Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Ege Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
afyon, afyonkarahisar, kaleleri

Afyonkarahisar Afyon Kaleleri

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Afyonkarahisar Afyon Kaleleri



Afyonkarahisar Afyon Kaleleri

Murşil tarafından MÖ1350 yılında, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla 226 m yüksekliğindeki trakit bir kaya kütlesi üzerinde yapıldığı sanılmaktadır Kalenin o zamanki ismi Hapanuva (Yüksek Tepe Şehri) idi Sonraki dönemlerde eklerle daha da genişleyen kale çevrenin kontrolü için önemli stratejik bir konumdadır

VIII-VII Yüzyıllarda Frigler burasını kontrol altında tutmuşlar ve yöreyi hakimiyetlerine almışlardır Ayrıca kalenin eteklerine de Akronio veya Akronium ismini verdikleri bir yerleşim yeri kurmuşlardırFriglerden sonra Lydialılar, Persler, Pergamon Krallığı, Romalılar Bizanslıların eline geçmiştir

Malazgirt Savaşı’ndan sonra XI Yüzyılda Selçuklular buraya yerleşmiş, burada yaşayan Türk boyları kayalar üzerindeki bu kaleye Karahisar ismini vermişlerdir Selçuklu Sultanı IAlaeddin Keykubat bu kalede hazinelerini saklamış, bu yüzden de Hisar-ı Devle ismiyle tanınmıştır Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali ve oğullarına kale muhafızlığı verilmiş bu nedenle de ismi Karahisar-ı Sahip olmuştur Osmanlı döneminde Sultan IISelim kaleyi onarmış ve en iyi afyonun bu çevrede yetişmesinden ötürü de kaleye Afyonkarahisar denilmiştir

Dik bir tepe üzerindeki kaleye, kayaların üstüne oyulmuş merdivenlerle çıkılmaktadır Bunlar iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşurlar Kız Kalesi veya Kız Kulesi denilen kalenin iç bölümü muhafızlara ayrılmıştır Sultan Alaeddin Keykubat burada cami, saray, erzak ambarları, cephanelikler, sekiz su sarnıcı ve değerli eşyaların saklandığı bir de mahzenler yaptırmıştır Burası askerî amaçlı olduğundan halkın oturacağı yerler bulunmaz Buradaki caminin süslü bezemeleri olan minaresi yıkılmıştır Ayrıca kalenin batı kapısı üzerindeki iki yazıttan biri Alaeddin Keykubat’ın, diğeri de Sultan IISelim’in yaptırdığı onarımları belirtmektedir

Afyon Kalesi’nin Türk mitolojisinde (efsanelerde) de yer etmiş bazı öyküleri bulunmaktadır:

3400 yıllık geçmişe sahip olan Karahisar Kalesi, birçok kez el değiştirmiş, her defasında yeni bir efsane söylenmiştir Yerden 226 m yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerindeki kaleyi ele geçirmek kolay değildir Bu nedenle Battal Gazi’den HzAli’ye, Beyböğrek’ten Çavuşbaşı’na , Horoz Dede’ye kadar bir çok efsane anlatılmış, bunların izleri günümüzde de varlığını korumaktadır Bunlardan Hazreti Ali ya da Düldül’ün ayak izleri efsanesine göre; İslam halifelerinden Hazreti Ali, atı Düldül’ün üzerinde dağdan dağa uçarak sefer yapmaktadır Bu seferlerin birinde Afyonkarahisar’a gelen Hz Ali, Hıdırlık Dağı’nda konaklamak için sertçe yere basınca, buradaki bir kaya üzerinde ayağının izi kalır Daha sonra Hıdırlık’tan Kale’ye atlayan Düldül, burada da dizginlenince bu kez ön ayağının izi bir kayanın üzerinde kalır Hz Ali, Düldül’ü sulamak için su yalağına vardığında, atı bağlayacak bir yer bulamaz ve dört parmağı ile yalağın yanındaki bir taşa vurarak taşı deler ve atı buraya bağlar Afyonkarahisar Kalesi’nde bugün Düldül’ün ayak izi ile atın bağlandığına inanılan kaya üzerinde delik, hala varlığını korumaktadır

Karahisar Kalesi ile ilgili bir başka efsane ise Battal Gazi ile ilgilidir:

