Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kalp, sevmekten, yorulmaz

Kalp Sevmekten Yorulmaz

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kalp Sevmekten Yorulmaz




Hayat, bakış açısından ibarettir Üzüntümüz de, sevincimiz de hayata baktığımız pencereye göre değişir


Sahi, siz hayata hangi pencereden ve ne açıdan bakıyorsunuz?


Eğer mutlu değilseniz, hayata baktığınız pencereyi değiştiriniz


Üzüntülerden kurtulamıyor ve sürekli sıkıntıların kıskacında eziliyorsanız, hayata bakış açınızı hemen başkalaştırınız


Tanıdığım öyle insanlar vardır ki, hayata daima olumsuzluk penceresinden bakarlar Hep kötüyü, eksiği, bozuğu görürler Böylece içlerinde, sürekli olumsuzluğu biriktirmiş olurlar


Onlara göre her şey, her zaman kötüdür Hayat felaketlere gebedir İnsanlar gittikçe kötüleşmekte ve insanlıktan çıkmaktadır


Her insanı bir kötülük odağı olarak gören böyle birinin, üzüntüden kurtulabilmesi ve mutluluğu yakalaması mümkün müdür?


Herkesten ve her şeyden daima kötülük bekleyen bir insanın, huzurlu olması imkansızdır Çünkü, ona hiç kimseden zarar gelmese de, içindeki bu kötülük beklentisi ona kötülük olarak yeter de artar


Aslında, “Herkes kötü” diyen kendi kötülüğünü göstermiş olmaz mı?


Beklentileri hep olumsuz olan, biraz da kendi iç dünyasını göstermiş olmaz mı?


Zira kötülüğü bekleyen, onun yapılabilir olduğunu düşünendir




Olumlu bakmak uyumlu olmaktır


Kendisini hep iyiliğe ayarlamış olan, herkesi de kendisi gibi bilir Bu sebeple de kötülük beklentisi sınırlıdır Hatta her geceyi Kadir, her rastladığı kişiyi de Hızır sanır Gördüğü düşü hayra yorar İyilik ve güzellik yorumu mümkün oldukça, kötülüğü hayaline bile getirmez Kötülere karşı bile kötüleşmeyi asla düşünmez


Kötülere acır


Onlara da yardıma hazırdır Dünyada kötü ve kötülük kalmasın diye hep duadadır


Gözü, bardağın dolu yanındadır


Olumluyu görür, anlatır


Olumlu bakmak, uyumlu olmaktır


Olumluyu gören, söyleyen, öven; olumlu hâlleri çoğaltandır


İç dünyasındaki olumluluk hâli, bakış açısını oluşturur Zira, “Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır


Hayata olumluluk penceresinden bakan, hep iyi dileklerde bulunur İyilik temennisi iyidir Önce sahibini iyileştirir Evvela dilek sahibinin içini iyileştirir Bu sebepledir ki, iyilik dileyen iyilik bulur


Çünkü, dilekler dualaşır, dualar gerçekleşir


Yüce Yaratıcı bu alemde öyle bir gönül sistemi kurmuştur ki, iyi olmak için, iyiliği herkes için istemek gerekiyor Sadece kendi iyiliğini isteyen benciller, bunu asla başaramıyorlar




“Ben penceresi”nden bakmayın


Bilge hükümdar, bencil miskinlerle, gönül ehli dervişler arasındaki farkı ortaya koymak için şu denemeyi yaptırmış


Tembelhanelerinden topladığı bencil kişileri bir araya getirtmiş ve gün boyu aç bıraktırmış Sonra da kocaman bir çorba kazanını ortalarına koydurtmuş Miskin benciller hemen hırsla kaşıklara saldırmışlar Kocaman kaşıkları çorba kazanına daldırmışlar Ancak çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişler Çünkü kaşıkların sapı neredeyse bir metreye yakınmış Bu sebeble çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişler Yiyemedikleri çorba üstlerine başlarına dökülmüş, çorba kazanına düşmüşe dönmüşler, perişan olmuşlar, aç kalmışlar


