Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kültürü, tarihi, tokat

Tokat Tarihi Ve Tokat Kültürü

Eski 08-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tokat Tarihi Ve Tokat Kültürü



İ L İ M İ Z T A R İ H İ V E K Ü L T Ü R Ü




Bu havası hoş şehrin dört tarafında,bahçe ve bostanlar içinde sular akar Bu bahçelerde


bülbüllerin ötüşü, insan ruhuna sefa verir Meyveleri lezzetli ve lâtif olup, her tarafa hediye olarak gönderilir Her bağında birer köşk, havuz, fıskiye ve çeşitli meyveler


bulunur Halkı zevk ehlidir Gariplerle dostturlar; kin tutmaz, hile bilmez, deryadil, haluk, selim ve halim insanlardır Herkese iyi zanda bulunurlar İyi geçinirler, hayırlı yapılar yaptırmaya hevesleri çoktur Camii, saray, köşk ve imaretleri o kadar güzel ve


metin olur ki, buralara girenler hayran olurlar Şehir genişlik ve çok ucuzluk bir yer olup dünya yüzünde eşi yok gibidir Yılın her zamanında halkının nimetleri boldur Hacı Bektaş Veli'nin hayırlı ve bereketli duaları ile bu eski tarihi şehir, "ALİMLER KONAĞI, FAZILLAR YURDU ve


ŞAİRLER YATAĞIDIR"




EVLİYA ÇELEBİ


Seyahatname


(Cilt: 5 Saife: 69-70)




YÖREMİZ YERLEŞİMİNİN TARİHİ




MÖ 4000 yıllarından başlayarak 14 devlet ve birçok beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Tokat; geniş ve sulak vadilerle bunlar arasındaki geçitlerden oluşan bereketli alanların orta yerinde bulunmaktadır


Kalkotik ve ilk tunç çağlarından sonra Büyük Hitit Devletinin doğu federasyonlarına bağlı birçok kentin, Yeşilırmak'ın kolları Kelkit, Tozanlı ve Çekerek kolu vadileri boyunca kurulması ile başlayan, Pers ve Pontus döneminde doruğa ulaşan derebeylik dönemi, Tokat, Niksar, Zile ve Turhal'da en tipik ve güçlü şeklini almıştır


İlimiz toprakları üzerinde kurulan Hitit ve Frig yerleşim alanları, MÖ 2500 - 4000 yılları arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına ulaşmıştır İç Anadolu yaylalarını aşamayan İon Kültürünün MÖ 6 yüzyıldan itibaren, Kolonileri ile birlikte, Karadeniz'den Polemonion ( Ünye) ve Amisos (Samsun ) yolu ile Komana ya ( Tokat ) gelmiş, güneydeki geleneksel "Kapadokya " ve doğudan gelen Pers kültürü ile kaynaşmıştır


Daha sonra uzun bir dönem içerisinde Roma ve Bizans Egemenliği altına giren Tokat, Danişmend ve Selçuklu Türklerinin siyasi üstünlükleriyle birlikte Maveraünnehir'den gelen Türk İslâm kültürü ile tanışmıştır 900 yıldan beri de Türk Egemenliği altındadır


Selçuklular zamanında Anadolu'nun 6 büyük kenti olan Tokat, 12 yüzyılda Bizans ve Haçlı orduları, 1243 yılından itibaren de Moğol baskısı altında olmasına rağmen İlhanlı egemenliği sonuna kadar gelişmesini sürdürmüş, antik dönemlerde olduğu gibi ekonomi ve ticareti gelişmiş, doğu batı yönündeki büyük ticaret kervanlarının konakladığı hanlar, kervansaraylar ile düzenli yol ve köprüler inşa edilmiştir


Selçuklu Türklerinin Anadolu'da yarattığı, özü güzellik ve sabır olan bu uygarlığın kültür, sanat, mimarlık, bayındırlık eserleri ile Tokat'ta hemen yüz yüze gelinir Moğolların yaptığı büyük tahribatın ardından 14 yüzyıl sonunda Osmanlı egemenliğine giren Tokat, yükselme döneminde bölgenin tarım ve sanayi merkezlerinden biri olmuştur


Evliya Çelebi'nin uzun uzun anlattığı gibi "Tokat'ın bağ bahçe ve ovaları Osmanlı Ordularının konaklama ve gıda ambarı olmuş, bakırcılık, ipekçilik, pamuklu dokuma ile çeşitli sanayi ve el sanatları gelişmiş, iş hanları ve çarşıları Bağdat, Bursa ve Halep'tekiler ile kıyaslanır olmuştur" ifadeleri bunun kanıtıdır


17 yüzyılın bitimi ile beraber gerileyen imparatorluk döneminde, Tokat olumsuz etkilenmiş, gelişme ve canlılığını yitirmiştir Osmanlı Devleti'nin gelişme devrinde önemini yitiren ve pek çok ekonomik sorunlarla karşılaşan Tokat, hiçbir gelişme gösterememiş, 1863'ten sonra Sivas'a bağlı bucak, 187S'de mutasarrıflık (sancak beyliği) 1920'de müstakil liva ve nihayet Cumhuriyetin ilanı ile beraber il olmuştur




ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞINDA TOKAT'IN YERİ




Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Tokat'ın önemli bir yen vardır 16 Mayıs 1919 da Samsun'a hareket eden Bandırma Vapuru'nda Atatürk'ün yanında bulunan 18 kişiden birisi Tokat'ın yerli eşraflarından Karargah komutanı Mustafa Vasfı Süsoy'dur


