Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Ege Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efes, efes’in, izmir, kuruluş, selçuk, süreç, tarihi, öyküsü

İzmir, Selçuk, Efes, Efes’İn Kuruluş Öyküsü Ve Tarihi Süreç

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İzmir, Selçuk, Efes, Efes’İn Kuruluş Öyküsü Ve Tarihi Süreç





Antik çağ yazarlarına göre; Efes, MÖ3000 yılında kurulmuştu Kuruluşuna ait öykü ise şöyledir;

ŞEHRİN İLK KURULUŞ ÖYKÜSÜ:
Atina kralı Kodros’un; cesur ve doğaya tutkun bir oğlu vardır İsmi: Androklos O, sürekli olarak, Anadolu sahillerini ve adaları; büyük bir arzu ve merakla seyrederdi Bütün amacı: birgün, başına buyruk olarak, bu denizlere açılmak, karşı diyarları görmek, tanımak ve güzel yerlere sahip olmaktı İçindeki arzuların karşı koyulmaz hale geldiği birgün; arkadaşlarınıda alarak, Ege’nin berrak sularına yelken açarlar Tüm tanrılar, onlara yardımcı olurlar ve günlerce; yemyeşil kıyıları, birbiri ardına sıralı adaları ve koyları dolaşırlar Derken; bir gün, tanrılar, gemilerini, çok güzel bir koya getirir Androklos ve arkadaşları, bu güzel koyu görünce çok etkilenirler Burada; adacıklar, tepeler ve bunların arasında uzanmış şirin vadiler vardır Geride ise; geniş düz arazileri sulayarak, kıvrıla kıvrıla akan ve koya dökülen bir ırmak (Küçük Menderes) Gördükleri yerler, onlara Atina’yı hatta Yunanistan’ı bile unutturur Androklos kararını verir, bu güzel yerlerin bir köşesini, kendisine yurt yapacaktır

Ancak; inanışlara göre, bir yerin kent yapılabilmesi için, tanrıların ve kahinlerin iznini almak gereklidir Androklos; derhal, bir arkadaşını, Delfi kentindeki kutsal tapınaktaki kahinlere gönderir Kahinler, bu yeri, yani şehrin kurulacağı yeri;” size bir balık işaret edecek, domuz yol gösterecek ” derler Evet; bu ilginç sözlerin esrarını, Androklos ve arkadaşları, uzun süre çözemezler

Aradan, bir süre geçer Bir gün; tuttukları balıkları kızartıp yemek isterler, yanlız tam balıkları pişirirken, çalıların arasından bir domuz sıçrar ve balıkları kaparak kaçmaya başlar Androklos, hemen atına atlayarak, domuzu takip etmeye başlar Bir süre sonra, oku ile, domuzu öldürür ve yere yıkar O anda; kahinlerin söyledikleri aklına gelir ve söylenenleri anlamlandırır Demek ki, kenti, burada yani domuzun öldüğü yerde kurması gerekmektedir

Evet; aynı yerde, Efes kenti kurulur Kentin ilk kuruluşuna ait bu öyküyü, daha sonra, Hadrian Tapınağının duvarına, frizlerle işlerler Bugünde görülebilmektedir

