![]() |
İslam'da Kadın Hakları |
![]() |
![]() |
#1 |
[KAPLAN]
|
İslam'da Kadın HaklarıİSLÂM’DA KADIN HAKLARI İslâm Dîni, kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizâm ve sistemin veremediği müstesnâ bir makâma sâhib kılmıştır ![]() "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır ![]() ![]() Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() "Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’dan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız ![]() ![]() Başka bir hadîs-i şerîflerinde de: "Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır ![]() ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır ![]() ![]() Vedâ Haccı’ndaki meşhûr hutbesinde Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır ![]() ![]() ![]() Muâviye bin Hayde (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Allâh’ın Peygamberi, bizim herhangi birimizin hanımının, kocası üzerindeki hakkı nedir?" dedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!" (55) buyurmuşlardır ![]() Kadınlarla iyi geçinmek Kur’ân-ı Kerîm’in emridir: "Kadınlarınızla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile! ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!" (57) buyurmaktadır ![]() ![]() "Mü’min bir erkek, mü’min bir kadına kızıp darılmasın! Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa, öbüründen memnûn olabilir ![]() ![]() Bir insanın her işi ve her huyu hoşumuza gitmeyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dînimizde Kadın-Erkek Eşitliği: İslâm Dîni, kadın-erkek bütün insanların yaratılışta eşit olduğunu ilan ederek, kadını, insanlık şeref ve haysiyetine, gerçek benliğine ve kişiliğine kavuşturmuştur ![]() "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ![]() ![]() ![]() "Ey insanlar! Sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûda getiren ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabb’inizden korkun!" (61) Kur’ân-ı Kerîm, kadın ile erkek arasında hiçbir ayırım yapmamakta, her ikisine de aynı hak ve sorumlulukları yüklemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Şüphe yok ki, kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir ![]() ![]() Diğer bir hadîs-i şerîfte: "Kadın-erkek bütün insanlar, tarak dişleri gibi birbirlerine eşittirler ![]() ![]() * Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Ömer, bunu söylemeğe hakkın yoktur!" demiş ve Kur’ân-ı Kerîm’den en-Nisâ sûresinin 20 ![]() ![]() ![]() "Allâh Allâh! Kadın, Ömer’le mübâhase etmiş ve onu susturmuş! ![]() ![]() ![]() Yine Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Dîninizin yarısını bu Hümeyrâ’dan öğreniniz!" buyurması da dikkat çekicidir ![]() Bu örneklerden; kadın için aklî ve dînî yönden herhangi bir eksikliğin söz konusu olmadığı açıkça anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() * Dînî sorumluluk bakımından da erkekle kadın arasında eşitlik vardır ![]() "Mü’min olduğu halde, erkek ve kadından kim bir takım sâlih amellerde bulunursa, işte bu gibiler cennete girerler ve zerre kadar zulmedilmezler ![]() âyetiyle inanıp da iyi işler işleyen herkesin, erkek olsun kadın olsun, aynı şekilde mükâfâta kavuşacakları ve kendilerine en küçük bir haksızlığın yapılmayacağı belirtilmektedir ![]() Başka bir âyet-i kerîmede de: "Erkek ve kadın, mü’min olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız ![]() ![]() ![]() ![]() Bu âyet-i kerîmede yüce Allâh, kadın-erkek ayırımı yapmadan, inanıp sâlih amel işleyenlere güzel bir hayat yaşatacağını müjdelemektedir ![]() İslâm dînine göre kadın ve erkek, birbirlerinin hak yoldaki yardımcısı ve destekleyicisidirler ![]() ![]() "Mü’min erkekler de, mü’min kadınlar da birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
[KAPLAN]
|
![]() Cezâ ve Mükâfâtta Eşitlik Kadın, suçlu olduğu takdîrde erkek gibi cezâ görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın-erkek eşitliğinde, Dünyâ’ya âid cezâlarda fark yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kız Erkek Ayırımı Yok İslâm Dîni’ne göre, çocuklar arasında kız ve erkek ayırımı yapmak, birini diğerinden üstün tutmak, câiz değildir ![]() ![]() ![]() "Göklerin ve yerin mülk ve tasarrufu Allâh’ındır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmiyyet’ten önce Arabistan’da yaygın olan kız çocuklarını diri diri gömme âdeti, İslâmiyyet’le tamamen ortadan kaldırılmıştır ![]() "Evlâdlarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin; onları da, sizi de biz rızıklandırırız! Muhakkak ki onları öldürmek, büyük bir suçtur ![]() Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de kıyâmetin dehşeti tasvir edilirken şöyle buyurulur: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Çocuklarınız size Allâh (c ![]() ![]() ![]() ![]() O halde Allâh (c ![]() ![]() ![]() İslâm Dîni, ana-babaların çocuklar arasında kız-erkek ayırımı yapmadan eşit muâmelede bulunmalarını emreder ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Kimin kızı doğar da, onu gömmez, horlamaz, oğlan çocuğunu ona tercih etmezse, Allâh o kimseyi, bu kızı sebebiyle cennetine kor ![]() ![]() Ebû Hüreyre (r ![]() ![]() "İçinde kız çocukları olan eve, hergün gökten on iki rahmet iner ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() "Bir adam Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Aralarında eşit davranmıyor musun?" diye adamı uyarır ![]() Çocuklara eşit davranmaya çok önem veren Peygamber (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() buyurarak, erkek çocuklarını kız çocukarından üstün tutan ve kızları hor gören zihniyeti tamâmen yıkmıştır ![]() Fizyolojik ve Psikolojik Farklılık Cenâb-ı Hakk, erkek ve kadına farklı husûsiyetler ve meziyetler vermiş ve onların toplum içindeki mevkîlerini de farklı kılmıştır ![]() ![]() ![]() Allâh Teâlâ, erkeğe; güç, kuvvet, metânet, mihnet ve meşakkatlere tahammül, tedbir, temkin ve sebat, hâdiseler karşısında dayanma ve direnme, sevinç ve hüzünde muvâzene ve îtidâl, savaş gücü, irâdî ve aklî üstünlük gibi özellikler vermiştir ![]() Hanımlara ise; duygu derinliği, incelik, şefkat, merhamet, hayâ, fedâkârlık, çocuk bakımı ve neslin muhâfazası gibi meziyetler ihsân etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki erkek; kadından daha kuvvetli, zorluklara daha dayanıklı, hâdiseler karşısında daha soğukkanlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuğun çeşitli ihtiyaçları karşısında annedeki değişken duyguları ve imkanları erkekte bulamazsınız ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