Yeni bir Türkiye'nin tohumlarının atıldığı 26 Haziran 1919 günü, Amasya'dan Tokat'a hareket edildiğinde, Tokat girişinde Mustafa Kemal'i 20 kadar askeriyle bir binbaşı karşılar, Mustafa Kemal " Acaba bu binbaşı beni tevkif etmek için mi burada" düşünceleri içerisindeyken Binbaşının :" Paşam I Hoş geldiniz Ben Askerlik Şubesi Reisi 19 nefer, 1 çavuş ve 2 izinli ile emrındeyiz " sözleri Mustafa Kemal'in kurtuluş aşkını, bir coşkuya dönüştürür


Düşman kuvvetlerinin Anadolu'yu işgalleri sırasında Tokat halkı da kurdukları örgütlerle bu işgale karşı tepkisini açıkça ortaya koymuştur 15 MAYIS 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri üzerine, Tokat ve ilçelerinde kurulan Redd-ı İlhak Cemıyetierl'nin girişimiyle 20 HAZİRAN 1919'da Niksar'da bir mitingi düzenlenir Niksar halkı miting sonunda alınan kararları Rsdd-i İlhak Cemiyeti Başkanı Mahir Bey ımzastyia İtilaf Devletleri temsilcilerine ve ABD Cumhurbaşkanı VVilson'a gönderir Bu kararda " Biz Türk olan her vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz Sız de buna söz verdiniz Şimdi ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz Anadolu'ya uzatılacak bir tecavüz, bİZi öldürmek için atılacak bir adımdır, insaniyet ve adalet namına suikasttan vazgeçiniz,, denmektedir


Büyük Önder Atatürk 26 HAZİRAN 1919 dışında, ilimizi 5 defa daha ziyaret etmişlerdir




TOKAT MÜZESİ






Arkeolojik, etnografik eserlerle sikkelerin sergilendiği müzemiz karma müzeler grubundadır Yapı olarak 13 Yüzyılının ikinci yarısında bir Anadolu Selçuklu Dönemi eseridir Açık avlulu, iki katlı, iki eyvanlıdır Avlu, üç taraftan revaklarla çevrili olup, revaklar zemin katta devşirme sütunlar, üst katta dörtgen ayaklar taşımaktadır Sütun başlıkları da devşirmedir Doğu cephedeki taç kapı, yukarı ve dışa taşıntılıdır


Cephenin 1/3’ünü kaplamaktadır ki, döneminin tipik özelliğidir Bitkisel ve geometrik kademeli bordürlerle çevrili taç kapının mukarnas kavsalası üzerinde iki yanda pencere yer almaktadır Bu durumuyla Anadolu Selçuklu mimarisinde özel yere sahiptir Kitabe yeri boş bırakılmıştır


Avluya bakan cepheleri gök mavisi ve patlıcan moru renklerden oluşan geometrik, bitkisel ve yazı (hat) karakterli süslemeye sahiptir Gökmedrese ismini de gök mavisi renkli çinilerden almaktadır Tıp eğitiminin verildiği yapı “Pervane Darüşşifası” olarak da bilinmektedir Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yapılış amacına uygun olarak yıllarca sağlık hizmetinde kullanılmıştır


1926 yılından itibaren H Turgut CİNLİOĞLU’nun çevreden topladığı eserlerle depo müze olarak kuruluşuna başlanan müzemiz, 1974 yılına kadar sınırlı teşhir odalarıyla hizmet vermiş olup, 1974-1982 yılları arasında yapılan onarım ve çağdaş teşhir-tanzim anlayışıyla modern müzecilik faaliyetini sürdürmektedir


Alt (zemin) ve üst kattaki odalarda eserler kronolojik tasnif göz önüne alınarak teşhir edilmektedir MÖ 3000 yılı Eski Tunç Çağı’ndan itibaren, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin eserleri sergilenmektedir Kazı çalışmaları tamamlanan Maşat Höyük buluntuları ile Müze Müdürlüğü’nce yapılan kurtarma kazıları sonucu ele geçen eserler teşhirin ağırlıklı bölümünü oluşturmaktadır


Girişin sağındaki İlk Tunç Çağı eserleri, takip eden odalarda Hitit; Frig (Demir Çağı) dönemi eserleri, kilise eşyaları sergilenmektedir Müzenin bu bölümünün kubbeyle örtülü ve daha geniş tutulmuş mekanı olan son odasında ise Osmanlı dönemine ait Dini eserler ve yazı takımları teşhir edilmektedir


Baş eyvanın kuzeyindeki mekan, medreseyi yaptıran Pervane Muiniddin Süleyman’ın aile mezarlığı olup, halk arasında “Kırkkızlar Türbesi” olarak bilinmektedir Efsane değerinde başka kimliklerde yüklenen yirmi sandukalı mezar odası müze teşhirine tabii bir zenginlik katmaktadır


Eyvanın güneyindeki mihrap nişli geniş mekanda ise (mescit) halılar, kilimler ve heybeler sergilenmektedir


Mescitten sonra sırasıyla; bölgemizin geleneksel erkek giysileri, kadın giysileri, takılar, aydınlatma araçları, hamam eşyaları gibi etnografik karakterli eserler sergilenmektedir Takip eden odalarda; ev dokuma tezgahı, el baskısı yazma örnekleri ve kalıpları, 19 yüzyıla ait barut kapları ile son odada bakırcılık zanaatının ürünleri olan bakır kaplar ve kapı tokmakları teşhir edilmektedir


