Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çıkış, dan, koza

Koza,Dan Çıkış 5

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Koza,Dan Çıkış 5




Koza,dan çıkış 5



"Koza"dan Çıkış (5)

“Nasıl ki pencerenden içeri giren ve dışarı çıkmak için debelenirken sürekli cama, kapıya, avizeye vurarak kendini parçalayan bir kelebek gördüğünde ‘Hay Allâh! Oradan değil buradan çık!’ deyip ona görmediği noktayı göstermek istersin ama ancak o kendi bulabilirse çıkabilir; aynen bunun gibi sana insanlığın bilinç skalasında bir üstünden, üstünün de üstünden ve nice üst basamaklardan bakıp ‘Oradan değil buradan!’ diyerek yol göstermeye çalışan sayısız bilinç düzeyi var! Ama değerlendirebiliyorsun ama değerlendiremiyorsun; ama var!”
Demek ki onlar bana baktığında ben de o kelebek gibi görünüyorum, öyle mi?”
“Aynen öyle! Ama senin büyük bir bonusun var, insan türüne mensupsun! Yani tekâmül jokerin var! Ve aslına bakarsan hayvanlarda bile eğitimle yukarı çekilebilen çok şaşırtıcı bir bilinç aralığı varken, insana tanınmış olan tekâmül aralığı son derece şaşırtıcı ebatlarda!
Eğitimli köpeklerin yarattığı hârikalar, kendi kapısının kilidini indiren medyatik koyun, yunusların ve sevimli fokların muhteşem görsel şovu, hâkezâ sirk hayvanları ya da odanın kapısına zıplayıp kolu kullanan, çeşmeden su içen ve tuvalet deliğine ihtiyâcını gideren kediler düşünülecek olursa, insanın bu geniş skalada nelere sahip olabileceği, eşsiz bir manzara çıkarır ortaya!
Ve insan olarak sana sunulan o görkemli jokeri kullanmak ya da çöpe atmak da yine senin seçimine ve çalışmana bağlı tabi! Nefsin mertebeleri olarak resmedilmeye çalışılan ya da ‘Silsile-i Hâcegân’ gibi tanımlarla bir parça ete kemiğe büründürülmeye çalışılan bu sonsuz bilinç skalası inan ki muhteşem bir manzara! Bodrum kattan evreni ne kadar izleyebilirsin bilemem ama, uzaya çıkmanın en azından hayâlini kurmanı tavsiye ederim! Ne de olsa Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır!’ demiş R W Emerson! Belki uyanırsın bir gün ve bir de bakmışsın uzaydasın!”
“O kadar kolay yâni!”
“Kolay demedim! İmkânsız değil dedim sâdece! O kapı açık dedim! Uyanmaya bağlı dedim! Eğer bedâva dağıtılan bir şey olsaydı, mekan köyünden çıkman kolaydır ama kozan köyünden çıkman her beynin harcı değildirEnder kişiye nasiptir demezdi, köyünden çıkmayı başarabilmiş eril bir rûh! Demek ki emek ister, esas işinle yoğrulmak ister Gözlerini açıp kutsal haritanın hakkını verirsen, o ender kişilerden biri de sen olabilirsin pekâlâ…”
“E ben başlayım o zaman da nerden başlayayım?”
“Sana lâzım olan şu aşamada sâdece iyi gösteren bir ayna demiştik! Demek ki önüne çıkan her hâdiseyi, her ilişki ve durumu kendine bir ayna kılman gerekiyor! Bu aşama arabanın mekaniğini ve ârızalarını tespit ve tanıma aşaması!
Her fırsatta kendine bakacaksın! O kadar ki; neredeyse kendi dışında hiçbir nesne edinmemeye gayret edeceksin bu aşamada! Falancayı filancayı unut! Didaktik cümleler kurarak akıl vermeleri hepten unut! Kendi söküklerinle yoğrul önce adam akıllı!
Nerede Sünnetullâh’a aykırı hareket edip özünü, fıtratını bozmuşsun, ona uyan bakalım bir! Yürüyerek hacca giden dedelerin bir süperman miydi, yoksa sen içinde boğulduğun tüm o teknolojik ve bilişsel havuza rağmen dedelerinin donanımından âciz bir asalak mısın; onu anla, onu keşfet önce!
Dediğim gibi, dergâh sana gelmiyorsa, (Ki şu çağda gelemez artık!) sen dergâha git! Nasıl ki bir şeyhin eteğini tutar tutmaz Alaaddin Attar gibi pazarda elma satmaya ya da Yûnûs gibi dergâha odun taşımaya gönderirler insanı, sen de kendi dergâhını kendin kur ve gönder kendini en sevmediğin işlere!
Kendi çamaşırını yıkayıp asarken, kendi bulaşıklarını yıkarken ya da makineye koyup çıkarırken, ütü yaparken, dişlerini fırçalarken, evini temizlerken, hatta kuyrukta beklerken içinden yükselen o sesi duy ve onu geldiği yere geri gönder; kendini yakala, sakın yem olma o düşünceye!
Sana ‘Sen bu hallere düşecek insan mısın! Ne saçma ve anlamsız işler! Halbuki bunlar sana göre değil!’ diyerek kondüsyon sahibi olmanı engelleyen o parazitli hattı hemen, hiç düşünmeden devre dışı bırak! O sesle sakın polemiğe girme ve daha merhabâ bile demeden sil kişi listenden!
