Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devresi, nişan, nişanlılık

Nişan Ve Nişanlılık Devresi

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nişan Ve Nişanlılık Devresi



[big] Nişan ve nişanlılık devresi nasıl olmalıdır? Tarafların görüşmelerinde ölçü ne olmalıdır ? [/big]


Evlenecek taraflar görüşüp, konuştuktan ve anlaştıktan sonra aralarında bir nişan merasimi düzenlenir Nişan bir çeşit sözleşme sayıldığı için, talip olunan kızı artık bir başkası gelip isteyemez Nişanlanma memleketimizde yaygın bir âdet olduğu gibi, İslâmda da yeri olan bir husustur Nitekim, Peygamberimiz, Hz Âişe ile üç sene kadar nişanlı kaldıktan sonra evlenmişlerdir Böylece,nişan aynı zamanda bir sünnet sayılmaktadır(1)


Nişan merasiminden sonra, aileler arasında akrabalık bağı kurmanın ilk teşebbüslerine başlanır Taraflar karşılıklı olarak birbirlerine hediye gönderirler ve artık yavaş yavaş düğün hazırlığına başlarlar Evlenecek kimselerin nişanlılıkları da bir yüzükle belli edilir Erkeğin altın ve diğer madenlerden yapılmış yüzük kullanması uygun olmadığı için, ancak gümüş yüzük takabilir


Nişan, sadece bir evlenme vaadi ve nikâhın başlangıcıdır Böyle bir vaadden dönmek İslâmî edebe aykırı olduğu için, ölüm ve sonradan zuhur eden bir hastalık gibi, haklı bir sebep yokken, ahdi bozmak doğru olmazFakat sadece nişanlanmakla nikâh hükümleri terettüp etmediğinden, iki taraftan hiçbirisi, İslâm hukuku açısından sözünü yerine getirmek zorunda değildir Çünkü nişanda, nikâhta bulunan icap ve kabul yoktur Yani evlenecek eşler iki şahit huzurunda sözlü olarak nikâh akdini yapmış değillerdir


Nişanlanmanın her iki taraf için sağladığı en mühim fayda, evliliğin sağlam esaslar üzerine kurulması için başvurulan bir ihtiyat tedbiri olmasıdır Çünkü, birtakım haklı sebeplerle nişanın bozulması, ileride vukuu muhtemel ve mümkün olan boşanma hadisesinden daha hafif düşmektedir Her ne kadar "dünürlük" devresinde her hususun enine boyuna konuşulması gerekse de, nişanlıların mesut bir yuva kuramayacakları hususunda ciddî belirtiler çıkarsa, nişan sözleşmesine nihayet verilebilir


Nişan bozulduğu takdirde, taraflar birbirlerine verdikleri hediyeyi iade edebilirler Verilen şeyler telef olmuş veya kaybolmuşsa, bedeli istenebilirNişanlılık devresinde, zaman zaman ihmal edilen ve dikkat edilmeyen husus, tarafların birbirlerini evliymiş gibi zannedip aradaki mahremiyet sınırını ihlâl etmeleridir


Daha önce de belirttiğimiz gibi, evlenecek kimseler birbirlerini ancak istemeye gittikleri zaman görebilirler Bunun dışında, bir nikâh akdi yapılmadığı müddetçe,nişanlıların yalnız olarak görüşmeleri, konuşmaları, beraber gezmeleri uygun olmaz Çünkü birbirlerine karşı bir yabancıdan farksızdırlar Görüşme zarureti hâsıl olsa, yanlarında kadının bir mahremi bulunmalıdır Bu hususta , Peygamberimizin ikazı açıktır: "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın Çünkü bu takdirde üçüncüleri şeytandır"(2)


Nişanı, bir evlilikmiş gibi telâkki ederek nişanlılar arasındaki mahremiyet sınırına dikkat edilmemesi neticesinde, cemiyette pekçok üzücü ve aileleri sıkıntıya sokacak durumlar görülmekte ve duyulmaktadır Bu hususta titizlik gösterilmemesi sonunda tarafları pişmanlığa düşüren bazı hataların çıkma ihtimali göz ardı edilmemelidir Evlilik akdi yapılıncaya kadar her iki tarafda meşruiyet sınırını aşmamaya itina etmelidirler