Kentin kuruluş öyküsü böyle Antik çağ yazarları ise, şöyle demektedirler Dor istilası üzerine, Ege kıyılarına yerleşen İonlar; Efes’e gelerek yerleşirler ve şehri kurarlar Ancak; bunlar geldiklerinde, zaten, burada yaşayan yerli bir halk vardı Yoksa, Yunanistan’dan gelen bir avuç denizci ile, koca bir kent kurmak mümkünmü? Tarihçilere göre; yörede daha önce yaşayan insanlar, eski Anadolu uluslarından Karialı’lar ve Lelegler’den oluşuyordu Yunanlılar gelmeden önce; burada Kybele denilen bir ana tanrıçaları vardı Hıristiyanlığın çıkışına kadar da, bu yörelerde, bu ana tanrıça kültü egemen oldu Bu da; eski halkın, Yunanlılar geldikten sonra da, buradan ayrılmadıklarının en büyük kanıtıdır Kaldı ki, Efes’te bugün yapılan kazılarda çıkarılan buluntular, kent tarihinin Hitit’lilere kadar uzandığını kanıtlamaktadır Hatta; kentin, eski halkı, kadın savaşçılara yani Amazonlara büyük saygı gösterirlerdi Çünkü; kenti, bu kadın savaşçıların kurduklarına ve kente adını veren ” Ephesos ” un, güzel bir amazon olduğuna inanırlardı Bununla beraber; Efes’liler, kendilerini, kısa zamanda yüksek bir yaşam düzeyine eriştiren ve onları iyi yöneten Androklos’a da büyük sevgi ve saygı duyarlardı Nitekim, onu, kısa zamanda kral yaparlar Ancak; en ilginç olan, günümüzde, bu ilk kurulan kentten geriye hiçbir kalıntının kalmamış olması Yeri, bile net olarak bilinmiyor, yanlızca tahmin ediliyor Ancak; bugün, ilk kurulan bu kentin, Kale’nin bulunduğu tepe ve çevresinde olduğu artık kesinlik kazanmakta

Evet; kentin ilk kuruluşuna ait, öykü, bilgi, belge, söylence, işte hepsi bu Sonuçta; hangisine inanılırsa inanılsın, bir şekilde kent kuruluyor

Biz, yine tarihi süreçteki gelişmelere devam edelim Androklos, bir kraldı ve soyundan gelenler, krallık yönetimini uzun süre devam ettirdiler Sonra, yönetimin kötüye gitmesi üzerine, karışıklık va anarşi çıktı Halk ayaklanarak, krallık yönetimini devirdi Bu kez; tiran’lar işbaşına geldi İsa’dan yaklaşık 600 yıl önce, iktidarı ele geçiren tiran’lar; kentte, halk meclisi kurulmasına razı oldular

Ancak; kral ve kent yöneticileri, ne kadar iyi veya barışsever olurlarsa olsunlar; Efes ve Ege dünyası içinde; savaşsız, barış içinde bir yaşam, tarihi süreçte asla mümkün olmadı Doğu’daki uluslardan, devamlı olarak savaş tehlikesi geldi Denize ulaşmak ve oradan Yunanistan’a geçmek isteyen: Lidya’lılar ve Pers’ler, özellikle Efes’in elverişli limanı nedeniyle, bölgeyi sürekli olarak tehdit ettiler Derken; bugünkü Salihli yakınlarındaki Sart (Sardes) kentini başkent yapan Lidya’lılar; devreye girdi Lidya’lıların ünlü kralı Kroisos (Krezüs) ve ordusu; Efes kapılarına dayandı ve şehirde egemenliği ele geçirdi Fakat; şehirdekilerin yaşantısına karışmadı ve halkın mutlu yılları yine devam etti Efes’liler; evlerinde ve işlerinde, yine huzur içinde yaşadılar ve Lidya’lılara yanlızca biraz vergi vermek gibi bir yükün altına girdiler Bu da, o devirde, çok normal bir sonuçtu

Derken; İran’dan gelen Pers’ler bölgeye dayanır Lidya’lıların başkenti Sart kentine girerler, yakıp yıkarlar Çok geçmeden, Efes kapılarına dayanırlar Ancak; Pers ordusu, kendisine karşı ayaklanan diğer şehirlere katılmayan Efes şehrini, yakıp yıkmaz Halbuki; bölgedeki diğer tüm İon şehirlerini yakıp yıkarlar Efes’liler yine vergi vermeye devam ederler Halkın ve özellikle yöneticilerin; bölgedeki siyasal rolu gerçekten şehrin her türlü tehlike karşısında yakılıp yıkılmasını önlemiştir Olaylar karşısında; çok güzel siyasi taktikler yürütürler

