Prof. Dr. Sinsi
|
Adana Tarihi Eserler Ve Turistik Yerleri
Adana Tarihi Eserler Ve Turistik Yerleri
Adana ili tarihi ve tabii güzelliklerle doludur
Kaleler: Adana’da çok sayıda tarihi kale vardır Ceyhan’dan, Tarsus’a kadar 40-50 dağ kalesi olup bunlardan meşhur olanları şunlardır:
Adana Kalesi: Abbasi Sultanı Halife Harun Reşid tarafından, eskiden kalan kale yıkıntıları üzerine 781’de yaptırılmıştır 1836’da Adana’yı işgal eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yıktırıldığı için bugün temellerinin bir bölümü kalmıştır
Evliya Çelebi seyahatnamesinde; “Dört köşeli çevresi dört yüz adımdır Yedi kulesi, iki kapısı vardır” der İlk devirde yapılan kalenin bir duvarı nehire dayanmış olup, diğer üç kenarı hendeklerle çevrilidir ve 7 burcu vardır
(Kestanbol) Ayas Kalesi: Ceyhan’ın 30 km uzağındadır Yumurtalık ismiyle anılır Kale ortaçağda yapılmıştır Kanuni Sultan Süleyman Han 1536’da tamir ettirmiş ve “Sahil Kulesi” ismi verilen bir kule ilave ettirmiştir
Yılanlı Kale: Ceyhan’a 6 km uzaklıktadır Halk arasında ismi (Şahmeran)’dır Misis’e yakındır Ortaçağda Haçlı seferleri esnasında kurulmuştur Taş yapı ve 9 kuleli olup, tepe üzerindedir
Anavarza Kalesi: Kozan’ın 22 km kuzeydoğusundadır M Ö 9 asırda Asurlular tarafından yapılmıştır 795 senesinde Abbasilerin eline geçmiştir Sonra Ramazanoğulları’nın eline geçmiştir On dördüncü asırda kullanılmaz olmuştur Roma ve Bizans devrinde tamir edilmiştir Justiniaus tamir ettirmiştir Kozan ilçesinin Dilekkaya (Anabarza) köyü yakınındadır
Toprak Kale: Toprak bir tepe üzerindedir Osmaniye’nin 8 km batısında bulunan kale, Adana’nın doğusundadır Çukurova’yı güneyden gelecek saldırılara karşı korumak için yapılmıştır M Ö 3 asırda yapılmış olup Romalılar, Abbasiler, Selçuklular, Ramazanoğulları ve Osmanlılarca tamir edilmiştir Duvarları ayaktadır
Kozan Kalesi: Kozandadır Asurlular tarafından yapılmıştır 44 kulesi vardır Çevresi yaklaşık 6 km'dir Defalarca tamir görmüştür Kısmen ayaktadır
Cem Kalesi: Ortaçağdan kalmadır Cem kale ismi sonradan verilmiştir Roma çağı kalıntıları vardır Kadirli yakınındadır
Kurtlar Kalesi: Adana’nın doğusundadır Ortaçağda yapılmıştır Birçok kere tamir edilmiştir Bahçe ilçesindedir Bazı duvarları durmaktadır
Sirkeli: Ceyhan yakınlarında Hitit Höyüğüdür Kazılarda M Ö on ikinci asra ait eserler bulunmuştur
Sis Kale: Ceyhan civarındadır Ortaçağa aiddir Geçen asır tamir gördüğü halde harabe halindedir
Milvan Kale: Adana’ya 48 km uzaklıktadır Karaisalı yakınlarındadır Ortaçağda yapılmıştır Halen yıkıntı halindedir
Annaşa, Haruniye, Hemite, Bucak, Dumlu, Feke, Cardak, Kum, Savranda, Semen kaleleri ile Toprakkale, Adana’daki diğer kalelerdir
Hasan Ağa (Kethuda) Camii: Eski caminin hemen arkasındadır Planı, Mimar Sinan tarafından yapılmıştır 1558’de Ramazanoğlu Piri Paşa zamanında Ramazanoğlu Halil Beyin kölesi Abdullah oğlu Hasan Kethüda ile azadlı köle Atike tarafından yaptırılmıştır (1501-1703) Klasik devir Osmanlı cami mimarisinin Adana’daki tek örneğidir İnşası 25 sene süren camiin güney duvarında, 1671’de Çukurova’ya gelen Evliya Çelebi’nin imzası vardır
Akça Mescid: Adana il merkezinin en eski binası ve Adana’da bulunan en eski Türk eseridir 1409 senesinde Ağaca Bey isimli bir Türkmen ağası tarafından yaptırılmıştır Tipik bir Selçuk mimari karakterini aksettiren kapısının, taş oyma motiflerinin ve cami içindeki minberinin büyük sanat değeri vardır Minaresinin süsleri dikkat çekecek güzelliktedir