Üst katın bir bölümü idari hizmetler için kullanılmakta olup, güney revaka açılan odalarda sırasıyla; sikke ve altın süs eşyaları, Ulutepe kurtarma kazısı buluntuları, Roma dönemine ait pişmiş toprak, metal ve cam eserler ile son odada Bizans çağı eserleri sergilenmektedir


Müzemiz avlusunda girişin bulunduğu ön bahçede ve kuzey bitişiğimdeki Anadolu Selçuklu Dönemi yapı temellerinin bulunduğu alanda, Hellenistik, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait taş eserler teşhir edilmektedir




LATİFOĞLU KONAĞI






Tokat’ın Gazi Osman Paşa Bulvarı üzerinde bulunan Latifoğlu Konağı planı ve süslemeleriyle 19 yy ev mimarisinin özelliklerini taşımaktadır


Konak “L” şeklinde bir plan üzerine iki katlı olarak ve ahşap karkas arası ker*** dolgu malzeme kullanılarak inşa edilmiştir Alaturka kiremit kaplı kırma çatı ile örtülüdür Taş döşeli avluda bir havuz bulunmaktadır


Türk evinin ana esaslarına ve kalabalık aile düzenine uygun olarak, ancak daha serbest bir plan anlayışı ile yapılan konağın odaları “L” şeklinde bir sofanın etrafında yer almaktadır


Zemin kattaki tek kubbeli hamam, yapının dışına çıkma yapmaktadır Kare planlı, dikdörtgen formlu taşlarla döşeli bu Türk Hamamı alttan ısıtılmaktadır Burası küçük bir soğukluk-soyunmalık kısmına açılmaktadır Yine bu bölümde ocaklı bir oturma odası-hamam odası bulunmaktadır


Günlük işlerin yapıldığı, aynı zamanda mutfak olarak da kullanılan aşevi-işevi ile idare olarak kullanılan bölümde bu katta yer almaktadır


Sofa, günümüzde danışma ve hatıra eşya satış yeri olarak düzenlenmiştir


Üst katta; selamlık-paşa odası, harem-havuzbaşı odası, yatak odası ve bir depo odası mevcuttur Sofada dört bölümlü bir vitrinde takılar, silahlar, porselen eşya ve elişleri teşhir edilmektedir


Latifıoğlu Konağı ahşap, kaleişi ve alçı süslemeleriyle zengin bir görünüme sahiptir


Paşa odası ahşap işçiliğin en güzel örneklerini sunmaktadır Dıştan kare, içten dairesel bir form içindeki barok tavan göbeğinde ahşap, dantel gibi işlenmiştir Dolap ve yüklük kapaklarında, kapılarda ahşap oymalar mevcuttur


Havubaşı odasının duvarları kalemişi panolar halinde çiçek motifleri ve İstanbul Manzarası tasvirleri ile bezelidir Tavan yaldız boyalı bitkisel motifler ve ahşap oymalarla süslenmiştir


Hamam odasının kapısı, tavanı, yüklük ve dolap kapaklarında yine bitkisel motifli ahşap işçilik dikkati çekmektedir


Alçı işçiliğinin güzel örneklerini ocak davlumbazları ile tepe pencerelerinde görmek mümkündür Paşa odasının ocak davlumbazındaki plastik akantus yaprakları batı etkisini, havuzbaşı odasındaki ocağın kabartma alçı üzerine boya ile yapılmış karanfil, lale gibi çiçek motifleri klasik üslubun özelliklerini yansıtmaktadır Tepe pencerelerinde alçılı vitray görülmektedir ve bunlarda kullanılan “Mühr-ü Süleyman” Türk süsleme sanatında sevilen motiflerden biridir


Latifoğlu Konağı geçmişteki fonksiyonlarına göre yörenin eşyası ile donatılmış mankenlerle canlı ve gerçekçi bir teşhir yapılarak 1989 yılında müze-ev olarak hizmete açılmıştır




İL HALK KÜTÜPHANESİ




Tokat il merkezinde ilk kütüphane, 1884 yılında Aşar Müdürü Hacı Hüseyin Efendi tarafından bugünkü müze binasında hizmet vermiş, 1993 yılına kadar çeşitli yerlerde hizmetlerini devam ettirerek 1993 yılında gerçek anlamda modern bir il tipi kütüphane binasına sahip olmuştur




ÇOCUK KÜTÜPHANESİ




Çocuk kütüphanesi ilk olarak 27101953 tarihinde İbn-i Kemal ilkokulu bünyesinde hizmete açılmış ve 1964 yılına kadar burada görev yapmıştır 1964-1993 yılları arasında çeşitli yerlerde hizmetlerini devam ettirerek 1993 yılında il tipi yeni halk kütüphanesi binasının giriş katına yerleşmiş bulunmaktadır