Nişanlılar, nikâhları akdedilene kadar yalnız başlarına görüşüp konuşamayacakları gibi, tokalaşmaktan da kaçınmalıdırlar Düğün merasimi esnasında dahi henüz nikâhları kıyılmadıkça, mahremiyet sınırını muhafaza etmeleri gerekir Ancak nikâhları akdedildikten sonra birbirlerine helâl olurlar


Bazı bölgelerimizde nişan merasimi esnasında dinî nikâh kıyılmakta; böylece taraflasın birbirleriyle rahat bir şekilde görüşmeleri için mahzur ortadan kalkmaktadır İslâm hukuku açısından eşler, karı koca olmaktadırlar; fakat resmî nikâhları daha sonraya bırakıldığından, evlilik muamelesi resmen gerçekleşmemektedir Bununla beraber, iki şahit huzurunda icap ve kabul esaslarına uyularak akdedilen bir nikâh, tarafları birbirine helâl kılar Baş başa görüşüp konuşabilirler, tokalaşabilirler,gezebilirler


Her ne kadar taraflar birbirlerine "Evet" dedikten sonra birbirlerinin helâli olmuşlar, ömür boyu bir ve beraber olmaya karar vermişler, birtakım riskleri göze almışlar ise de, en kötü ihtimalleri de hesaba katarak,nişanlılık devresinde münasebetlerde ölçülü olmanın sayılamayacak kadar çok faydaları vardır Bilhassa damat adayının, kız tarafının hassasiyetini anlayışla karşılaması gerekir Bu hassasiyetin bir itimatsızlıktan değil de,haklı bir ihtiyattan kaynaklandığı bilinmelidir Allah göstermesin, bir nişan bozulması sırasında tarafların vicdan azabı çekmemesi ve ikinci evlilik teşebbüslerinin akamete uğramaması için böylesine bir ihtiyata ihtiyaç vardır


Bu vesileyle şu hususa da açıklık getirelim: Nikâhlı olduğu halde nişanı bozulan kadının başka bir erkekle evlenmesi dinen caiz değildir Başkasıyla yaptığı,nikâh sahih olmaz Kadının nikâhının sahih olması için önceki nişanlısının (kocasının) kadını boşaması gerekir Kadını boşadığı takdirde, kadın başka bir erkekle evlenebilir İddet beklemesine lüzum yoktur Aksi takdirde, eski nişanlısı boşamadan kız bir başkasıyla evlenemez Bu hususta karı-koca olup olmamaları aranmamaktadır Yapılan nikâh akdi dinen tarafları nikâhlı göstermektedir Kız

boşanmaâan bir başkasıyla evlendiği takdirde nikâhı batıl olup, bu evlilik sayılmazErkeğin durumu ise farklıdır Nikâhlı olduğu halde başka bir kadınla evlenebilir(3)

1 Müslim, nikâh: 69

2 Müsned, 3: 339

3 Nisa Sûresi, 3


Kaynak : Mehmet Paksu, Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla

Nişan Ve Nişanlılık Devresi

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nişan Ve Nişanlılık Devresi



[big]Yakın akraba evliliğinin dinen sakıncası var mıdır ?[/big]


Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerim yakınlık cihetiyle evlenilmesi haram olan kadınları açıklamıştır Bunlar, kızkardeş, hala, teyze gibi yakın akrabalardır Bunların dışında kalan amca, dayı, hala ve teyze kızlarıyla evlenmeye ruhsat vermiştir Peygamber Efendimiz de bu ruhsatı kendisi ve yakınları üzerinde de kullanmıştır Bilindiği gibi, Peygamberimizin hanımlarından Zeyneb binti Cahş,halasının kızıydı Ayrıca kendi kızı Hz Fâtıma'yı amcası oğlu Hz Ali'ye nikahlamıştı