Eski (Yağ) Cami ve Medresesi: Adana merkezinde ve çarşı içindedir “Yağ Camii” ismi ile de anılır Ramazanoğulları devrinde yaptırılmış olan bu cami Osmanlı devrinde esaslı bir bakım görmüştür 1558’de Piri Paşa, caminin yanına bir de medrese ilave ettirmiştir Sarı renkli taştan (küfeki) yapılmış giriş kapısı, on dört-on beşinci asrın bir san’at şaheseridir İnşaatına 1501’de başlanmıştır Bu cami yapılmadan önce aynı yerde kilise vardı
Ulu Cami ve Medresesi: Ramazanoğulları tarafından yapılan en büyük ve meşhur bir camidir Hala dimdik ayaktadır Osmanlı devrinde tamirat görmüştür İnşaatına 1513’de başlanmış ve inşaat 1541’de Piri Mehmed Paşa tarafından bitirilmiştir Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşır
Stalaktikli ve arabesk süsleme çift bordürle bezenmiştir Bütün kemerlerinde, doğu avlu kapısının iç ve dış cephesinin yapımında siyah-beyaz mermerler kullanılmıştır Mihrabı mermerdendir Üst bölümlerinde bulunan yarım daire içinde on altı ve on yedinci asır çinileri dikkati çeker Beyaz zemin üzerinde lacivert, kırmızı firuze renklerle stilize nar ve erik çiçekleri, hançer yaprakları ile süslü motiflerin sanat değeri yüksektir
Alemdar Mescidi: 1748’de Alemdar Kul Mustafa Hasan Ağa yaptırmıştır
Mestanzade Camii: 1682’de Mestanzade Hacı Mahmud Ağa yaptırmıştır
Cuma Fakih Camii: 1541’de Cuma Fakih isimli bir zat yaptırmıştır
Ali Dede Mescidi: 1704’de Ali Dede isimli bir şahıs adına Rakka valisi Mehmed Paşa yaptırmıştır
Ceyhan-Ulu Camii: 1868’de Nogay Abdülkadir Ağa tarafından yaptırılmıştır
Ceyhan Kurt Kulağı Camii: Ceyhan’a 12 km uzaklıkta 1601’de Haydar Ağa tarafından yaptırılmıştır 1659’da Mimar Mehmed Ağa tarafından tamir ettirilmiştir
Yeni Cami: Adana’dadır 1724’de yapılmış, tek minareli ve Osmanlı mimari özelliğini taşır
Küçük Mescid: Ramazanoğullarından Halil Bey tarafından 1482’de yaptırılmıştır Bir ara depo olarak kullanılmıştır
Yeşil Mescid: Gencizade Hacı Mahmud tarafından 1741’de yaptırılmıştır Kubbesini örten yeşil kiremitleri nedeniyle bu adla anılmaktadır
Kozan Hoşkadem Camii: Kadirli’dedir 1448’de Mısırlı Türk-Memluk beylerinden Emir Abdullah Hoşkadem tarafından yaptırılmıştır
Diğer camiler: Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde, Adana’da irili ufaklı 70 cami ve mescidin bulunduğunu yazmaktadır Kemeraltı Camii ve Tahtalı Camii, Kadirli Hamidiye Camii, Bahçe Agimbey Camii bunlardandır
Türbeler: Adana’da yer alan türbelerden bazıları şunlardır:
Ramazanoğlu Türbesi: Ulu Caminin bitişiğindedir 1541’de Piri Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır Oyma taş işçiliği ile süslüdür Türbenin içi on altıncı yüzyıl çinileriyle kaplıdır Türbede, Ramazanoğlu Halil Bey ile torunları Mustafa Bey ve Mehmed Şah yatmaktadır
Şehid Duran Mezarı: Adana’nın kurtuluşunda Fransızlar’a karşı ilk verilen şehidin bulunduğu mezardır Sed boyundadır
Ağcabey Kümbeti: Bahçe ilçesindedir Ağca Bey’in oğlu Mehmed Ağa’nın türbesidir Annesi tarafından 1856’da yaptırılmıştır Kesme taştan, kare biçiminde ve tek kubbeli olarak inşa edilmiştir
Hanlar ve çarşılar; Gön Hanı: 1530’da Ramazanoğlu Piri Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır Üç yüz altmış dükkanlı ve bedestenlidir Hanın tamamı yıkılmıştır Geriye sadece giriş kapısı kalmıştır Eski kapı 1960’ta restore edilmiştir