DİĞER KÜTÜPHANELER


Zile Halk ve Çocuk Kütüphanesi Müdürlüğü


Turhal İlçe Halk Kütüphanesi Müdürlüğü


Niksar İlçe Halk Kütüphanesi Müdürlüğü


Erbaa İlçe Halk Kütüphanesi Memurluğu


Reşadiye İlçe Halk Kütüphanesi Memurluğu


Almus İlçe Halk Kütüphanesi Memurluğu


Başçiftlik İlçe Halk Kütüphanesi Memurluğu


Kızılcaören Halk Kütüphanesi Memurluğu


Hasanşeyh Halk Kütüphanesi Memurluğu


Evrenköy Halk Kütüphanesi Memurluğu


Yıldıztepe Halk Kütüphanesi Memurluğu


Güzelbeyli Halk Kütüphanesi Memurluğu


Yeşilyurt Halk Kütüphanesi Memurluğu


İLİMİZDEKİ TARİHİ YAPILAR




CAMİLER


Acepsır Camii Osmanlı


Gaybi Camii Osmanlı


Seyyit Necmettin Camii Osmanlı


Tatar Hacı Camii Osmanlı


Su İçmez Camii Osmanlı


Akdeğirmen Camii Osmanlı


Devegörmez Camii Osmanlı


Çekenli Hamza Bey Camii Osmanlı


Tabakhane Camii Osmanlı


Kaya Camii Osmanlı


Çay Camii Osmanlı


Malkayası Camii Osmanlı


Kadı Hasan(Düdükçü ağa) Camii Osmanlı


Genç Mehmet(Örtmeliönü) Camii Osmanlı


Mahmut Paşa Camii Osmanlı


Rüstem Çelebi Camii İlhanlı


Garipler Camii Danişmentli


Ali Paşa Camii Osmanlı


Ulu Camii Osmanlı


Hacı Behzadi Camii Osmanlı


Meydan Camii Osmanlı


Hamzabey Camii Osmanlı


Takyeciler Camii Osmanlı


Kadı Hasan Camii Osmanlı


Yolbaşı Camii Osmanlı


Horuç Camii Osmanlı


Akbelen Köyü Camii Osmanlı


Ormandibi Köyü Camii Osmanlı


Dodurga Köyü Camii Osmanlı


Zile İshak Paşa Camii Osmanlı


Zile Nasuh Paşa Ulu Camii Osmanlı


Zile Boyacı Hasan Ağa Camii Osmanlı




Zile Şeyh Ethem Çelebi Camii Osmanlı


Zile Bedesten Camii Osmanlı


Zile Molla Yahya Camii Osmanlı


Zile Kebir Camii Osmanlı


Zile Hoca Beyazıt Camii Osmanlı


Zile Elbaşoğlu Camii Osmanlı


Zile Bayramağa Camii Osmanlı


Zile Alaca Mescit Camii Osmanlı


Tokat Ahmet Ağa Camii Osmanlı


Niksar Ulu Camii Danişmentli


Niksar Cin Camii Selçuklu


Niksar Alçakbel Camii Osmanlı


Çilhane Camii Osmanlı


Niksar Hoca Sultan Camii Osmanlı


Niksar Çöreği Büyük Camii İlhanlı


Niksar Keşfi Osman Camii Osmanlı


Turhal Ulu Camii Osmanlı


Turhal Kesikbaş Camii Osmanlı


Turhal Dazya(Gümüştop Köyü Ömer Paşa) Camii İlhanlı


Turhal Üzümören Camii Osmanlı


Kızlcaören Camii Osmanlı


Pazar Halil Bey Camii Osmanlı


Pazar Sinan Bey Camii Osmanlı


Çamlıbel Mescidi Selçuklu


Malum Seyit Camii Osmanlı


Erbaa Ravakbaba Camii Osmanlı


Erbaa Akça Kasabası Ömer Paşa Camii Osmanlı


Tokat Ali Paşa Mescidi Osmanlı


Tokat Alaca Mescit Selçuklu


Tokat Kundakçılar Mescidi Osmanlı


Niksar Kale Mescidi Selçuklu


Tokat Hacı Turhan Mescidi Selçuklu




DİNİ ve KÜLTÜREL YAPILAR




Tokat Kalesi Osmanlı


Mevlevihane Osmanlı


Niksar Taş Mektep Osmanlı


Sıkdişini Helası Osmanlı


Niksar Kale Hapishanesi Selçuklu


Erenler Kümbeti Selçuklu (İlhanlı)






