Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edep, haya, iffet

Edep - Haya - İffet

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edep - Haya - İffet



Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir Hadis-i şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor Dinimiz, baştan başa edeptir Edep, kulun kendisini Cenab-ı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır Hadis-i şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu

Hazret-i Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı Hadis-i şerifte, (Resulullahın hayası, bakire İslam kızlarının hayasından çoktu) buyuruldu (Buhari)

İbni Mübarek hazretleri, (Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm) buyurdu

Her zaman her yerde edepli, hayalı olmaya çalışmalıdır! Hadis-i şerifte, (Hayasızlık insanı küfre düşürür) buyuruldu Haya, bir binayı tutan direk gibidir Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayasız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(ü teâlâdan haya edin! ’tan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar) [Tirmizi]

(Haya, baştan başa hayırdır) [Müslim]

(Her dinin bir ahlakı vardır İslamiyet’in ahlakı da hayadır) [İbni Mace]

(Hayasız olan hep kötülük eder) [İbni Mace]

(Hayasız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur) [Deylemi]

(Haya ile iman, ikiz kardeştir Biri giderse diğeri de gider) [Ebu Nuaym]

(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, çirkin söz söylemez ve hayasız değildir) [Tirmizi]

(Haya imanın nizamıdır Bir şeyin nizamı bozulunca, parçaları da bozulur) Maverdi]

(Haya imandandır Hayasızın imanı yok demektir) [İbni Hibban]

(İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır!) [Beyheki]

(Hayasızın dini olmaz ve hayasız kişi Cennete giremez) [Deylemi]

(İman çıplaktır, süsü haya, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir) [Deylemi]

(Haya insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu) [Taberani]

(Haya ile iman bir aradadır Biri giderse, öteki de durmaz) [Hakim]

Dinimizde hayanın yeri çok mühimdir ü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayasızlık da imanın zayıf olduğuna alamettir Hadis-i şerifte, (Hayanın azlığı küfürdendir) buyuruldu Hayasız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir Haya, imanın esasındandır Hayası olan ’tan utandığı için günahtan çekinir İnsanlardan utanmayan ’tan da utanmaz İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayadandır İnsanlardan utananın, ü teâlâdan da utandığı anlaşılır Çünkü hadis-i şerifte, (’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor Hayasız olan mürüvvetsiz olur Hazret-i Ebu Bekir, (Hayasız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir) buyurdu

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır) [Nur 19]

Kadın erkek ilişkilerinde ve tuvalet için kullanılan kelimeleri aynen söylemek insanlığa uygun değildir, hayayı yok eder ve iyileri gücendirir Böyle kelimeleri söylemek gerekince, açık olarak değil, kinaye olarak söylenir

ü teâlânın nimetinde, nimeti vereni görmeli, daima Onun huzurunda olduğunu düşünmeli, mesela otururken, yatarken edebe riayet etmelidir Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken ve her çeşit iş yaparken, bütün bunların ü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde Onun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir Böyle düşünmek çok üstün bir ibadettir

Mahrem konuları edeple sormak lazım
Bir kız, mahrem konuları annesine sorar O da bilmezse, annesine, (Babamdan öğren) der Babası da bilmezse, babasının, bilen birisine sorması gerekir Babası yoksa, ağabey, amca, dayı gibi mahrem akrabalarından öğrenir Bunlar da öğrenip bildirmezse, o zaman mektupla veya telefonla, kendinden değil de, (Bir kadının muayyen hâli şu kadar devam edip kesilse, ne gerekir) şeklinde sormak daha uygun olur Bir kadının kocası, bu bilgileri öğrenip hanımına anlatmazsa, kadın, en uygun bir yolla bunları öğrenebilir Bilenlerden bu konuları edep dairesinde sorması ayıp olmaz

Hazret-i Esma’nın Peygamber efendimize nasıl gusledileceğini sorarken utanması üzerine, Hazret-i Âişe validemiz, (Ensar kadınları ne iyidir; utanmaları, dinlerini öğrenmekten men etmiyor) buyurdu <FONT size=3><FONT color=darkgreen>(Buhari)

Demek ki, ayıp olur diye kendisine farz olan bilgileri öğrenmemek yanlıştır Peygamber efendimiz, mahrem konuları anlatırken, (ü teâlâ, hakkın anlatılmasından çekinmez) buyurmaktadır (Tirmizi)

Aynı anlamda âyet-i kerime de vardır:
(ü teâlâ, gerçeği söylemekten çekinmez) [Ahzâb 53]