[KAPLAN]
|
![]() Erkek Âilenin Reisidir Dînimize göre erkek, âilenin reîsi ve mes’ûlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Eğer bir kimseye, Allâh’dan başka birine secde etmesini emredecek olsam, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim ![]() ![]() ![]() Kadın, kocasının evinde bir bekçidir, muhâfızdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yatağınızı başkalarına çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimselerin evlerinize girmelerine izin vermemeleri ![]() ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm’de: "İyi kadınlar, itâatli olanlardır ![]() ![]() ![]() Burada "göze görünmeyen" tâbirinde, erkeğin malı, âile sırları, nâmûsu, hattâ kadının karnındaki çocuk dâhildir ![]() ![]() ![]() Erkek de, kadına her zaman saygı gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadının medenî hakları vardır ![]() ![]() ![]() Kadının Tahsîl Hakkı: İslâm Dîni, ilme büyük önem verir ![]() ![]() ![]() ![]() "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz!" "İlim Çin’de de olsa arayınız!" "İlim öğrenmek, kadın ve erkek her müslümana farzdır ![]() ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm’de: "Ey îmân edenler, kendinizi ve âilenizi cehennem ateşinden koruyunuz ![]() ![]() Bu âyet-i kerîmeyi Hz ![]() ![]() ![]() "Çocuklarınızı terbiye edin, onlara ilim öğretin ![]() ![]() ![]() Kadının âile ocağındaki en başta gelen vazifesi, çocuklarını yetiştirip güzel terbiye etmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, kadınlarımıza bu üstün faziletleri kazandıracak müesseselerin, İslâm’dan hiç taviz vermeden; doğuştan Allâh tarafından kızlarımıza bahşedilmiş şefkat, hayâ ve iffet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu meziyetlerin yanısıra onlara, ev muhtevâsına uygun bilgi ve kâbiliyetleri kazandırmak zarûrîdir ![]() "Kızım, hayat süprizlerle doludur ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim Asr-ı Seâdet’te de Rasûl-i Ekrem (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medîne-i Münevvere’de kadınlar toplanıp Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() "Erkekler her zaman yanınıza gelip sizden ilim öğrenirler, bilmediklerine vâkıf olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() demişler, Rasûl-i Ekrem (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medîneli müslüman hanımlar, bütün müşkillerini Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ensar kadınları, ne iyi kadınlardır, sıkılganlıkları dînlerini öğrenmelerine mânî olmamıştır ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Ashâb-ı kirâmdan Ebû Mûsâ (r ![]() ![]() "Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm’de: "Ey îmân edenler, Allâh’dan korkun ve sâdıklarla berâber olun! ![]() ![]() ![]() Muhakkak ki insanların, salâh bulmaları ve kurtuluşa ermeleri için sâlih kimselerle berâber olmaları ve onların sohbetlerinden istifâde etmeleri lâzımdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sebepten genç kızlarımızın mânevî yönden eğitilmelerine daha fazla önem verilmeli, öncelikle rûhî zenginliklerle bezenecek şekilde yetiştirilmeli ve kalb âlemleri zenginleştirilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
[KAPLAN]
|
![]() Kadının Evlilikteki Durumu Evlenmekle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’in Nûr Sûresi’nde şöyle buyurulur: "İçinizden bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin! Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lutfu ile onları zenginleştirir ![]() ![]() Görüldüğü gibi evlenmek, Kur’ân-ı Kerîm’in emridir ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka hadîs-i şerîfde de Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Size dîninden ve huyundan memnun olduğunuz bir kimse kız istemeye gelince, onu evlendiriniz ![]() ![]() "Yâ Rasûlallah! dediler, eğer onda fakirlik ve soy asâletsizliği varsa? Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Size dindarlığını, huyunu beğendiğiniz bir adam gelince onu evlendiriniz!" (106) buyurdu ve bunu üç defa tekrar etti ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Dikkat ediniz ki, hepiniz çobansınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evliliğin Gâyesi İslâm’da evliliğin en başta gelen gâyesi, îmânlı bir neslin yetiştirilmesi ve İslâm ümmetinin sayısının çoğaltılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin! Çünkü bu, gözü (haramdan) koruyan, namuslu kalmaya yardımcı olan çaredir ![]() ![]() ![]() Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() "Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin! ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm Dîni, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçimi yapılmasını esas alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zenginlik, güzellik, soy-sop gibi insanların çoğunun peşinde koştuğu şeyler geçici olup, evlilik bağının devamını sağlamaz ![]() ![]() İşte bu yüzden Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Kadın dört şey için nikâh edilir; malı, güzelliği, soyu ve dindarlığı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evlilikte Denklik (Küfüv): Kelime olarak küfüv, denklik ve eşi olmak demektir ![]() Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda denk olmaları demektir ![]() Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır ![]() ![]() Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir ![]() ![]() İslâm hukûkunda denklikten maksad, evlenecek eşler arasında dînî, ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır ![]() ![]() Evlilikte denklik, bir sıhhat şartı değil, bağlayıcılık şartıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Üç şeyi geciktirme: Vakti gelince namazı; hazır olduğunda cenâzeyi; dengini bulunca evlenecek kızı ![]() ![]() ![]() Ayrıca başka bir hadîs-i şerîfde: "Kadınları denkleriyle evlendirin, onları velîleri evlendirsin ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefîler’e göre denklik (kefâet), altı yerde aranır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat edilmesi, eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur ![]() Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, nikâhın mûteber olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Birgün Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Şu geçen hakkında ne dersin?" buyurdu ![]() O da: "Eşrâfdan biridir ![]() ![]() ![]() Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ya bunun hakkında ne dersin?" buyurdu ![]() Adam cevap verdi: "Yâ Rasûlallâh, bu müslümanların fakirlerinden biridir ![]() ![]() Bunun üzerine Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() "(Hayır) bu (adam), yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır ![]() Evlenecek eşler, güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakîkatte denklik; erkeğin değil, kadının menfaatine yönelik bir haktır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
