
“Mustafa Fahri Ağaoğlu, MGK Genel Sekreterliği Başdanışmanı
28 Şubat sürecini takip eden dönemde TBMM Komisyonu’nda milletvekillerine karşı kaba davranışlarda bulunduğu basına yansımıştı!
M Fahri Ağaoğlu bir masondur
1980’li yıllarda Ankara’daki Üçgül locasında, ‘125 matrikül numarası’ ile masonluğa girmiştir!
M Fahri Ağaoğlu’nun Ankara Üniversite’sinde profesör olarak görev yapan kardeşi Y Sabit Ağaoğlu da masondur
O da 1980’lerde Ankara’daki Üçgül locasında ‘75 matrikül numarası’ ile masonluğa adım atmıştır
Asker şahısların da, askeri kurumlarda çalışan sivillerin de mason olmalarının kesinlikle yasak olduğunu biliyoruz!
Dahası, Atatürk’ün “Defolun Yahudi uşakları” diyerek mason localarını kapattığını iyi biliyoruz
Mason olan kişilerin devlette görev yapması, hem ‘çalıştıkları kurumların’ haysiyetine, hem de ‘Türk milletine’ meydan okuma anl geliyor
***
“M Fahri Ağaoğlu, kendisini tanıyanlarca Türk Devleti’nin değil de, ‘İsrail devletinin’ bir memuru gibi algılanabilir
1983 yılında İsrail Dışişleri Bakanı İzak Şamir “Türkiye’nin Kürdistan’ı işgal altında tutan ve Kürtler’e bağımsızlık vermeyen bir devlet olduğunu” Brüksel’de basın mensuplarına söylemişti
Daha sonra kendisiyle yaptığımız konuşmalarda Fahri Ağaoğlu, bunu kesinlikle kabul etmemiş, “İsrail, Türkiye’ye karşı yanlış bir iş yapmaz!” demişti
Ben, Şamir’in bunları söylediğini kanıtlayan belgeleri gösterdiğimde, “Eğer böyle söylemişse, mutlaka bir bildiği vardır” diyebilmişti
Sabit Ağaoğlu ile birlikte Ankara’daki Kurtuluş Olgunlaşma Locası’nda her sene yapılan ‘Teşrin Bayramı Kutlama Ayinleri’ne defalarca katıldım
Yedi kollu ‘Yahudi şamdanı’ dolaştırılarak ve Tevrat’tan ayetler okunarak yapılan bu kutlamaların ‘Kadim Tevrat’tan alındığını da bizzat prof Sahir Erman’ın ağzından duydum
***
“Daha çarpıcı olan ise, Ağaoğlu kardeşlerin özellikle de Y Sabit Ağaoğlu’nun çevrelerinde ‘milliyetçi’ olarak bilinmeleridir
Bu durum, Türk milletinin yaşam enerjisini oluşturan ‘milli reflekslerin’ nasıl çökertilmekte olduğunu da açıklamaktadır
Size sunduğum çok önemli ama ısrarla gizlenen gerçekler, ‘yasalarımıza’ da, ‘milli güvenliğimize’ de kesinlikle aykırıdır
Bu olağanüstü durum karşısında yapacaklarınız, Türkiye’yi gizli bir ağ gibi saran ve parçalamaya götüren ‘Sabetaycı/Mason’ kuşatmasının etki düzeninin de bir göstergesi olacaktır
Ama Türk milliyetçilerinin ‘kararlı mücadelesini’ hiçbir engel durduramayacaktır
Burada, ‘milliyetçiler arasına sızdırılan’ etnik ya da mason köstebekleri değil, ‘gerçek Türk milliyetçilerini’ kasdettiğimi vurgulamak istiyorum
Gereğinin yapılacağını ümit ediyor, saygılar sunuyorum
***
İlgililere soruyoruz:
Mustafa Fahri Ağaoğlu gibi devletin ‘kilit noktalarına’ yuvalanmış olan daha kaç mason var?
‘Mason’ olduklarını artık gizlemeye dahi gerek duymayan bu kişiler, ‘kim’ ya da ‘kimler’tarafından, ‘hangi amaçla’ korunuyorlar?
‘Suret-i haktan’ görünüp, yeri geldiğinde ‘milliyetçi’, yeri geldiğinde ‘marksist’, yeri geldiğinde ‘İslamcı’ kılığına bürünen bu masonlar, aslında ‘hangi ülkenin’ çıkarlarına hizmet ediyorlar?
Devletin ‘iç’ve ‘dış’ politikalarını ‘kaçıncı dereceden’ etkiliyorlar?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.