Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adım, nasibinin, yazılı, üstünde

Nasibinin Üstünde Adım Yazılı

Eski 08-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nasibinin Üstünde Adım Yazılı



Ömrün, nasip aramakla geçtiğini söyleriz; acaba bu doğru mu?
Biz uğrun uğrun onu ararken, o da gizliden gizliye bizi takip ediyor olmasın

Sıcak yaz günlerindeyiz Kahvaltı sofrasında hafif yiyecekler var "Bismillah" deyip elimi sofraya uzatacağım sırada, mahmur yüzünden gülücükler saçılan oğlum beliriyor karşımda

Teklifsiz oturduğu sofrada, buz gibi kirazlara uzanıyor ilk önce

"Hayrola oğlum!" diyorum "Bu saatte seni tatlı uykularından kim uyandırdı, yoksa bu kirazlar mı çağırdı seni sofraya?

Nasip bazen ayağına gelir, bazen ayağına çağırırmış insanı
Anlaşılan bu gün nasibin gür olacak

Bir nasibin de şu hikaye olsun:

Eski zamanlardı İmkanların kıt olduğu vakitlerdi Herkes her şeyi uzun uzadıya sorgulamazdı; anlatılana kolayca inanırdı İnsânî ilişkilerde güvensizlik değil, güven hakimdi çünkü "Bu iş nasip meselesi" deyince akan sular dururdu

Hekimlik hizmetleri günümüzdeki kadar yaygınlaşmamıştı
İnsanlar başı daraldığında en yakınındaki hoca efendiye giderdi

İşlerin böyle yürüdüğü günlerde

Bir derviş kişi evinde pilav yemekte iken, geniz ine bir pirinç tanesi kaçtı Zavallı derviş uğraştı, didindi: fakat onu çıkarmaya muvaffak olamadı Komşuları başına toplandılar Ne yaptılarsa inatçı pirinç tanesini yerinden oynatamadılar Sanki oraya çakılmıştı; ne ileri gidiyor, ne de geri

Sonunda o da herkes gibi yaptı; tanıyıp güvendiği hoca efendiye başvurdu Hoca efendi kendisine arz edilen meseleyi sükûnetle dinledikten sonra; başını öne eğip bir müddet sessizce bekledi Ve sonra; "Sizin işinizin halledileceği yer, burası değil" dedi Bağdat'a gitmeniz gerekiyor Oradaki filan hoca efendiyi bulup; onun dediğini yapacaksınız


Derdine çare arayan kişi, bu sözleri hiç tereddütsüz kabul etti Ve derhal Bağdat'ın yollarına revân oldu Günler süren yorucu bir yolculuktan sonra menzil-i maksûduna vasıl oldu Sorup, soruşturdu; tarif edilen hoca efendiyi buldu Varıp karşısına diz çökünce, ziyaretinin sebebini anlattı

O salih kişi, anlatılanları huşu ile dinledi Bir müddet sustu Sonra, başını kaldırıp aydınlık yüzünü dervişe gösterdi Gözlerinin içine muhabbetle baktı

"Bak evlat!" dedi misafirine "Zahmet edip buralara kadar geldiniz Gelişinizle bizleri mesrûr ettiniz Lakin sizin daha gidilecek yolunuz var Biliyorum; sizi bize gönderdiler Ve çok uzaklardan geldiniz buraya Ne çare ki derdinizin dermanını değil; çarenin yerini söyleyebileceğim sadece Tez vakitte Semerkant'a gitmelisiniz; oraya varıp, filanca zatı bulmanız gerekiyor

Bu sözler, muhatabını tekrar yollara düşürdü Ve meşakkatli bir yolculuğun ardından Semerkant'a varıldı Çare, o şehirde, filanca zatın meclisinde denilmişti çünkü


Derviş, tarif edilen zatın meclisine katılmak üzere destur aldı Buyur edilince baktı ki, söylenen kişi kapının karşısında bir kürsü üzerinde oturmakta; etrafını saran talebeleri ile sohbet etmekte Sohbetin insicamını bozmamak için kapı girişine yakın bir yere çöküverdi Mevzu bitince maruzatını söyleyecekti Hoca efendi konuşmasını sürdürmekte


Çok geçmeden yol yorgununda bastırılamaz bir aksırma isteği belirdi Aylardır gelmesini beklediği bir şey, oracıkta ortaya çıkıverdi Öyle şiddetli bir hapşırma isteği ki "Hapşuuu!" demesiyle boğazında takılı duran pirinç tanesi dışarı fırlayıverdi

Kapı ağzında duran bir kedicik, sanki onu bekliyordu Hemen gelip o pirinç tanesini yedi
Hatip o sırada tam da şöyle diyordu:

"Yiyeceğin lokmanın üzerinde mânen adın yazılıdır Kimse kimsenin nasibini yiyemez"


Bunu derken, kapı ağzında olup bitenler nazar-ı dikkatinden kaçmamıştı Misafire dönerek;

"Bak işte azizim!" dedi Nasip hususundaki esrarengiz tecellîyi görmüş oldun!

Başından geçenleri anlat ki, burada bulunanlar da hissedar olsunlar"


Şimdi oğlumun ne diyeceğini gayet iyi biliyorum:

"Ama baba, bu kirazların üstünde yazı yok ki!"

Evet, o yazı kolaylıkla görünmüyor

Çünkü gördüğü yazıları satır satır okuyan insan göremediğini, yazgıyı bilemez

Belki de bu günkü insanın yüzeysel bakışı, çocuklarınkinden farklı değil

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.