Dinimizde her ne kadar böyle bir ruhsat mevcutsa da, birtakım irsî ve sıhhî mahzurlarından dolayı bazı hadislerde yakın akraba ile evliliğin tavsiye edilmediğini görmekteyiz


Imam-ı Gazali Hazretleri,sünnet ölçüleri içinde evlenecek eşlerde aranan vasıfları

sayarken, cinsî duygunun zayıf olacağından dolayı kızın yakın akrabalardan olmamasını da zikreder "Pek yakınınız olan bir kadınla evlenmeyin; çünkü çocuk zayıf, çelimsiz olur"(1) hadis-i şerifine yer verir


İşte bu mahzur göz önüne alınarak, çok yakın akraba ile evlenilmesi tavsiye edilmemektedirYine bu hususta, "Yabancılarla evlenin, yakınlarınızla evlenmeyin"(2) mealindeki hadis de bu hikmetleri nazara vermektedir


Bu meselede ehemmiyetli bir mahzur da, zamanla eşler arasında bir geçimsizlik olduğu takdirde, akrabalar arasında devam etmesi gereken manevî bağların zayıflamaya yüz tutmasıdır Hadis îmamlarından Deylemî'nin bir rivayetinde, akraba ile evliliğin sıla-i rahim

bağlarının kopmasına sebep olacağı bildirilmektedir


Bütün evliliklerde olduğu gibi bilhassa akraba ile olan bir evlilikte kan uyuşmazlığının tespit edilmesinin sıhhî bir tedbir olarak düşünülmesinde büyük fayda vardır


Başta da söylediğimiz gibi yakın akraba ile evlilikte esas itibariyle dinî bir yasaklama yoktur Sözü edilen sıhhî mahzurlar da muhakkak surette olacak diye bir durum da mevcut değildir Ancak, çocukta görülebilecek sakatlık ve benzeri hususlar, yabancı kadınla olan evliliğe nispetle akraba evliliklerinde belli bir ölçüde daha fazla müşahede edilmektedir

1 Terbiyetü'l-Evlâd, 1: 39; ihya, 2: 42

2 Kadı Beydâvî Gâyetü'l-Gusâ, 2: 721


Kaynak : Mehmet Paksu, Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla

Nişan Ve Nişanlılık Devresi

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nişan Ve Nişanlılık Devresi



[big] Nikah Sözü [/big]



İki veli, kendi aralarında, çocuklarımıza evlendirelim, diye sözleştiklerinde bu söz geçerli midir?


Söz verme, vaadleşme ayrı bir şey, evlendirme akdi ayrı bir şeydir Velinin, küçük çocuğunu ona sormadan evlendirme yetkisi vardır Böyle küçük bir çocuğu evlendiren veli, eğer çocuğun Babası, ya da dedesi ise, artık o çocuğun büyüyünce o nikâhı kabul etmemesi kısaca muhayyerliği de söz konusu değildir Evlendirenler başkaları ise, çocuklar büyüyünce muhayyer olurlar, istemezlerse bu evliliği kabul etmezler (Mavsilî NI/134)


Ama dediğimiz gibi, söz vermek, evlendirmek, demek değildir Nikâhın kendisine has şartları ve söz kalıpları vardır "Kızımı oğluna vereceğim Tamam, ben de alacağım" demek nikâh değil, vaadleşmedir Sözünden dönmek her ne kadar çirkin bir davranış ise de, hukuken bu bağlayıcı değildir Yani o zaman öyle demiştim ama, şu anda o fikrimden caydım, derse, hiçbirşey gerekmez ve o ana kadar da çocuklar nikâhlı olmuş olmazlar Ancak özellikle günümüz şartlarında bu kabil bir davranış, Islâmca övülecek ve hoş görülecek bir davranış olmaz Evlenme yaşının beklenmesi ve tarafların rızalarının alınması tavsiye olunur Aksi halde büyük mağduriyetler söz konusu olabilir


Kaynak: İslam Fıkıh Ansiklopedisi, Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla

Nişan Ve Nişanlılık Devresi

Eski 08-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nişan Ve Nişanlılık Devresi