Afyonkarahisar’da 740 yılında öldüğü konusunda tarihçilerin birleştiği Battal Gazi ile yakın arkadaşı Ahmet Tarhan kaleyi kuşatır, içeridekilerin dışarısı ile bütün bağlantılarını keser Kale komutanı, bunun üzerine Bizans İmparatoru’na haber gönderir ve yüz bin kişilik bir ordu yardım için yola çıkar Kalenin burçlarından Battal Gazi’yi görerek aşık olan komutanın güzel kızı Ona bir kötülük gelmemesi için çimler üzerinde uyumakta olan Battal Gazi’ye bağırır, ancak duyuramaz Sonra bir kağıt yazar, taşa sararak üzerine atar Battal Gazi, bir iki kıpırdandıktan sonra hareketsiz kalır Battal Gazi’nin uyanmadığını gören kız telaşlanır, babasına Türklerin komutanının çayırda uyuduğunu söyler ve güya Onu öldürmek için zehirli bir hançer ister Battal Gazi’nin yanına gelen kız onu ölmüş olarak bulur Çünkü attığı taş, Battal Gazi’nin kulağına gelmiş ve ölümüne neden olmuştur Kız üzülür ve hançeri kendi kalbine saplayarak hayatına son verir Bizans ordusu kalenin eteklerine geldiğinde amansız bir savaş başlar, Ahmet Tarhan askerleriyle birlikte şehit olur Ahmet Tarhan Karahisar Kalesi’nin eteklerinde, şu anda Ulu Caminin karşısındaki bir mezara gömülmüştür Ancak savaştan sonra çok şiddetli bir fırtına başlar ve Battal Gazi’nin cesedini Eskişehir dolaylarına atar Böylece Bizanslılar, Battal Gazi’nin öldüğünü anlayamaz ve daha uzun süre onun korkusuyla yaşarlar

Bugünkü Olucak Çeşmesinin, Çavuşbaşı mahallesinin ve Çavuş Dede mezarı ile ilgili olarak anlatılan Çavuşbaşı ya da Çavuş Dede efsanesi ise şöyledir: Afyonkarahisar sancağı Türk egemenliğine girmeden önce burada valilik yapan kişiye Türk hükümdarı elçiler göndererek kalenin Türklere teslimini ister Her defasında ret cevabı alınması üzerine hükümdar en güçlü Çavuş Başını Karahisar Kalesi’nin alınması için görevlendirirÇavuşbaşı askerleriyle birlikte birkaç gün içinde Muttalıp bağlarına gelir Bunu haber alan kale komutanı, kaleye kapanarak savunma düzeni alır Ertesi sabah Türk askerleri Karakuyu’ya ulaşır Su stoku tükenen askerler, Karakuyu’da su içmek isterler ama su sağlığa zararlı olduğu için vazgeçerlerBunun üzerine çevrede su aramaya başlarlar ancak bulamazlar Durum Çavuşbaşına bildirilir Çavuşbaşı, yanına birkaç kişi alarak Yağdan denilen kayalıklara doğru gider Çok yüksek bir kayanın önünde bazı dualar mırıldanır ve “Burada bir su olacak” diye bağırıp kılıcını kayaya vurur Kılıç darbesiyle yarılan kayadan su fışkırır Çok güzel ve şifalı olan su askerlerin yorgunluğunu giderir Dinlenen ordu bir Cuma günü kaleye saldırır ve kaleyi ele geçirirler Şehitler arasında Çavuşbaşı da vardır Bugün Afyonkarahisar’ın Çavuşbaşı Mahallesindeki Olucak suyu güzel bir memba suyudur Olucak çeşmesinin karşısındaki Çavuş Dede mezarı halkın adaklar adadığı küçük bir türbedir

Karahisar Kalesi, tarihi boyunca, evlenmek isteyen kızların iyi bir kısmet diledikleri, kısmeti bağlı olanların kısmetlerinin açıldıkları yer olmuştur İnanışa göre, taliplisi çıkmayan yada evlenme zamanı gelmiş kızlar yanlarında yaşlı bir kadınla birlikte Cuma günü Karahisar Kalesine giderken yanlarına birde asma kilit alırlar, kilit kaleye çıkılmadan önce kilitlenir Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı kadın kaleye çıkılmadan önce kilitlenmiş olan kilidi kızların başlarında açarak, inanışa göre bahtlarını açar Daha sonra kızlar Kız Kulesi’nden
Bahtım bahtım
Altın tahtım
Evlenecek vaktım
Diyerek kaleden şehre doğru bağırırlar İnanılan odur ki tahminen bir hafta sonra bu kızlara hayırlı birer nasip çıkar ve nişanlanırlar
Bu gelenek, Hıdrellez’de daha çok ilgi görmekte ve Hıdrellez sabahı erken saatlerde kaleye çıkan kızlar, Kız Kulesi’nden dileklerini bağırmaktadırlar Kimi zaman kadınların ya da erkeklerinde Kız Kulesi’nden
Çocuğum olacak vaktım
Okulu bitirecek vaktım
gibi dileklerde bulundukları da gözlenmektedir
Kaledeki Kız Kulesi’nin yanındaki büyük bir oyuğun içine yatan kadınlar çeşitli dileklerde bulunurlar
Kalenin kapısının kemerinde bulunan bir oyuğa, bir dilek tutulup 3 taş atılmaktadır Eğer taşların 3’üde oyuğa girerse dileğin yerine geleceğine inanılmaktadır
Yine kalenin kapısının önündeki uçmak ağacına insanlar üzerlerinden bir bez ya da ip parçası kopararak bağlamak suretiyle dilekte bulunmaktadır