Alıntı Yaparak Cevapla

Edep - Haya - İffet

Eski 08-05-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edep - Haya - İffet



ü teâlâ, Kur'an-ı kerimin birçok yerinde, iffetini koruyabilene, büyük mükafatlar vaat etmiş, iffetini korumayana da, Cehennem azabını göstermiştir ü teâlâ, iffetsizleri, adam öldüren bir katil ile bir tutmaktadır Müminlerin vasfını anlatırken de buyuruyor ki:
(Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet eder) [Müminun 1-8]

İffetsiz olan, katında günahkâr, halkın yanında da itibarsızdır Bir namussuzun toplumdaki iyilerin yanında itibarı [saygınlığı], bir köpeğin itibarı kadar yoktur Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır Fakir ve namuslu bir kadın ise, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır

Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, kavgalar, kıskançlıklar, özetle bütün fenalıklar, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz Bu kuvvetli duygu karşısında, insanları alıkoyacak çareler vardır Bu; terbiye ve ahlak meselesidir

’tan korkan bir insan iffetsiz olamaz O halde, çocuklarımıza korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta gelen görev oluyor ü teâlâdan korkmak için, ’ı iyi bilmek lazımdır ’ı bilmek için, Onun büyüklüğünü ve sıfatlarını öğrenmek zorundayız ü teâlâyı hiç düşünmeyen bir topluluk için, korkusuna sahip olmak kolay değildir ü teâlâdan korkmak da, bir bilgi, bir çalışma ve bir gayret işidir Durup dururken, korkusu meydana gelmez Dinin emir ve yasaklarına riayet edene kolay gelir

Özellikle büyük şehirlerde iffet işi tehlikeli bir yoldadır Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir Bu tehlike, okulda, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını bırakmaz

Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak, ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır Bu devirde herkesten, her yerde ona zarar gelebilir Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve haysiyetinedir Paraya olan zarar telafi edilebilir Manevi zarar, yerine konamaz Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli Bu tehlikeli bir tecrübedir Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez

İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır Gençliğin hakkı adı altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir Fakat iş işten geçmiştir Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir Kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi karşısında, yenilebilir Artık o kız, tuzağa düşmüştür O tuzaktan kurtulan pek az veya hiç yoktur Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha kolay bir iştir (Göz görmeyince, gönül katlanır) diye bir atasözü vardır Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş olur Giderse, kurtulması zordur

İffet; bir genç kızın veya kadının, değer biçilemeyen bir mücevheridir Bu mücevheri ele geçirmek için, ü teâlâdan korkmayan her erkek bütün şeytanlığını kullanır Ele geçirdikten sonra, maksadına erişmiştir Artık o, mücevherlikten çıkmış, âdi bir taş olmuştur Sokağa atılıverir Bu alışverişte, erkek, bir namus hırsızı, kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zavallıdır

Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Bir kızın küfvünü [dengini] bulunca, hemen evlendiriniz!) [Tirmizi]

Görülüyor ki, kadını, kızı küfvüne, yani dengine vermek gerekir Küfv,erkeğin soyda, malda, din işlerinde ve şerefte kadına uygun olması demektir

Küfv demek, zengin olmak, maaşı çok olmak demek değildir Küfv olmak, erkeğin salih müslüman olması, namaz kılması, içki içmemesi, yani İslamiyet’e uyması ve nafaka kazanacak kadar iş sahibi olması demektir Erkeğin, yalnız zengin olmasını, apartman sahibi olmasını isteyenler, kızlarını felakete sürüklemiş, Cehenneme atmış olurlar Kızın da namaz kılması, başı, kolu açık sokağa çıkmaması gerekir

Namuslu olmanın önemi
İffet, yani namus ne kadar önemli ise, namussuzluk da o kadar kötüdür Namusun önemi hakkındaki hadis-i şeriflerin birkaçı şöyledir:
[color="darkgreen"](İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır)

(Zinadan korunan müslüman Cennete girer) [Beyheki]

(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) [İbni Asakir]

(Başkasının karısını kızını ayartan bizden değildir) [Hakim, İ Ahmed]

(Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer) Hibban]

(Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken) Ahmed]