MEDRESELER




Orta Medrese(Sulu Bedesten) Osmanlı


Çukur-Yağıbasan Medresesi Danişmentli


Gökmedrese(Müze) Selçuklu


Hatuniye Medresesi Osmanlı


Niksar Yağıbasan Medresesi Danişmentli






KÖPRÜLER




Hıdırlık Köprüsü Selçuklu


Niksar Leylekli Köprü Roma


Çilhane Köprüsü Osmanlı


Niksar Seymenler Köprüsü Osmanlı


Niksar Taşkemer Köprüsü Osmanlı


Niksar Ünye Köprüsü Osmanlı


Erbaa Kaleköy Köprüsü Osmanlı


Sulusaray Köprüsü Roma


Geyras (Godoşun) Köprüsü Osmanlı






ZAVİYELER VE TÜRBELER




Murat Sevdakar Türbesi Selçuklu


Halef Sultan Tekke ve Zaviyesi Selçuklu


Sümbülbaba Zaviyesi Selçuklu


Şeyh Meknun Açıkbaş Türbesi Selçuklu


Horozoğlu Zaviyesi Osmanlı


Niksar Kulak Tekkesi Selçuklu


Ahi Muhittin Tekke ve Zaviyesi İlhanlı


Acepşir Tekke ve Türbesi Selçuklu


Niksar Işık Tekkesi Selçuklu


Vezir Ahmet Paşa Türbesi Selçuklu


Niksar Horosan Tekkesi Osmanlı


Pir Ahmet Bey Türbesi(Horozoğlu) Osmanlı


Nurettin İbni Sentimur Türbesi İlhanlı


Sefer Paşa Türbesi Selçuklu


Kitabesiz Türbe Osmanlı


Ali Tusi Ebul Kasım Türbesi Selçuklu


Burgaç Hatun Türbesi İlhanlı


Gümenek Türbesi İlhanlı


Çamağzı Köyü Türbesi Osmanlı


Pir Mehmet Türbesi Osmanlı


Kırkkızlar Türbesi Selçuklu


Hacı Çıkrık Evliya Türbesi Selçuklu


Niksar Sunguriye Türbesi Selçuklu


Niksar Melik Gazi Türbesi Selçuklu


Erbaa Ravakbaba Türbesi Osmanlı


Turhal Ahi Yusuf Türbesi Osmanlı


Turhal Aziz Baba Türbesi Osmanlı


Niksar Yusufşah Türbesi Selçuklu


Zile Şeyh Eyük Türbesi Osmanlı


Zile Şeyh Nusrettin Türbesi Osmanlı


Turhal Seyit Komutan


Niksar Akyapı Türbesi


Ali Paşa Türbesi Osmanlı


Malum Seyyid Türbesi Osmanlı


Turhal Kesikbaş Türbesi Osmanlı


Turhal Şehit Şehabettin Türbesi Osmanlı


Zile Şeyh Ethem Türbesi Osmanlı


Mehmet Nurullah Türbesi Osmanlı






HANLAR-KERVANSARAYLAR




Taşhan(Voyvoda) Osmanlı


Paşa Hanı Osmanlı


Sul Hanı Osmanlı


Deveci Hanı - Fatih Mehmet Paşa Hanı Osmanlı


Pazar Mahperi Hatun Kervansarayı Selçuklu


Tahtoba Kervansarayı Selçuklu


Çamlıbel Kervansarayı Selçuklu






KİLİSELER




Niksar Kale Kilisesi Selçuklu Dönemi


Tama Torgus Kilisesi Bizans Dönemi


Erbaa Kilise kalıntısı Bizans Dönemi






HAMAMLAR




Pervane Hamamı Selçuklu


Mustafa Paşa Hamamı Osmanlı


Paşa Hamamı Osmanlı


Çamağzı Köyü Hamamı Selçuklu


Niksar Ünye Hamamı Osmanlı


Niksar Büyük Hamamı Osmanlı


Niksar Çavuş Hamamı Selçuklu


Niksar Küçükkale Hamamı Selçuklu


Niksar Kale Hamamı Selçuklu


Zile Yeni Hamam Osmanlı


Zile Çifte Hamam Osmanlı


Pazar Beyobası Hamam Selçuklu


Ali Paşa Hamamı Osmanlı


Sultan Hamamı Osmanlı


Turhal Halil Bey Hamamı Osmanlı


Zile Tekke Hamamı Osmanlı


Zile Şehir Hamamı Osmanlı


















KAYA MEZAR ANITI




Kızık Köyü Kaya Mezar Anıtı Roma


Zile Kaya Mezar Anıtı Roma


Zile Kapıkaya Mezar Anıtı Roma


Gümenek Kaya Mezar Anıtı Roma






KONAKLAR




Latifoğlu Konağı


Yoğurtçuoğulları Konağı


Maaz Gürkan Evi


Musluoğlu Konağı






YAĞIBASAN MEDRESELERİ


Anadolu’nun ilk medreselerinden olan Niksar ve Tokat Yağıbasan Medreseleri 12 yy ortalarında yapılmışlardır Kapalı avlulu olan medreseler plan bakımından da birbirine çok benzemektedir Yalnız Tokat Yağıbasan 3 eyvanlı, Niksar örneği ise 2 eyvanlıdır Moloztaş malzemeyle yapılmışlardır Tokat, Sulusokak mevkiindeki medresenin 1247 tarihli onarım kitabesi Müzede olup, Nizameddin Yağıbasan tarafından yaptırıldığı yazılıdır Nizameddin Yağıbasan, Danişmendlilerin Sivas kolunun 3 hükümdarıdır


Kazanılan bir zaferin peşinden doğduğu için babası tarafından “Düşman Basan” anlamına gelen Yağıbasan ismi verilmiştir


Bazı kaynaklarda yapılış tarihi olarak 552/1157 tarihi verilen Niksar Yağıbasan Medresesi, Niksar Kalesi üzerindedir Bugün oldukça harap durumdadır




YEŞİLIRMAK KÖPRÜSÜ


Hıdırlık Köprüsü olarak da bilinen yapı, Sivas - Tokat - Niksar kervanyolu üzerinde ve Yeşilırmak’ı geçmek için Anadolu Selçukluları çağında yapılmıştır 151 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindedir Kesme taş malzemeyle yapılmış, sivri kemerli 5 gözlüdür Kitabe bloku, köprünün ortasına yakın yere, silmelerin çerçevelediği alan içine iki bölüm halinde konulmuştur Yazı Selçuklu Sülüsü hattıyla yazılmıştır Kemer ayaklarına mecra tarafından suları yönlendirmek ve hızını kesmek için üçgen biçimli kaideler yerleştirilmiş, mensap tarafına ise yarım daire biçimli dayanak yapılmıştır Köprünün temeli 9 Mayıs 1250 yılında atılmıştır Bu tarihlerde Anadolu Selçuklu tahtında üç kardeş birden hükümdarlık yapmaktadır İzzettin Keykavus II, Rükneddin Kılıç Arslan IV ve Alaaddin Keykubad II Köprüyü, Pervane Hamid yaptırmıştır Mimarı da Fereçoğlu Mehmet’tir






