Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberlerine İman
Peygamberler, 'ın insanlar arasından seçtigi ve özel olarak egitip yetiştirdigi seçkin insanlar ve elçilerdir Peygamberlik çalışmakla elde edilecek bir makam değildir Onlar eylemlerinin çoğunu 'ın emri ve özel mesajı (vahiy) ile yaparlar Bir insan olarak kendiliklerinden yaptıkları işlerde yanıldıkları, ya da işin en doğrusuna isabet edemedikleri olursa, bunu (c:c ) kendilerine derhal bildirir ve onlara mutlaka en doğru olanı yaptırır
Peygamberlerin bütün yaptıkları tarafından kontrol edilip düzeltildiği için, onların bütün hayatları din adına birer örnek haline gelmiş ve dinin canlı misalini oluşturmuştur
Ilk insan, aynı zamanda ilk peygamber olan Hz Adem(a s )'dir Son Peygamber ise Hz Muhammed (s:a s )'dir Bu ikisi arasında sayıları yüzbinleri aşkın peygamber gönderilmiştir Kur'ân-ı Kerîm, bunların hepsinin isimlerinin bize bildirilmediğini haber verdiği için, bizim onların sayılarını öğrenip ona inanmamız şart değildir Sadece peygamber olarak gönderilen her insanın 'ın elçisi olduğunu söyler ve öyle inanırız
Bazı peygamberlerin isimleri Kur'ân-ı Kerîm'de zikredilmekte ve hayat hikâyelerinden bölümler verilmektedir Onları da anlatıldığı gibi kabul eder ve inanırız Kur'ân'da isimleri zikredilen peygamberler şunlardır:
Âdem, Idris, Nûh, Hûd, Sâlih, Lût, Ibrahim, Ismail, Ishak, Yakub, Yûsuf, Şuayb, Hârûn, Mûsâ, Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, Zülkifl, Yûnus, Ilyas, Elyesa, Zekeriyya, Yahya, Isâ ve Muhammed ( 'ın salât ve selâmı üzerlerine olsun)
Bütün peygamberler tarafından gönderildiği için hepsi aynı temel inanç esaslarını getirmiş ve öğretmişlerdir Hepsinin öncelikle yaptıkları iş; "Tevhid" e, yani yalnız 'a inanıp O'nun dışındaki ilâhları inkâra çağırmak olmuştur Onların hepsi bu işi yapmış ve insanları canlı veya cansız ilâhlara kul olmaktan kurtarmaya, yani özgürlüğe çağırmıştır
Peygamberler, peygamberliklerini mûcizelerle isbatlarlar Mûcize; peygamberlerin, 'ın gücüne dayanarak başkalarının yapamayacağı harika işler yapmalarıdır her peygambere özellikle kendi zamanında çok ileri giden bilim ve tekniğe göre bir mûcize vermiştir Meselâ Hz Mûsâ zamanında sihirbazlık çok gelişmiş ve ona mûcize olarak sihirleri boşa çıkaran bir asa (baston) vermiş, Hz Isâ zamanında tıp çok ilerlemiş, da ona mûcize olarak körleri gördürme, alaca hastalığını iyileştirme, hattâ ölüyü diriltme kabiliyeti vermiş Hz Muhammed zamanında da edebiyat çok ilerlemis, da ona mûcize olarak Kur'ân-ı Kerim'i göndermiştir Öyle ki, en büyük edebiyatçılar bile onun en küçük sûresine dahi benzer bir metin yazamamışlardır Önceki peygamberlerin, peygamberlikleri gibi mûcizeleri de geçici iken, Hz Muhammed'in en büyük mûcizesi olan Kur'ân-ı Kerîm'in mûcizeliği de onun peygamberliği gibi süreklidir Peygamberlere verilen mûcizeler böyle birer taneden ibaret değildir Onlar her istendiğinde 'ın yardımıyla mûcize gösterebilirlerdi Meselâ, Hz Muhammed'in daha yüzlerce mûcizesi vardır
Peygamberleri diğer insanlardan ayıran bazı özellikler vardır:a) Onlar tarafından yetiştirilir ve terbiye edilirler, insanlar ise akılları ve çabalarıyla bilgi edinirler,
