Uşak Sözlü Tarih |
08-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uşak Sözlü TarihUŞAK Sözlü Tarih Avşar Beyi Söylencesi:Avşar Beylerinden biri ava çıkmıştırAv peşinde koşarken Bizans sınırına girmiştirTtusak olarak Tekfurun huzuruna çıkarılırTekfur:"buralarda ne arıyorsun?" diye sorarAvşar Beyi:,"Hiç, canım sıkılmıştı şöyle bir çıkıp gezeyim bir kale fethhedeyimdedim" derTekfur güler,"Kaleyi tek başına mı alacaksın" derAvşar Beyi de gülümser " Hayır dağın öbür yamacında silahlı 10000 askerim varbirkaç saat içinde dönmezsem buraya üşüşüp taşüstünde taş koymayacaklar,çok kan dökülecektir" der Tekfur korkar onbin atlıyla başedeccek askeri yokturBir çare aramaya koyulur"Aramızda bir antlaşma yapalım ben size yılda bin altın beşyüz koyun bir o kadar da deve at versem,bu savaştan vaz geçermisiniz?"Afşar Beyi şöyle bir düşünür:"Kan dökülmesini istemeyen bir insansınızHatırınız için önerinizi kabul ediyorumHemen hazırlayın ben döndükten sonra da yollayın,sakın ola ki yola asker çıkarmayın,atlılarım üzerime asker saldırdığınızı düşünüp kaleye saldırabilirleristeklerimi de tam zamanında gönderin"derBizans tekfuru böyle bir belayı savuşturduğu için memnundurTek başına bir kaleyi aldığı için namı artan Afşar Beyi zamanla bölgeye tamamıyla hakim olur Ali ile Kezban söylencesi:Yörede yaşayan zengin bir alenin Kezban adında çok güzel bir kızı vardırDağ eteğinde sürüsünü otlatan çoban bir gün kızı görür ve sevdalanırKezban da ona tutulmuşturAli yıllarca sırrını saklar ama bir gün gelir artık dayanamaz ve anasını kızı istemeye gönderir ana yüreği dayanamaz ve varır kız kapısına kızı ailesinden isterBey kızar:"Oluna söyle yüksek dağların başı dumanlı olurBaş döndürürBaşını yükseklerde gezdireceğine,dağın eteğinde sürüsünü otlatsın kendi dengini bulsun "derBu sözler Hem Ali yi hemde Kezban'ı derinden yaralar iki aşık kaçmaya karar verirlerGece yarısı bir pınar başında buluşurlarama pusu kuran beyin adamları ikisinide öldürürlerOlay tüm çevreyi etkilerHer ikisininde ardından türküler yakılır Evren Dede söylencesi:Bir zamanlar Banaz ilçesinin günümüzde Evren Dede koruluğu denilen yerde türküler çalıp söyleyen bir Türkmen koca yaşamaktadırEzgiler öylesine yankılanır ki duyan sese doğru koşar ve Evren Dede susmadıkça yanından ayrılamazmışBir gün gelir artık koruluktan ses gelmez olur koruluğa gidenler Evren Dede den hiçbir iz bulamazlarAma sazından gelen nağmeler koruluğa sinmiştirYel estikçe sesler dökülürçamların uğultusuna karışıp Uşaklılar a Evren Dede'nin ezgilerini dinletirGünümüzde de yel estiğinde yörede aynı namelerin geldiği ne inanılır |
|