6 ncı yüzyılda: bilim, sanat ve kültürde, Milet şehri ile birlikte, en ön sıralarda yer alır Bilge Herakleitos, rüya tabircisi Artemidoros, şair Callinos ve Hipponaks, gramer bilgini Zenodotos, hekim Soranos ve Rufus gibi; antik çağ’a damgasını vurmuş kişiler, burada yetişmişti Ayrıca; Artemis kültürünün en büyük tapınağı Efes’te yapılmış ve dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmişti

LİMAN DOLUYOR:
Bu arada; liman zamanla dolmaya başlar Küçük Menderes nehri: dağlardan, vadilerden söküp getirdiklerini körfeze yığınca, liman bataklığa dönüşür Sonra da, sivrisineklere yuva olur Bu durum, kentteki insanların sağlığını ve geleceğini tehdit etmeye başlar Özellikle; sıtma yaygınlaşır Limanın temizlenmesi için, büyük paralar gereklidir ve Efes’liler bunu karşılayamaz
Limanın dolması nedeniyle, gemiler yanaşamaz olur
Tam bu sırada; zengin bir kişi, kral olur Bu kişi; Büyük İskender’in ölümü üzerine, sahip olunan toprakları paylaşan generallerinden biri olan; Lysimakhos’dur (MÖ290)

Bu general; zeki bir adamdır Savaş ganimeti olarak, yanında büyük bir hazine getirmiş ve Bergama’da saklamaktadır Ancak, limanın bataklıktan temizlenmesinden öte, yeni bir kent kurmanın daha mantıklı ve ekonomik olacağını düşünür Bunun için, uygun bir yer aradığında ise; Panayır Dağı ile Bülbül Dağı arasındaki, şirin vadiyi seçer Mimarları ile görüşür, yeni kentin burada kurulmasını ister Para çok, işçi boldur, inşaatlar kısa zamanda tamamlanır Yeni kent, yine deniz kenarında ve hem de emniyetlidir Kentin manzarası ise, çok güzeldir Herhangi bir tehlike gelebilir diye, dağlar üzerine, uzun ve geniş surlar yaptırır (Bunlar; günümüzde, Meryem Ana Evi’nin yolu üzerinde görülebilir)

Evet; yeni kent kurulur, peki ya ismi? Lysimakhos; mevcut 3 eşinden, Mısır kralının kızının ismini, yani Arsinoe’nin ismini şehre verir

Efes halkı, bu olaydan yani yeni kent kurulmasından mutlu olmaz Çünkü; yeni kent, onlar için çok önemli olan Artemis Tapınağından uzaklaşmayı gerektirmektedir Yeni kent; tapınaktan 2 km uzaktadır Bu nedenle; uzun süre, yeni kente yerleşmeyi kabul etmezler General ise; bunu bildiği için, yeni kenti, Artemis’in havasından uzak kalmasınlar diye, Panayır Dağını çevreleyen, kutsal yolun iki yanına yerleştirmiştir Hatta, şehrin efsanevi ilk kurucusu, Androklos’un anıt mezarı da, bu kutsal yolun hemen kenarında idi Yeni şehirde, caddeler ve sokaklar birbirini dik açı ile kesmesine rağmen, muhtemelen dini inançlara saygı olsun diye, bu kutsal yolun güzergahı hiç değiştirilmemişti Günümüzde, göreceğiniz Kuretler caddesi ve onun devamı olan Mermer cadde, bu kutsal yolun üzerine yapılmıştır

Derken; aradan günler geçer Yağmurlar başlayınca, general zekice bir plan yapar ve şehrin su kanallarını kapatır Bunun üzerine, tüm Efes’i ve evleri; su basar Halk; bunun üzerine direnemeyeceğini anlar ve yeni kente yerleşir Böylece: ömrü 1000 yıl sürecek olan, yeni Efes kentinin ilk yerleşimleri başlamış olur Günümüzde; Efes’i gezerken, bu kentten kalma, çok sayıda yapı göreceksiniz Doğal olarak, daha sonraki Roma ve Bizans dönemlerinde, buraya yerleşim devam etmiştir Yeni şehir; yukarı ve aşağı olmak üzere, iki büyük mahalleden oluşmuş olup, ortadan geçen kutsal yol; şehri ikiye bölmektedir Bu arterin, en büyük durağı ise; Heroon’lar mevkiiydi

