Prof. Dr. Sinsi
|
Selahaddin’İni Bekleyen Ülke; Filistin...
Biraz uzunca bir yazı ama okumanızı tavsiye ediyorum  
İngilizler dünyayı kendilerine göre şekillendirirken, o bölgeye “Ortadoğu” demişlerdir İngiltere merkez, orası onlara göre “Ortadoğu”dur Hâlbuki o bölge dünyanın merkezi olan bölgedir
Kur’an-ı Kerim’de “Rabb-üs semavâti ve-l ardı”, ”Haleka’s semavâti ve-l ardı” tabirleri çok geçer Yani, “Semavâtın ve Arzın Rabbi”, ”Semavatı ve Arzı yarattı” ifadeleri çoktur (c c) adeta terazinin bir kefesine semavâtı, diğer kefesine dünyayı koyarak eşit olarak ifade buyurmuştur: Dikkat ettiğimizde görürüz ki, dünya semalara nispetle, deryada bir damla bile yapmaz
Anlaşılıyor ki, Kâinat’ın ve Semavât’ın kalbi dünyadır Dünyanın da kalbi ve beyni Kâbe ve civarıdır Kâbe arşı ferşe bağlayan nuranî direktir O yıkılınca kıyamet kopacaktır Civarı da “Ortadoğu” denen o bölgedir
Ortadoğu zarfının mazrufu Mekke ve etrafıdır Kur’an’ın “Ümmül kurâ ve men havlehe” dediği o bölge ki, karyelerin, yeryüzü beldelerinin anasıdır
(c c) her şeyi çift-çift yarattığını ifade eder… Kâbe’nin eşi, çifti, ”etrafıyla beraber mübarek olan Mescid-i Aksa’dır ” Mescid-i Aksa, Kâbe’den kırk sene sonra inşa edilmiştir
Kâbe etrafıyla karyelerin anasıdır Çünkü insanlığın rahm-i mâderidir İnsanlık Arafat’ta tohumlandı, Müzdelife’de hissedildi, Kâbe’nin kapısı’nda da ilk insanı Hz Havva dünyaya getirdi
Mescid-i Aksa ise etrafıyla beraber mübarektir Bunu anlatan Kur’an-ı Kerim’de müteaddit ayetler vardır
Bizim bildiğimiz Kâbe’nin tarihinde dinler savaşları olmamıştır Çünkü Kâbe’ye, Mekke’ye İbrahim (a s)’ın oğlu İsmail (a s) arasında başka Peygamber gelmemiştir Orası “Beled-i Emin” olarak bütün beşer tarihinde muhafaza edilegelmiştir
Kâbe’nin eşi olan Mescid-i Aksa ve civarına İbrahim (a s)’ın oğlu İshak (a s) kanalıyla müteaddit peygamberler gönderildiğinden, peygamberlerinden sonra, onların ümmetleri arasında hem toprağı ele geçirmek, hem de Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak için pek çok defa savaşlar olmuş ve bölgede bir türlü huzur yakalanamamıştır
Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün, Filistin topraklarının tarihinde, tarihin tespitine göre üç defa huzur yakalanabilmiştir:
1-M Ö 1000’li yıllarda, Hz Davud ve Süleyman (a s) dönemi’nde, Ben-i İsrail ile beraber bir altın devri yaşanmıştır Bu takriben 150 sene kadar devam etmiştir
2-638 (H:16) tarihinde Hz Ömer devri’nde, fetihle Müslümanlaşan bir huzur devri daha yakalanmıştır 638’den 1099’a kadar 461 sene bir altın devri yaşamışlardır
3-Arada 88 sene Haçlıların elinde zulüm ve işkence ve tahribat gördükten sonra, 1187 senesinde Şarkın Sultanı Selahaddin Eyyubî devri’nde bir altın dönem daha yakalanmış, İngilizlerin işgali olan 1917 senesine kadar devam etmiştir Yaklaşık 730 sene bir huzur devri yaşanmıştır
Dünyada ki bütün problemler Mescid-i Aksa ve O’nun zarfı olan Kudüs üzerinde yapılan planlardan kaynaklanmaktadır Orada huzur te’min edilemediği sürece, Ortadoğu’da, Asya’da ve dünyada huzur te’min edilemeyecektir