[KAPLAN]
|
![]() Kadının Fedâkârlığı: İslâm hukûkuna göre evli kadın, kocasının evinde bir işçi, kocası bir iş veren değildir(137) ![]() ![]() ![]() Müslüman hanımı, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Eğer bir kimseye, Allâh’dan başka birine secde etmesini emredecek olsam, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim ![]() ![]() Nitekim ashâb-ı kirâmın hanımları ev işlerinde çalıştıkları gibi, kocalarının işlerine bile yardım ederler ve onları memnun etmeye son derece gayret sarfederlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kızım Fâtıma, sen Ali’ye câriye ol ki, o da sana köle olsun ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm hanımının evi ve âilesi, kendisi için huzûr ve mutluluk yeridir ![]() ![]() Âilede erkek de boş vakitlerinde hanımına yardımcı olmak durumundadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ashâb-ı kirâmdan Esved b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadınlara İbâdetlerde Kolaylıklar: İslâm Dîni, ibâdetlerin yapılış şeklinde kadınlara bazı kolaylıklar tanımıştır ![]() ![]() Namaz: Kadınlar, beş vakit namazla mükellef olmakla birlikte, cumâ, bayram ve cenâze namazlarından muaf tutulmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kadının namazını evinde kılması, dışarda kılmasından daha fazîletlidir ![]() ![]() Kadınların namaz için ezân ve kâmet okuma mecbûriyetleri yoktur ![]() Ayrıca kadın, ay hâlinde veya lohusalık günlerinde namaz kılmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hayız gördüğün zaman namazı bırak!" (147) buyurmuşlardır ![]() Oruç: Kadınlar, hayız ve nifâs hâlinde oruçlarını tutmazlar ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz Rasûlullâh devrinde âdet görüyorduk ![]() ![]() Ramazân-ı Şerîf Ayı’nda hâmile veya emzikli olan kadınların, kendilerine veya çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları hâlinde oruç tutmamaları mübâhtır ![]() ![]() Kadın, altmış gün kefâret orucunu tutarken aybaşı veya lohusalık durumu olursa, orucu keser ve temizlendiği günden itibâren kalan günleri tamamlar ![]() Zekât: Zekât, erkekler gibi zengin olan kadınlara da farzdır ![]() ![]() ![]() ![]() "Yemenli bir kadın, kızıyla birlikte Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bunların zekâtını veriyor musun?" diye sorunca, kadın: "Hayır!" dedi ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Kıyâmet gününde yüce Allâh’ın bu iki bileziği senin koluna ateşten bilezik olarak takmasını ister misin?" buyurdu ![]() Bunun üzerine kadın, bilezikleri kızının elinden çıkarıp Allâh elçisinin önüne bıraktı ve şöyle dedi: "Bilezikler, Allâh ve Rasûlü’ne âiddir ![]() Hac: Kadının hac ibâdetini yapması için, haccın diğer şartlarının yanında, ayrıca yol arkadışının bulunması, boşanma veya ölüm iddetlisi olmaması gerekir ![]() "Kadın, yanında mahremi bulunmadıkça, üç günden fazla yolculuk yapamaz ![]() "Bir kadın, yanında kocası bulunmadıkça hac yapmasın!" (151) Hac veya umrede ihrâma giren kadınlar, normal elbiseleri ile ibâdet yaparlar ![]() ![]() ![]() "Hayızlı veya nifâslı kadınlar, boy abdesti alır, ihrâma girer ve Beytullâh’ı tavâf etmek dışında haccın bütün menâsikini îfâ ederler ![]() ![]() İhrâmdan çıkarken de kadınlar, saçlarının ucundan biraz keserler ![]() Ayrıca sa’y esnâsında kadınların, remel (omuzları silkerek çalımlı yürüme) yapması ve iki yeşil direk arasında koşarak yürümesi gerekmez ![]() Cihâd: Güçlüklerine rağmen, kadın sahâbîlerin cihâda katılarak geri hizmetlerde bulunduklarını İslâm Târihi’nden okumaktayız ![]() Cihâdın çok büyük ecir kazandırdığını öğrenen kadınlar, erkekler gibi cihâda katılamayışlarına üzülmüşler ve kendileri için cihâdın yerini tutabilecek bir amelin olup olmadığını Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hac, ne güzel cihâddır! ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
[KAPLAN]
|
![]() Kadın ve Cihâd: İslâm hukûkuna göre kadın, askerlik yapmak ve harbe iştirâk etmekle mükellef değildir ![]() "Cennet, kılıçların gölgeleri altındadır ![]() ![]() "Cennet, annelerin ayakları altındadır ![]() ![]() Aslında kadın; dîni, milleti ve memleketi için en samîmî çalışan bir insandır ![]() ![]() ![]() Kadının, illâ cephede bi’l-fiil savaşması mecbûrî değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın, İslâm ordusunun yaptığı seferlerin bir çoğuna katılmış ve ordunun yaralı gâzîlerini nakil ve tedâvî etmek, şehîdleri taşımak, mezâr kazmak, yemek pişirmek, su taşımak, levâzım muhâfızlığı yapmak gibi birçok hizmetler îfâ etmiştir ![]() ![]() Çağımızda ise, savaş metodları değişmiş olup artık eğitim ve kültür savaşları yapılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmî Tebliğde Kadın: Kadın sahâbîler, Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın bu yüce mücâhideleri Allâh ve Rasûlü’nden gelen her emir ve yasağı âdetâ kanlarına işlercesine bu konuda eşsiz bir tablo sergilemişlerdir ![]() İlk İslâm’a giren kişi, bir kadın olan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar, Allâh ve Rasûlü’nün kendilerinden ne istediğinin şuûrundaydılar ![]() ![]() ![]() İslâmiyyet’in başlangıcında İslâm’a koşup müslüman olan ilk kadın sahâbîlerden olmak şerefini kazanan Hz ![]() ![]() Hattâb’ın kızı Fâtımâ (r ![]() ![]() Uhud harbinde Nesîbe Hatun (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Artık müslüman