Kent; MÖ190 yıllarında, Roma’lıların egemenliğine girer Roma’lılar;büyük bir imparatorluk haline geldikten sonra, sahip oldukları yerlerin halkını, ağır vergilere bağlarlar Romalı memurlar; Efes’i bölgenin merkezi yaparlar Gümrükten, tarıma kadar herşeyden vergi alınır Ancak, bu görevlilerin çoğu; kötü sicilli kişilerdir Bu dönemde: Roma egemenliği yanında, bölgede güçlenen Pontus imparatorluğu görülür Pontus kralı Mithridates’in bölgede egemen olma çabaları, sonuçta bölgeyi ele geçirmesiyle sonuçlanır Evet, bölge Pontus’luların egemenliğine girer Pontus kralı; halkı büyük bir dertten kurtarır, vergiler biter, kutsal yapılara dokunulmaz Yanlızca; Roma’dan gelen 80 bin kişilik göçmen topluluğu, kral Mithridas tarafından, bir günde öldürülür Bu olay, o çağların en büyük imha hareketi olarak, “Efes Katliamı” adıyla tarihe geçer

Takip eden süreçte; Efes’te, yine Roma egemenliği görülür Çünkü: MÖ87 yılı, Aralık ayında: Efes’te halk isyanı başlar ve bölgedeki Pontus egemenliği biter Doğu ile Batı arasında başlıca kapı durumunda bulunan ve tümüyle mermerden yapılmış ilk kent olan Efes; önemli limanı, konumu, çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olması nedeniyle; Roma devrinde, Asia Eyaletinin başkenti olur

17 yılı Bir gece, sabaha karşı, bütün İonya sarsılır Efes; bu depremde, en çok etkilenen şehirlerden biri olur Ev ve tapınakların çoğu yıkılır, caddeler geçilmez hale gelir Yüzlerce, binlerce ölü ve yaralı Kamu görevi yapılan yapılar, taştan yapıldıkları için, yıkıldıklarında büyük tehlike yaratıyorlardı Fakat, evlerin çoğunun üstünün ahşap ve kiremit kaplı olması, burada yaşayan insanların daha az zararla kurtulmasını sağlıyordu Artemis Tapınağında ise; fazla hasar yoktu Ancak, Efes şehrinin tarihinde, bu tür sarsıntılar hiç bitmedi Takip eden dönemlerde; MS24, 262, 359 ve 366 yıllarında, yine büyük sarsıntılar yaşandı

Evet, Efes’liler, Roma döneminde, depremde, yerle-bir olan şehirlerini, Roma imparatoru Tiberius zamanında yeniden imar ederler Ancak; bu defa, helenistik bir yapı stili yerine, tüm Efes, Roma karekterli yapılarla dolar Özellikle; I ve II nci yüzyıllarda; Efes, altın çağını yaşar Roma imparatorları; bu güzel kent’e nihayet gereken önemi verirler Hatta, birçoğu gelip, bir süre burada kalırlar Böylece, Efes, İskenderiye’den sonra, Doğu’nun en büyük kenti olur ve nüfusu 200 bin kişiyi geçer

ŞEHİR TEKRAR YER DEĞİŞTİRİYOR:
Bizans döneminde; Bizans imparatoru Justinyen (527-565) tarafından, şehir tekrar yer değiştirir ve ilk kurulduğu, Selçuk’taki Ayasuluğ Tepesine gelir ve StJean Bazilikasının çevresine kurulur

1330 yılında ise, şehre Türk’ler gelir Aydınoğulları’nın merkezi olan Ayasuluğ; 16 ncı yüzyıldan itibaren, giderek küçülmeye başlar

