Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Akdeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antalyada, bulunan, tarihi, yerler

Antalyada Bulunan Tarihi Yerler

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antalyada Bulunan Tarihi Yerler



Antalyanın Tarihi mekanları
Antalyanın Tarihi Yerleri hakkında bilgi
Antalyanın Tarihi eserleri
Antalya İli Tarihi Yerleri

Iotape (Aytap) Antik Liman Kenti

Aytap, Alanya'nın 30 km doğusundadır Bugünkü Akdeniz kıyı yolu, Roma kentinin ortasından geçmektedir Kral Antiochos'un karısı Iotape'nin anısına kente bu adı verdiği bilinmektedir Kentin 50-100 m boyutlarında bir limanı vardır Yarımada şeklindeki yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş olan kentin kalesine oldukça zor çıkılmasına karşın, görülen manzara tüm yorgunlukları unutturacak güzelliktedir Iotape kentinin antik caddesi, hamamı, kilisesi, nekropol ve akropolü ayaktadır Tek odalı ve üstü kapalı mezar odaları da kentin antik kalıntıları içindedir

Selçuklu Tersanesi

1228 yılında yaptırılan tersane 56,5 m uzunluğunda, 44 m derinliğinde ve 5 gözlüdür Tersane güneyden gelebilecek tehlikelere karşı, iki katlı, iki odalı bir kule ile güçlendirilmiştir

Patara (Ovagelemiş)

Fethiye – Kaş yolunda, Kaş’a 41 km mesafededir Bütün antik devirler boyunca Lykia bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olan Patara, kitabelerde ve sikkelerdeki yazılış şekli ile Lykia dilinde Pttara diye geçmektedir İskender’e kapılarını açan şehir özellikle onun halefleri zamanında deniz üssü olarak büyük önem kazanmıştır

Xanthos (Kınık)

Kaş’a 45 km mesafede, Kınık beldesindedir Eşen Çayı’nın doğu kıyısında kurulmuş Lykia bölgesinin en büyük dini ve idari merkezi olarak nitelenmektedir Kentin akropolisinden elde edilen yüzey buluntuları, yerleşme tarihinin MÖ 8 yüzyıla kadar uzandığını ortaya koymaktadır

Phellos (Felen Yayla)

Kaş'a 12 km mesafede olan Felen Yaylası üzerinde, çevreye hâkim tepelerde kurulmuştur Phellos MÖ 4 yüzyılda oldukça önemli bir kentti Antiphellos şehri, Phellos'un limanı idi Phellos şehrinin etrafını çevreleyen poligonal teknikle yapılmış surlardan bir bölümü hâlâ ayaktadır Rölyeflerle bezeli bir lahit, MÖ 4 yüzyıla ait diğer lahitler ve ev tipinde kayadan kesilmiş mezarlar kenti çevrelemektedir

Antiphellos (Kaş)

Kaş’ın tarihteki adı "Antiphellos" tur Karia ve Lykia bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında olan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıdır Makedonya Kralı Büyük İskender'in, Anadolu seferi sırasında, krallığın egemenliği altına girmiştir İskender'in genç yaşta ölümünden sonra bölge, Seleukoslarla Ptolemaioslar arasında el değiştirmiştir

Antik kent, Roma döneminde önem kazanmış ve Bizans döneminde piskoposluk merkezi olmuştur Bu dönemde Arap akınlarına uğramış, daha sonra Anadolu Selçuklu topraklarına katılarak Andifli adını almıştır Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasını takiben Tekelioğlu Beyliği yönetimi ele geçirmiş ve Osmanlı Devleti ilçeyi Yıldırım Bayezid zamanında topraklarına katmıştır Teke Yarımadası, 0smanlı İmparatorluğu döneminde de ticari açıdan önemini korumuştur

Antik kentten günümüze ulaşan eserlerinin başında şehrin kuzeyinde kayalara oyulmuş mezarları ile Lykia lahitleri gelmektedir Bunlardan biri bugün Uzun Çarşı Caddesi’nde bulunan Lykia yazıtlı anıt mezardır (MÖ 4 yüzyıl) Eser tek bloktan oluşur ve üzerinde sekiz satırlık Likçe kitabe vardır Kaş antik tiyatrosu (MÖ 1 yüzyıl), 26 basamaklı ve dört bin seyirci kapasitelidir

Apollonia (Kılınçlar)

