Prof. Dr. Sinsi
|
Cabir İbn Abdullah Kimdir- Cabir İbn Abdullah Hakkında
Cabir İbn Abdullah
Cabir İbn Abdullah Kimdir
Cabir İbn Abdullah Hakkında
Sahabi Cabir b Abdullah b Amr, b Haram, b Ka'b, b Ganem, b Seleme Künyesi Ebû Abdullah olan Câbir Hazrec kabilesindendir
Câbir'in babası, ikinci Akabe bey'aitinde müslüman olmuş ve Haramoğulları nakipliğine tayin edilmişti Kâfirler Uhud gazasında onu, burnunu ve kulaklarını keserek işkence ettikten sonra şehit ettiler Dokuz kızı vardı, bunlara Câbir baktı Hz Câbir babasının şehadetini şöyle anlatır: "Babam Uhud'da şehit oldu Kız kardeşlerim bana bir deve vererek git babamızın cenazesini bu deveye yükle getir ve onu Selemeoğulları kabristanına göm dediler Deveyi alarak gittim Yanımda birkaç adam da vardı Rasûl-i Ekrem babamı cihat meydanından taşıyarak aile kabristanına götürmek istediğimi haber aldılar O, Uhud'da oturuyordu Beni huzurlarına çağırarak dedi ki: Nefsimi elinde tutan Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki; Abdullah arkadaşları ile birlikte gömülecektir Rasûl-i Ekrem'in bu sözü üzerine ben de babamı taşımaktan vazgeçtim ve onu Uhud şehitleri ile birlikte gömdüm " (Buhârî, II, 584) Rasûlullah Câbir'e, "Sana bir müjde vereyim mi? Allah babanı diriltti Ve kendisine perdesiz doğrudan doğruya hitap etti Halbuki şimdiye kadar hiçbir kimseye böyle hicabsız söylediği olmamıştır" buyurdu
Babası şehit olunca ardında bıraktığı borçlarını Câbir ödeyemedi ve Rasûlullah'a giderek, "Ya Rasûlallah! Babam Uhud günü şehit olduğunda bana borç bıraktı Alacaklılar beni sıkıştırıyorlar Bana Yardım ediniz de borcumun bir miktarını gelecek yıla ertelesinler " dedi Rasûlullah "Hay hay, öğleye doğru size gelir, alacaklıları görürüm" dedi Rasûlullah Câbir'in evine gitti O istirahat ederken Câbir onun için bir koyun kestirdi Rasûlullah uyanınca Câbir'e "Bana Ebû Bekir'i çağır" dedi Rasûlullah ve yanındaki ashabı yemek yediler Yemekten sonra Rasûlullah gitmek üzere ayağa kalkınca Câbir'in zevcesi ona "Ya Rasûlallah, bana ve kocama dua et" diye yalvardı Rasûlullah da
"Cenâb-ı Hak seni ve kocanı mağfiretine nail etsin" buyurdu Rasûlullah daha sonra alacaklıları çağırmış ve onlardan Câbir'e mühlet vermelerini istemiş, onlar mühlet vermeyince Rasûlullah Câbir'e hurmalarını ölçüp onlara vermesini buyurmuştur Câbir, hurmalarıyla babasının borçlarını ödedikten sonra kendisine de bir miktar hurma kalmıştır Bunu Rasûlullah'a aktarırken karısına dönüp "Ben sana Rasûlullah'ı rahatsız etmemeni tenbih etmemiş miydim?" deyince karısı "Rasûl-i Ekrem benim evime gelir de, ben ondan bana ve kocama dua etmesini nasıl istemem?" demiştir Câbir, "Biz, Rasûl-i Ekrem'in himmet ve imdadı ile borçtan kurtulduk" demiştir Rivayete göre Câbir, Bedir ve Uhud savaşlarından başka bütün Cihat hareketlerine katılmıştır Câbir, Enmar gazasında Rasûlullah'ın hayvanının üzerinde namaz kıldığını rivayet etmektedir Hendek savaşında da Rasûlullah ile ashabının tam üç gün aç kaldıklarını, hendek kazan bazı sahabîlerin rastladıkları kayayı yerinden oynatamadıklarını nakleden Cabir şöyle der: "Rasûl-i Ekrem'e bir kaya parçasına tesadüf ettiklerini söylemişler Hz Peygamber de onlara "Siz bu kaya parçasının üzerine biraz su serpiniz" buyurdu Su serpildi, sonra Rasûl-i Ekrem kazmayı eline alarak besmele çektikten sonra kazma ile kayaya üç defa vurunca kaya tuzla buz oldu Bu sırada dikkat ettim, Rasûl-i Ekrem karnına (açlıktan) bir taş bağlamıştı "
Hz Câbir, Sıffin vakasında Hz Ali tarafında yer aldı Ancak, Hz Ali'nin şehit edilmesinden sonra Muaviye'ye bey'at etti Ömrünün sonlarında gözleri görmez oldu Medine'de doksanüç yaşında öldü
Câbir, Rasûlullah'tan bin beş yüzden fazla hadis rivayet etmiştir Etli sekizi Buhârî ve Müslim'de mevcut olup müttefekun aleyhtir Ashab arasında Câbir İbn Abdullah isminde iki kişi daha vardır: Biri Câbir İbn Abdillah İbn Rebâh; diğeri Câbir İbn Abdillah er-Râbisî'dir (Tezkiretü'l-Huffaz, I, 37)