MELİK DANİŞMEND GAZİ TÜRBESİ




Niksar ilçe merkezinde Melik Gazi mezarlığı içindedir Güneyindeki küçük tepenin eteğine inşa edilmiştir Kareye yakın dikdörtgen planlıdır Tek kubbeyle örtülüdür Kubbeye geçiş Türk üçgenleriyle sağlanmıştır Ancak kubbesi yıkıldığından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılan onarımda üzeri düz ahşapla kapatılmış, onun da üzerine alaturka kiremitli kırma çatı yapılmıştır Kuzey cephesi tamamen kesmetaş kaplı olan yapının doğu, güney ve batı duvarında moloz taş malzeme ile tuğla da kullanılmıştır Girişin bulunduğu kuzey cephede kapıdan başka simetrik yerleştirilmiş iki dikdörtgen penceresi yer almaktadır Kapı ve pencere söveleri mermerden yapılmıştır


Yapının iç mekanında sonradan yapıldığı anlaşılan sanduka bozulmuştur Kubbeye geçiş sistemini oluşturan Türk üçgenlerinin hemen altında çok geniş bir ayet kuşağı üç yönde (doğu,batı,kuzey) duvarları dolaşmaktadır İç mekanda başka süsleme yoktur


Üzerinde kitabesi olmadığından inşa tarihini de belirleyecek çok açık bir bulgu da taşımadığından en azından günümüze gelmediğinden Türbenin kime ait olduğu ve tarihi bilinmemektedir Ancak bilim adamları mevcut yapının mimari ve inşai değerlendirmesini yaparak ve mevcut tarih bilgilerini de göz önüne alarak, Danişmendlilerin kurucusu, Malazgirt savaşında Sultan Alparslan’ın emirlerinden Melik Danişmend Gazi’ye ait olduğu kabul etmektedirler




MEHPERİ HATUN KERVANSARAYI


Anadolu Selçukluları döneminde İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Sivas-Tokat-Amasya-Samsun/Sinop kervan yolu üzerindedir Pazar ilçe merkezinde bulunmaktadır Sultan Hanları plan tipinde açık ve kapalı bölümlerden oluşan bir yapıya ve kesme taş kaplamalı blokaj duvar sistemine sahiptir Dış duvarlarına payandalar konularak kale görünümü verilmiştir Açık bölüm kuzey bloğundaki odalarla, doğu ve batı yönde dörtgen ayaklara oturan ikişer revaktan ibarettir Bugün üst örtüsü tamamen ortadan kalkmış olan kapalı bölümü iki sıra ayakla üçgene ayrılmış durumdadır Abidevi taç kapısı, Anadolu Selçuklu klasik özelliklerini taşımaktadır Taç kapı ile kapalı bölüm giriş kapısı üzerinde birer kitabe vardır Kitabelerine göre yapı IAlaaddin Keykubad’ın eşi ve hayırsever birisi olan Mahperi Hatun (Huand-Hunad) tarafından yaptırılmıştır




TOKAT KALESİ


Tipik bir orta çağ kalesidir Anaitis mezhebine bağlı Comana Pontica (Gümenek) yerleşim yerinde baskı gören Hıristiyan halk göç ederek 10 km batıdaki, bugünkü kalenin olduğu yere yerleşmişlerdir Tabii yapısı ile savunmaya elverişli olup uzun yıllar Bizans İmparatorluğu’nun önemsiz bir yerleşim yeri olmuştur Malazgirt Zaferi’nden sonra Türk hakimiyetine giren kale (Tokat) önem kazanmıştır Danişmendliler ve Selçuklular’ın önemli kentlerinden biri olmuş, imar ve kültür faaliyetleri bakımından sayılı merkezler arasına girmiştir Dışkale sur duvarları tamamen ortadan kalkmışken, içkale duvarlarının bir bölümü ayaktadır Duvarlar ve üzerindeki yapı kalıntılarının tamamına yakını Danişmendli ve Selçuklu dönemlerine aittir Ortaçağ kalelerinin vazgeçilmez unsuru olan su yolu Tokat kalesinde de var olup, ağız kısmına kadar dolmuştur




ALİ PAŞA HAMAMI


Tokat İl merkezi, GOP Bulvarı üzerindedir Ali Paşa külliyesinin bir yapısıdır Ali Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazid’in damadıdır Beyazid babasına isyan ettiği için öldürülmüş, damadı Ali Paşa da II Selim zamanında Söngüt Çayırında (Söngüt Köyü) idam edilmiştir


Kadın ve erkek bölümlerinin bulunduğu yapı, çifte hamam tarzında olup klasik Osmanlı hamam mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır Tamamen kesme taştan yapılmıştır




İLİN KÜLTÜR YAPISI


Tokat, uygarlıkların merkezi olan Anadolu’da MÖ 3000 yıllarından başlayarak 5000 yıllık engin tarihinde 14 devlet ve bir çok beyliğin yaşadığı ya da egemen olduğu Yeşilırmak havzası içinde yer almış benzeri az bulunan önemli illerimizden biridir


