Yerimizde Miyiz?

Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi Bu gü-lümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı Hemen bir not yazdı, yolladı Arkadaşı bu teşekkürden o kadar ke-yiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantadaki garsona yüklü bir bahşiş bıraktı

Garson ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı Adam öy-le ama öyle minnettar oldu ki iki gündür boğazından aşa-ğı lokma geçmemişti Karnını doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu tuttu Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi Küçük köpek gecenin soğu-ğundan kurtulduğu için mutluydu Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu

Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı Bir yangın başlıyordu Dumanı koklayan köpek havlamaya başladı, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar

Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olma-yan bir TEBESSÜM' ün sonucuydu

Her devrin, her neslin imtihan araçlarının birbirinden kimi yönlerden farklılıklar gösterdiği bir gerçektir Bizler, içinde yaşadığımız şartları iyi tahlil etmeli; televizyonun, cep telefonunun, internetin, sokak çocuklarının, çıplaklı-ğın, lüks hayatın, bireyselleşmenin bizler için birer imti-han vesilesi olduğunu gözden ırak tutmamalıyız

Mü'min sorumlu insandır Yaptıklarından, yapması gerekirken yapmadıklarından bir gün mutlaka hesaba çekileceğini bilir ve hayatını bu bilinç üzerine bina eder Zamanın masum olduğunu, onu güzelleştirmenin veya bozmanın o dönemde yaşayan insanların elinde oldu-ğunu aklından çıkarmaz

"İyi insanlar iyi atlara binip gittiler" deyip kendimizi ümitsizliğin ve karamsarlığın pençesi altına atamayız Yukarıdaki hikâyemizde de olduğu gibi küçük iyiliklerin nice güzelliklere kapı aralayabileceği gerçeğini aklımız-dan çıkarmamalı, durmadan umutlar çoğaltmalıyız Kay-betsek bile kaybolmamalıyız



Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır,

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır (1)

İnsanlar dünyaya mutlaka bir alanda yetenekli olarak gelirler Ailenin ve okulun görevi çocuktaki bu yeteneği fark edip çocuğu o alana yönlendirmektir Bu özellikle çocuk veya genç için çok faydalı ve de gereklidir Peygam-ber Efendimiz bir hadislerinde: " Bir kimse ne için yaratıl-mışsa, o şey ona kolaylaştırılmıştır" buyurarak bu nokta-ya dikkat çekmiş, herkesin kabiliyetleri doğrultusunda farklı alanlarda başarılı olabileceğini ifade etmiştir Bu sebeple de kendimizi birileriyle kıyaslama yerine ken-dimizi bilmenin, kendimizi tanımanın yollarını aramalıyız Bunu yaptıktan sonra:" Ben kendi çapımda ne yapabili-rim?" sorusunu kendimize sorabiliriz Yarın hesaba çe-kilirken zeki ile daha az zekinin, güçlüyle zayıfın , zengin ile fakirin hesaplarının adalet ilkesi gereğince farklı olacağını unutmamalıyız

Yapacağımız işlerde iyi niyeti elden bırakmayalım Ama iyi niyetin her zaman tek başına yeterli olmadığını da hatırımızdan çıkartmadan iyi niyetin yanına dikkat ve sez-giyi de ekleyelim; çünkü dikkatli olunmaz, sonuçlar sezil-mezse iyilikler kötülüğe dönüşebilmektedir Dostunun yüzüne konan sineği kovmak amacıyla, koca taş parçası-nı, dostunun suratına vurarak onun ölümüne sebep olan ayının durumu bizlere ibret olmalıdır

Günümüz dünyasında tarafsız olmak bertaraf olmakla eş anlamlı hale gelmiştir Bizler haktan, iyilikten, güzellik-ten yana taraf olmak zorundayız İyiliğin kötülüğe, ışığın karanlığa karşı verdiği mücadele sürecini iyi tahlil etmeli ve yerimizi terk etmemeliyiz " YERİNİ TERK ETMENİN" Uhut'ta nelere mal olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarma-malıyız Ve sürekli kendimizi kontrol etmeliyiz: YERİMDE MİYİM; yoksa mal mülk, makam mevki için yerimi terk mi ettim?

Karanlıktan şikâyet etme yerine bir mum bulma bir mum yakma telaşı içerisinde olacağız Hiçbir şeyi küçük görmeyeceğiz Ne iyiliklerimizi ne de kötülüklerimizi Çünkü her ne yapıyorsak bir zincir halinde başka durum-ları, başka insanları etkilemekte ve bu etki denizdeki ha-leler gibi gittikçe de büyüyebilmektedir

Bir kaşık zehir, bir kova sütü mahveder Ama bir kaşık yoğurt bir kova sütü mayalar O bir kaşık maya ile süt bo-zulmaktan kurtulur Kalbinizde saklı bir kaşık maya var mı? İşte bütün mesele bu!