Evet; tarihi süreç içinde; Efes kenti, 5 kez yer değiştirdiğinden, şehrin kalıntıları; 8 km lik geniş bir alana yayılmıştı Ayasuluğ Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak, dört ana bölgedeki harabeler, yılda ortalama 15 milyon yerli-yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir Bugün görülen kalıntılar; Efes kentinin, 3 ncü kuruluşuna aittir

Alıntı Yaparak Cevapla

İzmir, Selçuk, Efes, Efes’İn Kuruluş Öyküsü Ve Tarihi Süreç

Eski 08-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İzmir, Selçuk, Efes, Efes’İn Kuruluş Öyküsü Ve Tarihi Süreç



Ephesos (Efes, Selçuk) - Ephesos (Efes, Selçuk) Tarihcesi Hakkında Bilgi

Efesin Tarihçesi




İzmir İli Selçuk İlçesi sınırları içindeki antik Efes kenti'nin ilk kuruluşu MÖ 6000 yıllarına, Neolitik Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri'ne kadar inmektedir Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hittitler'e ait yerleşimler saptanmıştır Hititler Dönemi'nde kentin adı Apasas'tır MÖ 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, MÖ 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından MÖ 300 yıllarında kurulmuştur Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200000 kişilik nüfusa sahipti Efes, Bizans Çağında tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne gelmiştir 1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğulları'nın merkezi olan Ayasuluk, 16Yüzyıl'dan itibaren giderek küçülmeye başlamış, 1923 yılında Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra Selçuk adını almış ve bugün 30000 kişilik nüfusa sahip turistik bir yerdir

Efes
Antik dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan Efes, İÖ 4bine dek giden tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynamıştır


Doğu ile Batı (Asya ve Avrupa) arasında başlıca kapı durumunda olan Efes önemli bir liman kenti idi Bu konumu Efes'in çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma Devrinde Asia eyaletinin başkenti olmasını sağlamıştır
Ancak, Efes antik çağdaki önemini yalnızca büyük bir ticaret merkezi olarak gelişmesini ve başkent oluşuna borçlu değildir Anadolu'nun eski anatanrıça (Kybele) geleneğine dayalı Artemis kültünün en büyük tapınağı da Efes'de yer alır Bu tapınak dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir
Efes tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları geniş bir alana yayılır Yaklaşık 8 km²lik bir alana yayılan bu kalıntılar içinde kazı-restorasyon ve düzenleme çalışmaları yapılmış, ziyarete açık olan bölümlerdir1- Ayasuluk Tepesi (İÖ 3 bine tarihlenen en erken yerleşim ile Bizans Devrine ait, Hıristiyanlık dünyası için büyük önem taşıyan St Jean Kilisesi),
2- Artemision (İÖ 9-4 yüzyıllara ait önemli bir dini merkez; dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı)
3- Efes (Arkaik-Klasik-Hellenistik-Roma ve Bizans Devri yerleşimi),
4- Selçuk (Selçuklu, Osmanlı Dönemi yerleşimi ve bu yerleşimi barındıran, bugün önemli bir turizm merkezi olan modern kent),


Antik Çağda önemli bir uygarlık merkezi olan Efes bugün de yılda ortalama 1,5 milyon kişinin ziyaret ettiği önemli bir turizm merkezidir
Efes'teki ilk arkeolojik kazılar British Museum adına JT Wood tarafından 1869 yılında başlamıştır Wood'un ünlü Artemis Tapınağını bulmaya yönelik bu çalışmalarına 1904 yılından sonra DG Hogarth devam etmiştir Bugün de çalışmalarını sürdüren Avusturyalıların Efes'teki kazıları ilk olarak 1895 yılında Otto Benndorf tarafından başlatılmıştır Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün 1 ve 2 Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra aralıksız devam etmiştir
Efes'te Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün çalışmalarının yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de TC Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarını sürdürmektedir
100 yıldan fazla bir süredir devam eden bu çalışmalar ile bir yandan Efes tarihine ve Anadolu arkeolojisine yeni boyutlar kazandıran bilimsel sonuçlar elde edilmekte, diğer yandan kazılar sonucu açığa çıkarılan önemli yapı ve anıtlar restore edilerek ayağa kaldırmakta ve çevreleri ile birlikte düzenlenmektedir
Efes Müzesi tarafından son yıllarda yapılan kazılar:1- Çukuriçi Höyüğü: Magnesia kapısının güneybatısında bulunmaktadır Elde edilen buluntulara göre İÖ 4 bine dek giden prehistorik yerleşim ortaya çıkarılmıştır
2- Ayasuluk Tepesi Kazıları: Kalenin güneydoğu yamaçlarında sürdürülmektedir Elde edilen buluntular ışında İÖ 3500 yıllarına inmektedir