hanımı, uyanmalı ve kendi öz benliğine dönmeli ![]() ![]() ![]() ![]() İşte, müslüman kadınının gerçek tebliği budur ![]() Tesettür, Kadının İffetini Korur: Tesettür, şer’an örtülmesi gereken yerleri örtmek demektir ![]() Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine avret yeri denir ![]() Örtünmenin gâyesi, başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı, meşrû olmayan isteklerden sakınmaktır ![]() ![]() ![]() Kadının örtülü olması, hürriyetini kısmak için değil, bilakis şeref ve iffetini korumak içindir ![]() "Ey Peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına, dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm Dîni, örtünmeyi emretmekle kadını muhâfaza etmek, onun kıymetini arttırmak ve hürmete lâyık bir insan olduğunu ortaya koymak istemiştir ![]() ![]() ![]() "Mü’min kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar,ırzlarını korusunlar, ziynetlerini açmasınlar! Bunlardan görünen kısmı (yüzler ve eller) müstesnâ, başörtülerini, yakalarının üstüne koysunlar ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() "Allâh ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin! Onlar âyeti inince, etekliklerini kesip bunlardan böş örtüsü yaptılar ![]() Yine Safiyye bint-i Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik ![]() ![]() ![]() ![]() "Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Allâh bülûğa ermiş kadının namâzını, başörtüsüz kabul etmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun için kadının evden dışarıya çıkışında güzel koku sürünmesi hadîs-i şerîfde yasaklanmıştır: "Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına giderse, zinâya bir adım atmış olur ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Esmâ! Kadın bülûğa erdikten sonra, -mübârek ellerine ve yüzüne işâret ederek- şundan ve şundan başka yerinin görünmesi câiz değildir ![]() ![]() Erkeklerin de dışarıda gözlerini muhâfaza etmeleri ve yolda yürürken ayaklarına bakarak yürümeleri tavsiye edilmekte ve tasavvufda bu duruma "nazar ber-kadem" denilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Ali! Bakış, bakışı izlemesin! İlk bakış, sana âid (mübah), sonraki ise sana âid değildir ![]() Buradaki ilk bakışdan maksad, elde olmadan meydana gelen göze çarpmalardır ![]() Bir başka hadîs-i şerîfde de şöyle buyurulur: "Bir müslüman erkeğin gözü, (mahremi veya nikâhlısı olmayan) bir kadının güzelliklerine takılır da, sonra (Allâh’dan korkarak) gözünü ondan sakınırsa, Allâh Teâlâ ona ibâdet ecri verir ![]() ![]() Ayrıca, mahrem olmayan kadın ile erkeğin birbirine dokunması, musâfaha etmesi ve tokalaşması helâl değildir ![]() "Gözlerin zinâsı bakmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rasûlullâh’ın eli aslâ yabancı bir kadının eline değmemiştir ![]() ![]() Rasûl-i Ekrem (s ![]() ![]() ![]() "Birinizin başının, demirden bir şişle dürtülmesi, onun için, nâmahrem bir kadına dokunmasından daha hayırlıdır ![]() Örtünmekten maksad, avret yerlerini, hem görünmeyecek ve hem de vücûd hatları belli olmayacak şekilde kapatmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Cehennem halkından iki sınıf var ki, ben onları görmedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle, erkeklerden de kadınlara benzeyenler bizden değildir ![]() Abdullâh b ![]() ![]() "Nebî (s ![]() ![]() ![]() ![]() "Onları evlerinden çıkarınız!" buyurdu ![]() Abdullâh b ![]() ![]() "Üç kimse vardır ki, cennete giremez ve kıyâmet günü Allâh onlara rahmet nazarı ile bakmaz: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() Hülâsa müslüman hanımı, kendi cinsine âid giyim ve davranışlara özenmeli, erkeklere âid elbise ve tavırlara meyletmemelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
[KAPLAN]
|
![]() Kadın ve Şâhidlik: İslâm hukûkunda şâhidlik konusuna ayrı bir önem verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm’de şâhidlikle ilgili olarak şöyle buyurulmaktadır: "Ey îmân edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan hâkimler ve Allâh için şâhidlik eden insanlar olun! ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Büyük günahların en büyüğünü size haber vereyim mi?" diye sormuşlar, onların da: "Hay hay buyurun Yâ Rasûlallâh!" demeleri üzerine şöyle buyurmuşlardır: "Allâh’a şirk koşmak, anaya, babaya karşı gelmek ![]() ![]() Bundan sonra da Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Dikkat ediniz, biri de yalan şâhidliktir! ![]() ![]() "Keşke sükût etse! ![]() ![]() ![]() Şâhidliğin maddî cezâsı da vardır ![]() ![]() İşte İslâm hukûkunda şâhidliğin bu tehlikeli ve ağır sorumluluğu dikkate alınarak, kadına bir mes’ûliyet arkadaşı verilmiştir ![]() ![]() Hanefî mezhebinin müctehidleri, had ve kısâs dışındaki bütün dâvâlarda iki erkeğin şâhidliğini veya bir erkekle iki kadının şâhidliğini câiz ve yeterli görmüşlerdir ![]() Şâhidlikte esas mes’ele hakkın zâyî olmaması ve adâlete gölge düşürülmemesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Gücünüzün yettiği kadar, şüphelerle had cezâlarını düşürünüz! ![]() ![]() ![]() İslâm hukûkunda erkeklerin vâkıf olamayacağı ve tamamen kadınların ilgi sahası olan doğum, bekâret, emzirme ve aybaşı gibi kadınlara mahsûs hallerde, erkeğin değil, sadece kadının hattâ tek kadının şâhidliği yeterlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Erkeklerin muttalî olmadıkları şeylerde kadınların şâhidliği makbûldür ![]() ![]() Doğum için de tek bir kadının şâhidliği kabûl edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() "Doğum konusunda bir kadının şâhidliği yeterlidir ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hattâ ashâb-ı kirâm, çocukların kendi aralarında cereyân eden yaralama hâdiselerinde, yine çocukların şâhidliğini kabûl ederlerdi 185) ![]() İbn-i Kayyım, âlimlerin şu konuda ittifâk ettiklerini kaydeder: "Normal zamanlarda bazı hususlarda şâhidlikleri kabûl olunmayan kimselerin, ihtiyaç ve zarûret hâlinde, hakkın zâyî olmaması için aynı hâdiseler hakkındaki şâhidlikleri kabûl olunabilir ![]() İslâm hukûkunda bazı konularda iki kadının bir erkek şâhid yerine geçmesi, kadınların erkeğin yarısı kabul edilmesinden veya erkekten daha aşağı görülmesinden dolayı değil, kendi yaratılışlarından, fizyolojik ve psikolojik özelliklerinden dolayıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca kadının en büyük vasfı anneliktir ![]() ![]() ![]() Bu sebeple, şâhidlik gibi ağır sorumluluğu olan bir olayda kadınlara yardımcı bir arkadaş verilerek kolaylık getirilmiştir ![]() İki kadın şâhid olunca, kadınlardan birisi "Diğeri nasıl olsa işin aslını söyleyecek" diyerek, şâhidliğini rahat ve doğru bir şekilde yapar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey îmân edenler! Belirli bir vâdeye kadar birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âyet-i kerîmede iki kadının şâhidliğinin bir erkeğin şâhidliğine denk sayıldığı değil, iki kadın şâhid bulundurulması gerektiği ifâde edilmektedir ![]() İki kadın şâhid önerilmesinin sebebi, birisi yanılırsa diğerinin ona hatırlatması içindir ![]() ![]() ![]() O halde iki kadın şâhidden birisi, şâhidlik ettiği borçlanma akdiyle ilgili olarak yanılmaz veya unutmazsa, şâhidliğini tam olarak yaptığı için, erkek şâhid ile kadın şâhidin şâhidlikleri yeterli, aynı zamanda eşit değerde olacaktır ![]() ![]() Mîrâsda Kadın’ın Durumu: İslâm Dîni’nde miras, şahısların ihtiyaç ve mes’ûliyetlerine göre taksime tâbi tutulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte hem kendisine, hem hanımına, çocuklarına, gerektiğinde annesine, babasına, kızkardeşlerine bakmak, onların geçimlerini sağlamak zorunda bulunan erkeğin, gerektiğinde yine kendisinin bakıp himâye edeceği kızkardeşinden bir kat daha fazla miras alması, adâlete aykırı değil, adâletin tâ kendisidir ![]() Kadın, kendi mal varlığında istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir ![]() ![]() ![]() Erkek, evlenme sırasında kararlaştırılan ve mehir adı verilen bir mikdar mal veya parayı kendisi ile nikahlandığı kadına vermekle mükellefdir ![]() ![]() Kadın boşandığı takdirde, iddet sûresince onun barınma, yeme-içme, giyim-kuşam masraflarını ödemek, kadını boşayan kocanın görevidir ![]() ![]() Görüldüğü gibi, malî mükellefiyetler bakımından kadın, erkeğe karşı eşit olmak bir yana, avantajlı bir konumda bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Mîrâsla ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: "Allâh size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (mîrâs vermenizi) emreder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yapacakları vasiyyetten ve borçtan sonra, eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kim Allâh’a ve Peygamberi’ne karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa, Allâh onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azâb vardır ![]() ![]() Mîrâsdan kadına erkeğin yarısı kadar hisse verilmesi, kadının mîrâsçı olarak sahib olabileceği bütün konular için değil, sadece kadının, aynı ana-babanın çocuğu olarak erkek kardeşi ile birlikte mîrâsçı olması durumunda söz konusudur ![]() Kadının mîrâsdaki payının durumu, iddiâ edildiği gibi, sadece erkeğin yarı hissesi değildir ![]() ![]() ![]() Yine âyet-i kerîmeye göre; şâyet bir anne-babanın çocuğu vefat eder de mîrâs bırakırsa, ölenin çocukları da varsa, anne-babanın her birine mîrâsın altıda biri verilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki, mirastan kadına, erkeğin hissesinin yarısı kadar pay verilmesinin, erkeği kadından üstün tutmak düşüncesi ile hiç bir ilgisi yoktur ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
[KAPLAN]
|
![]() İslâm’da Boşanma: İslâm hukûkunda boşanma, evlilik hayâtının devamına imkân kalmadığı zaman başvurulacak son çâredir ![]() ![]() ![]() "Kadınlar size itâat ederlerse, aleyhlerinde bir yol aramayın!" (188) buyurulur ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Evleniniz, fakat boşanmayınız! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir hadîs-i şerîfde: "Sırf zevk için sık sık kadın değiştiren erkeklerle, sık sık koca değiştiren kadınlara Allâh lânet etsin! ![]() ![]() ![]() İslâm Dîni, boşanmayı, yapılması istenmeyen bir helâl olarak görmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() "Boşanmak, Allâh katında mübah olan şeylerin en sevimsizidir ![]() ![]() Yine bir hadîs-i şerîfde: "Evleniniz, fakat kurduğunuz bu âile yuvasını talâkla (boşanmakla) yıkmayınız! ![]() ![]() ![]() Basit sebeplerden boşanmayı isteyen kadınlar hakkında da hadîs-i şerîfde şöyle buyurulur: "Herhangi bir kadın, mühim bir geçimsizlik olmadan kocasından kendisini boşamasını isterse, ona cennetin kokusu dahi haramdır ![]() Âile reisinin dikkat edeceği önemli bir husus da, başkalarının, kendi hanımı hakkında söylediklerine hemen inanıp hüküm vermemesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bu iftirâyı işittiğinizde kadın ve erkek mü’minlerin, kendi vicdanları ile hüsn-i zanda bulunup da: demeleri gerekmez miydi?" "Siz bu iftirâyı dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sâhibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz ![]() ![]() ![]() Âyet-i kerîmelerden açıkça anlaşıldığı gibi, bir kimse hakkında kesinlik kazanmadan söylenen dedikodularla hüküm vermemek ve meselenin tahkîkâtını iyi yapmak ve meseleye hüsn-i zanla bakmak gerekmektedir ![]() ![]() Görülüyor ki, İslâm Dîni’nde iki eşin arasını bozmaya çalışmak, en büyük günâhlardandır ![]() Eşlerin arasını bozmanın ve karı ile kocanın arasına girip bozgunluk çıkarmanın çok kötü bir fiil olduğu hadîs-i şerîfde şöyle açıklanıyor: "Kim bir kadını kocasının aleyhine kışkırtırsa, bizden değildir ![]() Boşanmanın Safhaları: İslâm Dîni, karı-koca arasında baş gösteren anlaşmazlıkları halletmek için sevgiye dayanan bir takım usûller koymuştur ![]() ![]() Erkeğin, hayırlı bir işte hanımının kendisine isyan etmesi durumunda onu terbiye etme hakkı vardır ![]() ![]() "Size itâat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahâne aramayın! ![]() Sâliha olan kadınların te’dîbe ihtiyaçları yoktur: "İyi kadınlar, Allâh’a itâatkârdırlar ![]() ![]() ![]() Zevcelik haklarını ihlâl eden, kocasına âsî olan kadın, terbiye ile yola getirilir ![]() ![]() 1) "Fenâlık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce kendilerine öğüt verin!" (197) buyurulur ![]() Eğer öğütten müsbet bir netice alınmazsa, kadın âsî olur ve itâatten kaçınırsa, veya kocasının izni olmadan evinden dışarı çıkarsa, erkek istediği süreye kadar kadının yatağını ayırır, onu yatağında yalnız bırakır ![]() ![]() 2) "Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarında yalnız bırakın! ![]() ![]() Eğer kadın, isyân ve geçimsizlikte ısrâr ederse, şiddetli olmamak şartıyla te’dîb edilebilir ![]() ![]() 3) "Yine dinlemezlerse, (hafifçe) dövün! ![]() ![]() ![]() Bütün bu gayretlerin de bir sonuç vermemesi durumunda İslâm Dîni, her iki tarafın âilesinden birer hakem şeçilerek aralarının düzeltilmesine çalışılmasının uygun olacağını belirtir ![]() 4) "Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endîşeye düşerseniz, bir hakem erkeğin âilesinden ve bir hakem de kadının âilesinden kendilerine gönderin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu iki hakem; müslüman, hür, erkek, âdil, mükellef, âlim, birleştirme ve ayırma mes’elelerini iyi bilen kimseler olmalıdır ![]() ![]() Hakemler, her iki tarafı da özel olarak dinleyerek aralarını bulmaya çalışırlar ![]() ![]() ![]() Hanefîlere göre hakemler, tarafların istedikleri şeyi hâkime götürürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün yollar denendikten sonra boşanma hakkında Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurur: 5) "Eğer karı-koca birbirlerinden boşanıp ayrılacak olurlarsa, Allâh her birini fazl ve keremi ile ihtiyaçdan müstağnî kılar ![]() ![]() Evlilik hayâtı, bütün tedbirlere rağmen yürümüyorsa ve âile ocağı, cehennem ocağına dönüşmüşse, yoksulluk ve çâresizliğe düşme korkusu ile bu cehennemî hayata katlanmak yersizdir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
[KAPLAN]
|
![]() Kadının Hafifçe Dövülmesinin Îzâhı: İslâm Dîni’nde, gerektiğinde kadını hafifçe dövme izni, erkeğin kafasının kızdığı her konuda değil; ancak kadının, kocasına haksız yere isyân etmesi, evlilik birliğini doğrudan doğruya veya dolayısıyla yıkmaya kalkışması durumuna mahsûsdur ![]() ![]() ![]() ![]() Hakîkatte kadının hafifçe dövülmesi, aşırı fıtrattakilere, hırçınlık ve taşkınlık göstermeleri durumunda uygulanabilecek bir metoddur ![]() ![]() "Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’dan korkunuz! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka hadîs-i şerîflerinde Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Kadınları dövenler, hayırlı adamlar değildir ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() "Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Allâh’ın kullarını dövmeyin! ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra Hz ![]() ![]() ![]() "Kadınlar, kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Muhammed âilesine birçok kadın gelip gitmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Hanımlarını dövenler, şüphe yok ki sizin hayırlınız değildir ![]() ![]() Psikologlar, bazı kadınlarda "masochisme" (=mazohizm) denilen bir rûhî özelliğin hâkim olduğunu ortaya koymuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dövme izninde mazohist (dövme ve eziyet edilmekten hoşlanan) kadınların bu psikolojik hastalıkları için hafifçe dövmenin son bir çâre olması da söz konusudur ![]() ![]() Aslında İslâm Dîni, cihân-şümûl bir dîn olup başlıbaşına bir hayat nizâmıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu metodların tatbik edilmesi neticesinde kadın kocasına itâat ederse, koca, artık bu tür uygulamalardan hemen vaz geçer ![]() ![]() ![]() Boşanmanın Erkeğin Elinde Olmasının Hikmeti: Boşanma hakkının erkeğin elinde olmasının sebebi, evlilik hayatını muhâfaza etmek, iyi düşünülmeden, alelacele bu hayata son verilmesinin vahim neticelerini önlemektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde boşanma hakkının, evlilik hayatının devamında sorumluluğu ve külfeti daha fazla olan tarafın elinde bulunmasında zarûret ve fayda vardır ![]() Kadın ise, boşanmada mâlî bakımdan hiçbir zarar görmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadının Boşanma Hakkı: İslâm hukûkunda evlenme, sürekli olmak üzere yapılan bir akiddir ![]() ![]() ![]() ![]() Eşler arasındaki sevgi ve şefkat ortadan kalkınca ve bütün gayretlere rağmen durum düzeltilemeyince, boşanmaktan başka çare kalmamaktadır ![]() ![]() İslâm hukûkuna göre kadın veya erkek, evlenirken bazı şeyleri şart koşabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Boşanma yetkisine sahip olan erkek, nikâh akdinde hanımına istediği zaman boşayabilme hakkını verebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca kadın, anlaşamadığı, fakat kendisini boşamak da istemeyen kocasından, kendine âid olan malı karşılığında boşanmak (muhâlea) yoluyla da ayrılabilir ![]() ![]() Ashâb-ı kirâmdan Sâbit b ![]() ![]() ![]() ![]() "Yâ Rasûlallâh! Kocamın huyu ve dindarlığı hakkında bir şikâyetim yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() "Sana mehir olarak verdiği bahçesini geri vermek ister misin?" buyurdu ![]() O da: "Evet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bahçeyi kabul et ve onu boşa!" (215) buyurdular ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
[KAPLAN]
|
![]() İslâm’a Göre Boşanma Sebepleri: İslâm’da boşama, prensip olarak kocanın tek yanlı irâdesiyle ve mahkeme kararına gerek olmaksızın meydâna gelir ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() Kötü muâmele ise, kocanın, eşini söz veya fiil ile rahatsız etmesidir ![]() ![]() Geçimsizlik her iki taraftan kaynaklanabilir ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() Boşanma, âileyi dejenere olmaktan koruyan bir tedbirdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mut’a Nikahı: Mut’a nikâhı, bir kadınla ücret karşılığında belli bir vakit için evlenmektir ![]() ![]() Bu nikâha, İslâm’ın ilk yıllarında ve bilhassa harp zamanlarında, uzun zaman kadınlardan uzak kalan askerler için izin verilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey insanlar! Ben size mut’a nikâhı ile kadınlardan faydalanmanız için izin vermiştim ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() "Rasûlullâh (s ![]() ![]() ![]() ![]() Mut’a nikâhı, zinâdan başka bir şey değildir ![]() ![]() Görülüyor ki yüce dînimiz, kadının hiçbir şekilde şehvet metâı hâline getirilmesine aslâ müsaade etmemektedir ![]() Hulle: Bir erkeğin hanımı üzerinde üç defa boşama yetkisi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte kadına eski kocasına yeniden dönme imkânı sağlayan bu ara evliliğine hulle denir ![]() "Yine erkek, karısını üçüncü defa olarak boşarsa, bundan sonra kadın kendinden başka bir erkeğe nikâhlanıp varıncaya kadar ona helâl olmaz ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() "Allâh’a yemîn olsun ki, bana hulle yapanı da, kendisi için hulle yapılanı da getirmiş olsalar, onları recm ederim (taşlayarak öldürürüm) ![]() Hulle, yapılsın diye değil, erkeklik haysiyetini düşüreceği için bu yola tevessül edilmesin diye konulan şartlı bir cezâdır ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’da evlenme, karşılıklı huzûr, sevgi ve şefkat üzerine kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#11 |