Zîrâ sabahları saat çaldığında her kalkış hamlende sana ‘Yâ uyuuu! Az daha uyuuu! Bir şey olmaaaz!’ der demez onunla konuşmaya başlayıp her seferinde de kaybedişin, hep ona konuşma hakkı tanımandan kaynaklanıyor Dolayısıyla sakın ona yanıt verme, doğrudan eyleme geç! Düşünce çukuruna düşüp onunla muhatap olmaya kalkarsan daima o kazanacaktır, bilgine…
Yaptığın her ne ise kendini izleyerek, kendinin farkında olarak ve otomatik mekanizmanı devre dışı bırakarak yap! Bazen bunu kolaylaştırmak için hareketlerini yavaşlatabilirsin Zaman zaman konuşmanı bilinç ve farkındalık halinde tutabilmen için konuşma stilini bile ağır çekime alabilirsin! Bunlar sana gerçek bir kondüsyona sahip olana kadar yardımcı olacaktır Bunları denedikçe neden acele işe şeytan karıştığını da yakînen müşâhede edeceksin zâten
Seni içinde olduğun ancak kullanamadığın kuantum potansiyelden mahrum kılan en önemli yalıtım malzemelerinden biri de, çok hızlı çalışan ve hemen sonuca ulaşan mekanize zihninin sana dayattığı hızdır, sürattir! Bu nedenle ne kadar süratli düşündüğünü ve aslında hiç düşünmeden düşündüğünü ve bu sağlıksız veriyi derhâl, yâni otomatikman, bir refleks hâlinde eyleme dönüştürdüğünü görebilmen için yavaş hareket etmek çok önemlidir, son derece etkili bir yoldur!
Tabi o sana ‘Ne bu saçmalık! Ne yâni? Bu aptalca taktiği uygulayıp bir uyuşuk gibi mi davranacaksın şimdi sen! Abartma!’ diyecek ve sanki seni kumanda ettiği otomatiğe bağlı rutin hayatında uyuşturucusuz ve zinde bir hayat yaşıyormuşsun gibi engellemeye çalışacaktır!
Dediğim gibi, sakın onunla polemiğe girme! ‘Eûzü B-illâhi mineş-şeydânirracîm! Bismillâhirrahmânirrahîm!’ de, bu parazitli hattın ‘Hakîkat’te olmadığını ancak kendini sana var kabul ettirmeye çalıştığını müşâhede et ve direkt uygula uygulaman gerekeni! Sanal olanın üstündeki gölgesini çek ve al kararlıca!
Aslında dikkatli gözlerle bakarsan sana ayna olacak birçok veritabanı da bulabilirsin! Muhtemelen yanında acı söyleyen gerçek, yâni adil, cesûr ve donanımlı bir dost yok! O zaman da bazı haritalardan yararlanabilirsin meselâ!
Örneğin ‘Enneagram’dan faydalan! Aynı esmâ terkîbini taşımakla birlikte bambaşka dizilim ve olasılıklarla dünyâya gelen her bir insanın güçlü ve zayıf taraflarını gösteren dokuz kişilik tipini inceledikçe hepsinin iyi kötü sende olduğunu ama o dokuz tipten birinin sende dominant olduğunu anlayacaksın!
Ve o tip sana o kadar açık konuşacak ve senin kişisel kilitlenme noktalarını o kadar cesûr ve yadsıyamayacağın bir şekilde açacak ki, ‘Hayır! Bu ben değilim!’ diyemeyeceksin Çünkü aynanın yalan söylemediğini hemen o anda, oracıkta teslîm etmek durumunda kalacaksın
İşte nefis tezkiyesinde ya da terbiyesinde sana bir çıkış noktası olabilecek bu kişisel harita tüm ârıza noktalarını ve güçlendirmen gereken zayıf yanlarını anlatacak ve sana da bunları tatbik etmek kalacak yalnızca
Ama sen tıpkı astroloji denilen alanda olduğu gibi ortadaki verileri kendini geliştirmek için değil de kilitlemek için kullanırsan, o zaman istifâde etmek ne kelime, kendi ayağına takoz olursun!
Meselâ ‘Ama ben balık burcuyum! Duygusal olmamdan daha doğal ne var! Ben buyum ve değişmem mümkün değil; yapım bu benim!’ der ve duygusal cehennemini kökleştirmek adına hareket edersen ya da ‘Ben enneagramda 8 numarayım ve liderlik vasfımın kuvvetli olması gâyet doğal Bu nedenle biraz sert ve bencil olabilirim Ne de olsa tipim bu!’ dersen o zaman tekâmülden yana hiç şansın yok demektir! Çünkü kendi kredini kendin bloke ettin bile!
Halbuki bu veritabanları sana, arkasına saklanıp mâzeret üretesin diye değil, tünelden çıkışa gidişte bir yol haritası olsun diye verilmişti! Bir ve bütün olan yegâne ilimden tecellilerdi bunlar! allah indinden yansımalar
Ama sen hem bunları bölüp parçalayıp, kategorize edip, hücreleştirip bütünden, ‘Hakîkat’ten koparttın; hem de arkasına saklanıp tembellik edeceğin bir paravana dönüştürdün bu fonksiyona dönük datayı!
Eğer bunlar bir ve tek olan o aynı ilmin bir yansıması, aynı dalga okyanusunun bir görünüşler kümesi olmasaydı Erzurumlu İbrâhim Hakkı Efendi’nin “Mârifetnâme”de astroloji ilminden dem vurup onunla ilgili hakîkatlere zaman ayırmasının mânâsı neydi?
