O’Na Sığınarak O’Na Dayanarak |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
O’Na Sığınarak O’Na Dayanarak" style="display:none">Müminin silahı ve güven kaynağı duadır Dua sadece güçsüz kaldığımızda, sıkıntıya girdiğimizde başvurulacak bir şey değildir En kuvvetli zamanlarımızda bile sahip olduğumuz kuvvete değil, Âlemlerin Rabbi’ne güvendiğimizi ifade etmek için duaya sarılırız Peygamber Efendimiz sav “Dua ibadetin özüdür” (Tirmizî) buyurmuştur ‘İbadet’ kulluk demektir Kulluk ise boyun eğmekle gerçekleşir Boyun eğmek, ’ın takdirine rıza göstermektir Dua etmek için ellerimizi açtığımızda acziyetimizi dile getirmiş oluruz Duayı terk etmekse Yüce Rabbimize karşı kibir sayılır Çünkü kendisinden bir şey istenmeye en layık olan, her şeye gücü yeten ve en hayırlısını bilen Tealâ’dır Güven kaynağımız Müminin silahı ve güven kaynağı duadır Ayrıca dua sadece güçsüz kaldığımızda, sıkıntıya girdiğimizde başvurulacak bir şey değildir En kuvvetli zamanlarımızda bile sahip olduğumuz kuvvete değil, Âlemlerin Rabbi’ne güvendiğimizi ifade etmek için duaya sarılırız Eskiden bazı askerler savaştıkları için övünür, geride kalıp dua edenleri ise küçük görürlerdi “Biz savaşıyoruz, siz ise elinizden bir şey gelmediği için oturup dileniyorsunuz!” diye dua ehlini tenkit ederlerdi Veliler ise buna itiraz eder ve komutanlara dua ordularının önemini anlatırlardı İmam Rabbanî ks hazretleri de, devrinin hükümdarına bu hususu belirten şöyle nasihatte bulunmuştur: “Dua ordusu savaşan ordunun ruhu gibidir Savaşan ordu da onun bedeni yerindedir Savaşan ordunun arkasında mutlaka bir dua ordusunun bulunması gerekir Nitekim ruhsuz bir beden güçlenemez ve zafere ulaşamaz Bu yüzden Rasulullah sav yanında bir ordu bulunduğu ve düşmanın etrafı kuşatıldığı halde, muhacirlerin fakirleri hürmetine fetih talep etmiştir” Yine Malazgirt zaferi kumandanı Sultan Alparslan, savaş için özellikle cuma namazı vaktini seçmiş ve bütün müminlerin onlar için dua ettiği bir vakitte, devrin süper gücü olan Bizans ordusunu yenmişti Ne istediğinin farkında olmak Dua ederken dikkat edilecek hususlar vardır Bunlardan biri dilin duada, kalbin başka yerde olmamasına dikkat etmektir Yani gaflete düşmemektir Peygamber Efendimiz sav şöyle buyurmuştur: “Hiç şüphesiz Tealâ, ne istediğinden habersiz bir şekilde dua eden kulun duasını kabul etmez” (Tirmizî) İmam Kuşeyrî ks Risâle adlı eserinde aktarıyor: “Hz Musa as Tealâ’ya dua edip yakaran bir adama uğradı Onu böyle yalvarırken görünce: – ım, şayet şu kulun dileğini vermek benim elimde olsaydı hemen verirdim, dedi O zaman Tealâ kendisine şöyle vahyetti: – Ben ona karşı senden çok daha merhametliyim O bana dua ediyor, fakat kalbi bende değil koyunlarında Ben, benden bir şey isterken kalbi benden başkasında olan kulumun duasını kabul etmem Hz Musa as bu durumu o adama bildirdi Adam bütün kalbiyle Tealâ’ya yöneldi, dua etti, dileği verildi” Makbul dualar Duamızın kabul edilmesi için dikkat etmemiz gereken şartlar vardır Bunlardan biri helal yemektir Efendimiz sav, Sa’d ibn Ebi Vakkas ra’a şu tavsiyede bulunmuştur: “Yiyeceğini helal ye ki, duan kabul edilsin” (Taberânî) Bazı şeyler de duamızın faziletini artırır Mevlâna hazretleri Mesnevi’de şu hikâyeyi anlatmıştır: “ Tealâ, Hz Musa as’dan günahsız bir ağızla dua etmesini istedi Hz Musa ise günahsız bir ağzının olmadığını söyledi Bunun üzerine Tealâ buyurdu ki: – Başkasının ağzıyla dua et Çünkü sen başkasının ağzıyla günah işlemezsin Öyle güzel davran ki insanlar senin için gece gündüz yalvarsınlar Ya da kendi ağzını temizle, zikret Çünkü zikir temizdir, o geldi mi günahlar çekip gider” Dua ederken ’ın sevgili kullarını vesile kılmak da faydalıdır Nitekim Hz Ömer ra, hayattayken cennetle müjdelenmiş bir sahabi olduğu halde yağmur yağması için dua ederken Peygamberimiz sav’in amcası Hz Abbas ra’ı vesile kılmıştır (Buhârî) Bazı vakitler duaların faziletini artırır ve kabul edilmesini sağlar Hadis-i şeriflerde recep ayının ilk gecesinde, berat kandilinde, cuma gününün belli bir vaktinde, bayram gecelerinde, seher vaktinde, ezan ile kamet arasında, farz namazlardan sonra yapılan duaların kabul edileceği belirtilmiştir Farz namazlardan sonra yapılan dualarla ilgili Tabiîn’in meşhurlarından Avn b Abdullah rha şöyle demiştir: “Sizin için çok önemli olan şeyleri farz namazlardan sonra isteyin Farz namazların ardından yapılan duaların diğer dualara üstünlüğü, farzların nafilelere üstünlüğü gibidir” Duanın karşılığı Her duanın bir karşılığı vardır İnsan, duam kabul edilmedi diye üzülmemelidir Nitekim Peygamber Efendimiz sav şu müjdeyi vermiştir: “ Tealâ, yeryüzünde dua eden hiçbir müslümanın isteğini geri çevirmez Mutlaka bir karşılık verir Ya dileğini kabul eder ya onun yerine kendisinden bir kötülüğü kaldırır ya da duasının mükâfatını ahirete bırakır” (Tirmizî) Başka hadis-i şerif de şu şekildedir: “’ın sevdiği bir kul dua eder , Cebrail’e ‘Kulumun isteğini yerine getirmeyi geciktir Ben bu kulumun sesini dinlemeyi seviyorum,’ buyurur ’ın sevmediği başka bir kul dua eder Hak Tealâ Cebrail’e ‘Şu kulumun istediğini hemen ver, ben onun sesini duymayı sevmiyorum’ der” (Taberânî) Tabiîn’in büyüklerinden Ebu Hâzim A’rec rha demiştir ki: “Dua etmekten mahrum kalmak benim için duamın kabul edilmemesinden daha ağır bir durumdur” Çünkü dua bizim için kulluğun ifadesidir Her ne şart altında olursa olsun onu nimet bilmeli ve dilimizden düşürmemeliyiz Mükerrem METE |
|