[big]İki Bayram Arası Nikah[/big]


Halk arasında konuşulan bazı meseleler yarım ve yanlış anlaşılmıştır Bunlardan birisi de "İki bayram arasında düğün yapılmaz, nikâh kıyılmaz" düşüncesidir


Şartlar ve imkânlar hazır olduğu zaman senenin bütün gün ve saatlerinde düğün yapılabilir, evlenilebilir, nikâh kıyılabilir Yani nikâh için belli bir zaman ve vakit yoktur "Nikâh şu gün caiz olur, şu gün caiz olmaz" diye

bir şart yoktur


Bu meselenin aslına gelince, hâdise şudur: Bilindiği üzere, Ramazan ve Kurban gibi yıllık iki bayramımızın yanında bir de haftalık bayramımız vardır O da Cuma günü Yani Ramazan veya Kurban Bayramı Cuma gününe rast gelir, düğün de bugünlerde yapılırsa; bu arada nikâh kıyma ile meşgul olunur da Cuma namazına yetişememe gibi bir tehlike baş gösterirse o saat içinde nikâh kıymak caiz olmaz


Çünkü bu saat içinde nikâhla meşgul olmak farz-ı ayn olan bir ibâdetin terkine sebep olmaktadır Hayır yapalım derken, şerre sebebiyet verilmektedir


Fakat böyle bir sıkışıklığa meydan verilmeden Cuma namazından bir müddet önce veya namaz kılındıktan sonra nikâh kıyılırsa pekâlâ olur, bir mahzur da kalmaz


Zaten böyle bir hal de pek vuku bulmamaktadır"İki bayram arasında nikâh olmaz" sözünün bâtıl da olsa târihî bir geçmişi vardır Bilhassa bu inanç Islâmdan önceki Cahiliye Arapları arasında yaygındı Onlar Ramazan'dan sonra başlayan Şevval ayında evlenmeyi uğursuz sayar, düğünlerini başka bir tarihte yaparlardıHer Cahiliye âdetinde olduğu gibi, bu âdeti de bizzat Peygamber Efendimiz yıkmış, geçersiz kılmıştır Resul-i Ekrem Efendimiz Hz Âişe validemizle Şevval ayında nişanlanmış, üç sene sonra da yine Şevval ayında evlen-

miştir Böylece iki bayram arası olan Şevval ayında düğün yapmak ve nikâh kıymak sünnet

olmuştur(1)

1) Müslim, Nikâh: 73


Kaynak : Mehmet Paksu,Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla

Nişan Ve Nişanlılık Devresi

Eski 08-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nişan Ve Nişanlılık Devresi



[big]Düğünlerimiz Nasıl Olmalı[/big]


Aile yuvası, Müslümanın bir saadet merkezi, sırlarını gizlediği bir hane, kendisini pek çok günah ve kötülüklerden koruyan bir sığınaktır Bundan dolayı bu ocağın ilk kuruluş safhalarında dikkatli olmak, tam bir İslâmî şuur içinde hareket etmek büyük bir ehemmiyet taşımaktadır


Aile yuvası, bir binaya benzer Bir binanın temeli ne kadar sağlam olursa, o binanın hayatı o kadar devamlı ve uzun olur


Düğün merasimlerini İslâmın umumi haram ve helâl esasları çerçevesinde düşünmek gerekir Çünkü evlenecek kimselerin yaşadığı çevre şartlan, örf ve âdetler çeşitlidir Bunları teker teker tahlile tâbi tutup ayıklamak çok güç olacağından bu merasimlerde aranacak vasıf, İslama zıt olmamasıdır


Sünnette belirtildiğine göre, nikâhta aranan şartlardan birisi ilân edilmesidir Böyle; bir ilân meşru evlilikle gayr-i meşru münasebetleri birbirinden ayırır Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) "Bu evlenme işini ilân edin, halka duyurun"(1), buyurarak tavsiye etmiştir


