Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
asr, dağılmak, demektir, okuyup, suresini

Asr Suresini Okuyup Dağılmak Ne Demektir

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Asr Suresini Okuyup Dağılmak Ne Demektir



Asr suresini okuyup dağılmak ne demektir?


Akıp giden zaman içinde insanlar dört şeyi yapmıyorlarsa ömürleri boşuna geçiyor demektir Bunlardan bîhaber yaşayanların hayatları hüsrana uğramış, boşuna yaşamışlardır




Dini çevrelerde yaygın olan bir sohbet toplantısı ritüeli vardır


Sohbet toplantısı bittikten sonra Sahabe asr suresini okur öyle dağılırdı, asr suresini okuyup öyle dağılalım inşallah denir Ve orada bulunan birisi üç ayetlik asr suresini okur ve öyle dağılınır


Bu bana hep Akif in o ünlü mısralarını hatırlatmıştır:



İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de

Yoksa bir maksat aranmaz mı ayetlerde

Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kuran'ın

Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın



Veya Mevdudi nin Tefhimu'l-Kuran da verdiği bir örnek vardı, onu hatırlatır: Bir kral tahtında otururken yanındaki adamlarına "Bana bir bardak su getirin" diye emir vermiş Çevresindekiler hep birlikte "Su getirin, su getirin" diye emri zikir çekerek tekrar etmeye başlamışlar Güya kralın emrini yerini getiriyorlar!

Bizim Kuran'ı okuyuşumuz da aynen böyle



Sanıyoruz ki sahabe Asr suresini ezberinden bir solukta okuyup öyle dağılıyordu Halbuki onların okumak tan anladıkları bizimki gibi değildi


Hz Peygamber in daha ilk Alak suresinde Oku emrinden bizim anladığımızı anlamadığı gibi Kitap oku değil, hayatı oku, meydan oku, eyleme geç, yüklen, taşı, çağır" demek oradaki iqra Hz Peygamber in Oku emrini aldıktan sonra yaptığının bunlar olması bunun en iyi ispatadır


Arkadaş anlamına gelen sahabe bir araya geldiğinde sevgi ve merhamet yumağı haline gelir (rahmeti tavsiyeleşir), birbirlerine canlı ve diri bir ruh katarlardı Allah'ın rahmetinin cemaat üzerine olması bu demektir Zira insanların yüzlerindeki parıltıdan, gözlerindeki ışıltıdan, dudaklarındaki tebessümden, kalplerindeki atıştan yayılan şeye rahmet (sevgi ve merhamet) denir


***


Bir asr suresi okuyup dağılalım inşallah deyip durduğumuz o kısacık surede bakın ne deniyor ve onu okumak nasıl oluyor;


Çağ dile gelsin!

İnsanoğlu kesinlikle hüsrandadır, kesinlikle!

Bu hüsrandan sadece iman edenler, iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışanlar, hak ve adalet için omuz omuza verenler ve güçlüklere omuz omuza göğüs gerip acıları paylaşanlar kurtulmuştur (Asr; 1-3)

Çağa yemin olsun diye çevrilen klâsik çeviri, aslında Çağ dile gelsin manasına gelen Kura 'ın kendini has edebi hitabet üslûbudur Kuran sadece akıp giden zaman içindeki çağları değil, güneşi, ayı, yıldızları, yeri, göğü, dağları, tarihi, zamanı, mekânı, harap olmuş şehirleri, viran olmuş uygarlıkları, insanoğlunun bizzat ellerini, gözlerini, kulaklarını da dile gelip konuşmaya çağırır Bu hitap tarzı aynı zamanda varlık ve oluşu "bölünmez bir bütün" (samed) olarak kavrayan tevhidi dünya görüşünün de yansıtılmasıdır


"Çağ dile gelsin" ile denmek istenen sanki şudur: Yani yedinci, sekizinci, onuncu, onsekizinci, yirminci vs bütün çağlar, her biriniz teker teker dile gelin! Dile gelin de söyleyin: Bizzat kendi çağını yaşamayanlar hüsrandadır! Kendi çağı zulümle, kötülükle doluyken önceki veya sonraki çağlardan medet umanlar hüsrandadır! Bizzat kendi çağında, kendi zamanında, kendi ortamında iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışmayanlar hüsrandadır! Bunları bir "değer" olarak görmeyenler hüsrandadır! Çağının zulümlerine karşı çıkmayanlar, hak ve adalet için bir araya gelmeyenler, zulüm ve kötülüklere direnmeyenler, dayanışma ve yardımlaşma içinde olmayanlar hüsrandadır! Ahiret günü her çağın insanını, içinde yaşadığı çağa karşı sorumluluklarını yerine getirip getirmediği noktasında sorgulayacağız Çağı dile getirip konuşturacağız Bu nedenle çağınıza müdrik olun, kendi çağınızda ve kendi ortamınızın insanı olarak iyilik, güzellik, doğruluk için çalışın, hak ve adalet uğruna mücadele edin, dertlerin ve acıların yardımına koşun Her çağa kendi çağdaşını ve her çağdaşa da kendi çağını soracağız, bu değerleri yaşamak ve yaşatmak için ne yaptınız diye



Demek ki akıp giden zaman içinde insanlar dört şeyi yapmıyorlarsa ömürleri boşuna geçiyor demektir Bunlardan bîhaber yaşayanların hayatları hüsrana uğramış, boşuna yaşamışlardır Dağdaki otla onlar arasında hiçbir fark kalmamış demektir Bunlar aynı zamanda "evrensel kurtuluşun" da dört şartıdır Bunun dışında bir şekilde edinilmiş tarihsel kimlikler, nüfus cüzdanındaki din haneleri, kurtulmuş millet, seçilmiş kavim, şanlı tarih, mübarek soy avuntuları insanı kurtaramaz