Efes Müzesi
TC Kültür Bakanlığı adına Efes'teki arkeolojik araştırmalardan, düzenleme, kontrol ve koruma çalışmalarından sorumlu olan Efes Müzesi, Efes ve yakın çevresinde bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait önemli eserlerin yanı sıra kültürel faaliyetleri ve ziyaretçi kapasitesi ile de Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir
Efes'teki ilk arkeolojik kazılardan sonra 1929 yılında depo işlevinde kurulmuş, 1964 yılında yeni bölümün inşası ile genişleyen Efes Müzesi sonraki yıllarda sergi değişiklikleri ve yeni ekler ile sürekli gelişmiştir
Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiştir Buna göre salonlar Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemisi Salonu, İmparator Kültleri Salonu olarak düzenlenmiştir Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari ve heykeltraşlık eserleri bahçe dekoru içinde ve uyumlu olarak sergilenmektedir İki büyük Artemis heykeli, Eros başı, Yunuslu Eros heykelciği, Sokrates başı, Efes Müzesi'nin dünyaca tanınmış ünlü eserlerinden bazılarıdır


Efes Müzesi koleksiyonlarında halen yaklaşık 50000 eser bulunmaktadır Bu sayı her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan veya çevre halkının bağış yoluyla getirdiği eserler ile artmakta, müze koleksiyonları zenginleşmektedir Bu eserlerin kısa süre içinde bilim dünyasının ve insanlığın hizmetine sunulması düşüncesiyle Efes Müzesi'nde "Yeni Buluntular Salonu" oluşturulmuştur Ancak, bu salon her zaman yeterli gelmemekte, diğer salonlardaki sergilemelerin de yeni buluntular ışığında ve çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir

Bu anlayışa uygun olarak Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonunda yapılan yeni düzenlemede buluntu gruplarını birarada sergileyerek konu bütünlüğü oluşturulması amaçlanmıştır Salonda günlük yaşam konusu içinde her çağdaki insan için vazgeçilmez gereksinimler olan tıp ve kozmetik aletleri, takıları, ağırlıklar, aydınlanma araçları, müzik ve eğlence buluntuları ve dokuma araçlarından örnekler; ev kültü ve dekorasyonunda kullanılan heykelcikler, imparator ve tanrı heykelleri, büstleri ve mobilyalar sergilenmektedir Salonun bir bölümünde Efes Yamaç Evler'den "Sokrates Odası" olarak bilinen bir oda fresk, mozaik ve çeşitli mobilyalardan oluşan dekoru içinde foto-mankenler ile düzenlenmiştir
Efes Müzesi'nin müze, Efes ve Selçuk içinde yeni düzenlemeler sonucu

ziyarete açılan yeni bölümleri;

