Prof. Dr. Sinsi
|
Huzurlu Bir Yuva İçin
huzurlu bir yuva tesis etmek için eş seçmede İslam'ın koyduğu kaidelere hassasiyetle riayet etmek birinci şarttır Bunlar da -hülâsaten söylemek gerekirse- eşlerin birbirlerinde güzellik, zenginlik vesâir gibi geçici, nefse hoş gelen sebeplere istinâden değil, iman ve ahlak gibi temel mânevî vasıflara ağırlık vererek tercih etmeleriyle hâsıl olur Bir de aileler arasındaki küfüv, yani denklik dikkate alınmalıdır Bundan sonrası irade ve olgunluğa bağlıdır Olgunluk iman ve amel mükemmelliği, irade ise İslâmî emir ve yasaklara râm olmakla hasıl olur�
Allah'ın emir ve yasaklarına riâyet edilen huzurlu bir âile, dünya saadetinin temeli ve Rabbimizin en büyük ihsânlarından birisidir Bu nimet ve saadetin devamı, iki tarafın ruhâniyet iklimi içerisinde yaşamasındadır ki, bu da karşılıklı fedakarlık ve anlayışa bağlıdır
Günümüzde ailenin erozyona uğramasının en mühim sebeplerinin başında "kadının erkekleşmesi, erkeğin de kadınlaşması" gelir Allah Teâlâ kadına ayrı, erkeğe ayrı hususiyetler lutfetmiştir Bunlar her ikisinin toplum içindeki vazifelerinin lâyıkıyla ifasına göre şekillenmiştir Vücud yapısından ruhî temayüllere kadar bütün fıtrî hususiyetler erkek ve kadında Allah'ın onlara yüklediği mükellefiyetlere göre şekillenmiştir Bu durum, ailenin geçimini teminle mükellef kılınan erkekte psikolojik metanet ve bedenî hususiyetler suretinde tecelli eder ki, bu onun ailede reis olması neticesini doğurur Kadın, ailenin geçiminden mesul tutulmamıştır O, bu beraberlikten hasıl olacak çocukların doğumu ve doğumundan itibaren acizlik devrelerinde bakılıp korunmaları gibi hissîliği gerektiren bir vazife ile mükelleftir İlâhî tayin eseri olan bütün bu yaratılış hususiyetleri, kadın ve erkeğe ayrı ve birbirini tamamlayan bir hüviyet kazandırır ki bunlardaki değişiklik yaratılış özelliklerine aykırı bir yolda yürümek demek olur, bu ise huzursuzluk kaynağı olup saadeti zaafa uğratır
Bir de şu hususu söylemek lâzımdır ki, ne ailedeki erkek otoritesi "tahakküm" ve ne de kadının itaati "esaret" şeklinde anlaşılmalıdır Bu roller İslam'ın hassas bir surette tayin ettiği ölçüler dahilinde gerçekleşirse ailede "zâlim" de olmaz, "mazlum" da Kadının iffet ve itaat dairesinden çıkarak kocasına zulmetmesi, buna mukabil kocanın ise otoritesini nefsânî arzuları uğruna kullanması aile yuvasını tahrib eder Ancak hariçteki hayat mücadelesine memur olan erkeğin mâruz kaldığı gerginlikler sebebiyle evinde hanımından kendisini teskin edici şefkatli ve muhabbetli bir itaat görmesi, hem hakkı ve hem de bir ihtiyacıdır Bundan dolayıdır ki, ailede herkes Allah'ın tayin etmiş olduğu hak ve sorumluluklarını bilmelidir Aile içinde erkek merhametli, hakşinâs; kadın ise itaatkâr olmalıdır
Bir yuvayı huzur ve saadet içinde devam ettiren şey, karşılıklı sevgi ve saygıdır Ama unutmamalıdır ki, ecdâdımız "yuvayı dişi kuş yapar" demişlerdir Bu bakımdan yuvaya sahip çıkmak husûsunda kadının daha çok firâsetli olması, gayret ve fedâkârlıkta bulunması beklenir
Bir kadının aile yuvasında dikkat edeceği hususlar nelerdir?
Her şeyden önce hanımlar, Allah'a kulluğa ve takvaya riâyet etmelidir İbâdete, namaz ve niyaza dikkat ettikleri gibi helal ve harama da itina göstermelidirler Aile içinde hanımın takvâ ve istikâmeti, kocasını, çocuklarını, akrabalarını ve hatta komşularını hayır ve hasenâta teşvik edecek mahiyette olmalıdır Sâliha bir hanım, etrafına saadet saçan, cennet kokulu bir çiçektir İyi bilmelidir ki, milletler erkekleri ile terakkî eder; fakat kadın bu terakkide temel unsurdur Zira evinde huzurlu olmayan bir erkek toplumda da başarılı olamaz Bundan dolayıdır ki, erkeksiz terakkî olmadığı gibi, kadınsız terakkî de noksandır Diğer taraftan her erkek, ilk terbiyesini ana kucağında alır Dolayısıyla onun şahsiyetinin teşekkülünde ilk hizmet yine kadınlara aittir Bu yüzden kadının kemâliyle milletler yükselir, onun alçalmasıyla da milletler sukût eder
Hanımlar için Allah'a kulluktan sonra gelen en mühim vazife; kocalarını ve aile fertlerini mesut etmektir Zevcini memnun etmek ve aile saadetine gölge düşürmemek, Rabbin rızâsını celbeder Zira Peygamber Efendimiz:
"Saliha kadın, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşrû isteklerini yerine getirir ve onun gıyâbında hem malını, hem de namusunu muhafaza eder " (İbn-i Mâce, Nikah, 5/1857) buyurmuştur O hâlde bir kadın, kocasını memnun etmenin yollarını arayıp bulmalı, onun rızasını kollamalıdır
|