***

Bu dört şarttan ilki olan iman, insanoğlunu ontolojik yalnızlıktan kurtarır Ona evrenin bir sahibi olduğu duygusunu verir Bu duyguda olan bir insan özelikle iki şeyden artık korkmaz; ölüm ve açlık


İkinci şart iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışmak (amel-salih), yaşadığı çağı yaşanabilir bir dünyaya çevirir


Üçünçü şart hak ve adalet için omuz omuza vermek (hakkı tavsiyeleşmek) yaşadığı çağı ve ortamı bir evrensel adalet ve barış yurdu haline getirir


Dördüncü şart olan her tür zorluğa ve zorbalığa direnip, bundan dolayı başına gelenlere katlanmak ve hayatın malum dertlerini elbirlik paylaşmak (sabrı tavsiyeleşmek) ise acıların ilacı olur


Bunları yapan yeryüzünde yaşamanın anlamını kavrar Korkularını yener, dertlerinin esiri olmaz (ve la havfun aleyhim vela hum yehzenun)


***


Demek ki "Sahabe asr suresini okur öyle dağılırdı" demek aslında şu demek oluyor: Yani sahabe bir araya gelince iyilik, güzellik ve doğruluk için neler yapılabileceğini, hak ve adalet için nasıl mücadele edeceklerini konuşurlardı Korkularını yenmek ve dertlerinin esiri olmamak için çözümler üretirlerdi Birbirlerinin acılarını ve dertlerini paylaşırlardı Bir derdi olan söylerdi , ona hep birlikte çözüm ararlardı Bir derdi ve meselesi olan bunu önce Allah'a, sonra Müslümanların ortamına getirerek çözeceğinden emin olurdu Bunun için Allah'a dayanırlar (tevekkül) ve birbirilerine arka çıkarlardı yani "arka-daş" olurlardı Sahabe (arkadaş) bu demekti


Bugün için söyleyecek olursak bir toplantının sonunda "Asr suresini okuyup dağılmak" şu sorulara cevap bulmak demek olur:

"İyiliği, güzelliği ve doğruluğu yaymak için ne yapabiliriz?

Zulüm ve haksızlıkla dolmuş dünyada hak ve adaleti nasıl yükseltebiliriz?

Bir çıkış yolu bulmamız lazım?

Arkadaşlar, bir derdi olan varsa söylesin, çekinmesin Allah tan ve birbirimizden başka dostumuz yoktur Ne yaparsak birlikte yapacağız Elele, gönül gönüle, omuz omuza verirsek Allah ın sevgi ve merhameti üzerimize yağacaktır

Hastası olan, borca batmış olan, başı belaya giren, düşen, kalkan kim varsa söylesin Elinde olan olmayanla paylaşsın, olan olmayana versin

Bakın, boşanmalar çoğalıyor, aileler dağılıyor, fuhuş her yanı kapladı, uyuşturucu giderek yayılıyor, sahipsiz çocuklar sokaklarda yatıyor, ihtiyarlar yalnızlığa terk ediliyor, komşu komşuya selam vermiyor, verdiğimiz vergiler nereye gidiyor?

mahalledeki çöp neden toplanmıyor? vs vs


İşte "asır suresini okuyup dağılmak" bu ve benzeri sorulara cevaplar üretmek, paylaşmak ve öyle dağılmak demektirYani bunları konuşup çözümler ve çareler üretmek, bunlar için elele vermek, elbirlik olmak, omuz omuza vermek (tavsiyeleşmek) demektir Yoksa kafasında yığınla dert ve sorunu olan bir adamın yüzüne asr suresini okuyup el-fatiha demekle asr suresi okunmuş olmaz Böylesi bir oturmadan, insanlar hala kafasındaki dert ve sorunlarını nasıl çözeceğini düşünerek çıkıyorsa, oturmadan çıktığında kendini hayatın içinde yapayalnız hissediyorsa, bilin ki, orada asr suresi okunmamıştır


Çünkü bütün bunlar inanmış ve adanmış olmak, iyilik, güzellik, doğruluk için çalışmak, dünyanın ıslahı yönünde çaba sarfetmek, adaleti yükseltmek ve acıları paylaşmak cümlesindendir ki asr suresinin vermek istediği mesajlar tam da bunlardır


Bunları yapan hüsrandan kurtulmuştur Kendi çağının, zamanın ve ortamının tanığı olmuştur Çünkü ona bunlardan hesap sorulacaktır


Bunları yapanı Allah parlatır, yükseltir, "Yürü ya kulum" der Gerisinin dağdaki ottan farkı yoktur Ha yaşamış ha yaşamamış fark etmez


Şu ayetleri elinizi vicdanınıza koyup bir okur musunuz? Çünkü "asr suresini okuyup dağılmanın" ne demeye geldiğini çok iyi tefsir ediyor;

"Biz insana iki göz vermedik mi?

Bir dili ve iki dudağı yok mu onun?

Ona yürüyeceği iki yol gösterdik

Fakat o zor gelene yanaşmadı

Bilir misin, nedir zor gelen?

Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak

Zor zamanda vermek

Öksüzün başını okşamak

Düşmüşün elinden tutmak

İman etmek, güçlüklere göğüs gerip acıları paylaşmak

Sevgi ve merhamet yumağı olmak

İşte erdemliler bunlardır

Ayetlerimizi inkâr edenler ise şer odaklarıdır

Onların ateşe atılıp üzerlerine kilit vurulacak" (Beled; 90/8-20)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.