1- Arasta ve Hamam Bölümü: Müzenin orta bahçesine bitişik, müze ile bütünlük oluşturan bölümde eski Türk kasabalarında ticaret hayatı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları canlı olarak sergilenmektedir Tarıma bağlı yöresel yaşamda önemli yer tutan tahıl öğütme sistemi (değirmenler) gelişimi ve farklı tipleri ile; bakırcılık ve gözboncuğu yapımı; Türk çadırlarının sergilendiği bölüm içinde eski Türk yapısı ve 16 yüzyıla ait Osmanlı hamamı da restore edilerek sergi alanında değerlendirilmiştir
2- Ayasuluk Kitaplığı: Efes Müzesi'nin arka sokağı içindeki eski bir Türk yapısı (14 yüzyıl) müze tarafından restore edilmiş ve semt halkının günlük gazete veya kitap okuyabileceği küçük bir kitaplık işlevi kazandırılmıştır
3- Görme Engelliler Müzesi: Efes aşağı Agoradaki antik dükkânlardan biri restorasyonu yapılarak görme engelilerin gezebileceği bir müzeye dönüştürülmüştür İki bölümden oluşan bu müzede kopya ve orijinal eserler sergilenmektedir

Kültür ve Eğitim Faaliyetleri
Efes Müzesi olağan müzecilik faaliyetlerine paralel olarak ilçe halkına ve arkeoloji çevresine yönelik kültür ve eğitim faaliyetleri de düzenlenmektedir Bu faaliyetler;Konferanslar: Ağırlıklı olarak Efes ve çevre arkeolojisi konularının tartışıldığı sürekli konferanslar düzenlenmektedir
Sergiler: Efes Müzesi içindeki sanat galerisinde resim heykel ve çeşitli el sanatlarından oluşan çağdaş sanat eserleri sürekli olarak sergilenmekte, bu şekilde antik ve çağdaş sanat eserleri arasında bağlantı sağlanmakta ve 21 yüzyıla aktarılabilecek bir çağdaş sanat eserleri koleksiyonu oluşturulmaktadır
Seminerler: Efes Müzesi tarafından her yıl eski eserlerin korunması, özellikle çocukların Efes ve eski uygarlıklar konularında eğitimine yönelik seminerler; zaman zaman Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen Türkiye müzelerindeki tüm müze uzmanları için eğitim kursları ve kazı sonuçları toplantıları düzenlenmektedir


Ayrıca Efes örenyerinde sürekli sergiler bulunmaktadır
  • Kuretler Caddesi'nde "Baharatçı Dükkanı" sergisi
  • Aşağı agorada "Antik Kentler Nasıl Kuruldu" sergisi bulunmaktadır

İsabey Camii
1375 yılında Aydınoğullarından İsa Bey tarafından Şamlı Mimar Ali'ye inşa ettirilmiş olan cami, Türk sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir
St Jean Kilisesi
Bizans İmparatoru Büyük Iustinianus tarafından inşa ettirilmiştir Dönemin en büyük yapılarından bir olan, altı kubbeli kilisenin merkezi kısmında, altta, Hz İsa'nın en sevdiği havarisi St Jean'ın mezarı bulunmuştur Kuzeyinde hazine binası ve vaftizhane vardır

Kale
Ziyarete kapalı olan kale içinde cam ve su sarnıçları vardır
Artemis Tapınağı
Dünyanın yedi harikasından biridir Antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağıdır Büyüklüğü, 105 x 50 m ve ön cephesi diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktür

Yedi Uyuyanlar
Bizans Döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş olan bu yer, Geç Roma imparatorlarından Decius zamanında putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hıristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları mağaradır

Meryemana
İsa'nın annesi Meryemana, İsa öldükten sonra St Jean ile birlikte Efes'e gelmiş ve hayatının son yıllarını burada yaşamıştır
Magnesia Kapısı ve Doğu Gymnasionu
Efesin çevresindeki sur duvarlarının doğu kapısıdır Yanında bulunan gymnasion, Roma Çağının okuludur

Yukarı Agora ve Bazilika
İmparator Augustus tarafından inşa ettirilmiş, resmi toplantıların ve borsa işlemlerinin yapıldığı yerdir

Odeion
Zamanında üzeri kapalı olan yapıda Kent Meclisi toplantıları yapılmış ve konserler verilmiştir 1400 kişilik kapasiteye sahiptir