Hangi erkeğin hangi kızla, kimin oğlunun kimin kızıyla evlendiğini çevreye duyuran vesileler ve evlilik merasimi olan düğünün açıktan, çevrenin geleneklerine göre İslâmî çerçevede kalmak kaydıyla birtakım eğlence ve şenliklerin yapılması bu "duyurma" işini gerçekleştiren şeylerdir


Zaten düğünler birer sevinç ve sürür günüdür O gün herkes sevinçlidir, neşelidir Bu sevinç, bazen birtakım eğlence ve oyunlarla süslenerek dile getirilir Fakat bu oyun ve eğlencelerdeki ölçü nasıl olmalıdır? Söylenecek türkü ve şarkılarda, oynanan oyunlarda mübahlık ve haramlık ölçüsü nedir?


Esas itibariyle, bizzat kendisi güzel olsa da, dinen yasak olan bir fiilin işlenmesine sebebiyet veren hareket, haramdır Makamla söylenen sözlerde, oyun ve eğlencelerde haram olan unsurlar bulunuyorsa ona göre hüküm alır


Hatta bunun içindir ki, sırf nikâhı ilân etmek maksadıyla davul, zurna ve boru gibi musikî âletlerinin düğünlerde çalınabileceğine cevaz verilmektedir Davul ve zurna bazı yerlerde olduğu gibi kahramanlık türküleri ve mehter marşlarının söylenmesine eşlik edince meşru çerçevede, kalmış bulunmaktadır İnsanın şehevî duygularına hitap etmediği için mubah sayılmaktadır Fakat bugünkü düğünlerde davul-zurnanın eşliğinde yapılan merasimlerde gayr-ı meşru unsurlar karıştığından, onlar da haliyle haram yolda kullanılmaktadır Bunun için de çalınmasına ruhsat verilmemektedir


Düğünlerde ve sair zamanlarda mûsikî eşliğinde oynanan oyunlara gelince, bunun da birtakım şartlan vardırBir kere çalınan âlet ve söylenen parçalar belli çerçevede kalmalıdır Bunun yanında oyun tutan kimseler yalan ve kötü sözler söylememeli, başkalarına gösterilmesi haram olan organlarını açmamalı, kadınlar kendilerine nâmahrem olan erkeklerin yanında oynamamalıdır Oyun esnasında bunlardan birisi olursa, o haram sınıfına girer

İmam Gazalî, düğün, bayram ve şenlik günlerinde erkeklerin kendi aralarında oyun tertip etmelerinde, raks etmelerinde bir mahzurun olmadığını kaydederek, ancak kadınların erkekler karşısında oynadığı oyunun haram olduğunu söyler


Bunun için düğünlerde kadınlar kendi aralarında, yabancı bir erkek olmadan oynayıp eğlenebilirler Aynı şekilde erkekler de meşru ölçüler çerçevesinde eğlenip oynayabilirler Bu şekilde oynamak mubah olduğu gibi, onları seyretmek de mubahtır Bütün bunlar tamamen ihtiyarîdir, kişinin arzu ve inisiyatifine bırakılmalıdır "Düğün sahibidir,yakınıdır" diye mecbur tutulmamalıdır


Düğünler, sünnetteki tavsiyelere uyularak, İslâmın nezahet ve temizliği çerçevesinde yapılırsa aynı zamanda güzel bir örnek olur Çünkü evlilik gibi ebedî bir hayat arkadaşlığının temeli, geçici, dünyevî heveslerin, çürük ve bâtıl âdetlerin üzerine kurulmamalıdır Buna hassasiyet gösterecek Müslümanların artması, aynı zamanda umûmî bir belâ gibi düğün merasimlerimize musallat olmuş örf, âdet ve millî geleneklerimize ters hareketlerden bizi milletçe kurtaracaktır


Unutulmamalıdır ki, güzel örneklerin artması nispetinde şikâyetçi olduğumuz kötülüklerin önü alınacaktır Yoksa hem şikâyetçi olup, hem de nefsimizi tesirinden kurtaramazsak,yanlışlıkların önü alınmaz

1)Buhari, Nikah, 48


Kaynak : Mehmet Paksu,Sorularla İslamiyet

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.