Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
deneyimler, yakın, ölüm, ölüme

Ölüm Ve Ölüme Yakın Deneyimler

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ölüm Ve Ölüme Yakın Deneyimler




"Ölüm her zaman bizimleydi, her zamanda bizimle olacak İnsan varlığının ayrılmaz bir parçasıdır o İnsanoğlunun ortaya çıkışından beri; insan, ölümü zihninde tartmış ve onun gizemlerini bulmaya çalışmışır Çünkü, ölüm sorusunun anahtarı, yaşam kapısındaki kilidinde anahtarıdır" ProfDr Eizabeth Kubler ROSS


Ölüm konusunu bugünkü bilimsel anlayışa en yakın şekilde incelemiş bir psikoloji profesörü olan Elizabeth Kubler ROSS'un da belirttiği gibi, ölüm sorusunun anahtarı, aynı zamanda yaşam kapısının da kilidini açabilecek türden bir anahtardır Çünkü, tekamülcü ruhçuluk bilgisine göre dünya beşeri yüzyıllardan beri biliyor ki; ölüm denen olay ile geçtiğimiz yer, doğmadan önce bulunduğumuz yerdir Her iki olayın da arasında da 'y a ş a m' dediğimiz bir dönem vardır ki, bu dönemde de doğmadan önce bulunduğumuz yerde (spatyom, ahiret) kendi kendimize aldığımız kararları uygularız


Dolayısıyla, aslında; 'ölmek' (hele yok olmak anlamında bir ölüm) diye bir şey yok Gerçekte olup duran şey, sürekli olarak (hem de kesintisiz bir şekilde); bir kez spatyoma, bir kez dünyaya doğmaktan başka birşey değildir Evet, görüntü olarak yok olan birşey var, ama bu, sadece bedendir Aslında beden de yok olmuyor; daha doğru bir ifadeyle, aslına dönüyor Ama ebedi olan ruh, sürekli ve kesintisiz olarak, mevcudiyetini (uyum sağladığı ortamlarda) sürdürüp gitmektedir Başka bir deyişle, ruh varlığı; bir kez spatyomda, bir kez (bedenlenerek) fiziksel dünyada tezahür ediyor Bu tezahürlerinde, sözkonusu ortamların özelliklerine uygun bedenler kullanıyor


3000 yıllık Vedalar'dan, çağdaş düşünürlere kadar, tüm dinlerin ve felsefi akımların vazgeçilmez konusu olmuş İnisiyatik öğretilerde deneysel olarak yaşanmaya çalışılmış olan ölüm denen geçiş olayı ve bunun ötesiyle ilgili ayrıntıları daha sonraki bir yazımıza bırakarak, bu yazımızda ağırlıklı olarak 'Ölüme Yakın Deneyimler'den

sözedeceğiz Buna, 'yarı ölüm halleri', hatta 'ölümün eşiğine kadar gidiş gelişler' de denmektedir Uyku, şuur kaybı, baygınlık, hatta astral seyahat gibi paranormal deneyimler, 'yarı ölüm' sayılabilecek hallerdir Bunlar, çoğunlukla; öte alemin sınırına kadar gidip gelenlerin deneyimleridir


Ölüme yakın deneyimlerin (ÖYD) en güzel örnekleri reanimasyon çalışmasıyla ortaya çıkarılmıştır Başta Dr Moody, BJEadie, D Cannon, Dr MMorse ve PPerry'ninkiler olmak üzere, öteki araştırmacların bu konudaki klinik çalışmalarını konunun akışı içinde sizlere sunacağız Ayrıca astral seyahat / projeksiyon ve benzeri paranormal deneyimler de bir bakıma ÖYD sayılabileceğinden, bunlara da satırlarımız arasında yer vermek istiyoruz Günümüz biliminin parapsikoloji adı altında yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri konuya eğiliyor olmasına karşın, geçmişinin ne kadar eski olduğunu göstermek bakımından; kutsal metinlerde, ilk çağ felsefesinde ve inisiyatik öğretilerde nasıl ele alındığını özetle sunmak istiyoruz


K u t s a l M e t i n l e r d e :