Orasının huzuru için, Türkiye’nin huzura kavuşması şarttır Çünkü İttihad ve Terakkicilerin 2 Meşrutiyetle çıkardığı huzursuzluktan bu yana bizim dünyamızda da sulh kalmamıştır
Bir başka ifadesiyle, Türkiye’nin iç problemleri, İsrail’e bağlı loca ve yeraltından her gün silahları çıkan eli kanlı örgütler bertaraf edilmediği sürece biz kendimize gelemeyeceğiz Biz kendimize gelince de, o bölge kendine gelecektir
Çünkü, aynı güçler, güçlü, iktidarlı Sultan Abdulhamid’i azletmiştir Yeni kurulan hükümette, 1909’da dört tane bakanlığa, Yahudi olan kişiler getirilmiş, sonra Meclis’te toprak satma kanununu çıkarmışlar, Yahudilerin Filistin topraklarında toprak almasının önü açılmış ve onlar da çok toprak satın alarak, arkasından İsrail Devleti’ni kurmuşlardır
Türkiye-Anadolu, Filistin ile aynı kaderi paylaşmaktadırlar Türkiye Asya’yı Avrupa’ya bağlayan uç noktadır Türkiye’ye hâkim olan, Ortadoğu dâhil Asya’ya hâkim olur Bu batılı için çok önemlidir
Filistin ise, Asya’yı Afrika’ya bağlayan önemli bir noktada bulunmaktadır Afrika’da yeraltı kaynakları var Afrika kanalıyla, Filistin’i de ele geçirirlerse, Ortadoğu’ya ve Asya’ya hâkim olabileceklerdir Asya’nın yeraltı zenginlikleriyle beraber Kudüs’ün, mukaddesiyeti ve Mescid-i Aksa’nın fazileti vardır
Cenab-ı Hakk, pek çok peygamberi, o bölge insanına rehber olarak göndermiştir Hz İbrahim’i, Hz İshak’ı, Hz Yakub’u, Hz Lut’u, Hz Davud ve Süleyman’ı, Hz Yuşa’yı, Hz Zekeriya’yı, Hz Yahya’yı ve en son Hz İsa’yı o bölgeye irşatçılar ve ıslahçılar olarak göndermiştir
Filistin Bölgesi Hz Nuh’un oğullarından Sam’ın oğlu Kenan’ın oğullarıyla beraber yerleştiği bir bölgedir Ken’ân Bölgesi M Ö 5000 yıla dayanan şekliyle, Ken’ânîler olarak Filistinlilerin bölgesi olmuştur
Bölge, Hz Yakub’un oğullarının da gözdesi olmuş, ara-ara onlar da o bölgeye gelmiş gitmişlerdir Yer yer o bölgede hâkimiyet de kurmuşlardır
Devletler ve milletler, zaman ve mekânların devr-i daimi, iniş ve çıkışları gibi, iniş ve çıkışlarıyla devam etmiş gitmişlerdir
Galibiyet ve mağlubiyet, kâinat’ta değişmeyen bir kanunudur Gece-gündüz, kış-yaz gibi galibiyet ve mağlubiyet de milletler ve ümmetler için de geçerlidir
İsra Suresi’ne “Benî İsrâil Suresi” de denir Orada da, İsrâiloğullarının tarihte uğradığı askeri yenilgi ve sosyal felaketlere yer verilir Bunun gayesi, devletlerin, milletlerin yükseliş ve çöküşün yasalarını hatırlatmaktadır
Olayların çevresinde döndüğü eksen “Ve biz, her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık ”(İsra:13) mealindeki ayettir
(c c) Tevrat’ı İsrâiloğullarına rehber, Kur’an-ı Kerim’i ve Hz Muhammed’i (S A v) bütün insanlığa tabiî ki İsrâiloğullarına da rehber olarak göndermiştir
Filistin ve Kudüs’te uyuyanların uyanması 100 sene ile kayıtlanmıştır Üzeyir (a s) 100 sene uyumuş ve sonra uyanmıştır Filistin Bölgesi,7 Kasım 1917’de İngilizlerin işgaliyle uyumaya başlamış,2017’de inş uyanacaktır O coşkulu günlerini beklemekteyiz
“Her vuslata mehtap olmuş beldeye bak!
Eyvah! Yalıyor ufkunu bir kanlı şafak
Sabret Kudüs’üm silmek için gözyaşını
Elbet bir Ömer Bir Selâhaddîn çıkacak ”
Necdet İçel
alıntıdır
|