Tokat ilindeki Kelkit,Yeşilırmak ve Çekerek ırmakları boyunda kurulmuş olan medeniyetlere ait Hitit, Firig, Roma, Selçuklu, İlhanlı, Osmanlı eserlerinin çokça bulunuşu ve tarihi yönüyle önemli bir kültür merkezidir


MÖ2500-400 yılları arasında yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına sahip olan Helen kültüründen, Zile-Tokat-Niksar-Sulusaray’daki MS 5yy kadar süren Roma kültürünü, 12yyda Danişmend’lerin merkezi olan Niksar’da oluşan maddi kültür değerlerini 13yysonuna kadar Selçuklu Türkleri’nin sanat,mimari ve hümanist kültürlerini gözden geçirdiğimizde, Zile Maşat Höyük’teki Tappiga Sarayı, Hellenistik çağa ait kartal figürlü ionik sütun başlığı, Zile’de Roma Anfi tiyatrosu, Zile Saat Kulesi, Zile Ulu Camii, Ertana Beyliği’nden kalan Zile Beyazıt Bestami Camii ve Türbesi, Tokat girişinde Yeşilırmak üzerindeki Selçuklu Köprüsü, Gök Medrese, Pervane Hamamı, Niksar Ulu Camii, Niksar Akyazı Kümbeti, İlhanlılar dönemine ait Niksar Çöreğibüyük Camii, Artova’da Antik Saray Kenti, Pazar’da Mahperi Hatun Kervansarayı gibi eserlerle dimdik ayakta duran tarihinin canlı delilleriyle Tokat ve yöresinin Türk tarih ve kültürü açısından önemi bir kez daha ortaya konulmaktadır




İLİMİZDE EL SANATLARI


Türk Milleti’nin asırlar boyunca meydana getirdiği halıları, kilimleri, cicimleri, zilileri, heybe çuval ve torbaları, hasırları, bakır pirinç ve tunç işleri; güğüm, bakraç, lenger gibi mutfak araçları, kuyumculuğu, tesbihçiliği ve kahve takımları, boncuk işleri, hamam takımları, çanak ve çömlekleri, testileri küpleri vs yüzyıllar boyu yapıla gelmiş hemen hemen hepsi birer sanat eseri haline gelmiştir Bunların biçimleri, üzerindeki renkler ve nakışlar, yapılışlarındaki incelik ve zerafet sanat sevenlerin ilgisini çekmekte ve hayran bırakmaktadır İlimizde halen devam eden el sanatları şunlardır;


Yazmacılık


Bakırcılık


Torak seramikçiliği


Dericilik


Saraçlık


Çarıkçılık


Mutaflık


Semercilik


At arabacılığı


Nalıncılık


Yayıkçılık


Zurnacılık, kaval yapımı


Urgancılık


Süpürgecilik


Sele-sepet örmeciliği


İğne oyacılığı


Halıcılık


Kilim, cicim, peşkir, çarşaf dokumacılığı


Hasır dokumacılığı


Kumaş dokumacılığı






YAZMACILIK


Orta Anadolu’nun uygarlık yönüyle zengin olan Tokat ilinde, yazmacılığın 600 yıllık bir geçmişi vardır Yazmacılığın yapıldığı Anadolu kentleri arasında ise Tokat’ın ayrı bir yeri vardır Yazmacılık geçmişte türünün en güzel örneklerini Tokat’ta vermiştir Evliya Çelebi Tokat yazmaları için “Beyaz pembe bezi Diyar-ı Lahor’da yapılmaz Güya altın gibi mücelladır Kalemkar basma yüzü, münakkaş perdeleri gayet memduh olur” der ve övgüyle söz eder Türk El Sanatları içinde çit, yemeni, çevre, çember deyimleri ile tanıdığımız yazma yıllar boyunca kadınlarımızın baş örtüsü olmuştur Türkülere ve manilere konu olan yazma, bir Almus türküsünde sarı rengi ile dikkat çekerken, bir maninin sözlerinde desen ve çiçekleri ile dile gelir


Anadolu’nun yemyeşil, şirin bir ili olan Tokat’ta “Karakalem” ve “Elvan” olmak üzere iki tip yazma basılmaktadır Desen ve kompozisyon yönünden doğal bir görünüş hakim olan Tokat yazmalarında doğadaki motifler özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden, stilize edilerek kalıp üzerine aktarılmıştır Tokat’ın karakteristik motifleri, tüm özellikleri ile birlikte yazmalara yansıtılmış, doğadan alınan bitkisel motifler, çiçek ve meyve motifleri kalıp ustasınca başarılı bir kompozisyon içinde kumaş üzerine aktarılmıştır Meyve çeşidi bol olan Tokat’ın bu özelliği yazma desenlerine konu olmuş, elması, üzümü, kirazı ve çiçekleri motifler halinde yer alarak desenlere kaynaklık etmiştir


Desenler, ağaç kalıplara kalıp ustasınca bir nakış gibi işlenerek aktarılır Kalıp oymacılığı sabır ve el becerisi ister Herkes yazmacı olur ama, kalıp ustası olamaz En güzel kalıplar ise ıhlamur ağacından oyulur