[KAPLAN]
|
![]() Teaddüd-i Zevcât (Birden Çok Kadınla Evlenme) Allâhü Teâlâ en-Nisâ sûresinin 3 ![]() "Eğer yetîm kızlar hakkında adâleti yerine getiremiyeceğinizden korkarsanız sizin için helâl olan diğer kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin! Şâyet (bu sûretle de) adâlet yapamayacağınızdan korkuyorsanız o zaman bir tane ile, yahut mâlik olduğunuz câriye ile yetinin ![]() ![]() ![]() Bu âyet-i kerîmeden anlaşılan, birden fazla evlenmenin İslâm’ın bir emri değil, bir izni olduğudur ![]() ![]() ![]() Birden fazla kadınla evli olan bir erkek, eşleri arasında her hususta adâletli davranmaya dînen mecbûrdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bir erkeğin nikâhında iki kadın bulunur da aralarında adâleti gözetmezse, kıyâmet gününe bir tarafı düşük, felçli olarak gelir ![]() ![]() Kaldı ki, birden fazla evlenme hususunda bir zorunluluk yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * Buraya kadar, yüce dînimizin kadına verdiği üstün değeri ve onlara tanıdığı ulvî hakları, gücümüz nisbetinde açıkladıktan sonra; genç kızlarımıza örnek alacakları rehberlerden bahsederek, kuracakları âile yuvalarında muhakkak dikkat etmeleri gerekli hususlara kısaca temâs etmeyi uygun bulmaktayım ![]() Kaynaklar: (1) Buhârî, Enbiyâ, 1 ![]() (2) İbn-i Hâcer, el-İsâbe, c ![]() ![]() ![]() (3) İbn-i Hâcer, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (4) Müslim, c ![]() ![]() ![]() (5) en-Nisâ: 36, el-İsrâ: 23, Ankebût: 8 ![]() (6) Buhârî, Edeb: 2, Müslim, Birr: 1 ![]() (7) Ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (8) İbrâhim Cânân, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Terc ![]() ![]() ![]() (9) Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri, c ![]() ![]() (10) Lokman: 14 ![]() (11) Osman Topbaş, Murâdiye Eğt ![]() ![]() ![]() (12) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (13) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (14) Münâvî, Feydu’l-Kadir, c ![]() ![]() (15) Müslim, Birr, IX, 251 ![]() (16) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (17) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (18) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (19) Mustafa Eriş, Seâdet Çağından Sîmâlar, s: 65 ![]() (20) Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri, c ![]() ![]() (21) el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c ![]() ![]() ![]() (22) Buhârî, Cihâd, 138 ![]() (23) Sevim Âsımgil, Benim Müslüman Yavrum, s: 22 ![]() (24) Numan Kurtuluş, Âmentü Şerhi, s: 253 ![]() (25) Ebû Dâvûd, Edeb, 120 ![]() (26) Buhârî, Akîka, 1 ![]() (27) İbn-i Hıbbân, Sahîh ![]() (28) Ebû Dâvûd, Edeb, 61 ![]() (29) İbn-i İshâk ![]() (30) Ebû Dâvûd, Edâhî, 21 ![]() (31) Tirmizî, Edâhî, 16 ![]() (32) M ![]() ![]() (33) Tirmizî, Nikâh, 1 ![]() (34) Hadîsi Beyhakî rivâyet etmiştir ![]() (35) Ebû Dâvûd, Sünen ![]() (36) Hadîsi Hâkim rivâyet etmiştir ![]() (37) Münâvî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (38) Ebû Dâvûd, Salât, 26 ![]() (39) et-Tahrîm, 6 ![]() (40) Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri, c ![]() ![]() (41) Müslim, Vasiyyet, 14 ![]() (42) Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, c ![]() ![]() (43) Muhammed b ![]() ![]() (44) Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri, c ![]() ![]() (45) et-Tâc, c ![]() ![]() ![]() (46) Nesâî, c ![]() ![]() ![]() (47) İbn-i Mâce, c ![]() ![]() ![]() (48) et-Tebrizî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, c ![]() ![]() ![]() (49) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (50) Bakara: 228 ![]() (51) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (52) Münâvî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (53) Riyâzu’s-Sâlihîn, c ![]() ![]() ![]() (54) Riyâzu’s-Sâlihîn, c ![]() ![]() ![]() (55) Müslim, c ![]() ![]() ![]() (56) en-Nisâ: 19 ![]() (57) Buhârî, c ![]() ![]() ![]() (58) Müslim, c ![]() ![]() ![]() (59) Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (60) el Hucurât: 13 ![]() (61) en-Nisâ: 1 ![]() (62) el-Ahzâb: 35 ![]() (63) İbn-i Hamza, el-Beyân ve’t-Ta’rîf, s ![]() ![]() (64) Ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (65) İbn-i Kesîr, en-Nisâ, 20-21 ![]() ![]() (66) en-Nahl: 97, el-Mâide: 38, en-Nûr: 2 ![]() (67) en-Nisâ: 124 ![]() (68) en-Nahl: 97 ![]() (69) et-Tevbe ![]() ![]() (70) Mehmed Dikmen, İslâm’da Kadın Hakları, s: 54 ![]() (71) el-Mâide: 38 ![]() (72) en-Nûr: 4-5 ![]() (73) en-Nûr: 4 ![]() (74) İbn-i Abidîn, Reddü’l-Muhtâr, c ![]() ![]() ![]() (75) Şûrâ: 49-50 ![]() (76) Aysel Zeyneb Tozduman, İslâm’da Kadının Hakları, s: 36 ![]() (77) el-İsrâ: 31, el-En’âm: 140 ![]() (78) et-Tekvîr: 8-9 ![]() (79) el-Hakîm, el-Müstedrek, c ![]() ![]() ![]() (80) İbn-i Hacer, el-Metâlibü’l-Âliyye, c ![]() ![]() (81) Sâdık Dânâ, Âile Seâdeti, s: 40 ![]() (82) Heysemî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (83) Münâvî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (84) Osman Topbaş, a ![]() ![]() ![]() ![]() (85) Âsım Uysal, Kadın İlmihâli, s: 48 ![]() (64) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (87) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (88) et-Tâc, c ![]() ![]() ![]() (89) en-Nisâ: 34 ![]() (90) M ![]() ![]() ![]() (91) ez-Zümer, 9 ![]() (92) el-Aclûnî, Birr, 138 ![]() (93) et-Tahrîm, 6 ![]() (94) İbn-i Kesîr Tefsîri, et-Tahrîm, 6 ![]() (95) Osman Topbaş, a ![]() ![]() ![]() ![]() (96) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (97) Buhârî, c ![]() ![]() (98) Buhârî, c ![]() ![]() (99) Buhârî, c ![]() ![]() (100) H ![]() ![]() ![]() (101) A ![]() ![]() (102) et-Tevbe, 119 ![]() (103) Osman Topbaş, a ![]() ![]() ![]() ![]() (104) en-Nûr: 32 ![]() (105) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (106) et-Tâc, c ![]() ![]() (107) Buhârî, c ![]() ![]() (108) Ebû Dâvûd, Maa Avni’l- Ma’bûd I, 173 ![]() (109) Müslim, c ![]() ![]() (110) İbnü’l-Humâm, Fethu’l-Kadir, s:343 ![]() (111) Vehbe Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, c ![]() ![]() (112) Buhari, Müslim: c ![]() ![]() (113) Bekir Topaloğlu, İslâm’da Kadın, 48 ![]() (114) Tirmizî, Salât, 13 ![]() (115) ez-Zeylâî, Nasbu’r-Râye, c ![]() ![]() (116) Hamdi Döndüren, Âile İlmihali, 181-182 ![]() (117) Buhârî, c ![]() ![]() (118) Hüseyin Hâtemî, Kadının Çıkış Yolu, s: 41 ![]() (119) et-Tâc, c ![]() ![]() (120) Tirmizî ![]() (121) Buhârî, Nikâh, 42; (122) Ebû Dâvûd, Nikâh, 24; (123) İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, c ![]() (124) en-Nisâ: 4 ![]() (125) en-Nisâ: 20 ![]() (126) Hamdi Döndüren, a ![]() ![]() ![]() ![]() (127) Haskefî, Dürru’l-Muhtâr, c ![]() ![]() (128) en-Nesâî, Nikâh, 62 ![]() (129) İbn-i Hacer, Bülûğu’l-Merâm Terc ![]() ![]() ![]() (130) Hayreddin Karaman, Mukâyeseli İslâm Hukûku, s: 286 ![]() (131) el-Bakara: 233 ![]() (132) et-Talâk: 7 ![]() (133) Münâvî, s: 75 ![]() (134) Ahmed b ![]() ![]() (135) et-Talâk: 6 ![]() (136) Hamdi Döndüren, a ![]() ![]() ![]() ![]() (137) Kâşânî, Bedîu’s-Sanâî, c ![]() ![]() ![]() (138) Ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (139) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (140) Hacı Cemal Öğüt, Fâtımatü’z-Zehrâ, s ![]() ![]() (141) Buhârî, Dâvât c ![]() ![]() ![]() (142) Ebû Dâvûd, edeb, c ![]() ![]() ![]() (143) Tecrîd, XI, 321-322 ![]() (144) Müsned, c ![]() ![]() (145) Buhârî, c ![]() ![]() ![]() (146) Ebû Dâvûd, Salât, 53 ![]() (147) Buhârî, Hayz, 19 ![]() (148) Buhârî, Hayz, 20 ![]() (149) Nesâî, Zekât, 69 ![]() (150) Buhârî, Taksîr, 4 ![]() (151) Ebû Dâvûd, Menâsik, 2 ![]() (152) Tirmizî, Hacc, 98 ![]() (153) Buhârî, Cihâd, 62 ![]() (154) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (155) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (156) et-Tevbe, 41 ![]() (157) el-Ahzâb: 59 ![]() (158) Ahmed b ![]() ![]() ![]() (159) e-Zeylâî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (160) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (161) Tirmizî, Edeb, 35 ![]() (162) e-Zeylâî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (163) Ebû Dâvûd, Nikâh, 43 ![]() (164) Ahmed b ![]() ![]() (165) Buhârî, c ![]() ![]() (166) Buhârî, c ![]() ![]() (167) H ![]() ![]() (168) Müslim, c ![]() ![]() ![]() (169) Buhârî, Libas, 61 ![]() (170) Buhârî, Libas, 62 ![]() (171) Ahmed b ![]() ![]() (172) Bekir Topaloğlu, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (173) el-Mevsılî, el-İhtiyâr, c ![]() ![]() ![]() (174) en-Nisâ: 135 ![]() (175) Buhârî, c ![]() ![]() ![]() (176) en-Nûr: 5 ![]() (177) Buhârî, c ![]() ![]() ![]() (178) İbnu’l-Humam, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (179) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (180) İbnu’l-Humam, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (181) Rızâ Savaş, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (182) el-Mevsılî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (183) el-Mevsılî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (184) İbn-i Hazm, el-Muhallâ, c ![]() ![]() ![]() (185) İbn-i Kayyım, İ’lâmu’l-Muvakkıîn, c ![]() ![]() (186) İbn-i Kayyım, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (187) en-Nisâ: 11-14 ![]() (188) en-Nisâ, 34 ![]() (189) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (190) Kâmil Mîrâs, Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VII ![]() ![]() (191) İbnü’l-Hümâm, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (192) Aynî, Umdetü’l-Kârî, c ![]() ![]() (193) Ebû Dâvûd, Hadis no: 1187 ![]() (194) Ahmed b ![]() ![]() (195) en-Nisâ, 34 ![]() (196) en-Nisâ, 34 ![]() (197) en-Nisâ, 34 ![]() (198) en-Nisâ, 34 ![]() (199) en-Nisâ, 34 ![]() (200) en-Nisâ, 35 ![]() (201) Vehbe Zuhaylî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (202) Vehbe Zuhaylî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (203) en-Nisâ, 130 ![]() (204) Bekir Topaloğlu, a ![]() ![]() ![]() ![]() (205) el-Aclûnî, a ![]() ![]() ![]() ![]() (206) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (207) Müsned, c ![]() ![]() (208) Riyâzu’s-Sâlihîn ve Terc ![]() ![]() ![]() (209) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (210) A ![]() ![]() (211) Vehbe Zuhaylî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (212) Mehmed Zihni Efendi, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (213) et-Tebrizî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (214) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (215) Buhârî, Nesâî, Neylü’l-Evtâr, c ![]() ![]() (216) Müslim, Nikâh, 22 ![]() (217) Buhârî, c ![]() ![]() (218) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (219) Bakara, 230 ![]() (220) Ebû Dâvûd, Nikâh, 14 ![]() (221) Aynî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (222) Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi ve İslâm Hukûku, s ![]() ![]() (223) Tâc Tercemesi, c ![]() ![]() (224) Ömer Nasûhî Bilmen, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (225) Ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (226) Mehmed Zihni Efendi, a ![]() ![]() ![]() ![]() (227) el-İnsan, 8 ![]() (228) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (229) Âsım Köksal, İslâm Târihi, c ![]() ![]() (230) Ramazanoğlu Mahmûd Sâmî, Uhud Gazvesi, s: 30 ![]() (231) Ahmed Şahin, Târihin Şeref Levhaları, s: 85-87 ![]() (232) Sâdık Dânâ, İslâm Kahramanları, c ![]() ![]() (233) M ![]() ![]() (234) Türkiye Diyânet Vakfı, İslâm Ansk ![]() ![]() ![]() (235) Mustafa Râkım, Mürşid-i Müteehhilîn, s: 23 ![]() (236) Osman Karabulut, İslâm’da Evlilik ve Mahremiyetleri, s: 82 ![]() (237) Buhârî, c ![]() ![]() (238) Mehmed Saîd, Âilede Seâdet Prensipleri, s: 5-6 ![]() (239) Münâvî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (240) Mahmûd Kirazlı, Birinci İstişâre, s: 63 ![]() (241) Sâdık Dânâ, Âile Seâdeti, s: 7-10 ![]() (242) Furkan: 74 ![]() (243) İbrâhîm: 40 ![]() (244) İbrâhîm: 41 ![]() (245) İsrâ: 24 ![]() |
![]() |
![]() |
|