(Haya on kısımdır Dokuzu kadında, biri erkektedir) hadis-i şerifinde de bildirildiği gibi, kadınların hayası erkeklerden çoktur Öyle olmasaydı, çok çirkin işler meydana çıkardı Din düşmanları bunu bildikleri için, daha çocukken kadınlardan hayayı kaldırmaya çalışıyorlar Hayasız bir toplum meydana getirmeye çalışıyorlar Müslüman kadını hayalı olmaya devam etmelidir Hadis-i şerifte,
(Haya güzeldir, fakat kadında daha güzeldir) buyuruldu (Deylemi)

Eşini kıskanmak
Sual: Karı-kocadan birinin eşini kıskanmasında bir sakınca var mıdır?
CEVAP
Bazıları eşini kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışıyorlar Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık göstermek dinimizin emridir Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümin gayur olur ü teâlâ ise daha gayurdur) [Müslim]

[color="darkgreen"](ü teâlâdan daha gayuru yoktur ve bunun için fuhşu yasaklamıştır)

(Namus gayreti imandan, kadın-erkek bir arada eğlenmek de nifaktandır) [Deylemi]

Namusunu kıskanmayana deyyus denir Deyyuslar için hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(ü teâlâ, Cenneti yaratınca, “Cimri sana giremez, deyyus senin kokunu bile duyamaz” buyurdu) [Deylemi]

(İçki içene, ana-babasına asi olan kimseye ve deyyusa, Cennete girmek haramdır) Ahmed]

Bu büyük günahları işleyen kimsenin zerre kadar da olsa imanı varsa, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete gider Fakat günahlar insanı küfre sürüklediği için, bu günahlara devam etmek büyük felakete yol açar

Zararın neresinden dönülürse kârdır Bir an önce tevbe edip günahlardan sıyrılmalıdır Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur

Kadının, kocasını da kıskanması normaldir Fakat kıskançlığıyla meşru sınırı aşmamalıdır
(ü teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi Hangi kadın, bu emre iman ederek sabrederse, şehid olan mücahid kadar sevap kazanır) hadis-i şerifinde de, kadınların sabır göstermelerine işaret buyurulmaktadır

Sual: Hadis-i şerifte "Haya imandandır" buyurulmaktadır İbadetlerini başkalarına göstermekten de haya etmek böyle midir?
CEVAP
İbadetlerini başkalarına göstermekten haya etmek caiz değildir Haya, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir Bunun için, vaaz vermekten ve emr-i maruf ve nehy-i münker yapmaktan [ehl-i sünnet kitaplarını yaymaktan] ve imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur'an ve mevlid okumaktan haya etmek caiz değildir (Haya imandandır) hadis-i şerifinde, haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir Müminin, önce ü teâlâdan haya etmesi gerekir Bunun için, ibadetlerini sıdk ile, ihlas ile yapmalıdır

Buhara âlimlerinden birisi, sultanın oğullarının sokakta abes oyun oynadıklarını gördü Elindeki asa ile bunları dövdü Kaçtılar Babalarına şikayet ettiler Sultan, bunu çağırıp, sultana karşı çıkanın hapis olacağını bilmiyor musun dedi Âlim, cevap olarak, Rahmana karşı çıkanın Cehenneme gideceğini bilmiyor musun dedi Sultan, emr-i maruf yapmak vazifesini sana kim verdi dedi Âlim, seni kim sultan yaptı cevabını verince, beni halife sultan yaptı dedi Beni de, halifenin Rabbi vazifelendirdi dedi

Sultan, sana Semerkand şehrinde emr-i maruf yapmak vazifesini veriyorum dediğinde, ben de kendimi bu vazifeden azlettim cevabını verdi Bu cevabına hayret ettim, emir olunmadan, izin verilmeden vazife yaptığını söyledin İzin verilince de, azlolunmanı istiyorsun dedi Sen izin verince, sonra azledersin Rabbimin verdiği vazifeden beni kimse azledemez dedi Bu söz üzerine sultan, dile benden istediğini vereyim dedi Gençlik hâlimi bana getir dedi Bu iş elimden gelmez deyince, bana bir ferman yaz da, Cehennemdeki meleklerin reisi olan Malik, beni ateşte yakmasın dedi Bunu da yapamam deyince, benim öyle bir sultanım var ki, her şeyimi Ondan istiyorum Her dilediğimi ihsan etti Bunu yapamam hiç demedi, dedi Sultan, beni duadan unutma diyerek serbest bıraktı

Edebi gözetmek
Sual: İmam-ı Rabbani hazretleri, (Edebi gözetmek, zikirden üstündür Edebi gözetmeyen ’a kavuşamaz) buyuruyor Burada ’a kavuşmak nedir?
CEVAP
Evliya olamaz demektir Din büyüklerinin yolu baştan sona edeptir Namazın sünnet ve edeplerinden birini gözetmek ve tenzihi bir mekruhtan sakınmak; zikir, fikirden [tefekkürden] üstündür