Anadolu’da yazmacılığın merkezi konumunda olan Tokat’ta üretilen yazmalardaki renk uyumu gerçekten mükemmeldir Tokat yazmalarında çoğunlukla kırmızının koyu tonları, bordo, patlıcan moru gibi koyu renkler hakimdir Tokat yazmaları çok renklidir Sağlam bir renk armonisi vardır Tokat’ta bugün çok değişik yazma deseni basılmaktadır Tokat’a özgü desenlerin yanı sıra değişik yörelere ait motiflerle de çalışılmaktadır Tokat’a özgü yazma desenleri şunlardır


Tokat içi dolusu


Tokat beşlisi


Tokat üzümlüsü


Tokat elmalısı


Tokat yarım elmalısı


Tokat kirazlısı


Tokat içi boş (Kayseri kenar)


Purket (plaka)


Kaşık sapı


Kaynana yumruğu


Asma yaprağı


Ev işi yazma


Trabzon kenar


40 yıl öncesine kadar beş büyük handa; 1 Horozlu Hanı, 2Hacı Musaoğlu Hanı, 3Askerler Hanı, 4Beypazarı Hanı, 5 Gazioğlu Hanında yürütülen yazmacılık bugün yalnızca bir handa (Gazioğlu Hanında) yapılmaktadır İki asır kadar önce bir kervansaray olarak yapılan Gazioğlu Hanı, ortasında kuyusu olan büyük dikdörtgen biçimli avlusu ve üst kattaki sıra sıra odaları ile eski zamanlarınkinden farklı değildir bugün Atölyelerde renk renk tülbentler değişik kalıplarla basılırken, biriken yazmalar tavandaki cereklere asılır Yazmalar, avludaki havuzlarda ve üst kattan avluya uzanan cereklerde bir renk cümbüşü gibi uzanır Halen Yazmacılar Hanında da yazmacılığa devam eden yazmacılar mevcut olup, büyük bir çoğunluğu Tokat sanayi sitesinin yanında yeni yapılan Yazmacılar Sitesinde faaliyetlerini sürdürmektedirler


Yazma artık; elbise, etek, bluz, fular, sabahlık, gecelik, tayyör gibi çeşitleriyle hanımların gardıroblarına da girmiştir Bugün yazmaların çeşitli özelliklere sahip motifleri, günün anlayışına uygun olarak çeşitli yerlerde kullanılmaktadır Modacılarımızın ve bazı şehirlerde kurulu özel atölyelerin yazma motifleriyle yarattıkları giysiler iç ve dış piyasada çok tutulmakta, bu da yazma sanatının önemini ifade etmektedir




EL DOKUMACILIĞI


El sanatları insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ortaya çıkmış, yaşayış özellikleri ve iklim şartlarına göre gelişmeler göstererek kültürümüzün özelliklerini yansıtmaktadır


Halen ilimizde özellikle Başçiftlik ve Almus-Muhat beldesinde halı dokumacılığı, Merkez-Günevi köyünde el dokuması (peşkir, çarşaf, elbiselik kumaş), kırsal kesimdeki köylerimizde kilim, cecim, sumak, hasır dokumacılığının yanı sıra özellikle Kızık köyünde dokunan Kızık kilimleri, Reşadiye yöremizde alaca çorap örücülüğü, heybe dokumacılığı ve Nebi köyündeki folklorik giysiler yöremize güzel bir zenginlik kaynağı oluşturmaktadır




BAKIRCILIK


Tokat’ta bakır işleme sanatı Osmanlı Dönemi’nde bir hayli gelişmiş olup, bu konuda adından söz ettiren önemli merkezlerden biri olmuştur Ergani’den getirilen ham bakırlar, şimdiki yetiştirme yurdu’nun bulunduğu alandaki < Kalhane> de işlenmekte, Sulusokaktaki esnafın marifetli ellerinde her biri birer sanat eseri olarak vücut bulmaktadır


Bakırcılık sanatı son zamanlarda önemini kaybetmesine rağmen ilimizde işlenen bakırın kalitesi ve şekil bakımından estetik ve zengin çeşitliliği nedeniyle Anadolu şehirleri içerisinde ayrıcalıklı yeri vardır


Halen ilimizde dövme tekniği ile yapılmakta olan mutfak eşyası ve hediyelik eşya (leğen, ibrik, kazan, tava, tas, sini, vb) olarak üretilmektedir Ancak, geçmişteki kullanım yoğunluğunun yerini plastik, alüminyum ve çelik malzemeye bırakmıştır




TOKAT MUTFAĞI




Geleneksel Tokat evlerinin en büyük özelliği, büyük odalarından birinin mutfak olmasıdır Mutfağa halk ağızı ile “İşevi” veya “akşana” denir Taban döşemesi bal peteğini andıran kiremit tuğla ile kaplıdır Odanın bir köşesinde yemek yapmaya ve çamaşır kazanını kaynatmaya yarayan yer ocağı bulunurken; diğer tarafta kurutulmuş yiyecek, konserve, salça, peynir, yaprak saklanan kiler bulunur Ayrıca kuru baklagil ve tahılın saklandığı bölmeli ambar vardır Bağ evlerinde kebap fırını, üzüm suyu0nun çıkarıldığı şirehane, geleneksel Tokat mutfağının en belirgin özelliğidir


Bugün bile Tokat’ta yemekler çoğunlukla yer sofrasında yenilir Mutfak kalabalık ailelerde oturma odasıdır Tokat’ın çok zengin mutfağı vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.