Eğer insan ipin ucunu kaçırıp her şeyi bütünden kopartmışsa bunda bâzı bilgi türlerinin ve alanların kabahati ne? Ve Hz Âlî’nin Arapça yazılışı îtibârıyla ‘Kur’ân’ın sırrı Fatîhâ’da, Fatîhâ’nın sırrı Besmele’de, Besmele’nin sırrı ise B harfindedir İşte ben o B’nin altındaki noktayım!’ dediği nokta, “İlim BİR nokta idi, câhiller onu çoğalttı!’ dediği nokta olmasın sakın!
Ne güzel de anlatmış kısacık bir cümle ile bugün içine düştüğümüz o devâsâ parçalanmayı! Her şeyi bütünden, ‘Hakîkat’teki biricik ve mânidar yerinden kopartarak sûnîleştirdiğimizi, her güzelliği basitleştirmede ve sığlaştırmada ne kadar mahirleştiğimizi ne de güzel resmetmiş bir çırpıda…
‘Kuantum fiziği keşfedilmiş miydi acabâ Hz Âlî döneminde?’ diye soruyor aptallaşan zihin! ‘Tevhîd’in sonsuz ve sınırsız mevcûdatını idrâke gücü yetmeyen sınırlı zihin…
Evet, bilim dedik Allâh’ın BİRicik ilmini parçaladık, etnik yapı dedik toplumu parçaladık, mezhep dedik, Yahudi-Hıristiyan dedik İslam’ı parçaladık, yetmedi atomu parçaladık, her şeyi ince ince parçaladık da, Einstein’ın târihi sözüyle bir tek önyargıyı parçalayamadık!
Ve parçalamanın kendisi bir önyargı haline gelince işte orda çuvalladık, içine yuvarlanıp yutuluverdiğimiz o karadelikten bir türlü çıkamadık! İşte bu hâliyle de Hz Âlî’nin işaret ettiği o câhiller kadrosundaki târihî yerimizi aldık, aldattık ve aldandık! Ve ‘Asr’a andolsun ki insan hüsrandadır!’ diye yankılandı duvarlar, yer ve gök; bir türlü aymadık, ayamadık…”
“Ama ‘İnsanın ayma, ayılma ve uyanma donanımı var! Bu hak onda ömür boyu bâkî!’ demiştin!”
“Evet bâkî! Ve uyuyanlara nazaran epeyce azınlık olsalar da uyanan da çok! Haritası da mevcut hattâ tüm detaylarıyla bu ‘Büyük Uyanış’ın, ‘Öncü Kıyâmet’in! Tek yapman gereken kozanı tanıman, onu tam anlamıyla görmen! Görürsen can havliyle çıkmak için harekete geçersin, ama gerçekten görmen lazım önce…”
“Her şeye ama her şeye baştan demeliyim, kara düzenime format atmalı ve hemen şimdi yenilenmeye başlamalıyım! Ağır çekimde olmalıyım, dişlerimi fırçalamalıyım, beden evimi, yurt evimi ve rûh evimi birlikte temizlemeliyim, onunla tartışmaya girmemeliyim, otomatik eylemden kurtulmalı ve farkındalıklı eylemi tanımalıyım! Parçalamamalıyım, kullanma kılavuzunu ‘OKU’malıyım, kapıdaki BMW’yi çürütmemeliyim ve başka neydi! ”
“Efendim! Anlamadım!”
“Önce benim anlamam önemli!
Önce ANLAMALIYIM! Gerçekten…”
“O halde sâkin ol… Hiçbir şey kaçmıyor, kaçmaz! Ama sen böyle yakalamak için üzerine abandıkça kaçmaması imkânsız! Onun için de şimdiye kadar söylediklerimin hepsini unut!”
“Unutayım mı!”
“Evet!”
“Hz Şems Hz Mevlânâ’nın en önemli kitaplarını suya fırlatıverdiğinde hiçbiri ıslanmamıştı, bilirsin! Bunları da unutuver, kaybolmazlar merâk etme! Sen sâdece anlamak nedir, onu anla önce… Gerisi gelir, endişe etme…
Zâten endişe varsa sen varsın, sen varsan O yok! Yâni telâşın, sağlıksız benlik algının getirisidir ve sağlıksız benlik algın olduğu müddetçe de ‘Hakîkat’ açığa çıkmaz! Yâni o hep açıktadır, oradadır da, sana âşîkâr olmaz!
Tıpkı suyun içinde debelendikçe suya batman ve ancak kendini suya tam bırakabildiğinde, batma düşüncesinden tam olarak kurtulabildiğinde, vehim ve korkuyu saf dışı bırakabildiğinde suyun seni kaldırması gibi! Bu bir fizik kanunu, doğanın temel işleyişi, Sünnetullâh! O zaman akıntıya kürek çekmenin de bir anlamı yok!
Onun için gevşet tüm varlığını önce! Sıktığın yumruklarını aç, kendini zemîne bırak, koy ki o taşısın seni ve sen sâdece izle… En nihâyetinde O’na bırak yâni kendini… Tam teslîm ol, Müslüman ol önce…
Ve ne yeise düş, yâni ümitsizlik çukuruna yuvarlan, ne de tembelliğin dibine vur! Her şeyde ama her şeyde iki kanatlı ol… Ne diyor evrensel haritan, şaşmaz ve şaşırmaz pusulan; ‘Salâtında sesini yükseltme, onu gizleyip kısma da! İkisi arası bir yol tut’ …
Bak bir yıldız kaydı! Çevir gözlerini gökyüzüne! Unut tüm bilgileri ve zihnindekileri! Onların seni telâşa verip aşağı çekmesine giden yolu besleme!
Telâş varsa sen varsın ve sen varsan ‘Hakîkat’ sana perdeli Bunu kaydetme, ama yaşa Kaydetmeden yaşa…
Yaşa… Ve bir de bakmışsın, aralanıvermiş gözlerin bir an! Çünkü unutmuşsun artık sen seni… Çıkmışsın aradan ve O gelmiş tüm muhteşemliğiyle… Tüm izzet ve bereketiyle, tüm rahmetiyle…
AH! İşte bir YILDIZ daha kaydı! …alıntı A ÇALIŞ