Kaş’a 22 km mesafede, Kekova yolu üzerinde Kılınçlı köyünde Lykia Birliği’ne bağlı olarak kurulmuş bir kenttir Kalıntılardan anlaşıldığına göre MÖ 4 yüzyılda kurulmuştur Şehir "L" harfine benzeyen bir kayalığın üzerindedir ve kenti çevreleyen surların bir kısmı ayakta kalmıştır İç kulenin batısında iyi durumda bir Bizans dönemi yapısı ile aynı döneme ait kilise bulunmaktadır Kilisenin batısında tahrip olmuş tiyatro görülür Hamam ve en ilginç yapılardan olan Heroon 6 prizmal gövdeli mezar anıtı diğer kalıntılardır

Aperlai (Sıcak İskelesi)

Sıcak Yarımadası üzerinde, Sıcak İskelesi’ndedir Karadan ulaşmak oldukça güç olduğundan buraya Kaş'tan ya da Üçağız'dan kiralanan teknelerle ulaşmak daha kolay ve zevklidir Şehri kuşatan rektogonal ve poligonal tekniklerin kullanıldığı, kulelerle takviye edilmiş surun dışındaki tüm yapı kalıntıları Bizans ve sonrası dönemlere aittir Karadan ise Kılıçlı'da bulunan Apollonia antik kenti görülerek ulaşılabilir Ele geçen sikkelerden, bir Lykia şehri olan Aperlai' nin tarihinin MÖ 5 veya MÖ 4 yüzyıla kadar indiği anlaşılır

İsinda (Belenli)

Kaş'a 13 km mesafede Belenli köyünün hemen yakınındaki tepe üzerinde kurulmuştur, İsinda küçük bir Lykia şehridir ve etrafı surlarla çevrilidir Kentte yer alan akropolün ortasında Lykia yazıtlı iki ev tipi mezar ilgi çekicidir Ayrıca birçok kaya mezarı ile Roma devrine ait Lykia tipi lahitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür

Pirha (Bezirgan)

Önemli bir yayla köyüdür Pirha kalıntılarına köyden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır Antik kent, denizden 850 m yüksekte kurulmuştur Kaya mezarları çoktur ve yönleri denize doğrudur Lahitler ise dağınık bir şekilde sıralanmıştır Birçok heykel ve rölyef bulunmuş olup, bunlar Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir

Nisa (Sütleğen)

Kaş'a 60 km mesafededir Önemli bir yayla köyüdür Ören yeri, köyden 15 dakikalık bir mesafededir Şehrin Likçe olan ismi Neiseus, tiyatrosunun duvarında yazılmaktadır Nisa'da, Likia ve Roma devrinden kalma tarihi kalıntılar bulunur Bazı lahitlerin ön cephelerinde mızrak, kalkan, kadın ve erkek tasvirlerine rastlanmıştır Antik kentin agorası ve tiyatrosu bulunmaktadır Lykia Birliği devrinde bastırılan sikkeler Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir

Sillion/Sillyon/Syllion (Asarköy, Yanköy)

Perge'nin kuzeydoğusunda, denizden 12 km içerde, ova ortasında, yayvan biçimli yalçın ve yüksek bir tepe üzerinde kuruludur Antalya-Alanya karayolunun 29 km’sinde kuzey yönünde ayrılan 13 km’lik stabilize bir yolla ulaşılmaktadır Kentin troia savaşından sonra kurulduğu sanılmaktadır

Bizans döneminde psikoposluk merkezi olan kent, Selçuklu dönemini de yaşamıştır Tepenin hafif eğimli batı yönü Helenistik Çağlardan kalma surlarla çevrilidir Bu surları kuleler, kapılar ve kente çıkılan yollar tamamlamaktadır Kentin kapısı tepenin batı yanındaki surlar üzerindedir Tepeye çıkıldığında kuzeybatı yönünde ev kalıntıları, sokaklar, batıda ise Selçuklu Camii, Bizans Kilisesi ve sarnıç görünmektedir Tepenin güneybatı eteğinde 8000 kişilik tiyatro ve yanında odeon bulunmaktadır

Antiocheia Ad Cragum (Gazipaşa–Güneyköy)

Gazipaşa ilçesinin doğusunda ve ilçeye 18 km uzaklıktaki Güneyköy sınırları içerisindedir Kentin adı Kommagene Kralı IV Antiochus’dan gelmektedir Kent kalıntıları denize doğru uzanan üç tepe üzerinde toplanmıştır Roma ve Bizans dönemine ait kalesi, sütunlu caddesi agorası, hamamı, kilisesi ve nekropol alanı bulunmaktadır Kentin nekropolünde yer alan bölgeye özgü beşik tonozlu ve ön avlulu anıtsal mezarlar oldukça iyi korunmuştur

Perge (Aksu)