Pişmiş Kale (İhsaniye)

Afyon’a 60 km uzaklıkta bulunan Yazılıkaya yerleşimini koruyan küçük bir kaledir Yazılıkaya’nın tüften oluşmuş kaya kitlesi içeriden ve dışarıdan oyularak yapılmıştır Bu kalenin içerisinde ambarlar, barınaklar, sarnıçlar kayalar oyularak oluşturulmuştur Kayalardan arta kalan boşluklar iri taşlarla kapatılmıştır Burada yapılan araştırmalar bu kalenin Germiyanoğulları ile Osmanlılar arasında sınır karakolu olarak kullanıldığını ortaya koymuştur Bu kalenin batısında Akpara isimli bir başka kale daha bulunmakta olup, yakın tarihlere kadar bu kalenin kapı ve giriş kısımları sağlam durumda idi


Oynaş Kalesi (İhsaniye)

Afyon Kümbet Köyü’nün doğusunda alçak tepeler üzerinde kurulmuştur İlk Osmanlı döneminde bu kalenin yapıldığı sanılmaktadır Kaleden su sarnıcı tüneli, merdivenli kuyusu günümüze kadar ulaşmıştır


Yapıldak Kalesi (İhsaniye)

Yazılıkaya ile Kümbet köyleri arasında Kıyır çayı’nın kenarında bulunmaktadır Yakınındaki Yapıldak Köyü de bu kaleden almıştır Yapıldak Çayı’nın kenarında çeşitli yüksekliklerdeki kayadan arta kalan kesme taş duvarları görülmektedir Ayrıca kale içerisinde kayalardan oyulmuş barınaklar, mezar odaları ve Kıyır Çayı’na inen merdivenli bir su tüneli bulunmaktadır


Demirli Kale (İhsaniye)

İhsaniye’ye 8 km uzaklıktaki Demirli köyünün kuzeyinde yer alan Demirli Kale, Frigler zamanından kalmıştır Buradaki dağların içeriden ve dışarıdan oyulması ile meydana getirilmiştir Kale içerisinde evler, sur duvarları üzerindeki mazgallar, merdivenli sarnıç kuyusu ve mezar odaları bulunmaktadır Afyon-Seyitgazi arasındaki yolu koruyan bir karakol kalesidir Ancak kalenin güneyi bir deprem sonucu yıkılmıştır


Avdalaz Kalesi (İhsaniye)

İhsaniye ilçesinde, Afyon-Seyitgazi yolunun doğusunda Ayazin Köyü yakınındadır Buradaki tüf bir kaya kitlesi oyularak yapılmıştır Kayanın üzerindeki kaleye çıkmak için dar bir yol yapılmış, kale içerisinde barınaklar ve merdivenle inilen bir kuyusu bulunmaktadır Bu kalenin de buradaki yolu koruyan bir karakol kalesi olarak yapıldığı bilinmektedir


Sandıklı Kalesi (Sandıklı)

Sandıklı yakınlarında bir höyük üzerinde Germiyanoğlu IYakup Bey tarafından 1325’te yaptırılmıştır Bu kaleden günümüze yalnızca bir duvar kalıntısı gelebilmiştir


Toprakkale (Şuhut)

Şuhut’un 6 km Batısında Senir Köyü yakınlarındadır Burada bulunan 2000 m Yüksekliğindeki bir tepe üzerine yapılmıştır Ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Günümüze yalnızca duvar kalıntılarından pek azı gelebilmiştir


Gezler Kalesi (Sincanlı)

Sincanlı’nın 13 km Uzağında Gezler Köyün’deki bu kalenin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir Günümüze yalnızca duvar kalıntıları gelebilmiştir


Yazılıkaya Kalesi (İhsaniye)

Yazılıkaya Frig kentini koruyan bir kaledir Aynı zamanda burası Midas’ın şehri diye tanınmıştır Kale, tüf kayalıklarından oluşmuş bir tepe üzerindedir Bu tepenin dopğu ve batısında iki yol açılmış ve kayaların aralıkları kesme taşlarla kapatılmıştır Ayrıca buradaki dağ şehrinin su ihtiyacını sağlamak için de kalenin altına doğru merdivenli geniş bir tünel açılarak sarnıca iniş sağlanmıştır Dağın çevresindeki su kaynaklarından da bu yolla su ihtiyacı giderilmiştir

Yazılıkaya Kalesi’nin çevresinde mabetler, mezar odaları bulunmaktadır Burada ele geçen Frig kitabeleri de o dönemde burasının önemini göstermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.