Prof. Dr. Sinsi
|
Yalan Söylemek Ve Yalan Yere Sahitlik..
Yalan söylemek haramdır Ayrıca yalancı şahitlik yapmak iki katlı çirkin bir durumdur ve en büyük günahlardan sayılmıştır
Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" buyurmuş ve bunu üç kere tekrar etmişlerdi Biz: "Evet!" deyince:
" 'a şirk koşmak, anne ve baba haklarına riayetsizlik, cana kıymak!" buyurdular Bu sırada dayanmış durumda idi, yere oturup:
"Haberiniz olsun! Yalan söz, yalan şahidlik!" dedi ve bunu o kadar tekrar etti ki, "Keşke kesse artık!" temennisinde bulunduk "
Buhâri, Şehâdât 10, Edeb 6, İsti'zân 35, İstitâbe 1; Müslim, İmân 143, (87); Tirmizi, Şehâdât 3, (2302)
Yalan rûhî bir hastalıktır, müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir Çocuklar daha küçükken doğru sözlülüğe alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine anlatılmalıdır
Cenab-ı Hakk, "Yalan sözden kaçının" (Hac, 22/60) diye emrettiği halde basit dünya menfaatleri için yalan söyleyenler vardır Özellikle yalan yere şahitlik yapmak çok kötü bir davranış ve büyük bir günah sayılmıştır Gerçek bir müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır Çünkü Teâla şöyle buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve için doğru söyleyen şâhidler olun Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (Nisa, 4/135)
Peygamber Efendimiz de, yalan söylemenin ve yalan şahitlik yapmanın büyük günahlardan olduğunu ısrarla belirtmiştir (Riyazü's-Sâlihîn, III, 138) Ayrıca yalanın münafıklık alâmetlerinden olduğunu haber vermiştir (Müslim, İman, 107)
Dinimizde sadece üç yerde yalan söylemeye izin verilmiştir:
a) Zulüm ve haksızlığa uğramış bir adamın can, mal veya namusunun zarar görmekten kurtarılması için;
b) Dargın olan karı-kocayı veya iki kişiyi barıştırmak için Çünkü Rasûlullah, İnsanlar arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir" (Müslim, Birr ve Sıla, 27) buyurmuştur
c) Harpte düşmanı yenmek için
Yalanın kötülüğüne gelince, Peygamberimiz (s a s );
"Yalan kötülüğe, kötülük Cehennem'e götürür İnsan yalancılık yapa yapa,
nihayet katında yalancılardan yazılır" (Buharî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103-105)
buyurmuştur
Yalanın en büyük kötülüğü işte budur Yani, insanı Teâla'nın rızasından uzaklaştırıp Cehennem'e götürmesidir Ayrıca yalan insanları birbirine düşürür, güven duygusunu yok eder, toplum içinde karışıklıklara sebep olur; dostlukları yıkar, yerine düşmanlık tohumları eker Yalan er geç ortaya çıkacağından, yalancılar, kendilerine güvenilemeyen, saygı duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düşerler Kısaca yalan, insanı dünyada da ahirette de felâkete sürükler
Yalan yemin: Vakıaya aykırı olan bir şeyin doğruluğuna yemin etmek
Yalan yere yemin eden kişi, 'ı yeminine şahid göstererek insanları kandırmak istediği için O'nun mukaddes adını istismar etmekte, O'na iftirada bulunmaktadır Bu nedenle Hz Peygamber, büyük günahların en büyüklerinden birinin de yalan yemin olduğunu söylemiştir (Buharî, Edeb, 6)
"Birbirinizi aldatmak için (yalan) yemin etmeyin, bu yüzden yere sağlam basan ayak sürçebilir ve yolundan alıkoymanıza karşılık kötü bir azab tadarsınız Bunun için size (ahirette de) büyük bir azab vardır" (Nahl,16/94) âyeti, yalan yeminin cezasının ilahî azab olduğunu belirtmektedir
Bir kimse geleceğe yönelik yaptığı bir yemini bozduğunda, kefaretini ödemek suretiyle yeminin günahından kurtulur fakat yalan yemin öyle büyük bir günahtır ki, onun cezasını keffaret dahi düşüremeyeceği için, yalan yeminde keffaret olmaz Böyle bir günah işleyen kişi, yalanına şahid gösterdiği 'a tevbe etmeli, af dilemeli ve bir daha bu günahı işlememelidir Onun günahım ancak affedebilir Yalan yeminle başkalarının hakkı alınmışsa, velev ki bu kanun yoluyla olsun, ikinci bir günah daha işlenmiş olur Haksız yere elde edilen bu hak, sahibine ödenmedikçe tevbe ile kurtuluş olmaz Mesela bir kimse, ödemediği borcunu bile bile "ödedim" diye yemin etse, karşı taraf da alacağını isbat edemese ve hâkim, yalan yemin edenin borçsuz olduğuna hükmetse, bu kişi iki büyük günahı birden işlemiş olur Bir de dikkatsizlik, kötü alışkanlık, hata  gibi sebeplerle yalan yere yemin etmek durumuna düşülür Şüphesiz ki bunun günahı diğeri gibi değildir Fakat gelişi güzel, lüzumsuz yere 'ın adını anmak da bir günahtır Bu nedenle dile hakim olmalı, yemini alışkanlık haline getirmemeli, ancak çok önemli durumlarda yemin etmelidir Yeminde niyet, yemin ettirenin maksadına göredir bu nedenle, yemin eden kişi kalbinden başka şeyleri geçirerek yemin ederse yine yalan yemin etmiş olur Mesela, Ahmed'e olan borcu için yemin ettirilen kişi, Mehmed'e ödemiş olduğu,borcu kasdederek, borcumu ödedim diye yemin ederse, yalan yemin etmiş olur
Yalan yere şehadetin dünyevi cezası:
Hukukçularımız, yalancı şahitler için cezayı sadece ahirete bırakmamışlar, dünyada da bir takım cezalar öngörmüşlerdir Yalan yere ettikleri şahitlik yüzünden sebep oldukları maddî zararın tazmininin yanı sıra başka cezalar da verilir Yalancı şahit için genelde belli bir ceza tesbiti yapılmamış, bu tamamen hâkimin takdirine bırakılmıştır İmam Ebû Hanîfe yalancı şahidin caddelerde teşhir edileceğini, Ebû Yusuf ve Muhammed ise dayak ve hapis cezası ile cezalandırılacaklarını söylerler (Merğinânî, a g e , III, 132; İbn Kudâme, a g e , XII, XII, 154;11, 154; ayrıca bkz Şehadet)
Selam ve dua ile  
|