Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
merhale

Dört Merhale

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dört Merhale




DÖRT MERHALE

Yaşanmış bir olay, aynıyla vaki: Öğretmenler odasında bir öğretmen konuşuyor: “Öğrencilere çalışmalarını söyledim Çalışmak değil okumak bile istemediklerinin söylediler
“Okuyup da bir meslek sahibi olmakta gözümüz yok, para kazanmanın başka yolları da var” dediler
Diğer öğretmen: “Toplum içinde yaşıyorsak, bir saygınlığımız olacaksa, bilgi ve kültür bir avantajdır Öğrencilerin dikkatini bu noktaya çekmeli” görüşünü dillendirdi
Bir diğeri: “Öğrencilere bilgi ve kültür zenginliğinin önemini kavratmak, okuyup araştırma heyecanını aşılamak gerekir Okuyan insan, anlayıp kavrama itibariyle daima fark yapar, düşüncesindeyim” dedi
Dördüncü öğretmen: “Metafizikten başka hiçbir şey insanı kesmez İşin iman boyutu, Allah rızası öğrencilerin anlayışına sunulmalıdır Bu maksat diğer güzellikleri de bünyesinde barındırıyor” buyurdu
Bu son tespit karşısında diğerleri biraz susup durakladılar Bu susup duraklama, afallamaktan kaynaklanıyor gibiydi
Ders zili çaldı ve konuşma burada bitti Öğretmenler derse girdiler
Bu konuşmalar o gün zihnimi meşgul etti
Birinci mülahaza (anlayış, düşünce) maalesef Türkiye’de çok yaygın bir görüş Bu anlayış “okumaktan maksat maddedir” diyor Öğrencilere “okulda iyi yere gel, rahat edersin” deniliyor Böylece eğitim öğretim rahat ve konforlu bir hayatın altyapısı olarak görülüyor Maksat maddede başlayıp maddede bitiyor Meselenin insanî ve ilahî boyutu budanarak öğrencinin ufku daraltılıyor Bütün harcamaların, gayretin, zihin mesailerinin en son varabileceği merhale olarak lüks lokantalar, son model arabalar, konforlu daireler gösteriliyor
“Oku da iyi bir yere gel, rahat et” Eğitimin insanı yücelten boyutu işte böyle yok ediliyor Talebeye kendisinin ve yakın çevresinin menfaati hedef olarak gösteriliyor Böyle bir telkin kişiyi, kendini hep alacaklı hisseden bir bencil durumuna getirecektir Bu anlayışla yetişen kişi insanlığın temel meselelerini asla göremeyecektir; görse bile umursamayacaktır Çünkü o paralarını saymakla meşguldür Maalesef, bir avuç arpa uğruna bir hazine gözden çıkarılmış, ekmek uğruna iman cevheri unutulmuştur
İkinci anlayış: “Kültürlü insan, toplum içinde daha ölçülü hareket eder ve konuşur Bu da ona itibar kazandırır” anlayışıdır Bu anlayışa göre, şu kadar sene resmi olarak (ve mecburen) okuyalım Daha sonra da gönüllü olarak okuyalım, okuyalım, okuyalım… Ne diye? Maddî kazancımız yanınında, sosyal hayatta muteber bir yer edinelim, diye İşte buna “kula kulluk” denir
Bu anlayış, hak ve hakikate bağlı kalmak, ilkeli olmak gibi çok güzel meziyetleri bir kenara itip, toplumun nabzına göre fikir ve kanaatlar üretmek gibi, ilmi saptırmak gibi basitlikleri de bünyesinde barındırır İnsan, böylece bulunduğu çevrenin rengine boyanarak günün adamı olur çıkar Bu anlayış,”Allah’a dönük” durmamanın bir neticesidir Goethe: “Yazdığım yazıların, okuyucular tarafından beğenilip, beğenilmeyeceğini hiç düşünmedim Ben daima eserimi en mükemmel hale nasıl getiririm diye düşündüm” der
Üçüncü merhale; “öğrenme ve araştırma zevkine ermek
Kabul etmek gerekir ki, bu merhale diğer ikisi ile kıyaslanmayacak kadar ileri bir merhaledir Öğrenme-araştırma merakı sürüp giden bir tecessüs insanı çok kıymetli bilgilere, anlayışlara yüksek heyecanlara götürebilir Ardı arkası kesilmeyen okumalar “boş zaman problemini” çözer, mutluluğa vesile olur Okuyup araştıran insan, hem cinslerine faydalı olur, toplumun seviyesini yükseltir Bu da bir saadet vesilesidir