Prytaneion
Kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen kent ateşinin hiç durmadan yandığı yerdir Salonun çevresinde tanrı ve imparator heykelleri sıralanmıştı Müzedeki Artemis heykelleri burada bulunmuş ve daha sonra müzeye getirilmiştir Yanındaki yapılar kentin resmi misafirlerine ayrılmıştı

Domitianus Meydanı
Meydanın güneyinde, teras üzerinde İmparator Domitianus adına Efesliler tarafından yaptırılmış büyük bir tapınak ve altında Efes yazıtlar galerisi vardır Doğuda Pollio Çeşmesi ve olasılıkla hastane yapısı, kuzeyinde cadde üzerinde Memnius Anıtı yer alır

Herakles Kapısı
Roma Çağı sonlarında yaptırılmış olan bu kapı Kuretler Caddesi'ni yaya yolu haline getirmiştir Ön cephesinde Kuvvet Tanrısı Herakles kabartmaları dolayısıyla bu ismi almıştır

Traianus Çeşmesi
Cadde üzerindeki iki katlı anıtlardan biridir Ortada duran İmparator Trainus'un heykelinin ayağı altında görülen küre dünyayı simgeler

Yamaç Evler
Teraslar üzerine inşa edilmiş olan çok katlı evlerde kentin zenginleri oturuyordu Evlerin tabanlarında mozaikler, duvarlarında mermer kaplama ve freskler vardır

Hamam ve Umumi Tuvalet
Romalıların en önemli sosyal yapılarındandır Soğuk, ılık ve sıcak kısımlar vardır Bizans Çağında tamir görmüştür Ortasında havuz olan umumi tuvalet yapısı, aynı zamanda toplanma yeri olarak da kullanılmıştır


Hadrianus Tapınağı
İmparator Hadrianus adına, anıt tapınak olarak inşa ettirilmiştir Korinth düzenlidir ve frizlerinde Efes'in kuruluş efsanesi işlenmiştir

Oktogon
Kleopatra'nın kız kardeşine ait anıtsal bir mezardır

Heroon
Efes'in efsanevi kurucusu Androklos adına yaptırılmış bir çeşme yapısıdır Ön kısmı Bizans Döneminde değiştirilmiştir

Celcus Kütüphanesi
Hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir Kitap ruloları, yapı içerisinde, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir


Agora Güney Kapısı
Kütüphaneden önce, İmparator Augustus zamanında inşa edilmiştir

Mermer Cadde
Kütüphane meydanından tiyatroya kadar uzanan caddedir

Agora
110 x 110 m boyutlarında ortası açık, çevresi portikler ve dükkanlarla çevrilidir Kentin ticari ve kültürel merkeziydi

Büyük Tiyatro
24000 kişilik kapasiteyle antik dünyanın en büyük tiyatrosudur Çok süslü ve üç katlı sahne binası tamamen yıkılmıştır Oturma basamakları üç bölümlüdür

Liman Caddesi
Efes kentinin limana bağlantısını sağlıyordu 600 m uzunluktaki cadde üzerine kentin Hıristiyanlık Döneminde anıtlar yapılmıştır

Tiyatro Gymnasionu
Hem okul ve hem de hamam işlevine sahip büyük yapının avlu kısmı açıktadır Burada tiyatroya ait mermer parçalar restorasyon amacıyla sıralanmıştır

Liman Hamamı
Liman Caddesinin sonundaki büyük yapılar grubudur Bir bölümü kazılmıştır


Meryem Kilisesi
Hz Meryem adına inşa edilmiş ilk kilisedir
Saray Yapısı, Stadyum Caddesi, Stadyum ve Gymnasion
Otoparkın doğu kısmında yer alan Bizans sarayı ve caddenin bir bölümü restore edilmiştir Stadyum, antik devirde sportif oyunların ve yarışmaların yapıldığı yerdir Geç Roma Çağında gladyatör oyunları da yapılmıştır Stadyumun yanındaki gymnasion ise hamam-okul kompleksidir

Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.