Alıntı Yaparak Cevapla

Koza,Dan Çıkış 5

Eski 08-06-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Koza,Dan Çıkış 5



her fırsatta kendine bakacaksın! O kadar ki; neredeyse kendi dışında hiçbir nesne edinmemeye gayret edeceksin bu aşamada! Falancayı filancayı unut! Didaktik cümleler kurarak akıl vermeleri hepten unut! Kendi söküklerinle yoğrul önce adam akıllı!


Söyleyecek söz bulamıyorum hepsi birbirinden güzel paylaşımlar derinliği inanılmaz içeriği anlatılmaz yaşanır türden Rabbim tüm bu güzellikleri anlayabilecek içimize sindirebilecek akıl ve izan naisb eylesin Kocayüreğine sağlık sevgiyle kal

Alıntı Yaparak Cevapla

Koza,Dan Çıkış 5

Eski 08-06-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Koza,Dan Çıkış 5




Alıntı:








LâL Nickli Üyeden Alıntı



her fırsatta kendine bakacaksın! O kadar ki; neredeyse kendi dışında hiçbir nesne edinmemeye gayret edeceksin bu aşamada! Falancayı filancayı unut! Didaktik cümleler kurarak akıl vermeleri hepten unut! Kendi söküklerinle yoğrul önce adam akıllı!


Söyleyecek söz bulamıyorum hepsi birbirinden güzel paylaşımlar derinliği inanılmaz içeriği anlatılmaz yaşanır türden Rabbim tüm bu güzellikleri anlayabilecek içimize sindirebilecek akıl ve izan naisb eylesin Kocayüreğine sağlık sevgiyle kal





AMİN,AMİN, AMİN, birlikte inşallah güzel yürek seninde zamanına ve okuyan gözlerine sağlık ,Sevgi ve sağlıkla kal

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.