Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çalıntı, mal, mesrûk

Mesrûk (Çalıntı Mal)

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mesrûk (Çalıntı Mal)



Az veya çok olsun başkasının malını gizlice çalmak anlamına gelen "sirkat" kökünden ism-i mef'ul Çalınan veya çalınmış mal
İslâm'da belirli miktarda malı, belirli yerden gizlice çalan kimseye had cezası öngörülmüştür (bk el-Maide 5/38, "Hırsızlık" maddesi) Çalınan malda bazı özelliklerin bulunması gerekir Bu özelliklerden ilki çalınan malın "mutlak mal olması", yani toplumda mal kabul edilen cinsten bir şey olması gerekir Altın, gümüş, cevherler, bakır, demir gibi madenlerden yapılmış eşyalar mal kabul edilir
Çalınan malın "mütekavvim mal" olması da şarttır Aksi takdirde çalınan maldan dolayı had gerekmez Buradan hareketle, şarap, çocuk vb şeyleri çalan kişiye had lâzım gelmeyeceği belirtilmiştir Çünkü şarab, müslümanlarca mütekavvim mal kabul edilmemiştir Hür bir çocuk ise zaten mal kabul edilemez
Had cezasını gerektiren çalıntı malın en az bir dinar (4 grlık altın para) veya on dirhem (28 gr gümüş para) değerinde veya bu miktara denk değerde olması gerekir Daha az miktardaki mal için hırsızlık cezası uygulanamaz
Aynı şekilde çalınan mal, bir bekçi ile veya ev, dükkan, depo gibi bir yerde muhafaza edilmiş olmalıdır Korumasız ve açıktan çalınan mal için (meselâ sokaktaki veya bekçisiz bir tarladaki malın çalınması halinde) had uygulanmaz Bu itibarla bir hizmetçi hizmet ettiği ev veya dükkândan, bir şahıs misafir olduğu yerden mal çalsa yine had gerekmez Fakat bir hizmetçinin, sahibi tarafından kilitlenen ve açmakla izinli olmadığı bir yerden mal çalması halinde had cezası uygulanır Bunun gibi meradan çobansız hayvanları çalmak da haddi gerektirmez Diğer yandan gündüz, kapısı açık bulunan bir eve girecek hırsızlık yapan kişiye de had gerekmez Fakat geceleyin herkes evine çekildikten sonra, kapısı kapalı, ama kilitlenmemiş olan bir evden yapılacak olan hırsızlık da cezayı gerektirir
Bir kimse kiraya verdiği evinden veya dükkanından, kiracısının malını çalacak olursa, o kişi hakkında da had uygulanır Çünkü o ev veya dükkan kiracının elinde bulunduğu sürece koruma altında sayıldığı için, mal sahibinin izinsiz oraya girmeye hakkı yoktur
Evlerin sathı da, korunmuş yer hükmünde olacağından, dam veya balkon gibi yerlerden bir malın gizlice çalınması halinde had gerekir
Alınmaları veya çalınmaları halinde İslâm ülkesindeki halk tarafından hoşgörü ile karşılanan az miktardaki odun, ot, saman, av hayvanı, balık, kuş, tavuk, tuz, kamış, kömür gibi çok kısmetli olmayan şeyleri çalmak da cezayı gerektirmez Bu gibi şeyler fıkıh kaynaklarında "tâfih" denir (el-Mevsılî, el-İhtiyâr li Ta'lîli'l-Muhtâr, İstanbul 1980, IV 107; İbn Âbidîn, age, IV 91) Bu hükümden anlaşılan, insanların değer vermediği veya fazla rağbet etmediği şeylerin çalınması halinde söz konusu cezanın uygulanamamasıdır
Ancak İslâm hukukçuları önemsiz sayılan eşyayı belirlerken kendi devirlerinde bulunan eşyayı örnek vermişlerdir İnsanların mala verdikleri değer ve önem devirden devire değişebilir Kısaca, "tâfih" (değersiz) mal" kavramını örfe ve devirlere göre değerlendirmek gerekir
Had cezasını gerektiren (çalıntı malda aranacak diğer bir şart da, söz konusu malın çabuk bozulan cinsten bir şey olmamasıdır Bu yüzden taze meyvalar, hurmalar, süt, et, henüz başağında bulunan arpa veya buğday tam olgunlaşmadıkları ve çabuk bozulma özelliği gösterdikleri için tam bir mal sayılmazlar Dolayısıyla de çalınmaları halinde, had gerekmez (el-Mevsılî, age, IV 107; İbn Abidîn, age, IV 91) Buna karşılık kuru meyvalar, her türlü hububat, yağlar, kokular, bir yıl bozulmadan dayanabilme özelliğinde olan sirke ve pekmez gibi mallar, çabuk bozulmadıkları için bu hükme girmezler Bu yüzden böyle bir malı çalan kimseye had lâzım gelir
Bir hırsıza had uygulanabilmesi için, çalınan malda o hırsızın "mülkiyet hakkı veya mülkiyet şüphesi" bulunmaması gerekir Meselâ; bir kimse, kendi çocuklarının malını çalsa; alacaklı borçlusunun malından, alacağının karşılığı olarak aynı cinsten mal alsa had cezası lâzım gelmez Fakat bu kişi, borçlusunun başka cinsten malını çalsa, ona had uygulanır (el-Mevsılî, age, IV 109)
İslam'da diğer had cezalarında olduğu gibi, hırsızlık haddinde de en küçük şüphede had düşmektedir Ancak bir hırsızdan haddin düşmesi, onu diğer ceza uygulamalarından kurtarmaz Her şeyden önce çalınan malın iadesi veya tazmini gerekir Had cezası düşse bile çalınan mal, mal sahibine iade edilir Hırsız, malı telef etmişse onu tazmin etmesi gerekir Kendisi de hapis veya tazir cezasıyla cezalandırılır Fakat mal hırsızın elinde telef olmuş, had de uygulanmış ise, artık bu mal hırsıza tazmin ettirilmez

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.