Tuz Hanı: Ulu Cami mahallesindedir Kitabesinden 1497’de Ramazanoğlu Halil Bey’in yaptırdığı anlaşılmaktadır Han düzgün taşlarla örülmüştür Çeşitli zamanlarda tamir gören hanın bir bölümü yıkıktır Batı köşesinde küçük bir mescid vardır
Havraniye (Misis) Kervansarayı: Ceyhan ilçesine bağlı Havraniye köyündedir Selçuklulardan kalma eski bir kervansarayın yerine Sultan Dördüncü Mehmed’in emri ile sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır Günümüzde sadece giriş kapısı kalmıştır
Kurt Kulağı Kervansarayı: Ceyhan ilçesinin Kurtkulağı köyü yakınında eski Halep kervanyolu üzerindedir 1659’da Hüseyin Paşa tarafından Mimar Mehmed Ağaya yaptırılmıştır Günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir
Soluhan Kervansarayı: Kozan ile Feke ilçeleri arasında eski Kozan-Kayseri kervanyolu üzerindedir Selçuklu-Osmanlı mimari tarzı özelliklerini taşıyan bir handır
Hamamlar, Çarşı Hamamı: Adana hamamlarının en eski ve en büyüğüdür 1529’da Ramazanoğullarından Piri Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır Çeşitli zamanlarda tamir gören hamam, 1945’de restore edilmiştir
Irmak (Yalı) Hamamı: Eski Roma hamamı üzerine Ramazanoğullarından Halil Bey, 1494’te yaptırmıştır Seyhan Nehri kıyısında olup, suyunu buradan alır
Mestan Hamamı: 1682’de Ramazanoğullarından Mestanzade Hacı Mahmud Ağa tarafından Mestanzade Camii’nin bir vakfı olarak yaptırılmıştır
Yeni Hamam: 1720’de Musahalıoğlu Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır Diğer hamamlara benzemektedir
Diğer tarihi ve turistik yerlerden bazıları da şunlardır:
Taş Köprü: Seyhan Nehri üzerindeki şehrin iki yakasını birleştiren taş köprü, Romalılardan kalmadır 3 10 m yüksekliğinde 13 m genişliğinde 21 gözlü ve taştan yapılmıştır On yedinci asırda esaslı bir tamir görmüştür Sultan Üçüncü Ahmed (1713) Adana valisine taşköprünün tamiri için ferman göndermiştir 1847’de ise, Sultan Abdülmecid Han tamir ettirdi Günümüzde yirmi bir gözden sadece on dördü kalmıştır
Adana’nın sembolü olan kule, 1882’de Adana valisi Abidin Paşa tarafından yaptırılmıştır Kare prizma şeklinde olup, 32 m yüksekliğindedir Şehrin merkezinde olan kule, şehrin Fransız işgalinden kurtulmasında, genç kızların işlediği Türk bayrağının asılması ile bayrağa gönderlik etti
Adana Bölge Müzesi: Kuruköprü semtindeki Rum kilisesinde, bir düzenleme neticesinde açılmıştır Müzede 69 sikke, 2950 arkeolojik değeri olan eser, beş bin etnografik değeri olan eser, 3500 mühür, Osmanlı devrine ait 346 mahkeme kararı bulunmaktadır
Misis Mozaik Müzesi: Adana’ya 20 km uzaklıkta ve Seyhan Irmağı kenarındadır Hitit, Roma, Bizans, İslam (Arap, Selçuk ve Osmanlı) devirlerine ait pekçok tarihi eser vardır Ayrıca dördüncü asırdan kalma bir kiliseden çıkarılan mozaikler burada saklanmaktadır
Gastabala (Hieropolis): Osmaniye’nin 12 km kuzeyindedir Hitit ve Asurlulardan kalma tarihi bir şehirdir
Şar (Comana): Tufanbeyli’nin 20 km kuzeyindedir Hitit, Roma ve Bizans devrinde önemli bir yerleşme merkezi idi Hitit anıtı ile meşhurdur
Kaplıcaları: Adana il sınırları içinde yedi kaplıca vardır Bu kaplıcalar değişik hastalıklara iyi gelmektedir Haruniye kükürtlü kaplıcaları cilt ve romatizma hastalıklarına iyi gelir Kurttepe, Alihocalı, Misis ve Kodes içmeleri mide ve barsak hastalıklarına faydalıdır Osmaniye yakınlarındaki Gebeli içmesinin suyu idrar söktürücü olarak bilinir Tahtalıköy Kükürtlü Kaynağı cilt hastalıklarına ve isiliğe iyi gelir