Antalya’nın 18 km doğusunda, Aksu Bucağı’nın sınırları içindedir Kilikya–Pisidia ticaret yolunun üstünde yer aldığı için önemli bir Pamphylia şehridir

Antalya’nın 18 km doğusunda, Aksu Bucağı sınırları içindedir Şehir kapısında bulunan bir kitabeye göre Perge’nin troia savaşından sonra Amphilokhos, Mopsos ve Kalkhas tarafından kurulmuştur 1986 yılında Boğazköy’de (Hititlerin başkenti Hattuşa) gün ışığına çıkan tunç tabletten Perge’nin Parha adıyla Hitit döneminde mevcut olduğu öğrenilmiştir Bununla beraber Perge MÖ 333’de Büyük İskender’in gelişine değin tarih sahnesinde görülmemiştir MÖ 3 yüzyılda Selenkosların egemenliğine girmiş, daha sonra da Bergama Krallığı topraklarına dahil olmuştur Bergama Krallığının vasiyetle Roma’ya kalışı ile Roma egemenliği altına girmiştir Roma yönetiminde, özellikle milattan sonraki ilk üç yüzyıl büyük bir gelişme gösteren kentle kalıntılar daha çok bu dönemi yansıtır Bizans egemenliğinde ise Sillyon ile tek bir metropollük olmuştur Hıristiyan dünyası için önemli bir merkez olan Perge’ye St Paul iki defa gelmiştir Perge’de önemli kalıntılar şunlardır;

12000 seyirci kapasiteli Helen – Roma Tipindeki Tiyatro, MÖ 2 yüzyıla tarihlenen ve çok iyi korunmuş olan Stadion, Agora ve ortasında bir su kanalı olan Sütunlu Caddedir

Perge’deki diğer yapılar, nekropol, surlar, gymnasium, Roma Hamamı, anıtsal çeşme, Helenistik ve Roma Kapılarıdır

Termessos (Güllük Dağı)

Roma ve Grek kentlerinin aksine Termessos Anadolu’nun içlerinden gelen Solymnler, tarafından kurulmuştur

Yazıtlarda da kendilerini Pamphylia’nın yerli halklarından biri olan Solymnler olarak belirtmektedirler Dilleri Pisidia’nın bir lehçesi olarak görünmektedir İlk olarak Bellerophon öyküsünde İliada’da adı geçse de asıl Büyük İskender’in bölgeye gelişiyle tarih sahnesinde görülmektedir İlk refah çağını Helenistik dönemde, ikincisini ise Roma döneminde yaşamıştır Halkı Roma senatosu tarafından Roma halkının dostu ve müttefiki olarak kabul edilmiş ve Termossoslulara kendi yasalarını kendilerinin yazması hakkı da verilmiştir Önemli kalıntılardan olan 4200 kişi kapasiteli tiyatro Helenistik Çağ’da yapılmış, Roma döneminde onarım görmüştürBatı tarafı açık, diğer tarafları sütunlu galerilerle çevrili Agora; 6 yükseklikteki platform/üstünde oturan kahramanlık anıtı Hereon, Korint düzenli tapınak, Zeus Solymeus/Tapmağı, Küçük ve Büyük Artemis Tapınakları, Gymnasium ve gözetleme kuleleri, ev kalıntıları diğer önemli kalıntılarıdır Bunların dışında pek çok anıt ve 1200 ün üzerinde kaya mezarı bulunmaktadır Ayrıca, kent çeşitli yerlerde halen görülebilen birçok sarnıca sahiptir Termossos’un önemli diğer özelliği de güney, batı ve kuzeyinde bulunan mezarlıklardır En ilginç olanları kayaya oyulmuş mezarlar ile tapınak biçiminde inşa edilmiş ve lahit mezarlardır Şehrin görülebilen bir diğer kalıntısı da sur duvarlarıdır

Olympos (Çıralı – Yanartaş)

Antalya'nın güneyinde Phaselis'ten sonra ikinci önemli liman kentidir Torosların batı uzantılarından biri olan Tahtalı Dağıdır Şehir, Lykia Birliği üyesi olup, Lykia Birlik meclisinde üç oyla temsil edilmiştir Kalıntılar Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine aittir

Olympos’un birkaç kilometre güneybatısındaki Çakaltepe olarak anılan yükseltinin güney yamacından devamlı olarak alev çıkar Yamaçtan çıkan bu doğal gaz nedeniyle burası “Yanartaş-Çıralı” olarak tanınır

Olympos’un son dönemini yansıtan Ortaçağ kalesi, derenin denizle birleştiği yerin batısında bir köprünün ayağı, bir tapınağa ait duvar parçası, sütun başlıkları, tiyatro, Bizans bazilikası, kıyıya yakın yerde hamam kalıntılarını bugün de görülebilen kalıntılardır

