Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
döşeğe, fethi, mekkenin, oturamazsin

(Mekke'nin Fethi) Bu Döşeğe Oturamazsin

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

(Mekke'nin Fethi) Bu Döşeğe Oturamazsin




Ya “Muhammedîler”in olacaktı yanında,

Ya da olacaklardı “Kureyş”in saflarında


İşbu kabîlelerden “Huzâ'a” kabîlesi,

Müslümânlardan yana olmuşlardı cümlesi


Lâkin “Benî Bekr” ise, Kureyş müşriklerinin,

Yanında bulunmayı gördüler daha emîn,


Zâten bu kabîleler düşmandı birbirine,

Sık sık saldırıyordu birisi diğerine


Velâkin Hudeybiye sulhüne göre bunlar,

İki sene müddetle, harp etmeden durdular


Fakat “Benî Bekir”den birisi, en nihâyet,

Şiir yazıp, Resûl’e eylemişti hakâret


“Huzâ'a” dan bir genç de, dayanamayıp buna,

O kimseye vurarak, boyadı onu kana


“Bekr oğulları” ise, bilerek bunu fırsat,

Saldırıya geçtiler “Huzâ'a”’ya o sâat


Kureyş müşrikleri de, hem çok silâh vererek,

Hem onlara gizlice, adamlar göndererek,


Bu saldırı işine yardım eylemişlerdi,

Ve yirmiden ziyâde mü’min öldürmüşlerdi


Bu gece baskınında, bâzısı Huzâa’dan,

Yardım istemişlerdi, mânen Resûlullah’tan


O anda Resûlullah, hazreti Meymûne’nin,

Evindeydi ve o an, kalkmıştı abdest için


Allahın izni ile o Server-i kâinât,

Duydu ki, müslümânlar istiyor ondan imdâd


“Lebbeyk! Lebbeyk!” buyurdu o çağrıya cevâben,

Meymûne vâlidemiz işitip sordu hemen


Dedi: (Yâ Resûlallah, merak ettim bendeniz,

Yanımızda kimse yok, kime Lebbeyk dediniz?)


Peygamber-i zîşân da buyurdu ki cevâben:

(Huzâ'a mü’minleri yardım istedi benden)


Velhâsıl Kureyşliler, Hudeybiye sulhünün,

Maddesine aykırı davranmışlardı o gün


Huzâa’dan bir hey’et, Medîneye geldiler,

Peygamber-i zîşâna, bunu haber verdiler


Peygamber Efendimiz, üzülüp buna hemen,

Gelen müslümânlara buyurdu ki cevâben:


(Yardımda bulunmazsam Huzâa’ya Vallahi,

Hiç yardım olunmasın o zaman bana dahî)


Daha sonra bir mektup yazdırdı ki Kureyşe:

(Siz neden karıştınız böyle kötü bir işe?


Siz, Bekr oğullarına yardımda bulunarak,

Adam öldürmüşsünüz, gece baskın yaparak


Onlarla ittifaktan, ya vaz geçeceksiniz,

Yâhut ölenler için, diyet vereceksiniz


Bunlardan birisini eğer ki tam olarak

Yapmazsanız, sizinle harp ederim muhakkak)


Lâkin Kureyş reddedip Onun bu teklîfini,

Harbe tahrîk ettiler, Allahın Habîbini


Bin defâ pişmân olup öyle dediklerine,

Büyük bir korku düştü herbirinin kalbine


Hemen “Ebû Süfyân”a dediler ki o vakit:

(Bunu düzeltmek için, derhâl Medîneye git


Muhammed’le görüşüp, uzat muâhedeyi,

Yoksa bu, bizim için olmıyacak pek iyi)


Ebû Süfyân, acele yola çıktı Mekkeden,

O Server bunu bilip, buyurdular ki hemen:


(Öyle anlıyorum ki, Ebû Süfyân geliyor,

Hudeybiye sulhünü yenilemek istiyor


Lâkin o, her ne için geldiyse Medîneye,

Murâdı olmaksızın dönüp gider geriye)


Medîneye gelince Ebû Süfyân velhâsıl,

İlk “Ümmü Habîbe”nin evine oldu vâsıl


Bu hâtun, kızı idi zîrâ “Ebû Süfyân”ın,

Ve zevcesi olurdu, hem de Resûlullahın


Girince Ebû Süfyân bu hanımın evine,

Oturmak arzû etti, bir döşek üzerine


Lâkin “Ümmü Habîbe” koşup geldi odadan,

Kaldırdı o döşeği babası oturmadan


Ebû süfyân üzülüp, dedi: (Ne yapıyorsun?

Benden bir döşeği mi yoksa esirgiyorsun?)