Hz Câbir'in Rasûlullah'tan önemli rivayetleri vardır Bunlardan bazıları şöyledir: İstihâre* hadîsi: "Rasûlullah Kur'an'dan bir sure öğretir gibi (büyük küçük) işlerimizin hepsinde bize istihâre (duasını) öğreterek şöyle buyurdu "Sizin biriniz bir işe kalben azmettiğinde o kimse farz değil (istihare niyetiyle nafile olarak) iki rekat namaz kılsın (Namazdan) sonra şöyle dua etsin: -Ya Rab hakkımda hayırlısını bildiğin için senin dergâh-ı inâyetinden bana hayırlısını bildirmeni dilerim Ve hayırlı olana gücün yetiştiğinden lutfundan bana güç vermeni dilerim Ya Rab, hayırlı olanın bana gösterilmesini ve takdirini senin o büyük fazl ve kereminden dilerim Allah'ım senin her Şeye gücün yeter, halbuki benim yetmez Sen her Şeyi bilirsin, halbuki ben bilmem Muhakkak sen Şuurumuzdan uzak olan her şeyi de pek yakından bilirsin Ya Rab, bilirsin ki bildiğinde hiç şüphe yoktur Şu azmettiğim iş dinim, dünya ve âhiretim için hayırlı ise, benim için onu kolaylaştır Sonra işlemeye kudret bahşettiğin ve bana nasip kıldığın bu işi, mübarek eyle Yine şu azmettiğim iş dinim, dünya ve âhiretim için şer ise, bu işi benden beni de bu işten uzaklaştır Ve hayır nerede ise o hayrı bana takdir eyle Sonra nefsimi bu takdir buyurduğun hayır kabul etmeye razı kıl "
Hz Câbir "istihare eden müminin duada bu iş diye geçen yerlerde hacetini adıyla anmasını" söylemiştir
Hz Câbir'in rivayet ettiği diğer hadislerden bazıları şunlardır: "Sizin biriniz farz namazı mescidinde kıldığında (dönüp evine gelerek sünnet, müstehap, kaza namazlarını evinde kılmak suretiyle) evini de namazın feyz ve bereketinden nasibdar kılsın Cenâb-ı Hak onun namazından evinde bereket yaratır "
"Bir kere yanımızdan bir cenaze geçmişti de Rasûlullah (s a s ) cenaze geçtiği için kıyam etmişti Biz de ayağa kalktık Ve, Ya Rasûlallah, bu bir Yahudi cenazesidir dedik Rasûlullah, Bir cenaze gördüğünüzde (müslim olsun, kâfir olsun) kıyam ediniz Çünkü ölüm, korkunç bir şeydir buyurdu
"Ey Câbir dikkat et Sana Kur'an'da nazil olan en büyük sureyi bildiriyorum Bu, Fâtiha-i Şerîfe'dir Zira onda her derde karşı bir şifa vardır "
"Rasûlullah (s a s) zamanında biz, at eti yerdik "
"Ezan ile beraber ticaret haram olur Hutbe (cuma hutbesi) esnasında da söz söylemek haramdır Söz söylemek hutbeden sonra helâl olur Ticaret de namazdan sonra helâl olur "
"Rasûlullah'ın mescidinde bir hurma kütüğü vardı Hz Peygamber, hutbe esnasında ona dayanırdı Kendisi için minber yapıldığında bu kütükten gebe develerin iniltisine benzer sesler çıktığını işittik Hz Peygamber minberden inip de elini üzerine koyunca sustu " O sırada kütük susturulan çocuk gibi hafif hafif inliyordu Susturduktan sonra "O, yanında edildiğini işittiği zikrullah için ağladıydı" buyurdular "
Bir defa biz Rasûl-i Ekrem (s a s) ile birlikte Cuma namazı kılarken Şam tarafından yiyecek yüklü bir kervan geldi Cemaat birer birer kâfileye doğru yönelip oniki kişi kalıncaya kadar hep dağıldılar O zaman şu ayet nazil oldu: "Onlar bir ticaret yahut bir eğlence buldular mı hemen oraya koşup dağılıyor ve seni ayakta hutbe irad ederken bırakıp savuşuyorlar Onlara de ki, namaz ve niyazları mukabili olarak Allah katında saklı duran sevap, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır "
"Benden evvel hiç bir kimseye verilmedik beş şey bana verilmiştir: Bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku salmak ile zafere erdim Yeryüzü bana mescid kılındı Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun namazını kılıversin Ganimet bana helâl edildi Halbuki benden evvel kimseye helâl edilmemiştir Bana şefaat verildi Bir de her peygamber özellikle kendi kavmine gönderilirken ben bütün insanlara gönderildim "
"Rasûl-i Ekrem (s a s) efendimiz öğleni (zevâlden sonra) gündüzün sıcağında; ikindiyi henüz güneş (beyaz ve) tertemiz iken; akşamı güneş battığında; yatsıyı da gâh erken gâh geç kıldırırdı Cemaati toplanmış bulduğunda acele eder, gecikmiş bulduğunda tehir ederdi Sabah namazını ise onlar, yahut Rasûlullah karanlıkta kılarlardı "
"Hz Peygamber (s a s) sarımsağı kastederek Her kim bu yeşillikten yerse mescidlerimize, yanımıza gelmesin buyurdu "
Hz Câbir Medine'de ölen son sahabidir Hadis, tefsir ve fıkıh'da önemli bir yeri vardır Müttaki veya facir, herkesin Cehennem'e gireceğini, fakat ateşin müttakileri yakmayacağını, Allah'ın onları ateşten kurtaracağını bildirerek, Meryem suresinin on yedinci ayetinin tefsirine açıklık getirmiştir Yine o şu hadîsi bildirmiştir: "İnsanlar Allah'ın dinine fevc fevc girdiler, ondan fevc fevc çıkacaklar "
|