Phaselis (Tekirova )

Antalya-Finike sahil yolunun 35 km’sindedir Antik kaynaklardan Phaselis’in MÖ 690 yılında Rodoslu kolonistlerce kurulduğu anlaşılmaktadır Pers standardına göre basılmış sikkeleri MÖ 446’dan önceye aittir MÖ 5 yüzyıl ortasında Attik-Delos Deniz Birliğine giren Phaselis’in Lykialılardan ayrı olarak vergi listelerinde geçirmesi dikkat çekicidir MÖ 333’de kapılarını İskender’e açan şehir sırasıyla Ptolemaioslar’ın, Rodos’un egemenliğine girmiştir MÖ 1 yüzyılda bir süre Kilikia korsanlarının eline geçmiş, Romalı kumandan Manilius Servilius Isauricus’un seferi sırasında korsan işgalinden kurtulmuştur MS 3 yüzyılda tekrar karışıklık ve yağmaya uğramıştır Arap akınları yüzünden önemini yitiren şehir 1158’de Türk egemenliğine girmiştirÜç limana sahip olan Phaselis’te toprak üstünde görülen kalıntıların hepsi Roma dönemine aittir Kuzey, güney ve askeri limanların kalıntıları, agora, domination agorası, geç devir agorası, ana cadde, Hadrian kapısı, tiyatro, surlar, nekropol, aquadukt, tapınak kalıntıları görülebilen kalıntılardandır

Kekova Adası (Batık Şehir)

Bölgeye adını veren ada, Kaleköy'ün önünde yer alır Ada üzerinde bulunan Tersane Koyu'na tekneler yanaşabilir Burada Bizans devrine ait bir kilisenin apsisi yer alır Adanın tarihi kesin olarak bilinmemektedir ve her tarafı tarihi kalıntılarla doludur Batık şehir üzerinden teknelerle geçilirken sualtında kalan batık şehrin izleri ve merdivenler görülebilir Milli park ilan edilen bölge koruma altına alınmıştır ve buradan suya dalmak yasaklanmıştır

Theimiussa (Üçağız)

Kaş'a 36 km mesafede bulunan Üçağız'ın üç tarafı denizlerle çevrilmiş doğal koyları tabii bir barınak gibidir Üçağız'da daha çok mezar kalıntıları vardır Küçük bir kapı ve kayalık üzerinde kule kalıntısı görülür İskelenin hemen arkasında bulunan ev tipi mezar MÖ 4 yüzyıla ait olup üzerinde çıplak genç bir erkek tasviri vardır Doğuda denizin hemen yanında birçok lahit görülür Bu mezarların çoğu Roma dönemine aittir Uçağız doğal limanı ile yat turizmi açısından önem taşır Buradan kiralanan teknelerle Kaleköy ve Kekova Adasına geziler gerçekleştirilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Antalyada Bulunan Tarihi Yerler

Eski 08-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antalyada Bulunan Tarihi Yerler



Simena (Kaleköy)

Eski Simena antik kenti üzerinde kurulmuş olan Kaleköy, yarımada şeklinde olup, ulaşımı teknelerle sağlanmaktadır Lykia Birliği’nin bir üyesi olan kentin tarihi MÖ 4 yüzyıla kadar inmektedir Simena’da da Theimiussa gibi hem karada hem su altında kalıntılar bulunmaktadır Olağanüstü güzellikteki tarihi ve doğal peyzaj, pırıl pırıl mavi bir deniz gezenlere mutlu saatler yaşatmaktadır

Oldukça sağlam durumdaki Ortaçağ surlarının oluşturduğu iç kalede, evler ve 19 yüzyıl gezginlerinin gördüklerini bildirdikleri günümüzde çok az sayıda blok taşı kalmış bir tapınak kalıntısı bulunmaktadır En ilginç kalıntı, oturma sıraları doğal kayaya oyularak yapılmış tiyatrodur Lykia’daki tiyatroların en küçüğüdür Kıyıda harap durumdaki hamam, Lykia tipi kaya mezarları ve lahitleri, Roma dönemi duvar kalıntılar da görülebilen kalıntılardandır

Andriake (Çayağzı)

Demre kent merkezinden nehir boyunca uzanan asfalt yol 5 km sonra deniz kenarındaki Çayağzı mevkiine ulaşır Lykia'nın en önemli limanlarından biri olan Andriake, büyük ölçüde limanın güneyindeki tepenin eteğine yayılmıştır Şehrin bir kısım kalıntıları ile nekropolü liman ağzının kuzeyinde bugünkü Demre'ye çok yakın bir kesimde bulunmaktadır