Bencil miskinlerden sonra, dervişler getirilmiş Aynı şekilde, gün boyu aç kalmış olan bu fakir insanlar, görünüş itibariyle öncekilere benziyormuş ama, gönül bakımından apayrı ve bambaşka imişler Çorba kazanının etrafına oturmuşlar sükunetle Bir kazana bakmışlar, bir de ellerine verilmiş olan uzun saplı kaşıklara Sonra da bir güzel karınlarını doyurmuş, açlıklarını gidermişler O uzun saplı kaşıklara rağmen aç kalmamışlar Çünkü birbirlerini doyurmuşlar Herkes kendi kaşığını karşısında oturan arkadaşının ağzına uzatıvermiş


Böylece, karşısındakini fark etmenin, görmenin ve düşünmenin, yani bencil olmamanın faydasını görmüşler


Hayata “Ben penceresi”nden bakan başkasını göremez Görse de hâli ile hâllenemez Netice olarak da bencillikten kurtulamaz




Bencilliğe karşı dua kardeşliği


Güzeller Güzeli (asm) bizi bu bencillikten kurtarmak için, bir dua kardeşliğine çağırıyor Buyuruyor ki, “Günahsız ağızla dua ederseniz, Allah kabul eder


Sahabe-i Kiram merak edip sormuşlar:


“Ey Allah’ın Elçisi! Kimin ağzı günahsızdır ki?


“Senin ağzın kardeşin için, kardeşinin ki de senin için günahsızdır


Öyleyse, din kardeşleri birbirleri için dua ederek, kabul edilecek duayı bulacaklardır


Bu hâl dualarda buluşmaktır


Dua kardeşliğinde bir ve beraber olmaktır


Bir başka deyişle, hayata bencillik penceresinden değil, kardeşlik penceresinden bakmaktır


Bir insanın başkalarına ciddi olarak dua etmesi için, onları önemsemesi ve sevmesi gerekir Başkasını önemseyen ve seven bir gönül, sevilecek kıvamda bir insan olmuş demektir


Bu gerçek bize gösteriyor ki, bu hayatta verdiğimizi alırız


Sunduğumuz bize sunulur


Ektiğimizi biçeriz


Öteki için dilediğimiz şey, gelir bulur bizi


Hz Mevlana der ki:


Dağ bile, sesine ses verir


Ya insan…


Senin sesini, dileğini, duanı, sunduğun güzelliği sana yansıtmaz mı?


“Ben” diyenin bakış açısı dardır


Bu dünyada yapılmış olan ne iyilik kaybolur, ne de kötülük İyilik de, kötülük de karşılığını mutlaka bulur Bu yüzden atalarımız, “İyilik yap, denize at, balık bilmezse, Halık (Yaratıcı) bilir” demişlerdir


Yine bu yüzden, karşılığını bulamadığınız iyiliklerden dolayı da üzülmeyiniz Çünkü, her şeyi görüp gözeten Yüceler Yücesi Rabbimiz, ne kadar küçük de olsa, yapılan hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını Kur’ân’da bildiriyor


Yaptığınız iyilik, nerede, nasıl karşınıza çıkacaktır bilinmez


Kurtulduğumuz tehlikelerden sonra söylenen şu cümle, bu açıdan çok anlamlıdır:


“Verilmiş sadakanız varmış…”


Ancak bu sadaka, sadece fakire verilen para değildir İhtiyaç sahibine sunulan bilgidir, sevgidir, maddi ya da mânevî bir yardımdır


Gündemine başkasanı alabilen, derdiyle dertlenebilen ve ona çözüm sunabilen bir yürek, sıkılmaz, üzülmez, mutsuz olmaz Çünkü böyle bir yürek, geniştir, kocamandır


Sadece “ben” diyenin bakış açısı dardır


Çoğu zaman, kendi başınalığı, yalnızlığı ve kimsesizliği ile baş başa kalır


Hatta, malı mülkü arttıkça yükü çoğalır, darlığı daha da daralır


Bu sebeple dargınlaşır, kavgalaşır ve ruhça aşınır, nefisçe kalınlaşır Yani üzüntünün kör kuyusuna düşer Kurtuluşun yolu, hayata baktığımız pencereyi ve bakış açımızı değiştirmektir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.