İncil'de: İsaiah (26/19) Ölüleriniz yaşayacak Benim ölü vücudumla birlikte dirilecekler Toprakta yatanlar, uyanın ve şarkı söyleyin! Toprak ölüleri atacak


Daniel (12/2) Toprağın tozu içinde uyuyanların çoğu uyanacak; kimi ebedi hayata, kimi utanca ve ebedi zillete


Bu ayetlerdeki ifadeler çok değişik ve derin simgesel bilgiler içeriyorlarsa da, en azından ölümden sonra yaşamın sürekliliği açık olarak vurgulanmaktadır Hıristiyanlık kültürüyle ölen insanların; doğal olarak, spatyom yaşamlarında bu kültürden motifler, hatta belirli İncil kavrakları görülmektedir Kuşkusuz, bu durum tüm öteki din ve inanç mensupları için de geçerlidir Sözkonusu motifler sadece ölüm ötesi için değil, ölüm öncesi (ÖYD) için de geçerlidir Örneğin, 'karanlık tünel' motifi İncil'de, 'ölüm gölgesinin düştüğü vadi' olarak geçer


Ayrıca, İncil'in "Korintoslular'a Mektuplar" bölümünde de ölümle lgili, bazı ifadeler bulunmaktadır (15/35-52): "Fakat bazı kimseler, 'Ölüler nasıl diriliyor?' diyecekler 'Onlar hangi bedenle geri gelecekler?' Ektiklerin ilerideki bedenin değil Sen sadece tohumu ekiyorsun Tanrı buna, uygun bulduğu bedeni verir Her tohuma kendi bedenini verirBundan başka ilahi bedenler de vardır; fakat ilahi bedenin haşmeti başka, dünyaya ait olanınki başkadır Aynı şekilde ölülerin diriltilmesi de böyledir Bakın, size bir sırrı gösteriyorum: Uyumayacağız ama, hepimiz de değişeceğiz Bir dakikada göz açıp kapayıncaya kadar, İsrafil'in suru duyulduğu zaman Çünkü, o boru çalınacak ve ölüler çürütülemeyecek şekilde kalacaklar"


Görüldüğü gibi, burada Pavlus'un, 'ruhsal beden'le ilgili ifadesi, kendilerini fizik bedenlerinin dışında bulanların anlattıklarına uymaktadır Ayrıca, ruhsal (astral) bedenin maddesel bir yapıda olmadığı, onun herhangi birşeyle kısıtlı bulunmadığı hususlarına da değinilmektedir


Kur'an'da ölüm konusu daha çok ele alınmıştır Ayrıca, Kur'an'da tekrardoğuşla ilgili satırlara da rastlamak mümkündür


Bakara (2/55-56): "Bir zamanda 'Ey Musa, biz ALLAH'ı açıkça görmedikçe, sana inanmayız' demiştiniz de, derhal sizi yıldırım çarpmıştı Siz de bunu görüyordunuz Sonra, belki şükredersiniz diye; sizi, ölümünüzün ardından, tekrar diriltmiştik"


Bakara (2/28): "ALLAH'ı nasıl inkar edersiniz ki, siz ölüler idiniz, O sizi diriltti Yine öldürecek, yine diriltecek Sonra O'na döndürüleceksiniz"


Yukarıdakilere benzer ifadelere şu ayetlerde de rastlamak mümkün: Mülk 67/2, Embiya 21/35, Bakara 2/243, Hac 22/66, Rum 30/40 Ayrıca, bu konuyla bağlantılı olarak, Kur'an'da üç ayrı yerde geçen 'berzah' sözcüğü; iki şeyin arasını ayıran nesne ya da geçit demektir Esas ahiret (spatyom) yaşamıyla, dünya yaşamının arasını ayıran sürece de 'berzah' denilmektedir Kur'an, görüldüğü gibi, ölüm sonrası yaşamımızın bir kısmının geçeceği aleme 'berzah alemi' demektedir Kur'an'da berzah yaşamının niteliğinden sözedilmez Ancak, İslam Tasavvuf literatürü berzah konusunda çok zengin bilgiler içerir Müslüman mistiklerin, ruhsal deneyimlerine dayanarak verdikleri bilgilere göre; berzah hayatı, bir tür rüyadır Öyle bir rüya ki, "müstesna ruhlar bir yana, o rüyadan uyanış ancak ahiretle olanaklıdır Bu rüya her ferdin, ahirette hak edeceği karşılığa uygun bir seyr içinde geçer Ahiret hesaplarını başarılı bir şekilde verecek benliklerin berzah yaşamları mutluluk ve güzelliklerle, ötekilerinki ise acılar ve sıkıntılarla dolu olacaktır / olmaktadır