Şehrin kalıntıları arasında su kemerleri, Nymphaion (Anıtsal Çeşme), agora sarnıç bulunmaktadır Agoranın batısında ünlü Norrea veya Granarium (silo, hububat deposu) yer alır Yapı yedi odadan oluşmaktadır Cephede granariumun yapılış zamanını kesin olarak saptamamıza yarayacak bir yazıt bulunmakta olup, tam ortasında da Hadrian ve karısı Sabine'nin portreleri görülmektedir

Adanda (Gazipaşa)

Antik kent, Gazipaşa ilçesinin 15 km kuzeydoğusundadır Bugünkü Adanda köyünün 2 km kuzeyinde, yüksek ve sarp bir dağın zirvesinde kurulmuştur Kent surlarla çevrilidir Kentin giriş kapısının güneyinde, büyük bir kule bulunmaktadır Kentin diğer kalıntıları arasında doğal kayaya oyulmuş çeşmesi ve iki adet tapınağı sayılabilir Bu kentin nekropolünde de, blok taşların oyulması ile yapılmış yekpare lahitler önemli kalıntılar arasındadır

Nephelis

Antik kente, Gazipaşa-Anamur karayolunun 12 km’sinden sonra Muzkent köyünün içinden geçilerek, güneye sapan yaklaşık 5 km stabilize bir yol ile ulaşılır Kentin güneyi deniz ve sarp kayalıklarla çevrilidir Kent, akropol ve doğu-batı boyunca uzanan kalıntılardan oluşmaktadır Kentin ayakta kalabilmiş yapıları Roma ve Bizans dönemlerine ait olup, bunlar; Orta Çağ Kalesi, tapınak, Odeon sulama sistemi ve nekropol alanlarıdır

Selinus

Gazipaşa Plajı’nın bulunduğu Hacımusa Çayı’nın güneybatısındaki yamaçlarda yer alan antik Selinus kenti, dağlık Klikya bölgesinin en önemli kentlerinden biridir Kentin akropolü tepeye kurulmuştur Tepe üzerindeki Orta Çağ Kalesi’nin sur duvarları ve kuleleri oldukça iyi korunmuştur Akropol içerisindeki kilise ve sarnıç, günümüze kadar gelebilmiş önemli yapılardandır Selinus kentinin diğer yapıları sahilde ve yamaçta yer almaktadır Bu yapılar arasında, hamamlar, agora, islami yapı (Köşk), su kemerleri ve nekropol alanını sayabiliriz Alanya Müzesi’ndeki ostoteklerin çoğunluğu Selinus Nekropolünden getirilmiş olup, burada ostotek atölyesi varlığını sürdürmektedir

Selge / Altınkaya

Serik'in 35 km kuzeyinde, Torosların güney yamacında, Köprüçayı yakınlarındaki eski bir dağ kenti olan Selge'ye Köprülü Kanyon Milli Parkı’ndan sonra dik virajlı 14 km’lik stabilize yoldan gidilir Selge'nin Kalehes tarafından kurulduğu sanılmaktadır Pisidia'ya bağlı kent sonraları Pamphylia sınırları içine alınmıştır Kent sırasıyla Lidya, Pers, İskender ve Roma yönetimlerinde kalmıştır Kentteki kalıntılar; kayalığa oyulmuş tiyatro, tiyatronun güneyinde Stadium ile Gymnasium, batısında tavanı kartal motifi ile süslü İon tipindeki tapınaktır Stadiumun güneyinde çeşme ve agora vardır Kentin güneybatısında uzanan surların kuzeyinde Artemis ve Zeus anıtlarıyla, Nekropol bulunur

Myra (Demre, Kale)

Bugünkü Demre ilçe merkezinde ve civarında yer ulan Myra antik kenti özellikle Lykia dönemi kaya mezarları, Roma dönemi Tiyatrosu ve Bizans dönemi Aziz Nikola Müzesi ile ünlüdür Kaya mezarları, Lykia yazılı kitabeler ve sikkeler, Myra'nın en azından MÖ 5 yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterir Lykia Birliği’nin altı büyük kentinden biridir Likçe ve Grekçe yazıtlarda MYRRH adıyla aılınır MS 2 yüzyılda Myra'da büyük gelişmelerin olduğu bir dönemdir Lykia Birliği’nin 6 büyük şehrinden biri olan Lykialı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır

Myra, Bizans döneminde dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri idi Ününü Aziz Nikolas'ın MS 4 yüzyılda şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur 7 yüzyıldan itibaren gerek deprem, su baskını ve Myros (Demre) Çayının getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12 yüzyılda köy hüviyetine dönüşmüştür Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan "Kaya Mezarları'' oluşturur Şehrin su ihtiyacı, Demre Deresinin aktığı vadi kenarındaki kaya yüzüne açılmış kanallarla karşılanmaktaydı

Arycanda (Arif Köyü)

Elmalı-Finike karayolunun tam yarısında Arif köyü yakınında Aykırıçay'ın (antik Arykandos Nehri) batı yamacında yer alır Limyra Kralı Perikles dönemine ait sikkeler, ele geçen en eski belgedir İskender’in egemenliğinde kalmış olan şehirin daha sonra Ptolemaiosların ardından Seleukoların eline geçmiş; Apemea barışından sonra ise Rodos'un kontrolüne girmiştir MÖ 2 yüzyılda Arykanda'nın Lykia Birliği’ne dahil bir şehir olarak sikke basmıştır MS43'de İmparator Claudius'un Lykia Birliği'ne son vermesi ile Roma’ya bağlanmıştır MS 240’daki büyük depremden sonra şehir kısmen onarılmıştır Bizans döneminde ismi Akalanda olmuştur Kalıntı ve Bizans dönemi belgelerinden 11 yüzyıla kadar var olduğunu bildiğimiz şehir bu tarihten sonra yer değiştirmiştir

Teraslar halinde bir yerleşim gösteren şehrin en üst terasında stadion yer almaktadır Tiyatro Odeon, agora, agora stoası, küçük hamam, gymnasıon, hamam, bouleterion, sarnıç, yazıtlı ev ve bir çeşme, binası, antik kentte görülebilen kalıntılardandır

Limyra (Turunçova, Zengerler)

Antalya’nın Finike ilçesinin 4 km kuzeydoğusunda Toçak Dağı güney eteğindedir MÖ 5 yüzyıldan beri var olduğu bilinmektedir Asıl faal dönemi MÖ 4 yüzyılın ilk yarısındadır Lykia Birliği’ni kurmak isteyen Perikles’in Limyra’yı başkent olarak kullandığı bilinmektedir

Kalıntıları üç kısımda incelenebilir İlk gezilecek yer Prof Dr Brochhard tarafından kazılarak restore edilen akropol ve güneyindeki heroondur Akropol bir iç kale ve aşağı kaleden oluşmaktadır Aşağı kalede sur, sarnıçlar ve Bizans Kalesi dışındaki en önemli yapı MÖ 4 yüzyıla ait Perikles adına inşa edilmiş karyetitli mezar anıtıdır

İkinci kısım kalıntıları dağın eteğindeki ve ovadaki yapı kalıntıları oluşturur Bu alanlarda Tiyatro, Roma ve Bizans dönemi suru, Augustus’un manevi oğlu Gaius Caesar’a ait MS 1 yüzyılda yapılmış Kenotaph Bizans Kilisesi bulunmaktadır

Üçüncü kısımı rekropol alanları oluşturmaktadır Lykia şehirleri içinde mezarları en çok olan şehirlerden biridir Limyra yakınında sözü edilmesi gereken bir başka kalıntı Kumluca yönündeki Roma köprüsüdür

Seleukia

Side'nin 23 km kuzeydoğusunda bulunan antik kent, Seleokoslar tarafından kurulmuştur Kentteki kazı çalışmalarına 1972 yılında başlanmıştır Kazılar sırasında çıkarılan mozaikler bugün Antalya Müzesinde sergilenmektedir Kentin gelişmişliğinin göstergesi olarak iki katlı agorası, bazilikası, sarnıç ve kanalizasyon sistemi sayılabilir

Aspendos

Önemli bir liman ve ticaret kenti olarak ünlenen Aspendos’ta mısır, gül ağacından yapılmış süs eşyaları, şarap, tuz ve at ticareti yapıldığı biliniyor At yetiştiriciliği ile de antik dünyada ün salmıştır

Pamphylia bölgesinin önemli kentlerindendir Antalya’nın 48 km doğusunda yer almaktadır Adı MÖ 5 ve 4 yüzyılda sikkelerinde Estwediiys/Estuediya biçiminde yazılmıştır

Aspendos’ta Türkiye’nin en iyi korunmuş tiyatrosu bulunmaktadır İmparator Marcus Aurelius zamanında Theodoros’un oğlu Mimar Zeno tarafından yapılmıştır

Kesik Minare Camii (Korkut Camii, Cami-i Kebir)