O dahî babasına eyledi ki şöyle arz:

(Bu döşek üzerine, müşrikler oturamaz


Zîrâ bu, o Serverin mübârek döşeğidir,

Senin buna oturman, aslâ lâyık değildir)


Daha fazla üzülüp, şöyle dedi kızına:

(Evimden ayrılalı bir şeyler olmuş sana)


Ona, Ümmü Habîbe dedi: (Elhamdülillah,

Bana islâmiyyeti müyesser etti Allah


Ey babam, senin gibi bir kimse, nasıl olur,

Küfürde inâd edip, islâmdan uzak durur?)


Ebû Süfyân, kızının sözlerine kızarak,

Geldi Resûlullaha o evden ayrılarak


Dedi ki: (Yâ Muhammed, Hudeybiye sulhünün,

Yenilenmesi için, buraya geldim bu gün


Ve yine senin ile, müşâvere yapalım,

Sulhün müddetini de, bir miktâr uzatalım)


Peygamber Efendimiz önce biraz durdular,

Sonra Ebû Süfyâna şunları buyurdular:


(Biz bu muâhedeye aykırı davranmayız,

Ve onun üzerinde değişiklik yapmayız)


Hiç de beklemediği bir cevâb işitince,

Ona, bu talebinde ısrâr etti bir nice


Lâkin Peygamberimiz sükût edip durdular,

Ve ona, herhangi bir cevâb buyurmadılar


Isrâr etti ise de Ebû Süfyân bir nice,

Yine de alamadı müsbet, iyi netîce


Dönüp, Kureyşlilere anlattı bu durumu,

O zaman bir korkuya kapıldı bil-umûmu


Zîrâ ahidlerine sâdık kalmamışlardı,

"Hudeybiye sulhü"ne, ters tavır almışlardı


Resûlullah, Mekke’nin fethinde çok gizlilik,

Olması husûsunda, gösterirdi titizlik


Bildirdi bunu yalnız, hazreti “Ebû Bekr”e,

Ve eshâbtan birkaç da ileri gelenlere


Sonra emir verdi ki eshâbı kirâmına:

(Başlasın her müslümân sefer hazırlığına)


Nereye gidileceği hakkında ise fakat,

Sahâbeden kimseye vermedi hiç mâlûmât


Civârdaki müslümân kabîleleri de hem,

Sefere katılmağa çağırdı Fahr-i âlem


Eslem, Eşce, Cüheyme, Husayn, Gıfâr, Müzeyne,

Adlı kabîlelerin haber saldı hepsine:


(Allaha îmân eden bilcümle müslümânlar,

Ramazânın başında, Medînede olsunlar)


Ve bir tedbîr olarak yine Fahr-i kâinât,

“Ömer ibnil Hattâb”a verdi ki bir tâlîmât:


(Mekkeye giden yollar, dört cihetten tutulsun,

Bütün yol başlarında, nöbetçiler bulunsun


Bu günlerde Mekkeye gidecek kimseleri,

Tutup o nöbetçiler çevirsinler hep geri)


Bu gizlilik işine öyle çok ehemmiyyet,

Verdi ki, kendisi de duâ etti nihâyet:


(Yâ ilâhî, Mekkeye biz varıncaya kadar,

Kureyşliler, bizlerden olmasınlar haberdâr


Birden bire olalım hemen yakınlarında

Onlar bizi görünce, şaşırsınlar ânında)


Hattâ “Bizans üstüne” sefer intibâını,

Vermek için, ayırıp bir kısım eshâbını,


Gönderdi kuzeydeki İzâm vâdilerine,

Ki düşmanlar sansın ki, sefer "Bizans" üstüne


Çevre kabîlelerden gelenlerle berâber,

“Oniki bin” olmuştu o zaman mücâhidler


“Zübeyr ibni Avvâm”ı, o Server bir birlikle,

“Keşif kolu” olarak gönderdi ileriye


Velhâsıl gönülleri Allah ve Resûlünün,

Aşkıyle dolu olan bu mücâhidler, o gün,


“Oniki bin” kişilik muazzam ordu ile,

Çıktılar Medîneden Allahın adı ile


Başlarında, Allahın Sevgili Peygamberi,

"Tekbîr" sedâlarıyle yürüdüler ileri


Bundan sekiz yıl önce çıkmışlardı Mekke’den,

Fethe gidiyorlardı o yurdu kan dökmeden


Bir puthâne hâline getirilen Kâ’beyi,

Temizliyeceklerdi putlardan gâyet iyi


O inâtçı ve zâlim müşrikleri, nihâyet,

Îmân ve hidâyete edeceklerdi dâvet


Düşmemeleri için Cehennem ateşine,

Örnek olacaklardı Kureyş müşriklerine



Helâl kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vacip olur Hadîs-i şerîf


Hediyeleşiniz! Şüphesiz hediye sevgiyi çoğaltır, kalbin fesat ve şerrini giderir

Hadîs-i şerîf




kaynak: huzurpınarı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.