İ l k Ç a ğ F i l o z o f l a r ı :


Başta Fisagor olmak üzere, İlk Çağ Filozoflarının hemen hemen hepsi ölüm ve ölüme yakın konuları öğretileri arasına almıştır


Öğretmeni Sokrat olan Eflatun, Atina'da MÖ 427-347 yılları arasında yaşamıştır Eflatun üç boyutlu fizik dünyanın dışında başka boyutların da varlığını kabul ediyordu Buna göre doğal olarak; insanın 'bedensiz', şuurlu kısmıyla ilgilenmiş ve düşüncelerinde hareket noktasını buna göre ayarlamıştı Eflatun'un öğretisinde fizik vücut ruh varlığının geçici bir aracıdır Dolayısıyla, fiziksel ölümden sonra, şuurun devamlılığı sözkonusudur



Bu gerçeği Fedon, Georgias ve Cumhuriyet adlı eserlerinde adlı eserlerinde yoğun bir şekilde işlemiştir Ayrıca, onun öteki eserlerinde de yer yer ölüm tanımlarına rastlanır Örneğin, bunlardan birinde ölümü, ruhun fizik bedenden ayrılması olarak tanımlar ve insanın bu 'bedensiz' tarafı daha az kısıtlamalara tabidir Bu durumun modern klinik ve deneysel çalışmalardaki ifadelerini özellikle DrMoody'nin 'Life After Life', 'Yaşam sonrası Yaşam' adlı eserinde görüyoruz


Eflatun, eserlerinin birçok yerinde, bedeninden ayrılmış olan ruhun, daha önceden ölmüş olanların ruhlarıyla karşılaşıp görüşebileceğinden sözeder ki, bu konuda gerek deneysel parapsikolojik araştırmalarda, gerekse spiritizm (deneysel ruhçuluk) çalışma ve celselerinde ortaya çıkmış olan vak'alarda izlenmiştir


Ayrıca, bir varlığın beden dışı deneyimleri çerçevesinde Eflatun, fizik yaşamdan ruhsal yaşama geçiş sırasında rehber varlıkların yardımlarından da söz etmiştir Bununla ilgili olarak, uykuyu (yarı) ölüme benzetmiş ve vücudun, 'ruhun hapishanesi' olduğuna değinmiştir Eflatun'a göre ruhun bedene bağlanması, bir tür uyuma ve unutmadır ve hatta, şuur kararmasıdır Ruh varlığı yeniden doğduğu zaman, eski deneyimlerini unutur; bedenini terkettiği zaman da, bunun tersi olur Dünyadaki yaşamı, otomatik olarak,

bir film şeridi gibi hafızasından (sanki gözlerinin önünden) geçer Asıl konumuz olan ÖYD deneyimlerinde de benzerleriyle karşılaşacağımız bu motiflerle bağlantılı olarak ünlü filozof; ölümün bir uyanma ve (fiziksel yaşamı) anımsama, hatta yeniden yaşarcasına anımsama olduğunu vurgulamıştır


Bedenini terketmiş olan bir varlık bu aşamadan sonra, bir 'yargılama' aşamasından geçer ki; aslında, kendisini yargılayan, yine kendisidir Bu şekilde öte aleme intikal etmiş olan varlık, bir önceki hayatında yaptığı 'iyi' ya da 'fena' şeyleri / deneyimleri görür, anımsar ve yeniden yaşar Bunlarla ilgili olarak dünyada iken noksan bıraktığı içsel gelişim ihtiyaçlarını (bunlarla ilgili gerekli şuur hallerini) tamamlayana, onların doyumuna varana kadar, bu iş sürer