Mesire yerleri: Adana’nın zengin doğal güzellikleri vardır Seyhan Barajı ve Sarıçam Koruluğu özellikle şehir merkezinin dinlenme yeridir Kapız, il merkezinden 35 km uzaklıkta eşsiz güzellikleri ile tanınan bir yerdir Çakıt Suyu, çam ormanları ve dağ dorukları Kapız’a ayrı bir güzellik verir Aslantaş piknik yeri ve Karatepe milli parkı, Adana merkezine 122 km’dir Burada bulunan açık hava Hitit Müzesi, çevrenin tabii güzelliğini tarih ile birleştirmektedir
Anavarza: Ceyhan civarında eski çağların önemli bir şehridir M Ö 6 asırda kurulmuştur Asur, Roma, Bizans, Müslüman-Arap ve Türk devirlerine ait eserlerce zengindir Kale, su kemerleri, anfi tiyatro, mozaikleri ve stadyum kalıntıları meşhurdur
Arkadius devrinde Kilikya’nın Tarsus'tan sonra ikinci büyük şehri idi M S 526’da çok şiddetli zelzele ile yıkıldı Justinaus, şehri yeniden yaptırdı Halife Harun Reşid devrinde şehir Müslümanların eline geçti Sonra Ramazanoğullarına ve 1516’da Yavuz Sultan Selim Han devrinde Osmanlı Devletine katıldı
Karatepe: Adana’nın 120 km kuzey doğusundadır Hitit kralı Asitavandes tarafından M Ö 4 asırda kurulmuştur Kale, kral evleri, heykel ve yazıları günümüze kadar gelmiştir
Kadirli: Tarihi bir şehirdir Kiliseden camiye çevrilen Ala Cami, ortaçağ yapısı Cem Kalesi ile Roma çağına ait kaya kabartmaları en meşhurlarıdır
Sirkeli Kabartması: Adana-Ceyhan karayolunun 45’inci kilometresindedir Hitit krallarından Muvattalish’in kayalar üzerine işlenen dev bir tasviridir M Ö 1200 senesinde yapılmıştır
Yaylalar: Adananın yazı sıcak ve bunaltıcı olur Halkın bir kısmı yaz aylarında yaylalara çıkarlar Yaylalar yemyeşil ve serindir Başlıca yaylaları Pozantı, Nemrun, Zorkun, Horzum ve Börücek’tir Nemrun Yaylası çok güzel manzaralıdır
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Adana için şunları yazar: Ramazanoğulları Camii, dört büyük sütun üzerine oturan yüksek kubbeli olarak yapılmıştı Kubbenin tepesindeki alemin parlaklığından gözler kamaşır Caminin içi, dışı tamamen çinidir Mihrap ve minberini tarif etmek güçtür İçerisinde çok değerli avize ve kandiller vardır Müezzin mahfeli, ince sütunlar üzerinde oturtulmuş bir köşk gibidir Avlusu küçük, renkli taşlarla döşenmiştir Avlunun çevresinde yirmi üç sütuna oturan yirmi kubbeli ve halılarla döşeli bir sofa bulunmaktadır Caminin sol yönünde, kurşun örtülü bir kubbe içinde Ramazanoğlu gömülüdür
Evliya Çelebi, Adana’da ayrıca küçüklü-büyüklü 70 cami ve mescidin bulunduğunu söyler Onun ifadesine göre Adana’da 8700 ev ve konak vardır (Yaklaşık olarak 40-45 bin nüfus) O devir için Adana, Anadolu’nun en büyük şehirleri arasında sayılır Osmanlı Devletinin eyalet merkezlerinden biridir Evliya Çelebi şöyle devam etmektedir: “Bilginleri çoktur Halkı ehl-i sünnettir Bir dar’ül kurra, üç dar’ül-hadis, kırk çocuk mektebi vardır İki hamamı olup, biri yalı tarafında Paşa Hamamı, diğeri çarşı içerisinde Eski Hamamdır On yedi han vardır Çarşı içerisindeki Ramazanoğlu Hanı, yüz yirmi odalıdır Etrafındaki üç yüz altmış dükkan dahi Ramazanoğlu yapısıdır Ayrıca şehir içerisinde yüz otuz dükkan ve kale gibi büyük bir bedesteni vardır Bunlar da Ramazanoğulları devrine aittir Şehir, nehirden yüksek olduğundan dolaplar vasıtası ile alınan sular, şehre taksim edilir )
|