08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hayat Ve Ben...
Hayat ve Ben 
Otuzbeşime bastım geçen hafta 
İlk Yarı bitti: Hayat : 1   Ben : 0  
Ama belliydi böyle olacağı  Nicedir başlamıştı belirtiler : Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin  Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü 
Baktım lise fotoğrafları sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş  Seyahat ve aşk yerine  Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içerideki uçurtmanın ipini çekercesine  
"Bizim zamanımızda" diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde -Hayret! Daha dün değil miydi benimkisi?- Yıllar yılı dudak büktüğüm "Ölümden sonra hayat masalları"na kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye  
İple çektiğim haziranlara sırt çevirmişim  Yaşamın orta sahasına girmişim  İrkilmişim  
*
Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan  Biri "Daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla "asıl şimdi başlıyor hayat!  Bundan sonrası rahat!" Lakin, "Buydu işte görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki  "2 yarı geçer hızla / yaşlanırsın zamanla "
Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak, "Sahi oldu mu o kadar! Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler  35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoş geldin" pankartıyla karşılamadalar 
İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: Ancak ikinci yarıda anlaşılırmış tadı; hayatın  Kavganın  Aşkın  Bense şaşkın 
Devre arası bilançolarındayım: Son dönemde, kim bilir kaç eski anıyı yaralı ele geçirdim, belleğimin derinliklerinde?  Kim bilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken  Ve sustum vicdan sorgularında  Aksisedamla bile dertleşmedim Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli  Sanki hayat değil, Körfez krizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun 
Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun  Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık  Şaşırıp kalıyorsun  Oysa -herkes bilmezden gelse de- skoru belli oyunun 30'larında dedeni ve neneni kaybediyorsun, 40'larında anneni ve babanı  Ve 70'inde kendini 
*
Şimdi devre arası / yolun yarısı  Bu güne dek ancak tanıştık hayatla  Ben O'na kendimi tanıttım  O bana kendini  Göğsüme madalya gibi dizdim hatıralarımı  (Zaferlerim onlar benim  Olgunluğumun yapı taşları  ) Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı  Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım aşağı  Dönmesin diye başım  Ben istikballe arkadaşım 
*
Ne var ki yarım her şey  Hayat da yarım, sevdalar da  Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin  İhanetlerin hesabı sorulmadı  Nazım'ın dediği gibi "kopardım portakalı dalından/ama kabuğu soyulamadı/sevdalara doyulamadı  " "Doydum" diyen görmedim ki zaten ben  Hiç doyulmaz ki zaten  Lakin gel de zamana anlat bunu  Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin 
*
Baktım ki ikinci yarı kapıda  Ve hayatın ceza sahası yakın  Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını  Acılar, sancılar bir çekmecede, sevdalar diğerinde  Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve kederler  Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi  Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını  İlk yarı bilânçom o benim: Yangında ilk kurtarılacak  Kazada ilk açılacak  Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime  "Çok mutlu olmuş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler, ya da "Sebepsiz alçalmış  Bile bile vurmuş kendini dağlara  " Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikâyenin  Kalanı benimle gelecek  Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatıralarımı  Reyhanlar saklayacak sırlarımı  Skoru bir tek Ege'nin suları bilecek  Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir 
Hayat : 0   Ben : 1 
Can Dündar
|
|
|