Eflatun, beden dışı deneyimlerle ilgili olarak, belki de en güzel örneği 'Cumhuriyet'in onuncu kitabında, 'Bir Erin Efsanesi' başlığı altında vermiştir: Bu er, bir savaşta şehit olanlar arasındadır Savaş bittikten sonra, şehitler sahipleri tarafından toplanarak, yakılmak üzere hazırlanan kuru dalların üzerine konur Dallar tam tutuşturulacağı zaman bizim er dirilir ve savaşta şehit olduktan, kuru dallar üzerine bırakılana kadar ki süre içinde beden ötesi (ya da isterseniz, 'ölüm ötesi') deneyimlerini, daha doğrusu (artık yeniden yaşama döndüğüne göre) ÖYD'lerini anlatır


Tarihin derinliklerinden bize gözkırpan ölüm ve ölümle ilgili öteki deneyimlerin ele alınarak işlendiği kaynaklar olarak da; Hermes, Orfe, Fisagor ile Rama ve Krişna'yı gösterebiliriz Felsefe ekolünün ötesinde olmak üzere; ölüm ve ÖYD konusunun tema olarak işlendiği en önemli kaynaklardan birisi de 'Tibet'in Ölüler Kitabı'dır: MÖ 8ci yy'da yazılı hale getirilmeden çok önceleri, kuşaklar boyunca ağızdan ağıza nakledilen bu eser; konuya vakıf olmayan kimseler tarafından öğrenilmesi ve istismar edilmemesi için son derece simgesel yazılmıştır Kitabı hazırlayan bilgelere göre; ölmesini bilmek bir yetenek, hatta bir marifettir Burada, ÖYD'lerini kendi kendine gerçekleştiren, ayrıntılarını ileride göreceğimiz, Oliver Fox ve Sylvan Muldon'u anımsamamak elde değil Tibet'in Ölüler Kitabı'na göre, ölüm denen 'geçiş' ya da ölüme yakın bir deneyim, büyük ölçüde, bir bilgi ve uygulama işidir Cenaze töreninin kaçınılmaz bir parçası olarak okunan bu eserle amaçlanan; hem bedenini terketmiş şahsa yardım, hem de dinleyenlere (bilgilenme açısından) inisiyatik ve ezoterik bir yardım oluyordu Ayrıca, öleni ağıtla değil; sevgi ve coşku dolu hafifletici tesirlerle dünyadan uğurlamak doğrudan doğruya uygulanan, inisiyatik ve bilgi esaslı bir adetti Böyle bir uygulamadan amaç da; fizik bedeninden ayrılan kimsenin spatyoma / ahirete uyumunu kolaylaştırmak, yani teşevvüşünü kısaltmaktı ki bu; kanımızca, ölen birine yapılabilecek en büyük yardımdır


İşte bunları anlatmak, bu halleri oluşturmak için, ruhun fiziksel ölümünden sonra, geçirdiği ve geçireceği merhaleler (Tibet'in Ölüler Kitabı'nda) anlatılır ki, bunlar da, DrMoody'nin çalışmalarıyla ortaya konan deneyimlerin hemen hemen aynıdır Bu benzerlikler şunlardır:


· Ruhun vücuttan çıkması,

· Bir süre baygınlık (ne olduğunu bilememe, teşevvüş) geçirmesi, kendisini 'boşluk'ta bulması,

· Bu 'boşluk' fiziksel bir boşluk değildir,

· Burada, ruhun şuuru hala yerindedir,

· Duyulan sesler: Tibet'in Ölüler Kitabı'nda, endişelendirici gürültüler, DrMoody'nin çalışmalarında, "rüzgar hışırtısı", "çıngırak sesleri" olarak geçer,

· Bedeninden ayrılmış olan kimse, kendisi için yapılan cenaze törenini görür, katılanların ve tören etkinliklerinin seslerini işitir

· Ölmüş olduğunun farkına varır,

· Fiziksel yaşamında tanıdığı yerlerde ya da oraların yakınlarında dolaşır,

· Hala bir bedende olduğunun farkına varır ki; buna, 'ışıldayan beden' de denir,

· Bu bedeniyle; duvarlardan, kayalardan, hatta dağların içinden geçebilir, çünkü artık farklı bir boyuttadır





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.