![]() |
Akla Kapı Aç..İradeyi Elden Alma! |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Akla Kapı Aç..İradeyi Elden Alma!Aile içinde 'Akla kapı aç, iradeyi elden alma' anlayışı! ![]() Soru: Aile içinde bazen ters düşmeler oluyor, zıt istikametlere yönelenlerimiz de bulunabiliyor, bütün çabamıza rağmen söz dinletemiyor, etkili olamıyoruz ![]() Ümidimiz kesiliyor, kendimiz tükeniyoruz ![]() Nasıl bir tavır takınabiliriz acaba diye şaşırıp kalıyoruz ![]() Cevap: Bir maneviyat büyüğü diyor ki: Zorlandığınız yerlerde çaresizliğe düşmeyin, ümitsizliğe kapılmayın, teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sadece mükellefiyetinizi hatırlayın yeter ![]() Mükellefiyetimiz nedir acaba? İşte tek cümlelik mükellefiyet: -Akla kapı aç, iradeyi elden alma! ![]() ![]() Evet, akla kapı aç, iradeyi elden alma! Diyelim ki, beyinizi ya da hanımınızı, oğlunuzu, kızınızı, dost veya yakınınızı istediğiniz istikamet çizgisine getirmek için çırpınıyorsunuz ![]() Bunun için tepki gösteriyorsunuz uzaklaşıyorlar, daha da kötüye gidiyorlar ![]() Öyle ise çare tükendi, imkan bitti mi? Şaşırıp kalmalı mısınız? Hayır, çare tükenmedi, imkan da bitmedi ![]() Şaşırmaya gerek yok ![]() ![]() Siz yine düşündüğünüz doğruları muhatabınızın vicdanına duyuracak, bildiğiniz gerçekleri dile getireceksiniz ![]() Ama nasıl anlatacak, nasıl ifade edeceksiniz bu doğruları ki, yara yapmadan tedavi etmiş, tahrip etmeden tamirde bulunmuş olasınız ![]() İşte burada Müceddid'üz-zaman'ı dinliyoruz ![]() Bize tek cümlelik mükellefiyetimizi böyle hatırlatıyor: -Akla kapı aç, iradeyi elden alma! Evet, muhatabın aklına, mantığına kapı aç, muhakemesine doğruları aktar, kanaatini açıkla ![]() Ama nasıl bir üslupla? Burası çok mühim ![]() Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları ![]() ![]() Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et ![]() ![]() Evet rahat et ![]() ![]() Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin ![]() ![]() Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez ![]() Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır! ![]() Orasını Rabb'imize bırakarak de ki: -Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir ![]() Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır ![]() Bundan sonrası Sana aittir! ![]() Tıpkı Allah'ın sevgili kulu Rabia'nın dediği gibi ![]() ![]() Gecenin karanlığında evine giren hırsız alıp götürecek bir şey bulamayıp da çıkıp gitmek üzere iken namazını tamamlayan Rabia, hırsıza gönülden bir şefkat ve ihlasla seslenir: -Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur ![]() ![]() Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner ![]() İşte bu sırada ellerini açan Rabia: -Rabb'im der, ben bana düşeni yaptım bundan sonrası Sana aittir! ![]() Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin: -Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir! Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak ![]() ![]() ![]() Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın ![]() Alıntı: Ahmet ŞAHİN |
![]() |
![]() |
|