MS 5 yüzyılda Bizanslılar tarafından Meryem Ana adına Panaghia Kilisesi olarak inşa edilmiş ve II Bayezid zamanında Şehzade Korkut tarafından camiye dönüştürülmüştür Bunun için Korkut Camii veya Cami-i Kebir adı ile de anılır Kilisenin camiye dönüştürülmesi sırasında inşa edilen ve sade yapılışı olan mihrabı, kesme taştandır 1896 yılında bir yangında zarar gören caminin minaresinin ahşap üst kısımlarının da yanması sonucunda Kesik Minare adını almıştır

Kale Camii (Sultan Süleyman Camii)

Alanya'da, tersanenin batısındadır Selçuklu Sultanı I Alaaddin Keykubad tarafından yaptırılan cami 1530-1566 yıllarında Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırıldığı için Sultan Süleyman Camii adıyla da anılmaktadır Moloz taştan olan yapı, kare planlıdır Sekizgen kasnak üzerine, kiremitli bir kubbesi vardır Son cemaat yeri, dört ayak üzerine kiremitli-üç kubbe ile örtülüdür

Bali Bey Camii

Surlar dışında Muratpaşa Mahallesi’nde Bali Bey Sokağı’ndadır Sekizgen kasnak üzerine büyük bir kubbenin örttüğü yapı kareye yakın bir plan göstermektedir 15 yüzyılda akıncı beyi Malkoçoğlu Bali Bey tarafından yaptırılmıştır

Murat Paşa Camii

Surlar dışında Kazım Özalp Caddesi üzerindedir Sadrazam Kurucu Murat Paşa tarafından 1570 yılında yaptırılmıştır On kenarlı kasnak üzerine yüksek bir kubbe ile örtülmüştür Sivri kemerli ve üç kubbeli son cemaat yerinin sütunları renkli taşlarla süslenmiştir

İskele Camii

Yat limanında bulunan, kesme taşlardan yapılma dört sütun üzerine oturmuş ufak bir camidir

Emir Bedrüddin Camii

Alanya’da bulunan ve günümüzde Andızlı Cami olarak bilinen cami, adını hemen yanındaki andız ağacından almıştır 1277 yılında Emir Bedrüddin tarafından yaptırılan caminin

yanında kesme taşlardan yapılma çok yüksek olmayan minaresi yer alır Minberi oymacılık sanatının en güzel örneklerindendir

Yivli Minare

Antalya şehir merkezindedir Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın 1230 yılında kiliseden camiye dönüştürdüğü Ulu Cami’nin minaresidir Yivli Minare ilk bakışta göze çarpan bir anıt gibi yükselmekte ve kentin bir simgesi olarak kabul edilmektedir Cami binasından ayrı ve caminin hemen yanında Kale Kapısı Meydanı’nda inşa edilmiş olan bu minarenin, tabanı kare biçiminde blok taş olup gövdesi tuğladan dilimli ve 8 adet yarım silindirik biçiminde yapıldığından Yivli Minare adını almıştır Oldukça kalın gövde, bu yivler sayesinde estetik bir yapıya kavuşmuştur Minare gövdesi, aralarında firuze çiniler bulunan kırmızı tuğlalarla süslüdür

Ahi Yusuf Mescidi ve Türbesi

Selçuk Mahallesi’nde Mermerli Sokak’tadır 1249 yılında Ahi Yusuf adına yaptırılmıştır Moloz taşlarla yapılmış, kare planlı küçük bir mescittir Mescidin güneyinde kale duvarları arasında Ahi Yusuf Türbesi bulunmaktadır

Akşebe Sultan Mescidi

Akşebe Sultan, Alanya kalesinin ilk kumandanlarındandır Mescit, kendisi tarafından 1230 yılında yaptırılmıştır Dışı taş, içi tuğladan yapılmış iki odadan ibarettir

Karatay Medresesi

Yat limanı üzerinde Karadayı Sokağı’ndadır 1250 yılında Selçuklu Veziri Celaleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır İki eyvanlı medrese tipindedir Selçuklu taş işçiliğinin zengin geometrik motifleriyle süslü mihrabı ilgi çekicidir

Aziz Nicolas Müzesi

Myra (Demre), Hıristiyan dünyasında Noel Baba diye bilinen Aziz Nicolaus'un piskoposluk ettiği yer olarak tanınmaktadır Kilise, ölümünden sonra Aziz Nicolaus'un anısına 6 yüzyılda inşa edilmiştir

Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında, İtalyan denizcilerince kırılarak Bari kentine kaçırılan Aziz Nicolaus Lahdi’nden kalan birkaç parça, Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir Her yıl 6-8 Aralık tarihleri arasında Demre ve Kaş'ta düzenlenmekte olan Uluslararası Noel Baba Festivali, son yıllarda Antalya'da yabancıların da katıldığı bir sempozyum şekline dönüşmüştür

