Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
islâm, sayfalar, tarihinden

İslam Tarihinden Sayfalar

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslam Tarihinden Sayfalar



‘Yâ Resûlallah! Allah yolunda mı öleceğim?’



Câbir bin Abdullah “radıyallahü anh” Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir

601 senesinde (Hicretten 21 sene önce) Medîne’de doğdu 693 (H 74) senesinde yine aynı yerde vefât etti

Tefsir ve fıkıh ilminde Eshâb-ı kirâmın önde gelenlerinden olan Câbir bin Abdullah hazretleri, Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin sağlığındayken sorulan bâzı suâllere cevap verip, müftîlik yaptığı gibi, Peygamber efendimizin vefâtından sonra, Ondan öğrendiği ilmi dört bir yandan gelenlere öğretmeye çalıştı

Ömrünün sonuna doğru Yezîd’in kumandasındaki orduda İstanbul Muhâsarasına katıldığı bu sırada 693 (H74)’te şehid olup, Kocamustafapaşada bulunduğu sanılmakta ise de, kaynak kitaplarda onun aynı senede Medîne-i münevverede vefât ettiği bildirilmektedir


BEŞ VAKİT NAMAZ KILANLAR


Bizzat Peygamber efendimizden işiterek rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden biri:

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz;

“Birinin evi önünde nehir olsa, her gün beş kere bu nehirde yıkansa üzerinde kir kalır mı?” diye sordu Eshâb-ı kirâm “Hayır yâ Resûlallah!” dediler

Resûlullah efendimiz; “İşte beş vakit namazı kılanların da böyle küçük günahları affolur” buyurdular

Câbir bin Abdullah “radıyallahü anh” anlatır:

Gazvelerden birine Resûlullah efendimiz ile birlikte çıkmıştım Bir gün bir ağacın gölgesinde otururken, Resûlullah efendimiz bulunduğum yere geldi

“Yâ Resûlallah, gölgeye buyurun” dedim Teşrîf edip, oturdu Yanımda salatalık vardı Çıkarıp ikrâm ettim “Bunu nereden buldun?” diye sordu “Medîne’den getirdim” dedim


“İYİ ELBİSELERİNİ GİYSİN!”

Benim develerimi otlatan bir arkadaşım vardı O sırada o da yanımda idi Üzerinde eski bir elbise vardı

O hâliyle yürüyüp gitti Resûlullah efendimiz bana “Bu arkadaşının üzerindeki elbisesinden dahâ iyi elbisesi yok mu?” diye sordu

“İki elbisesi dahâ var, ben vermiştim Çantasında saklıyor” deyince, “Arkadaşını çağır, o iyi elbiseleri giysin!” buyurdu

Onu çağırdım Gelip, çantasındaki elbiseleri giyinip gitti Sonra Resûlullah efendimiz,

“Arkadaşının hâlinin ne olacağını biliyor musun? Allahü teâlânın onun için takdîr ettiği ölüm bu harbde olacaktır” buyurdu A

rkadaşım bu sözleri işitip, “Yâ Resûlallah! Allah yolunda mı öleceğim?” diye sordu “Evet” buyurdu Arkadaşım o gazâda şehîd oldu




VEHBİ TÜLEK / TÜRKİYE

Alıntı Yaparak Cevapla

İslam Tarihinden Sayfalar

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslam Tarihinden Sayfalar



“Mazlumun âhı indirir şâhı!



Sâlihlerden bir kimse vardı Bizlere şöyle bir hadise nakleder:

Çok sevdiğim dindar, güvenilir ve namuslu bir oğlum vardı, vezirin oğlu haksız yere onu öldürdü, hakkımı aradım ama kimse elimden tutmadı

Ben de sabah akşam Bedir ehli yüzü suyu hürmetine Allâhü teâlâdan istemeye başladım ve çocuğumun kanının hakkını alabilmem için onlardan himmet istedim


“BEDİR EHLİNE KOŞUN!


Aradan uzun zaman geçince gönlüm daraldı ve hakkımı alabileceğimden ümidimi kestim

Bir gece uyurken rüyamda, güzel kılıkta ve hoş bir halde bulunan birtakım zatlar gördüm O sırada biri;

“Bedir ehline koşun!” diyordu Derken hepsi birbiri ardınca öne geçtiler Ben içimden;

“Sübhânallâh! İşte bunlar çocuğumun hakkını almak için kendilerinden himmet islediğim Bedir ehli! Karşımda duruyorlar! Vallahi ben de onları izleyeceğim

dedim Böylece onların ardınca yürüdüm Nihayet yüksek bir mekana geldiler, her biri nurdan bir kürsü üzerine oturdu

O sırada onları ziyaret eden ve hallerinden şikâyet eden birtakım toplumlar gördüm Kendi kendime;

“Peki ben niye çocuğumu öldürenden şikayetçi olmuyorum?” dedim ve onlara doğru giderek durumumu ve kimsenin elimden tutmadığını anlattım İçlerinden biri;

“La havle vela kuvvete ila billa hil aliyyil azîm” diyerek yanındakilere baktı ve; “Kim bana bu zavallının hasmını getirecek?” dedi

Hemen biri gitti, çok geçmeden benim oğlumun katilini getirdi O zat ona;


“ZULÜM VE DÜŞMANLIK!”


“Bu adamın oğlunu sen mi öldürdün?” deyince o; “Evet” dedi O zat;

“Peki onu öldürmeye seni ne sevk etti?” diye sorunca o; “Zulüm ve düşmanlık!” diye cevap verdi Bunun üzerine o zat ona:

“Yere otur!” dedi O yere oturunca benim elime bir hançer vererek:

“İşte senin hasmın budur, o senin oğlunu öldürdüğü gibi sen de onu öldür” dedi Ben de hançeri alıp onu boğazladım

Uykumdan uyanınca büyük bir nâra işittim Bir de ne duyayım, nsanlar;

“Vezirin oğlu yatağında boğazlanmış olarak bulundu, fakat katili bilinmiyor” diye konuşuyorlardı

Evet, zulmeden mutlaka yıkıma uğrar “Mazlumun âhı, indirir şâhı!” demişler Yani, zulüm gören kimsenin âhı, gözyaşı, padişahı tahtından indirir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.