b) Peygamberlerin gayesi 'ın emirlerinin yerine getirilmesidir, insanlar ise bilgi ve becerileriyle başka şeyler, meselâ şöhret isteyebilirler,
c) Peygamberler 'tan getirip öğrettiklerini kendi hayatlarında tastamam yaşayan insanlardır
Peygamberler hiç yalan söylemeyen, yaratılıştan, üstün anlayış ve ahlâk üzere olan, son derece güvenilen, hiç günah işlemeyen ve 'tan aldıkları bilgileri tastamam insanlara aktaran ve ulaştıran insanlardır (Ismet, emanet, fetanet, sıdk, tebliğ)
Peygamberler'in peygamberlikleri arasında bir fark yoktur, hepsini peygamber olarak kabul eder ve inanırız Ancak yerine getirdikleri görev bakımından aralarında derece farkı vardır ve Hz Muhammed, hem bütün peygamberlerin hem de bütün insanların en üstünüdür Ondan sonra diğer peygamberler, sonra büyük melekler, sonra diğer insanların iyileri, sonra da diğer melekler gelir
Hz Muhammed son peygamberdir Peygamberlik zinciri onunla tamamlanmıştır Onun getirdiği din bütün insanlığa gelmiş son dindir Artık ne başka peygamber, ne de başka din gelecektir O, cinlerin de peygamberidir Halbuki, ondan önceki peygamberler belli bölgelere ve belli milletlere gönderilen ve getirdikleri din, dünyada bulunan herkesi ilgilendirmeyen peygamberlerdi
Hz Isâ 'ın büyük peygamberlerinden biridir ve Hz Adem'in topraktan yaratıldığı gibi, o da Babasız olarak 'ın dilemesiyle Hz Meryem'den doğmuştur Annesi de iffetli bir kadındır O, -hâşâ- hiristiyanların dediği gibi 'ın oğlu değildir Onların iddia ettikleri gibi öldürülüp çarmıha gerilmemiştir onu öldürüp kendi katına çıkardığını haber vermektedir Indirilişi nasıl olacaktır, bilmiyoruz ama, sonra da dünyaya indirilecektir
Aklımıza, peygamberlerin gönderilmesine ne lüzum vardı? diye bir soru takılabilir Aslında bunu, 'ın büyük bir lûtfu ve iyıliği saymamız gerektiğini hatırlamalıyız Sonra:
l Insanlar hem dünyaları, hem de sonları için, kendi çıkarlarına ve faydalarına olan şeyleri sırf akıllarıyla bulamazlar Bunu çok basit konularda bile insanların, çok değişik şeyler düşündüklerinden anlıyoruz Işte peygamberler akılların çözemediği ya dâ çözmekte zorluk çektigi noktalarda, 'ın öğretmesiyle insanlara rehberlik yaparlar 2 Daha önce muazzam bir makineye benzettiğimiz insanların, nasıl hareket etmeleri gerektiğini bildiren broşürler durumundaki kitapların anlaşılmalarını sağlar ve deyim yerinde ise, bu konuda bir teknisyen görevi yaparlar
3 'ın gönderdiği emirlerin canlı bir uygulayıcısı olmakla, yanlış anlayış ve uygulamalara yer bırakmazlar
Bütün bunları bizzat kendisi yapsaydı, doğru ve eğriyi herkese kendisi söyleseydi de, bir takım insanları peygamber yapmasaydı ne olurdu? diye de düşünülebilir Buna cevap olarak denilebilir ki, o zaman herkes 'ı duyularıyla hisseder ve algılardı Böyle algılanan bir şeyin, meselâ Güneşin olup olmadığı konusunda tartışmaya girmek anlamsız olduğu gibi, onun varlığını kabul etmenin de hiçbir özelliği olmazdı, kimse güneş vardır dediği için bir değer kazanmış olmaz da herkesle konuşsaydı, inanma-inkâr etme mücadelesi olmazdı Kısaca imtihan, özelliğini kaybederdi Dolayısı ile Cennet ve Cehennem anlamsızlaşırdı
|