Aya Yorgi Kilisesi

Alanya Kalesi’nin İç Kalesinde yer alan Aya Yorgi (Hagios Georgios) olarak bilinen ve MS 6 yüzyılda da yapıldığı sanılan Bizans dönemine ait küçük bir kilisedir Dini önemi artınca zaman içinde piskoposluk haline gelmiştir Kaledeki Selçuklulara ait olmayan tek eser olması yanında Alanya'nın Türk-İslam dönemi öncesinden günümüze ulaşabilen ender yapıdır Ana özelliğini koruyan kilisenin içinde yer yer tahrip olmuş veya sökülüp atılmış fresk izlerine rastlanmaktadır Kale ile bir bütün olarak koruma altına alınmıştır

Alanya Kalesi

Alanya Kalesi zamanımıza kadar korunan tek Selçuklu kalesidir 1225 yılında Roma kale kalıntılarının yerine Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yeni bir kale yaptırılmıştır 83 kule ve 140 burca sahip, üç sıra surlarla çevrili olan kale, bütün olarak iç ve dış kale bölümlerinden oluşur Aya Yorgi Kilisesi, Kanuni Sultan Süleyman Camii, Akşabe Sultan Türbesi, Selçuklu Hamamı, Arasta, Bedesten, Sitti Zeynep Türbesi, Sultan Alaaddin Sarayı, irili ufaklı sarnıçlar, deniz feneri ve zindandan oluşan kale, bir tarih hazinesidir

Kızıl Kule

Adını alt ve üst kısımlardaki kesme taşlardan alan Kızıl Kule, 1226 yılında yapılmıştır Bugün bile sapasağlam ayakta duran kalenin doğu cephesi ile batı cephesi arasında bulunduğu yerin konumu nedeniyle, 2 m’lik bir yükseklik farkı vardır Sekizgen şeklindeki kule beş katlıdır Zemin katın ortasından yukarı doğru, beşinci kata kadar yükselen bir bölüm bulunmaktadır Su sarnıcı görevini üstlenen bu bölüm kulenin omurgası durumundadır Zemin kat etnografık müze olarak hizmet vermektedir

Alara Han

Alanya – Manavgat sınırını oluşturan Alara Çayı’nın 9 km kuzey yönünde Manavgat’a 45 km uzaklıkta inşa edilmiştir Alanya’ya 35 km uzakta olan Alara Kervansarayı, 1231 yılında Sultan Alaaddin Keykubat tarafından 2000 m2’lik bir alanda tamamen kesme taşlardan yaptırılmıştır Kervansaray girişindeki ikinci kapı, konukların kalacağı yerlere açılır Nöbetçi kulübesi, bugün bile tüm özelliğini koruyan çeşmesi ve üstünde mescidi hamamı ile görülmeye değer bir eserdir Kapı girişindeki iki aslan başı dikkat çekicidir Günümüzde günübirlik turizm tesisi olarak hizmet vermektedir

Evdir Han

Antalya’nın 18 km kuzeybatısında, Antalya-Korkuteli yolunun 1 km doğusundadır Selçuklu Sultanı I İzzettin Keykavus tarafından 1210-1219 yıllarında yaptırılmıştır Ortası avlulu bir kervansaraydır Avlunun etrafını çeviren revakların orta kısımlarında birer eyvan bulunmaktadır Giriş kapısının yan duvarları geometrik motiflerle bezenmiştir Yapının bazı kısımları yıkılmıştır

Kırkgöz Han

Antalya-Burdur karayolunda, Antalya’ya 30 km uzaklıktadır Selçuklu Sultanı II Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır Basık kemerli giriş kapısının üzerinde 1236 tarihini taşıyan yazıtı vardır Girişin karşısında ve avlunun kuzeyinde beşik tonozlu kapalı (kışlık) bölümü uzunlamasına yer almaktadır Avlunun doğusu ile batısında revaklı kısımlar bulunmaktadır

Şarapsa (Şerefza/Serapsu) Han

Alanya-Antalya karayolunun 15 km’sinde, yolun üst kısmında bulunan Şarapsa Han, Sultan Alâeddin Keykubat’ın oğlu II Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 13 yüzyılda yaptırılmıştır 15x70 m boyutunda olan han, dar ve uzun planıyla bir tüneli andırmaktadır Tavanı beşik tonozlu olup, gösterişli giriş kapısı kuzeye bakmaktadır Yapının doğusunda, girişi ayrı olan bir mescidi vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.