Okuyup araştırmalar hidayete de vesile olabilir
Bu merhaledeki kişi kâinatın sırlarıyla, gönül ve ruh dünyalarının derinlikleriyle, insanlığın en büyük zekâlarıyla karşılaşabilir Allah-âlem irtibatının farkına varabilir Dolayısı ile ufku iyiden iyiye genişleyebilir Bu merhalenin önde yürüyenleri, toplumun yıldızları haline gelebilir Bu merhale, hatırı sayılır bir merhaledir ama yine de eksiktir
Son merhale Dördüncü öğretmen demişti ki: “İnsanı metafiziğin dışında hiçbir şey kesmez Ömür boyu sürecek zihin mesaisinin beyin ve gönül enerjisi sarfının karşılığı, maddeden ve alkıştan ötede bir şey olmalı Merakları tatminin de ilerisinde daha yüksek heyecanlar olmalı Bu, olsa olsa “Allah rızâsı” olabilir Öğrencinin dikkatini bu noktaya çekmeliyiz
Eğitim ve öğretim, ilim ve araştırma, sanat ve edebiyat konusunda bu anlayış harikaydı “Ağzına sağlık hocam, aklınla bin yaşa, kitabın ta orta yerinden konuştun” dedim
Bu mülâhaza, diğer üç anlayışın olumlu taraflarını bünyesinde barındırmakla beraber, hedefini “Allah rızâsı” olarak belirleyerek metafiziğin de zirvesine ulaşıyor Bu büyük hedef adeta, bitmez tükenmez bir ışık kaynağına dönüşüyor Kişi kendine de topluma da faydalı oluyor İlmin ve sanâtın berrak okyanuslarında yüzerek bir nevi ruhsâl tatmine de ulaşıyor “Teveccüh-ü nâs, bazen verilebiliyor” Ve nihayet, varlıkların sahibine, sonsuz cemâl ve kemâle ulaşıyor
Kendisine, karış karış gelene, Allah’ın rahmeti elbette arşın arşın gelecektir Sınırlı insan, sınırsız güç tarafından desteklenecektir
Bu anlayışla insan yükselmenin, “Söyle söyle, Rûhu’l Kudüs seni destekliyor”, “Ömer’in diliyle konuşan Hak’tır” Safhalarına varabilir İlâhî cezbenin maddeyi silip süpürdüğü mertebelere ulaşabilir Eserini büyük makama arz etme heyecanı “teveccüh-ü nâs”ı tamamen unutturabilir
Eğitim ve öğretimde bu anlayış, çocuğu bir emânet-i ilâhî olarak görür Bu emânet, bu şâheser varlık, eserden müessire, yaratılmıştan Yaratana gidecek şekilde geliştirilecektir Bu işi Allah’ın izniyle öğretmenin gayreti başaracaktır Eğitim, ferdiyetin yüceltilmesi ve şuur demektir
Hayır, hayır… Eğitim ve öğretim ciddî bir konudur Derme çatma zihniyetlere aslâ tahammülü yoktur “Talep, şan değildir” Öğretmenler, “nefes-i enfes sâhibi, rızâ-yı Hak talibi” olmalıdır
Kabul etmek gerekir ki bu son merhaleye ulaşmak kolay değildir Bu kafa karışıklığıyla, bu zihin ve gönül kirliliğiyle, bu iman zâafıyla, acımasız tuzaklar arasından sıyrılıp müntehâya (sınıra) nasıl varılır bilmem Menfaat tuzakları, şehvet tuzakları, şöhret tuzakları derken ilim de karşımıza bir perde olarak çıkabilir Bu yollar uzun ve inceden incedir
“Eğitim süreci mi, eritim süreci mi?” olduğu tartışmaya müsait olan, düşünce namusuna sâhip gerçek münevverlerden bir türlü onay alamayan Türk Millî Eğitiminden öğrencileri üçüncü ve dördüncü merhalelere ulaştırmasını beklemek saflıktır İdeolojik tercihleri öne çıkaran bir sistem elbette insan fıtratını gözardı edecektir Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımızın beyânlarından da anlamış bulunuyoruz ki; “din, vicdanlarda kalmalı, günlük hayata aslâ karışmamalıdır” Dolayısıyla “kamusal alanda” dinden söz edilmemelidir Öğrencinin vicdanına nasıl gireceğini bir türlü bilemediğimiz din ve onun en yüksek neticesi olan “Allah rızâsı” bizim okullarımızdan ırak olmalı