Haddini bilmek
Sual: Edep ne demektir?
CEVAP
Edep, haddini bilmek, sınırı aşmamak demektir Ailede, iş yerinde, toplumda herkesin bir sınırı vardır Bütün sıkıntı ve geçimsizlikler, hep haddi aşmaktan kaynaklanır Herkes haddini bilip, sınırı aşmazsa, mesela, evin hanımı da, erkek de, kendi sınırını bilip ona göre hareket ederse, o ev Cennet gibi olur Cennet gibi olan evden ahirete gidenler de, elbette Cennete gider Her hususta dinimiz ne emrediyor, onu öğrenip, ona göre hareket eden, haddini bilmiş, sınırı aşmamış olur O zaman ne kavga, ne geçimsizlik, ne de savaş olur Dünya, güllük gülistanlık olur Herkesin sınırını ise, dinimiz bildirmektedir

Eden bulur
Sual: Bir tanıdık, bir arkadaşının eşini kaçırıp evlendi Dinen bu uygun mu?
CEVAP
Üç yönden uygunsuzdur:
1- Başkasının eşini ayartmak çok günahtır Bir hadis-i şerif meali:
(Birinin karısını ayartıp aldatan bizden değildir) [Ebu Davud]

2- Kocası, o kadını boşamadan hiç kimse onunla evlenemez Yaptıkları zina olur

3- Kocası, eşinin kaçtığını duyunca hemen boşasa bile, iddet müddeti bitmeden kesinlikle evlenemezler Evlenirlerse zina olur

Biri, birinin eşini ayartırsa, başkası da onun eşini ayartabilir (Eden bulur) demişlerdir Bir hadis-i şerif meali:
(Siz namuslu olursanız, kadınlarınız da namuslu olur) [Hâkim]

Kocasına ihanet edip başkasına kaçan kadın, kaçtığı erkeğe de ihanet edebilir O erkeğe niçin kaçtı? Ya malı için veya yakışıklı gördüğü için yahut genç gördüğü için kaçtı Hangi sebep olursa olsun, ondan daha zengini, ondan daha güzeli, ondan gencini bulunca ona da kaçmayacağını kim garanti edebilir? korkusu olmayan, her şeyi yapabilir

Âşık olmak
Sual: Ben namaz kılmam, tesettüre riayet etmem, başka günahları da işlerim; fakat (Âşık olup, aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehid olur) hadisi gereğince, aşkımla zina etsem, durumu çok kimse bilse, yine şehid olarak ölmez miyim?
CEVAP
Bazı okuyuculardan bu tip sualler gelince hadis-i şerifi açıklamak zorunda kaldık Hadis-i şerif açık olmasına rağmen, yanlış yorumlanması çok kötüdür Hadis-i şerifte üç husus belirtiliyor:
1- En önemlisi de, bugün aşk denince şehevi duygular anlaşılıyor Aşk ayrı, nefsanî, şehvanî arzular ayrıdır Nefsine tâbi olan cehenneme gider Nefsanî duygulara aşk denmez Sevgi çok olunca, buna aşk denir Mevlid kitabında, (Habibim sana âşık oldum) deniyor Yani ü teâlâ Resulullah’ı çok seviyor demektir Bu aşkı günümüzün gençleri gibi düşünen bir yazar, (Mevlid kitabının burası yanlış) diyor Esas yanlış kendisindedir Evlenmekten maksat, kendini günahlardan korumak ve ü teâlânın rızasını kazanmak olmalıdır ü teâlâ için olmayan şehevi duygulara aşk denmez

2- Aşkının gizli kalması deniyor Hem âşık olduğunu kimse bilmeyecek, hem de başkaları duymayacak Hiç kimse bilmeden yanıp tutuşacak Aşkı yüzünden günah işlemeyecek

3- İffetini, yani namusunu koruyarak ölmek deniyor Bırakın zinayı, birbirinin elini tutmuşsa haram işlenmiş olur, iffet korunmamış olur Hadis-i şerifte iffeti koruma şartı var İffet korunmayınca nasıl şehid olunur ki?

Aşkla şehevi duyguları karıştıran gençler, bu söylenenlere kulak asmıyorlar Atalarımız boşuna, (Cahile kelam, nafile kelam) dememişler


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.