Söz buraya gelmişken, bir iki yaralı vicdanın feryâdını duyurmak isterim:
“Hakikat, güzellik ve doğruluğun temiz sularına menfaat, politika veya başka şeyleri karıştıranların, okul kapısından içeri girmemeleri gerekir İyi bir öğretmen, sınıfta, Tanrı huzurunda bulunuyormuş gibi tertemiz hisler duyar Bu yüceltici bir duygudur” (1)
“Okullarda okuma zevk ve alışkanlığına önem verilmemesi söz ve konuşmanın önde gelmesi bence, geri kalışımızın başlıca nedenlerinden biridir”(2)
“Lisede okuduğumun bin mislini ben bu kütüphânede okudum Hür mesut olarak İyi, hayat boyunca kendilerine saygı duyduğum hocalarım vardı Fakat ben en büyük hocaları Goetheleri, Nietzsche’leri, Tolstoyları, Hugoları, Gorkileri kitaplarda tanıdım Tabi tercümelerinden Çünkü bize okulda yabancı dil okuttular ama maalesef öğretemediler” (3)
“Türkiye’nin esas meselesi, bence artan nüfusa kâfi derecede okul bulunmaması değil, mevcut okulların iyi nesiller yetiştirememesidir Memleketi alt-üst edenler ve edecek olanlar, okuma yazma bilmeyenler değil, derme çatma okullarda okuyanlar ve buralardan yetişenlerdir” (4)
“Günümüzde insanları köleleştirip, ülkeleri sömürmenin modern yöntemi eğitim olmuştur Üretkenliği öldüren, insanımızı âdeta düşünce özürlü hâle getiren, bilgi odaklı, çağa aykırı eğitim sistemi, ülkemizde tüm olumsuzlukların kaynağı olmaya devam ediyor” (5)
“Bize okullarda hiçbir şey öğretilmediğini Cemil Meriç’i okumaya başlayınca anladım Ne doğu bildiğimiz doğuydu, ne batı bildiğimiz batı Ya Osmanlı? Hiçbir şey bize öğretildiği gibi değildi, hiçbir şey!” (6)
“Evlâtlarımızı oyalayıp meşgul edecek ölçüde bir eğitim süreci işliyor ama verdiğimiz eğitimin kalitesi, “keşke hiç olmasa” dedirtecek ölçüde evlatlarımızı yarı câhil duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor
Toplam üretimimiz çok düşük, kaynaklarımız isrâf ediliyor, insanımız doğru dürüst bir mesleğe sâhip olamamanın verdiği eziklikle nesiller boyunca ömür tüketiyor” (7)
“Eğitim hayâtımız, genç insanların körpe dimağlarını, bir daha gerçeği anlayamayacak şekilde deforme etmekle muvazzaftı” (8)
“Türkiye hiçbir zaman zihnî mesâiye kıymet ve itibar atfeden kadrolar tarafından yönetilmedi” (9)
“Vaktiyle iktisat fakültesinde uzun müddet hocalık yapmış olan Alman profesörlerden Alexander Rustow sokakta cıvıl cıvıl oynayan çocuklara bakarak şöyle dediği söylenir: “Sizin ne fevkâlâde eğitim sisteminiz var ki, şu parlak zekâları on yıl içinde işlemez hale getiriyor
Bu çocuklar kelimelerin esiri olarak düşünme kabiliyetini yitiren insanlardır(10)
“Ve ben mekteplerinizde okudum
Bir rivayete göre adam oldum
Bir rivayete göre kayboldum”(11)

KAYNAKLAR
1- Prof Dr Mehmet KAPLAN, Sevgi ve İlim, s226, Dergah Yay Ocak-2002
2- AGE , s 17
3- AGE , s 20
4- Prof Dr M Kaplan, Büyük Türkiye Rüyası, s 109, Dergah Yay 4 Baskı, 1998
5- Prof Dr Osman ÇAKMAK, Eğitim-Bir-Sen Bülteninde çıkan yazısından, Ocak-Şubat 2004
6- Beşir AYVAZOĞLU, Altı Çizili Satırlar, s14, Timaş Yay, 1997
7- ATuran ALKAN, Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim, s156, Timaş Yay İst-2002
8- ATuran ALKAN, Ateş Tecrübeleri, s60, 2 Baskı, Ötüken Yay 1996
9- AGE ,s270
10- Prof Dr Erol GÜNGÖR, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, s220, Ötüken Yay 1980
11-ATuran ALKAN, Yatağına Kırgın Irmaklar, s105, 1 Baskı Ötüken Yay 1997

İdris ARPAT (alıntıdır)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.